Dünyada polisiye gerilim türünün en çok okunan yazarlarından biri olan Tess Gerritsen, 1953 yılında San Diego’da doğdu. Çin asıllı bir doktor olan yazar, ilk lisans eğitimini San Diego Üniversitesi Antropoloji bölümünde tamamladı. Daha sonra Kaliforniya Üniversitesi’nde tıp eğitimi aldı. Gerritsen, Hawaii’de doktorluk mesleğine başladıktan sonra asıl tutkusunun yazarlık olduğunu fark etti. Doğum iznine ayrıldığında Honolulu dergisine kısa bir hikayesini gönderdi. Gönderdiği hikâyenin birincilik ödülü kazanması onun motivasyon kaynağı oldu. İzinli olduğu dönemde ilk romanı olan “Gece Yarısından Sonra”yı çıkardı. İlk kitabıyla büyük bir başarı yakaladıktan sonra doktorluk mesleğini bırakarak kendini tamamen yazmaya adadı. Hasat isimli kitabıyla New York Times’ın çok satanlar listesine girdi. Bu kitap ona sadece kendi ülkesinde değil dünya çapında bir başarı kazandırdı. Çok satanlar listesini alt üst eden Tess Gerritsen kitapları otuzdan fazla dile tercüme edildi. Yazarın akıcı anlatımıyla bir solukta okuyacağınız kitaplarını daha yakından tanıyalım.
Konusu ve kurgusuyla bir solukta okuyabileceğiniz başka yazarlarla tanışmak istiyorsanız, sürükleyici kitaplar listemize göz atmanızı tavsiye ediyoruz!
1. Asla Arkana Bakma (Never Say Die – 1992)
Asla Arkana Bakma’nın ana karakteri Willy Jane Maitland, Vietnam Savaşı’nda büyük başarılar gösteren bir savaş pilotunun kızıdır. Ona babasının yirmi yıl önceki Vietnam Savaşı’nda bir uçak kazası sonucu öldüğü söylenmiştir. Fakat aradan uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen babasının ölmemiş olabileceği ihmali doğrultusunda büyük bir araştırma yapmaya başlar. Onun gerçeğe ulaşmasını istemeyenler Willy’nin araştırmalarını engellemeye çalışır. Bu sırada gizem dolu ve yakışıklı Guy Barnard ile tesadüf eseri tanışır. Peki Willy, Guy’a güvenebilecek midir? Bu romanın Tess Gerritsen kitapları arasında özel bir yeri bulunuyor. Yazar gerilimi romantizmle buluştururken savaşın dile getirilmeyen yönlerini de açığa çıkarıyor.
2. Masumiyet İçin Savaş (Presumed Guilty – 1993)
Masumiyet İçin Savaş, gizemli bir ölüm, vahşi bir katil ve masum bir kadının hikayesini anlatıyor. Ana karakter Miranda Wood evine döndüğünde, ayrılmak istediği sevgilisini odasında ölü olarak bulur. Cesedi ilk o bulduğu için hem tanık hem de en büyük şüpheli durumundadır. Miranda Wood’un kimliği bilinmeyen bir kişi tarafından kefaret bedeli ödendiğinde dikkatler daha fazla masum kadının üzerine yoğunlaşır. Masumiyetini ispatlamaya çalıştıkça kendini daha zor bir durumunun içine düşürür. Miranda gerçek katil için büyük bir tehlikedir. Bu yüzden onun da ortadan kaldırılması gerekiyordur. Ve bir gün Miranda katil tarafından takip edildiğini fark eder. Tess Geritten bu romanında masumiyet için verilen mücadeleyi akıcı bir anlatımla okurlarına sunuyor.
3. Hasat (Harvest – 1996)
Tess Gerritsen’i dünyaya tanıtan Hasat, okurlarını gerilimin ve korkunun doruklarında dolaştırır. Ana karakter Abby DiMatteo küçük bir yerleşim yerinde yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Hayatın tüm zorluklarına rağmen Abby tıp fakültesini bitirerek hekim olmayı başarır. Ülkenin en seçkin hekimlerinin olduğu Boston Bayside Hastanesi’nde yeni görevine başlar. Abby hayalindeki mesleğe kavuştuğu için çok mutludur. Fakat hastanede yaşanan adaletsizlikler onun tüm mutluluğunu bozar. Organ nakli için sıraya giren hastalar umutsuzca beklerken, hastaneye gelen organlar zengin insanlara nakledilir. Gerritsen, Abby karakteri üzerinden organ ticaretine gönderme yaparken insanlığın ders çıkarması gereken önemli noktalara parmak basmaktadır.
4. Aşk Ölümden Uyanıştır (Keeper of the Bride- 1996)
Gerritsen, Aşk Ölümden Uyanıştır isimli romanıyla aksiyon, gerilim ve romantizmi bir arada sunuyor. Ana karakter Nina, evleneceği insan tarafından düğün günü terk edilir. Nina henüz bu şoku atlatamamışken büyük bir patlamanın ortasında kalır ve son anda kurtulur. Peki Nina’nın yaşadıkları tesadüften ibaret midir? Yoksa üst üste yaşadığı bu zorlukların ardında kimsenin bilmediği sırlar mı vardır? Dedektif Sam Navarro işte tam da bu soruların cevabını bulmak için hikâyeye dahil olur. Zekice bir kurgudan oluşan bu kitap, polisiye gerilim türü severlerin bütün beklentisini karşılıyor.
5. Yörünge (Gravity – 1999)
Yörünge, Tess Gerritsen kitapları arasında kötü adamların olmadığı nadir romanlardan biri. Bu hikâyede kötü adamlardan ziyade kahraman insanlar var. Doktor Emma Watson, başarılı bir araştırmacıdır. Uzun zamandır hayalini kurduğu bir deney üzerine çalışma fırsatı yakalar. Deneyin gerçekleşmesi için uzay yolculuğuna çıkması gerekir. Bu nedenle Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderilir. Ancak ne yazık ki işler Emma Watson’un hayal ettiği gibi gitmez. Birtakım aksaklılar sonucu deney herkes için tehlikeli olan bir biyolojik savaşa dönüşür. Emma Watson’u hem uzayda hem de dünyada çok çetin geçecek bir mücadele beklemektedir.
6. Cerrah (The Surgeon – 2001)
Tıbbi gerilim türündeki Hasat’ın eleştirmenlerden tam not alması, Tess Gerritsen’i kitap serisi yazma konusunda cesaretlendirmişti. Yine tıbbi gerilim konusunda Rizzoli – Isles adını taşıyan bir kitap serisi yazmaya karar verdi. Bu serinin ilk kitabı olan Cerrah, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de uzun bir süre çok satanlar listesinde kaldı. Seriye ismini veren Jane Rizzoli, bir kadın olarak erkek egemen dünyada kendini var etmeye çalışan otuzlu yaşlarının başında işini seven bir dedektiftir. Roman, dedektif Rizzoli’nin Cerrah takma adlı seri katilin peşine düşmesini konu edinir. Gerritsen gerçek hayatta bir doktor olmanın avantajıyla insan bedeni ve psikolojisini en ince ayrıntısına kadar tarif eder. Polisiye türü kitaplardan beklentiniz gerilimin sürekli tırmanmasıysa Rita ödüllü Cerrah; zekice kurgusu, gerçekçi karakterleri ve sürükleyici diyaloglarıyla tam size göre!
7. Çırak (The Apprentice – 2002)
Cerrah’ın devamı niteliğinde olan Çırak’ta serinin ikinci önemli karakteri Dr. Maure Isles hikâyeye dahil oluyor. Isles etkileyici kişiliğiyle yazarın gerçek hayattaki doktor kimliğini temsil ediyor. Rizzoli ve Isles arasındaki mükemmel uyum bu serinin 12 kitap boyunca devam etmesine yol açıyor. Tıpkı Cerrah’ta olduğu gibi serinin bu kitabında da kadınlara işkence yapan bir seri katil bulunuyor. Yeni seri katilin yöntemleri Cerrah’ın işkence yöntemlerine çok benzemektedir. Yoksa Cerrah ardında bir çırak mı bırakmıştır? Özellikle Çırak’ın yayınlanmasının ardından Rizzoli Isles serisi o kadar büyük bir başarı kazanıyor ki bu seriden yola çıkarak 7 sezona ulaşan bir televizyon dizisi yapılıyor. Kitapla dizi arasında büyük farklılıklar olsa da bu durum serinin başarısını ortaya koyuyor.
8. Günahkâr (The Sinner – 2003)
Rizzoli Isles macerasında cinayetlerin adresi bu sefer Boston’da bir manastırdır. Dış dünyaya kapalı duvarlar ardında rahibe Camille öldürülmüş, rahibe Ursula ise ağır yaralı halde bulunmuştur. Bu sırada devreye dedektif Rizzoli ve doktor Isles girer. Rahibelere bunu yapan kişinin manastıra nasıl girdiği sorusu akılları kurcalamaya başlar. Isles, rahibe Camilla’nın otopsisini yaparken herkesi şaşırtan bir bilgiye ulaşılır. Bu arada Rizzoli cinayet soruşturmasına devam ederken başka bir kadın cesedi daha bulunur. Bu cinayetin manastırda işlenen cinayetle bağlantılı olduğu ortaya çıkar. Dedektif Rizzoli ve doktor Isles katilin peşine düşerken her ikisi de özel hayatlarında önemli kararlar almak zorunda kalır. Okur serinin üçüncü romanında Doktor Isles’ı daha yakından tanıma fırsatı bulur.
9. İkiz Bedenler (Body Double – 2004)
Paris’teki bir iş gezisinden Boston’a dönen Maura Isles, eve döndüğünde evinde olay yeri inceleme ekiplerini bulur. Isles, Rizzoli ve ortağı Barry Frost’u orada görünce şaşırır. Yerde bir ceset yatıyordur. Tek kurşunla öldürülen kadın Isles’e müthiş benzemektedir. Cesete yapılan DNA testi şaşırtıcı gerçeği açığa çıkarır. Öldürülen kadın Isles’ın ikiz kardeşidir. Bu gizemli cinayet, geçmişin sırlarını ortaya çıkaran gerilim dolu bir soruşturmayı başlatır. Isles, şok eden gerçeği kabul etmeye çalışırken hiç tanımadığı annesine ulaşır. Serinin dördüncü kitabı olan İkiz Bedenler, iki ayrı olay örgüsü üzerinden ilerliyor. Gerritsen’in iki olayı birbirine kusursuz bir şekilde bağlaması okuyucuyu sayfaların içine çekiyor.
10. Siliniş (Vanish – 2005)
Rizzoli Isles serisinin beşinci kitabı olan Siliniş’in farklı yayınevinden çıkan yeni baskıları Rehine ismiyle yayınlandı. İki farklı yayınevinden iki farklı isimle çıkan bu kitap 2006 yılında Edwards ve Macavity ödüllerine aday gösterildi. Kitap, kimliği belirsiz bir kadının öldü sanılarak hastaneye getirilmesiyle başlar. Adli tabip Isles, ceset torbasını açtığında kadının yaşadığını görerek dehşete düşer. Morgda gözlerini açan kadın hastanenin güvenlik görevlisini öldürüp 6 kişiyi de rehin alır. Rehinelerin arasında dedektif Jane Rizzoli’de vardır. Peki bu gizemli kadın kimdir? Siliniş’in Tess Gerritsen kitapları arasında yeri çok ayrı. Okur bu romanda Rizzoli Isles serisinin yeni karakterleriyle tanışma fırsatı buluyor.
11. Ruh Koleksiyoncusu (The Keepsake – 2008)
Serinin yedinci kitabı olan Ruh Koleksiyoncusu’nda Rizzoli ve Isles’in yolları bu sefer Boston’da bir müzede kesişir. Müzenin bodrumunda bir mumya keşfedilmiştir. Ancak mumyanın tomografi taramasında 2000 yıl öncesine ait olamayacak bir cisim görülür. Mumya’dan bir kurşun çıkmıştır. Kahramanlar, katili yakalayamazlarsa bu akıl almaz cinayetlerin sonu gelmeyecektir. Ruh Koleksiyoncusunda bilimsel ayrıntılar muhteşem bir kurguyla okurla buluşuyor. Diğer Tess Gerritsen kitapları gibi Ruh Koleksiyoncusu’nu da elinizden bırakamayacaksınız!
12. Bir Sırrım Var (I Know A Secret – 2018)
Tess Gerritsen kitapları arasında belki de en iyisi olan Bir Sırrım Var, Rizzoli Isles serisinin on ikinci ve son romanıdır. Macera, film yapımcısı bir kadınla genç bir muhasebecinin cesedinin bulunmasıyla başlar. İki cinayet arasında bağlantı olduğunu gösteren hiçbir kanıt olmasa da Rizzoli ve Isles bu iki cinayetin birbirine bağlı olabileceğini düşünür. Daha sonra hummalı bir araştırmaya girişirler. Soruşturma esnasında uzun yıllar saklı kalmış bir sır açığa çıkar. Bu sır başka insanların da hayatını tehdit etmektedir. Peki Rizzoli ve Isles katili köşeye sıkıştırabilecek midir?
13. Gece Gelen (The Shape of Night – 2019)
Gece Gelen, Tess Gerritsen kitapları arasında romantik gerilim türünün en güzel örneklerinden biri. Kitabın ana karakteri Boston’da yaşayan yemek kitabı yazarı Ava’dır. Ava’nın yaşadığı trajik bir olay onu ıssız bir kasabaya sürükler. Ava bu küçük sahil kasabasında kiraladığı malikanede hem kitaplarını yazabilecek hem de geçmişte yaşadığı trajik olayı unutabilecektir. Fakat hiçbir şey Ava’nın planladığı gibi olmaz. Malikane’de kendinden başka biri daha yaşamaktadır! Sadece geceleri ortaya çıkan bu kişi Ava’nın akıl sağlığını sorgulamasına yol açsa da onun gelmesini sabırsızlıkla beklemektedir.