Adına uçak dediğimiz şeyin havada kalmasını sağlayan en temel ekipman kanatlardır. Kanadın üst kısmında daha uzun yol aldığı için düşen hava basıncına karşılık, kanadın alt kısmında yüksek hava basıncı mevcuttur ve yüksek basınçtan alçak basınca doğru hareketle uçağın havada tutunması sağlanır. Aynı zamanda hareket yüzeylerinin bir kısmı da uçak kanatlarının üzerindedir.
Yani, bir uçağı kanatsız uçurmak, bir gemiyi su olmadan yüzdürmek kadar imkansız duruyor. Aslına bakarsanız gerçekten de imkansız sayılır. Her türlü acil durum senaryosuna göre üretilen uçaklar ve hep en kötüyse mücadele etmek üzerine eğitilmiş pilotlar, “kanat kopması” gibi bir problem karşısında çaresizdir. Denklem basittir, kanat koparsa, uçak düşer! Yani, en azından herkes öyle biliyordu…
Ama bazen bu aerodinamik harikası aletler, beklenenin ötesinde işler ortaya çıkartabiliyor. Bugün bahsedeceğim olayda olduğu gibi…
Uçmak konusunda iyi, düşürmek konusunda daha da iyi…
Öncelikle olayın kahramanı olan F-15’e biraz daha yakından göz atalım. Dördüncü jenerasyon bir savaş jetidir. Avcı uçakları arasında en popüler olanlarından biridir ve bir çok defa üstünlüğünü kanıtlamıştır. 1976 yılından bu yana aktif kullanımdadır. Yüksek manevra yeteneğinin yanında, çift motoru sayesinde ivmelenme konusunda da üstün bir savaş jetidir.
Sıradan bir eğitim uçuşuydu
1 Mayıs 1983 tarihinde, İsrail Hava Kuvvetleri’ne ait bir F-15D ve A-4 Skyhawk rutin bir eğitim uçuşu için havalandı. Çalışma sahaları Negev Çölü idi. Uçsuz bucaksız çöl semalarında eğitim uçuşuna başlayan bu iki uçağın ahenk içindeki dansı biraz tatsız bitecekti.
Bir uçağın başına gelebilecek en kötü şey; havada çarpışma!
Eğitim uçuşu sırasında bir şeyler ters gitmiş ve F-15 ile A-4 Skyhawk havada çarpışmıştı. Bu, havadaki bir uçağın başına gelebilecek en kötü şeylerden biriydi. Çarpışma sonucunda iki uçak da ağır hasar aldı. A-4 Skyhawk pilotları derhal fırlatma koltuğu ile uçaktan ayrıldılar. Skyhawk kısa bir süre sonra düştü. Ancak F-15 için mücadele yeni başlıyordu.
Artık bir kanadı yok!
Çarpışmadan sonra F-15’in sağ kanadı neredeyse tamamen kopmuştu. Artık ya sağlam kalan sol kanat, yatay sabitleyici ve sorunsuz çalışmaya devam eden iki motoru ile uçmaya devam edecek ya da düşecekti.
F-15 ile savaşmak
F-15 ile savaşmak bir çok pilotun istemeyeceği bir durumdur. O gün F-15’i uçuran Ziv Nedivi ve Yehoar Gal isimli pilotlar içinse bu durum biraz farklı işliyordu. Onlar bir F-15 pilotuydu ama yine de F-15 ile savaşmak durumunda kaldılar. Bu kez uçağı uçurmak için savaşıyorlardı…
Uçağı uçur!
Acil durumda ilk kural bellidir; uçağı uçur. Çarpışma sonrasında spin atarak düşmeye başlayan F-15’in kaderi de kazaya karışan diğer uçak olan A-4 Skyhawk gibi olabilirdi, eğer pilotlar uçaktan ayrılmayı tercih etseydi. Ama onlar mücadele etmeyi seçti ve önce spin atarak düşmekte olan uçağı toparladılar.
Performans da bir güvenlik unsurudur!
Uçağın tekrar dengesini sağlamakta en büyük yardımcıları, F-15’in güç delisi iki jet motoruydu. Pilotlar sağlam kalan kanadın oluşturduğu kaldırma kuvveti (nasıl dengeledikleri konusunda hala kafalar karışık) ve güçlü motorun itici etkisiyle uçağı uçuyordu.
O artık bir uçak değil, roket!
F-15 derhal Ramon Havaüssü’ne yönlendirildi. Sağlam kalan kaldırma yüzeylerinin yanı sıra çalışan motorlar sayesinde yüksek hızlara çıkabiliyor, bu sayede bir roket misali havada tutunmayı başarıyorlardı.
En zor aşama; iniş…
Tahmin edebileceğiniz gibi bu uçuşun en zorlayıcı evresi iniş olmuştu. Olması gerekenin çok üzerinde bir hızla yaklaşma yapan pilotlar F-15’i tek parça halinde indirmeyi başarmıştı.
Peki, sonra?
Tek parça halinde inmeyi başaran uçak, yüksek süratli bir iniş yaptığı için pistten çıktı. Ama bir kanadı kopmasına rağmen inmiş olması gerçek bir mucizeydi. Pilotlar uçaktan indi ve dönüp neyle mücadele ettiklerine baktılar. Asıl şoku şimdi onlar yaşıyordu.
Bilseydik ki…
F-15’in pilotları uçaklarının ağır bir hasar aldığını anlamışlardı ama havadayken hasarın ne olduğu konusunda kesin bir bilgiye sahip değillerdi. Yani uçağın kanadının koptuğunu yere indiklerinde öğrenmişlerdi. Daha sonra “eğer bu derece büyük bir hasar aldığımızı bilseydik, mücadele etmez ve atlamayı seçerdik” türünde, aslında hayata dair müthiş mesajlar içeren bir itirafta bulundular. Uğruna mücadele ettiğimiz şey her ne kadar imkansız gibi görünse de, biz imkansız olmadığına ikna olmadığımız sürece uğruna mücadele etmeye devam eder ve başarırız. Tıpkı F-15 pilotları gibi…
YouTube kanalım için şuradan, Blogum için buradan buyrun. Facebook, Twitter ve Instagram hesaplarıma ise buradan ulaşabilirsiniz.