Modern çağın göbeğinde, hâlâ insanın içini sızlatan ve insanlık onuruna dair derin sorular uyandıran hikâyelerle karşılaşıyoruz. Tayland’ın Uttaradit eyaletinde yaşanan son olay da tam olarak böyle bir örnek… Bu olay, bir çocuğun sistematik olarak ihmale uğrayabileceğini, en temel insani temaslardan, sevgiden ve eğitim hakkından mahrum bırakılabileceğini acı bir şekilde gözler önüne serdi. Tayland’da yetkililer yalnızca havlayabilen bir çocuğu kurtardı. Bir evin içinde, dış dünyadan izole, köpeklerle birlikte yaşamaya mecbur kalan sekiz yaşındaki bir çocuğun dramı, yalnızca bir bireyin değil, toplumun da nasıl sessiz kaldığını sorgulatıyor. Ne okul kapısı görmüş, ne arkadaş sesi duymuş, ne de “insan” olmanın getirdiği sosyal becerileri edinebilmiş bir çocuk… Bulunduğunda havlayan çocuk, konuşmayı öğrenememişti bile. Çünkü kimse ona konuşmayı öğretmemişti. Bu olay, sadece bir ihmal vakası değil; aynı zamanda sosyal güvenlik ağlarının, eğitim sistemlerinin ve komşuluk ilişkilerinin nasıl çökebileceğinin de çarpıcı bir göstergesi.
Tayland’ın Uttaradit eyaletinde, akıllara durgunluk veren bir kurtarma operasyonu gerçekleşti
Sekiz yaşındaki bir çocuk, harabe haline gelmiş bir evde köpeklerle birlikte, neredeyse insan teması olmadan yaşıyordu. Konuşamıyor, kelimeler yerine havlıyordu… Evet, yanlış duymadınız. Havlayan çocuğun trajik hikayesi bir ihbar sayesinde son buldu.
Polis ve sosyal hizmet ekipleri, 30 Haziran’da eve baskın düzenlediğinde karşılaştıkları manzara içler acısıydı. Çocuk tamamen ihmal edilmişti. Ne düzgün bir eğitim almıştı, ne de sosyal becerileri gelişmişti. Yetkililerin açıklamasına göre çocuk, insanlarla göz teması kurmuyor, konuşmuyor ve iletişim kurmakta büyük zorluk çekiyordu.
Çocuk köpeklerle, annesi ve kardeşiyle yaşıyordu
Basın tarafından “Çocuk A” olarak anılan bu minik, altı köpek, 46 yaşındaki annesi ve 23 yaşındaki erkek kardeşiyle aynı evde yaşıyordu. Ancak bu bir “aile ortamı” değildi. Yapılan testler, hem anne hem de kardeşin uyuşturucu kullandığını ortaya çıkardı. Yani çocuğun bulunduğu ortam sadece ihmalkâr değil, aynı zamanda tehlikeliydi.
Annenin devletten aldığı ücretsiz eğitim yardımı vardı ama trajik olan şu: Bu yardımı aldıktan sonra çocuğunu okula göndermek yerine evde tutmaya devam etmişti. “Parayı aldı ama eğitime izin vermedi,” diyor çocuk vakfının başkanı Pawina Hongsakul. Çocuğun son iki yıldır okula hiç gitmediği tahmin ediliyor.
Komşular bile ailenin durumundan endişeliydi. Özellikle uyuşturucu meselesi yüzünden, çocuklarını bu çocukla oynatmak istememişler. Böylece küçük çocuk, kendi yaş grubuyla bile neredeyse hiç temas kuramadan büyümüş.
Aç bırakılmış, terk edilmiş
Anne çoğu zaman yemek ya da para dilenmek için köy köy dolaşırken çocuğu evde yalnız bırakıyordu. Tek başına değil tabii; altı köpekle birlikte… Hongsakul’un sözleri gerçekten sarsıcı: “Konuşmadı, sadece havladı. Görmek acıklıydı.”
Şimdi çocuk, uzmanların gözetiminde bir çocuk bakım evine alındı. Psikolojik destek, konuşma terapisi ve eğitim süreci başladı. Uzmanlar uzun vadeli bir rehabilitasyon planı üzerinde çalışıyor. Hedef: Onu sağlıklı bir birey olarak hayata kazandırmak.
Bu olay sizi şaşırtmış olabilir ama aslında bu, tarihteki ilk örnek değil
‘“Vahşi çocuklar” olarak adlandırılan bu vakalar, çocukların toplumdan izole büyümesiyle oluşuyor.
Mesela, Orman Kitabı’ndaki Mowgli karakterine ilham verdiği düşünülen Dina Sanichar, 1867’de Hindistan ormanlarında kurtlar tarafından büyütülmüş halde bulunmuştu. Ya da Amerika’da 13 yıl boyunca bir odada kilitli tutulan Genie Wiley… Havlayan çocuk vakasının görüldüğü başka olaylar da vardı. Ukrayna’da beş yıl boyunca köpeklerle yaşayan Oxana Malaya’nın hikayesi de dünya çapında yankı bulmuştu.
Her biri ayrı ayrı kalp kırıcı ve düşündürücü…
“Bu çocuğa ikinci bir şans verilecek”
Tayland’daki bu son vakada umutlu bir gelecek mümkün. Sosyal hizmet görevlileri, bu küçük çocuğa sadece rehabilitasyon değil, sevgi dolu bir hayat da vadediyor. Hongsakul’un sözleriyle: “Bu çocuğa iyi bir yaşam şansı verilecek. Onun ihtiyacı olan her şeye sahip olması için elimizden geleni yapacağız.”
İhmalin, yalnızlığın ve sevgisizliğin içinden bir umut çıkarmak kolay değil. Ama belki bu kez, bir çocuk daha karanlıktan çıkıp ışığa kavuşacak…