Sanayi devriminden bu yana günümüz teknolojine yön veren sayısız keşif yapıldı. Bunların bir kısmı yıllar süren çalışmalarla bir kısmı ise ani kazalar sonucu icat edildi. Yalnızca pratik bir zekanın ürünü olabilecek icatlar hayatımızı kolaylaştırdı. Örneğin geçtiğimiz Temmuz ayında tesadüf eseri metal yiyen bakteriler bulundu. Bilim insanları yaklaşık yüz yıldır bu bakterilerin varlığını kanıtlamak için çalışmalar gerçekleştiriyordu. Geçen yaz California Teknoloji Enstitüsü’nden Dr. Jared Leadbetter, tebeşire benzer bir manganez türüyle deney yapıyordu. Bu sırada deney kaplarından birine manganez bulaşmıştı. Dr. Leadbetter manganezin çözünmesi için kabın içine su doldurdu. Döndüğünde kabın koyu bir maddeyle kaplandığını gördü. Birtakım testlerin ardından buna musluk suyunun içinde bulunan metal yiyen bakterilerin sebep olduğunu anladı. Elbette tesadüf eseri keşfedilen tek icat bu değil. Penisilinden tatlandırıcıya, post-it kağıdından kırılmaz cama kadar hayatımızı kolaylaştıran pek çok şey tesadüf eseri keşfedildi. İşte bu icatlardan bazıları.
1. Teflon
Teflon herkesin yakından tanıdığı, başta mutfak olmak üzere çoğu yerde kullanılan ısıya dayanıklı bir plastiktir. 1938 yılında Amerikalı bir kimyager Dr. Roy J. Plunkett, soğutucu madde üretiminde kullandığı hammaddenin arta kalanını çelik bir tüpe doldurdu. Ertesi gün üretime devam etmek için tüpün vanasını açtığında tüpten hiç gaz çıkmadı. Plunkett, tüpün ağırlığının azalmadığını fark etti. Yani hammadde hala içerideydi ama gaz dışarı çıkmıyordu. Tehlikeli olmasına rağmen vanayı tamamen çıkararak tüpü ters çevirdi. Tüpten gaz yerine beyaz bir toz dışarı çıktı. Bu toz ele yapışmayan, kaygan ve ısıya dayanıklı bir maddeydi. Plunkett, gaz halinde bıraktığı hammaddenin polimerleşerek plastik maddeye dönüştüğünü hemen anladı. Peki, çok sonra teflon adı verilen bu madde ne işe yarayabilirdi? İlk bulunduğu dönemde atom bombasının yapımından uzay çalışmalarına kadar pek çok alanda kullanıldı. Stratejik alanlarda kullanıldığı için patent alınana kadar teflonun icadı sır gibi saklandı. Hikâyenin buradan sonrası biraz daha ilginçleşmeye başlıyor. 1956 yılına gelindiğinde Fransa’da alüminyum tavalar teflon ile kaplanıp “yapışmaz” sloganıyla satılmaya başlandı. Sonra ise teflon ve alüminyum kelimelerinden oluşan TEFAL markası kuruldu. Markanın kurulmasıyla teflon tavalar neredeyse her evin mutfağına girmeyi başardı.
2. Slinky (Oyuncak yay)
Slinky hepimizin aşina olduğu rengarenk yaylardan yapılan bir oyuncak. 1943 yılında mühendis Richard James, gemi ekipmanlarının deniz üstünde kırılmasını önlemek için yay tasarlamakla görevlendirildi. Çalışması boyunca pek çok yay üretmişti. Bir gün bu yaylardan bazı örnekleri raftan indirmek istedi. Bu sırada yaylardan biri yere düşmüştü. James, bu yayın aşağıya doğru adeta yürüyerek inmesini hayretler içinde izledi. James eşiyle birlikte bu buluşu yenilikçi bir oyuncağa çevirmek istedi. 1945 yılında borç aldıkları parayla slinkynin unutulmaz olan reklam filmini çektiler. 20. yüzyılın sonuna gelindiğinde slinky tam 250 milyon adet satmıştı. Günümüzde her yaştan insan hala bu oyuncakla oynamaya devam ediyor.
3. Penisilin
Birçok hastalığın tedavisinde kullanılan penisilin, dünyanın ilk antibiyotiği olarak biliniyor. Ölüm oranlarını kayda değer bir şekilde azaltarak tıp alanında çığır açan bu icat tamamen tesadüfi bir şekilde ortaya çıktı. 1928 yılında Londra’da bir hastanede görev yapan Dr. Alexander Fleming, laboratuvarının güneş görmeyen bir alanına kültür kaplarını bırakarak tatile çıkmıştı. Yaklaşık bir aylık tatilinin ardından laboratuvarına döndüğünde, kaplardan birinde bakterilerin çoğalmadığını gördü. Küflenen kapların içindeki bir madde bakteri oluşumunu önlemişti. Daha sonra yapılan deneylerle Fleming ve arkadaşları bunun bakterileri öldüren bir madde olduğunu keşfetti. Keşfin hemen ardından maddeye penicilin ismi verildi. 1945 yılına gelindiğinde ise dünyanın ilk antibiyotiğini keşfeden bu üç bilim insanına Nobel ödülü verildi.
4. Yapay tatlandırıcı Sakarin
Sakarin 1879 yılında Constantin Fahlberg isimli bir eczacı tarafından keşfedildi. Fahlberg ve arkadaşı Ira Remsen, maden kömüründe bulanan katran üzerine araştırmalar yapıyordu. Fahlberg, merakına yenik düşerek bu maddenin tadına bakmak istedi. Katranın üzerinde bulunan kimyasalın tatlandırıcı bir etkisi vardı. Bu kimyasalın ticari potansiyelini gören Fahlberg, hızlı bir şekilde patent alarak ürünü Saccarin adı altında piyasaya sürdü. Herhangi bir besin değeri taşımayan sakarin, kilo almaktan çekinen insanların sıkça tercih etti bir ürün oldu. Ancak sakarinin keşfedilme hikayesinin ardında kömür katranı bulunuyor. Bu nedenle yıllardır tatlandırıcıların kanserojen olup olmadığı tartışılıyor.
5. Popsicle (Buz parmak)
Kalifoniya’da yaşayan 11 yaşındaki Frank Epperson, soda, su ve tatlandırıcıdan oluşan bir karışımı evinin bahçesine bıraktı. Bahçede unuttuğu dolu bardağın içinde karıştırma çubuğu da kalmıştı. O gece sıcaklık 0 derecenin altına düştü. Ertesi sabah Epperson karışımını donmuş olarak buldu. Tattığında ise harika bir lezzetle karşılaştı. O günden tam 20 yıl sonra Epperson bu karışımın pantentini alarak dondurmayı popsicle adıyla pazarlamaya başladı. Yani hepimizin bayıldığı buz parmak 11 yaşındaki bir çocuk tarafından icat edildi.
6. Güvenli cam
Édouard Bénédictus isimli Fransız bir kimyager, raftan deney tüpü almak isterken cam tüpü laboratuvar zeminine düşürdü. Tüp kırılmıştı fakat cam parçaları etrafa dağılmadan tek parça halinde kaldı. Bénédictus, deney tüpünü incelediğinde camın içinde esnek bir film şeridini andıran parçayı gördü. Merakını gidermek için film şeridin içindeki parçanın ne olduğunu araştırmaya başladı. Parçanın içinde selüloz nitrat kalıntılarının olduğunu keşfetti. Bénédictus daha sonra iki camın arasına selüloz nitrat yerleştirerek üç katlı camı tüm dünyaya tanıttı. Bu güvenli cam ilk olarak I. Dünya Savaşı sırasında gaz maskelerinde kullanıldı. Daha sonra arabaların ön camlarında sonra ise bütün cam ürünlerde kullanılmaya başlandı. Böylece cam ürünlerdeki potansiyel tehlikenin önüne geçildi.
7. Mısır gevreği
Keşfedildiği günden beri sabah kahvaltılarının vazgeçilmezi olan mısır gevreği, 1894 yılında John Harvey Kellogg ve kardeşi Will Keith Kellogg tarafından yanlışlıkla bulundu. İki kardeş Michigan’daki Battle Creek Sanitarium’unda çalışıyordu. Hastaların daha sağlıklı beslenmesini istedikleri için gıdalar üzerine çeşitli deneyler yapmaya başladılar. 1894 yılında haşlanmış buğdaydan hamur yapma fikri, iki kardeşi çok heyecanlandırmıştı. Hamur yapmayı başardılar ancak elde ettikleri hamuru çok uzun süre kuramaya bırakmışlardı. Hamurun açılma zamanı geldiğinde, kurumuş buğdayların parçalandığını gördüler. Dökülen parçaların tadını merak ettikleri için hamur parçalarını fırında pişirmeye karar verdiler. Üretilen tahıl son derece lezzetli ve sağlıklı görünüyordu. Daha sonra bu gıdayı buğday yerine mısırla yapmaya karar verdiler. 1896 yılında ise mısır gevreğinin patentini alarak tüm dünyaya pazarlamaya başladılar.
8. Post-it
Ofiste, evde, okulda her yerde kullandığımız post-it’ler 1968 yılında 3M firmasının mühendisleri tarafından yanlışla icat edildi. Dr. Spencer Silver ve ekibi dünyanın en kaliteli yapıştırıcı maddesini bulmak için çalışmalar yürütüyordu. Ancak mühendisler, süper güçlü yapıştırıcı keşfetmek isterken kolaylıkla çıkarılıp tekrar farklı yerlere yapışabilen benzersiz bir yapışkan buldular. Süper güçlü yapışkan projesi başarısız olmuştu. Ancak bu yeni yapışkan madde pratik bir uygulamaya dönüştürülebilirdi. Silver’ın ekip arkadaşı Art Fry, ofislerde iğne, ataç, raptiye ve bantlarla yapıştırılan not kağıtlarına bu yapışkanların uygulanabileceği fikrini ileri sürdü. Böylece ofis iletişiminde yeni bir yol keşfedilmiş oldu. Yanlışlıkla bulunan post-it’ler, bugün Avrupa ve Amerika’nın en çok satan ofis ürünüdür.
9. Silly Putty (Zıp zıp hamur)
Çocukken oynamaya doyamadığımız silly putty, Türkiye’de zıp zıp hamur olarak biliniyor. Bu eğlenceli hamurun icat edilme hikayesi bir hayli ilginç. II. Dünya Savaşı’nda Japonya, dünyaya kauçuk ihraç eden ülkeleri tek tek işgal etmeye başladı. Kauçuk; ulaşım araçları, askeri ekipmanlar ve gaz maskeleri gibi pek çok stratejik ürünün imalatında kullanılan bir hammaddeydi. Japonya’nın bu ülkeleri işgal etmesi nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri’nde kauçuk karneye bağlandı. Hükümet sentetik kauçuk üretilmesi için ülke genelinde tüm araştırmaları destekleme kararı aldı. Kauçuk üretme çalışmalarına katılan James Wright isimli bir araştırmacı, yanlışlıkla o zaman adı dahi olmayan silly putty’i üretmişti. Ancak silly putty, kauçuğun yerini alabilecek özelliklere sahip olmadığı için kaderine terk edildi. Hamurun pratik bir kullanımı olmadığı için ilk başta bu icatla ne yapılacağını kimse bilemedi. Ardından Peter Hodgson, hamurları küçük plastik kapların içine koyarak bunları silly putty adıyla oyuncak mağazalarına satmaya başladı. Silly putty, başarılı bir pazarlama stratejisi sayesinde dünya çapında en çok satılan oyuncaklar arasına girmişti.