Moda trendleri tarihin her döneminde eleştirilerin odağındaydı. Örneğin yırtık pantolonlar ilk çıktığından büyüklerimiz tarafından fazlasıyla garip karşılanmıştı. Tıpkı zamanında flapper elbiselerin uzunluğu, stilettoların yüksekliği veya 1980’lerdeki yüksek ve kabarık saçlar gibi. Moda kalıcı, ancak trendler geçicidir. Beş yıl önce herkesin giydiği şeyler bugün bize tuhaf gelebilir. Bu yazımızda biraz daha geriye gidecek ve moda tarihinin en tuhaf trendlerinden bahsedeceğiz.
1. Kabarık etekler
Kabarık veya çember etekler, 19. yüzyılın zenginleri arasında oldukça popülerdi. Viktorya döneminde kadınlar, bellerini yokmuş gibi incecik göstermeye kafayı takmıştı. Bunu başarmak için de balon gibi şişmiş eteklere yöneldiler. Bu giysiler daha önceki moda trendlerinden esinlenmişti.
Kabarık etekler başlangıçta sert at kılından yapılıyordu. Daha sonra kumaşlar biraz daha inceldi. Kabarık etek ne kadar büyükse, bir kadının o kadar zengin olduğu varsayılırdı. Bu moda öyle bir hal aldı ki Viktorya döneminde kadınlar kapılardan geçemez oldu! Sonrasında bu eteklere özel kolsuz sandalyeler ortaya çıktı. Ne yazık ki etekler çok kolay alev alıyordu. Bu nedenle sürekli trajik olaylar yaşanıyordu. Hatta kabarık etekler bazen yoldan geçen arabalara takılıp kadınların ölümüne neden oluyordu.
2. Arsenik
Viktorya dönemi İngiltere’sinden bir başka trend ise 1814’te Almanya’da icat edilen bir boya oldu. Bu boya parlak yeşildi ve ilk ortaya çıktığında çok rağbet gördü. Renkle ilgili tek dezavantaj, böylesine canlı bir ton elde etmek için arsenik trioksit veya “beyaz arsenik” kullanılmasıydı. Arsenik; kadınların aksesuarlarını, elbiselerini, ayakkabılarını ve eldivenlerini boyadı. Zehirli kumaş insanların ciltlerinde korkunç yanıklara ve yaralara neden oldu. Saçlar dökülüyor, hatta bazı durumlarda insanlar ölüyordu.
3. Pike ayakkabıları
12. ve 15. yüzyıllar arasında uzun, sivri uçlu ayakkabılar moda oldu. Bunlara Crackowe veya pike ayakkabısı denildi. Garip olan kısım ise bu ayakkabıların kullanıcının bacaklarına bir zincirle bağlanmasıydı. Trendin 1382’de Kral II. Richard’ın Anne of Bohemya ile evlenmesiyle başladığı düşünülüyor. Ayakkabılar hem erkekler hem kadınlar tarafından giyiliyordu. Ama erkeklerinki çok daha abartılı ve uzundu. Çünkü uzun burunlar bir zenginlik göstergesi kabul ediliyordu. 1465 yılında, bu ayakkabı İngiltere ve Fransa’da tamamen yasaklandı.
4. Chopine
Platform ayakkabı Chopine, en başta Venedik’teki kadınlar tarafından etekleri kirlenmesin diye giyiliyordu. Ancak bundan kısa süre sonra bir statü sembolü haline geldiler. Ayakkabı ne kadar yüksekse, kadının sosyal sınıfı da o kadar yüksekti. Chopinler kadife veya ipekten yapılmış narin terliklere mantar bloklar dikilmesiyle üretiliyordu. Kadınlar genellikle Chopine’leri giymek için iki kişiye ve yürürken yardımcı olması için bir hizmetçiye ihtiyaç duyuyordu.
5. Siyah dişler
İnci gibi beyaz dişler toplumda her zaman güzellik standardı değildi. Boyalı ya da çürümüş siyah dişler asaleti simgeliyor ve hatta güzel kabul ediliyordu. Japonya’da sekizinci yüzyılın başlarında insanlar dişlerini siyaha boyamaya başladı. Sonradan da siyah nesneler güzel kabul edildiği için trend devam etti. Heian dönemi boyunca, birçok Japon soylu daha 15 yaşındayken kanemizu adlı bir karışım kullanarak dişlerini siyaha boyadı. Çünkü bu ergenlikten yetişkinliğe geçişi simgeliyordu. Bu uygulama daha sonra yasaklandı. Şimdilerde sadece Geyşalar tarafından törensel nedenlerle yapılıyor.
Tudor İngiltere’sinde ise tatlıya düşkünlüğüyle ünlü olan Kraliçe I. Elizabeth yüzünden kararmış dişler moda oldu. Kötü ağız hijyeni ile birlikte sofrada şekerli tabakların olması bir zenginlik göstergesiydi. O dönemde yaşayan sıradan insanlar, kendilerini zengin göstermek için dişlerini siyaha boyarlardı.
6. Tudor yakaları
Tudor döneminin ilginç trendlerinden biri de ithal ketenden yapılmış, yüzünü çerçeveleyen, kocaman fırfırlı yakalardı. Kraliçe Elizabeth de dahil, dönemin soyluları genelde bunu giyerdi. Yaka rahatsız ve kullanışsız olsa da, İngiliz Mahkemesi üyelerinin ayrılmaz bir parçasıydı ve kullanıcının yüksek statüsünü gösteriyordu. Ucuz kumaştan yapılmış olanlar ise insanları boğulacak duruma getirebiliyordu.
7. Topal etekler
1908 ile 1914 yılları arasında kadınlar daha fazla özgürlük ve hak talep etmeye başlamıştı. Tam da o dönemde bu eteğin ortaya çıkması baya bir trajikomik. Çünkü topal etekler yirminci yüzyılın en kısıtlayıcı kıyafetlerinden birisiydi. Etek, ayak bileğine kadar uzanıyor ve bir anda daralıyordu. Bu da yürümeyi oldukça zor bir hale getirdi. Hatta o kadar dardı ki, onu giyen kadınlar çok kısa adımlarla yürüyebiliyordu.
İlginizi çekebilir:
Moda Tarihi: Korselerden Converse’lere 20. Yüzyılın En İkonik Kıyafetleri ve Hikayeleri
Kaynak: 1