Bir lise düşünün ki ergenliğinizin en cıvık yıllarında sizi tutsun ellerinizden. Apayrı bir dünya ile tanıştırsın ve oradan çıktığınızda da artık size ait bir kimlik, bir aile, bir hiper kahraman olsun. Hıh, işte bu duruma TAC’li olmak deniyor. Bu arada TAC; te a ce diye okunur.Peki, TAC efsanesini oluşturan nedenler nedir? Şöyle ki;
1. TAC’li ömür boyu ailedendir.
Bir kere aileye dahil olduysanız, ömür boyu TAC üyesisinizdir. Yarın öbür gün başka bir şehirde, hatta dünyanın öbür ucunda bir yerlerde dahi olsanız, aranızdaki dönem farkı gözetilmeden size yardım eli, alaka, yarenlik hakkı anında bir başka TAC’liden gelir. Aile dedik, boşuna demedik.
2. Abilerim, ablalarım nassınız inşallah?
Şimdi, bu ailenin elbette okula girdiğiniz andan itibaren sizi dönüştüren aile büyükleri var. Dışarıdan birinin anlam veremeyeceği bir olay olsa da hiyerarşi bu yapının mihenk taşıdır. Seni kollayan, sana kızan, seni aileye katan abiler ve ablalar seni ailenin bireyi yaparlar. Saygının, değer yargılarının ve geleneklerin inşası okula girince başlar. Sonra o Hiper Kahramanlık başlar işte.
3. Wonderland kampüsü.
Kampüs, Tarsus’un içinde dokusuyla, taş binalarıyla bir bütündür. Mesela, TAC kampüsünde, dillere destan bir Stickler binası vardır, Hogwarts’lılar beri gelsin. E, yıllar içinde kampüste değişiklikler olmuştur tabi ama o bina bambaşkadır. Alabildiğine yeşillik, açık hava kafeteryası, çimlik çimenlik derken TAC bir üniversite kampüsünü aratmaz. Öğrencilerin kendine ait alanları bu Wonderland kampüsünün imzasıdır. Lise’de hocalardan kaçma klişesi, TAC’de işlemez. Öğrenciler, o kampüste özerktir kardeşim.
4. Derslikler hocaların, mekan TAC’lilerin.
Ders işleyişi de bir üniversite gibidir, derslikler hocaların olur, sen öğrenci kişisi dersin neyse o dersin hocasının olduğu binaya gider, hocanın sınıfında dersine girersin. Yani bütün gün o derslik senin bu derslik benim, kampüs turu atarsın. Güzel bir sistemdir bu, derslere geç kalmadığın müddetçe.
5. Ayıbol nedir bilir misiniz? Yaşayan bilir.
Ayıbol, tamamen patenti TAC’ye ait bir spor dalı olup, genellikle yıl sonlarında düzenlenen geleneksel şenliklerde, gönüllü öğrenciler tarafından 2 takım oluşturularak oynanır. Yüksek güvenlik önlemlerini de yine gönüllü öğrenciler ‘security’ titrini alıp sağlarlar. Maç basketbol sahasında oynanır. Olay şudur; bir takım oyuncusu topu alıp, karşı takımın potasına atmaya gayret gösterir. Ancak o topu potasına attırmak istemeyen karşı takım oyuncuları için top karşı taraftayken her şey mübahtır. Bu maçlar genelde kayıplar, sakatlıklar ve skorsuz olarak son bulur. Ancak tezahüratı bol, anısı bol, keyfi boldur. TAC’ye hastır.
6. Echo-band konserleri, yetenek curcunası.
Bünyesinden Tibet Ağırtan gibi kişilerin de geçtiği, konserlerinden, albümlerine kadar bir TAC olmazsa olmazıdır Echo. Echo müzik grupları üst sınıf Echo gruplarının yaptığı yetenek seçmesiyle kadrosunu oluşturur ve öğrencilerinin mezun olacağı senenin rakamlarını sonuna alarak o yılın müzik grubu olur. Mesela Echo’05, 2005 senesinde mezun olacak öğrencilerin grubudur. Sene sonlarında konser verirler ve mezun olurken bir de cover ve kendi şarkılarından oluşan albüm çıkarıp okul içinde meşhur olurlar, hayran kazanırlar, efsaneleşirler.
7. Okul maçları hassas bir mevzudur.
Lise maçları zaten hemen her lisede vardır evet, ancak ailece maça gitmek TAC bünyesinde kavramlaşır. Hayli ciddi bir olaydır. Tribünlerde tezahürat hassas bir iştir. Bunun organizasyonu maçtan bir iki hafta evvelinden başlar. Üst sınıf tezahürat timi, alt sınıfları toplar, operasyonun uygulamalı eğitimini verir. Kim nerede duracak, davul kim tarafından taşınacak, karşı okul taraftarlarıyla olası bir kavgada nasıl bir savunma ve saldırı hattı oluşturulacak, kız öğrenciler hangi koridor oluşturularak dışarı çıkarılacak v.s. Ancak işe marşlar öğretilerek başlanır ki bu da bizi bir sonraki maddeye götürüyor.
8. Okul marşları daha da hassas bir mevzudur.
‘Yaşaaa varoool Tee A Ceee…’ Okulun ilk gününde, başta TAC marşı olmak üzere okulun bütün marşları yeni gelen çömez öğrencilere dağıtılır. TAC’de okuyan her öğrenci bu marşları bilir. Abiler ve ablalar zaman zaman yıl içinde çömezleri ziyaret ederek marşların ezberlenilip ezberlenmediğine dair sözlü yapar. O marşlar yeri geldiğinde tüm okulca söylenerek, olay her ne olursa olsun, tarifi imkansız bir sinerji yaratır. Özellikle maçlarda toplu söylendiğinde, karşı okul için bir Haka Dansı etkisi yaptığından moral bozar, kalkan indirtir.
9. Haluk abi ve simit ayran gerçeği.
Kampüs dışı da bir o kadar renklidir. Sabah okula girmeden öğrenciler simit-ayrancıya gider, kahvaltısını yapar. O lezzet bambaşkadır. Bir de Haluk Abi vardır, bilen bilir. Öğle yemeğinde yada okul çıkışında efsanevi tantunisini yemeye gider TAC’liler. Öyle ki Haluk abi egzantirik TAC’li vejeteryan öğrenciler için vejeteryan tantuni bile icat etmiş, icabinda okul kapısına servis yapmış, veresiye tantuni satıp TAC’lilerin gönüllerini fethetmiştir. O TAC ailesinin bir üyesidir.
BONUS: Ben, Ali KARAMIK.
Son olarak TAC’nin effffsane coğrafya hocası Ali Karamık’tan bir alıntı yapalım dedik. ‘Sabah kalktın, saate baktın, saat 6:00, pencereyi açtın, karşıda güneş ‘TABBAK’ gibi.’ Bu güneş betimlemesinin ‘Tepsi’ varyasyonu da mevcuttur. Kendisi tarihin en dışı sert içi daha az sert hocasıdır. Ellerinden öperiz!