İstihbarat faaliyetleri, insanlar toplum halinde yaşamaya başladıktan hemen sonra ortaya çıkmıştı. Çünkü doğru istihbarat hem savaşın kazanılmasını hem de barışın devam etmesini sağlıyordu. Bunun farkında olan Osmanlı İmparatorluğu da istihbarat faaliyetlerine çok önem veriyordu. I. Dünya Savaşı ve öncesinde Osmanlı Devleti’ne karşı pek çok casusluk faaliyeti yürütülmekteydi. Hal böyle olunca, imparatorluk da kendi bünyesinde güçlü bir istihbarat teşkilatına ihtiyaç duymuştu. Bunun sonucunda, 1913 yılında Enver Paşa tarafından Teşkilat-ı Mahsusa kuruldu. Sizler için Teşkilat-ı Mahsusa hakkında bilmeniz gerekenleri bu listede bir araya getirdik.
Teşkilat-ı Mahsusa nedir?
İttihat ve Terakki Cemiyeti bünyesinde Enver Paşa’ya bağlı olarak örgütlenen Teşkilat-ı Mahsusa, 1913 yıllarında arasında yurt içinde ve yurt dışında karşı istihbarat, örgütlenme ve propaganda eylemlerinde bulunmak için kurulmuştur. Teşkilât-ı Mahsusa’nın Irak ve Mısır’da İngilizlere, Batı Trakya’da Yunan ve Bulgarlara ve Trablusgarp’ta İtalyanlara karşı direniş örgütleme faaliyetleri belgelenmiştir. Şahitlerin verdikleri ifadelere göre, teşkilat 1911 yılından beri etkin olmuş, fakat 1913 yılında resmi olarak kurulmuştur. 8 Ekim 1918 tarihinde İttihat ve Terakkî hükûmeti iktidardan ayrıldıktan sonra Teşkilat-ı Mahsusa’nın hizmetlerine ihtiyaç duyulmamış ve kapatılmıştır.
Teşkilat-ı Mahsusa’yı kim kurdu?
Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurucusu Enver Paşa’dır. Teşkilat-ı Mahsusa’ya adını veren kişi Miralay Rasim Bey’dir. Teşkilat-ı Mahsusa, Enver Paşa ile Süleyman Askeri’nin idaresinde olan ve İttihat Terakki’nin Batı Trakya ile ilgili verdiği kararları yerine getirmekle sorumlu bir örgütün zamanla büyüyüp gelişmesi ile oluşmuştur. Bu örgütte; Salim Sami Kuşçubaşı, Hüsrev Sami, Eşref ve Çerkez Reşit de bulunmuştur. Peki Enver Paşa kimdir?
Enver Paşa 1880 yılında İstanbul’da doğdu. 1902 yılında Harbiye’yi bitirdikten sonra 3. Ordu’da görev aldı. Manastır’da İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girdi. 1908 ayaklanmasında yaptığı liderlikten dolayı ün yaptı. II. Meşrutiyet ilan edildikten sonra merkez komitesi üyesi olarak görev yaptı. Balkanlar ve Libya’da savaşmıştı. 1914 yılında Harbiye Nazırı oldu. 1915 yılında Sarıkamış’ta Ruslara karşı verdiği meydan savaşında başarısız oldu. 1918 yılında Osmanlı I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkınca, bazı ittihatçı liderler ile birlikte yurt dışına firar etti. Enver Paşa, Türkistan’da Bolşeviklerle savaşırken hayatını kaybetti.
Enver Paşa okul zamanlarında arkadaşları tarafından dürüst, çalışkan, sözünün eri ve ciddi biri olarak tanımlanırken, öğretmenleri onun hakkında çekingen ve gelecek vadetmeyen bir öğrenci demiştir. İsmet İnönü’ye göre Enver Paşa; az konuşan, ahlaklı, kahraman ve fedakar biridir. Atatürk ise Enver Paşa hakkında zamanının en kuvvetli adamı demiştir.
İlginizi çekebilir:
Teşkilat-ı Mahsusa neden kuruldu? Amaçları nelerdi?
Osmanlı Devleti günden güne zayıflamaya başladıktan sonra ülkedeki yabancı casus sayısı artmış ve devletin istihbaratı yetersiz hale gelmişti. Hal böyle olunca; örgütlenme, karşı istihbarat ve propaganda faaliyetleri yürütebilecek bir istihbarat teşkilatına ihtiyaç duyuldu. Bunun sonucunda ise 1913 ve 1918 yılları arasında hizmet veren Teşkilat-ı Mahsusa kuruldu.
Teşkilatı Mahsusa’nın politikaları açık bir şekilde tanımlanamamıştır. Teşkilat geleneksel Osmanlıcılık fikrine sadık gibi görünmekteydi, ancak Pantürkizm ve Panislamizm fikirlerine bağlıydı. Teşkilat 1914 yılının Ağustos ayında yeniden örgütlenip genişlediği vakitte Fransa, İngiltere ve Rusya’ya karşı faaliyetler yürüttü. Teşkilatın casusları bu devletlerin kontrolünde olan bölgelerde birbirinden farklı ideolojik çağrılar yapmıştır. I. Dünya Savaşı’nda teşkilatın çeşitli faaliyetler yürütmesi amaçlanmıştı. Bu faaliyetler şunlardır:
- İmparatorluğun içinde varlığını sürdüren milliyetçi ve ayrılıkçı grupların düşmanla olan ilişkisini kesmek.
- İmparatorluğun varlığını tehdit eden faaliyetlere karşı mücadele etmek.
- Teşkilatın casuslarını Osmanlı Devleti’nin işgale uğramasının mümkün olduğu bölgelerle birlikte Fransız ve İngiliz sömürgelerine yerleştirmek.
- Rusya’da yaşayan Müslüman Türkleri ayaklandırmak ve Rusların Ermeniler ile yaptığı işbirliğini önlemek.
- Çeşitli bölgelerde askeri faaliyetler gerçekleştirmek.
Teşkilatın iki para kaynağı vardı: Bunlardan ilki, 1. Harbiye Nezareti’nin gizli tutulan bütçesinden verilen paralardı. İkincisi ise Alman askeri misyonunun İstanbul’a gönderdiği altın aktarımıydı.
Teşkilat-ı Mahsusa’nın üyeleri kimlerdir?
Teşkilatın en güçlü olduğu dönemde yaklaşık olarak 30 bin üyesi olduğu düşünülüyor. Teşkilatın önde gelen isimleri şunlardır:
Enver Paşa, Süleyman Askeri Bey, Mithat Şükrü Bleda, Ohrili Eyüb Sabri, Eşref Sencer Kuşçubaşı, Zenci Musa, Fuat Balkan, Teğmen Hilmi Musallimi, Yakub Cemil, Dr. Bahattin Şakir, Sadık Bey, Çerkes Reşit Bey, Ahmet Fuat Bulca, İsmail Canbulat, Piyade Subayı Rasuhi Bey, İbn ür-Reşit, Nuri Killigil, Nuri Conker, Rauf Orbay, Filibeli Hilmi Bey ve Şerif Burgiba.
Kaynak: 1