Kişiliği ve pek çok şiiri ile ciddi tartışmalara konu olan Tevfik Fikret, edebiyatımızın çıkmaz sokağıdır. Bireysel bunalım, inanç eksikliği, kendine bir istikamet bulamama onun başlıca ruh hallerini yansıtan kavramlardır. Âşiyan Müzesi Tevfik Fikret’in evi olup şair öldükten sonra da üst düzey edebiyat müzesi haline gelir.
1. Evin planlarını kendisi çizer
Tevfik Fikret 1906’da iç ve dış mimarisini, tüm planlarını kendisinin düzenlediği bu evi inşa ettirir. Babasından kalan Aksaray’daki konağı satarak Farsça “Yuva” anlamına gelen Âşiyan adını verdiği bu evi düzenlemeye başlar. Ömrünün son 9 yılı burada geçer.
2. Baskı dönemlerine burada tanık olur
Fikret II. Abdülhamid döneminin baskı mekanizmalarına, İkinci Meşrutiyet ile beraber tazelenen umutlara, imparatorluğun sürüklenmelerine, dünya savaşına bu evde tanıklık eder. 19 Ağustos 1915’te de yaşama bu evde gözlerini yumar.
3. Şair ölünce ev müzeye dönüşür
1945 senesi, şairin Âşiyan (yuva) adını verdiği ev müzeye dönüştürülür. İstanbul Belediyesi’nin evi satın alması ve “Edebiyat-ı Cedide Müzesi” adını vermesiyle şairin takipçilerine evin kapısı açılır. Ölüm yıldönümlerinde de burada şairin anısını canlandırmak için törenler düzenlenirdi.
4. Mustafa Kemal Atatürk de Âşiyan’a gelir
Şairin ölümünün üçüncü yıldönümünde düzenlenen törene Filistin’deki ordunun komutanlığına atanan Mustafa Kemal de katılır. O günkü törene katılım gösteren yazar ve siyasetçi Ali Kâmi Akyüz de bu anma hakkında şunları söyler: “Burada her şey canlıydı ve köşe bucak her yer Fikret’i söylüyordu.”
5. Âşiyan’ın atmosferi de Fikret’i hatırlatır
Son yıllarını bu evde geçiren şair, evin planlarını çizerken kendi ruhundan da parçaları ortaya çıkarır. Âşiyan’ın genel havasına yönelik çoğunlukla aynı şeyler söylenir. O da; her yerde Fikret’in izlerinin olduğudur. Şairin ikinci ölüm yıldönümünde törene katılan İkdam gazetesi çalışanı Ali Naci Karacan izlenimlerini şöyle aktarır: “Âşiyan önünde sanki bir büyüye kapılmıştım, her yanda gizli bir sanat yaratışı, her köşede temiz bir heyecan eseri, bütün bu değişik şekillerin altında şairin güzelliklere tutkun olan ruhu görünüyordu.”
6. Hasan Âli Yücel, Âşiyan’ı muhafaza eder
Fikret’in ölümü üzerine geçen otuz yılda şairin eşi Nâzime Hanım, Âşiyan’ı korumak istese de maddi yokluklar buna engel olur. Bu nedenle Âşiyan satılma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Bunun üzerine Hasan Âli Yücel’in teşviki ve ilgisi sayesinde İstanbul Belediyesi evi satın alır ve Âşiyan 1945 yılında artık şairin müze evi konumundadır.
7. Müze bugün birden fazla şaire ev sahipliği yapıyor
Âşiyan bugün geçmişe göre daha çeşitli bir durumdadır. Bahçeli, ahşap ve 3 katlı olan müzenin zemin katı idari işleri yönetmek için ayrılmış durumda. İlk kat Edebiyat-ı Cedidecilerin özel eşyalarının ve fotoğraflarının sergilendiği bir kat halinde. Abdülhak Hamit’in kişisel eşyaları, çalışma masası, fotoğraflarının da yer aldığı bir Abdülhak Hamit Odası bulunuyor. Şairelerimizden Nigar Hanım’a ait eşyalar, fotoğraflar ise Nigar Hanım Odası’ndadır.
8. Müzenin ikinci katı Tevfik Fikret’e ayrılmış
3 katlı Âşiyan’ın ikinci katı Tevfik Fikret’e ayrılan bir alan. Şairin yatak ve çalışma odası burada sergilenir. Ayrıca Mihri Hanım tarafından şairin yüzünden alınan maskenin kopyası da burada ziyaretinize açık. Şehzade Abdülmecit Efendi’nin, Tevfik Fikret imzalı “Sis” şiirinden etkilenerek yaptığı Sis tablosu da burada yer alıyor.
9. Âşiyan’ın ulaşım ve iletişim bilgileri
Otobüs ve minibüslerle kolaylıkla gidebileceğiniz müze İstanbul Beşiktaş’ta, Âşiyan Yokuşu’nda yer alıyor. Mükemmel bir manzaraya da sahip olan müzeye giriş ücretsizdir. Saat 18.00’e kadar ziyaret edebilir, Âşiyan’ı kendinize yuva belleyebilirsiniz. Müzenin iletişim numarası: 0212 263 69 86.