19. yüzyılın sonu 20. yüzyılın başlarında ruhaniyet oldukça modaydı. İnsanlar İç Savaş’tan sonra bazı soruların cevabını bulmak ve ruhsal olarak rehberlik almak için medyumlara yönelmişti. Medyumluk, aslında 10-12 yaşlarındaki iki kızın yaptığı eşek şakasıyla başlamış, sonradan muazzam bir inanca dönüşmüştü. Öyle ki Sherlock Holmes’un fikir babası yazar Arthur Conan Doyle bile kendisini medyum olarak tanıtan kişilere inanıyordu.
Ancak daha sonra popülaritesine rağmen birçok kişi onun geçerliliğini sorguladı ve medyumları “savunmasız kişilerden faydalanan ve onların paralarını tüketen sanatçılar” olarak gördü. Gelin biraz medyumluk tarihine bakalım ve tarihteki 5 medyumun yükseliş ve düşüş dönemini inceleyelim?
19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlarında ruh ile ilgilenmek modaydı. Pek çok medyum da bu dönemde ortaya çıktı
Aslında 10-12 yaşlarındaki iki kız çocuğunun yaptığı eşek şakasıyla ortaya çıkan medyum “mesleği”, zamanla muazzam bir inanca evrildi
Hatta 1859- 1930 yılları arasında yaşayan, Sherlock Holmes karakterinin fikir babası olan Arthur Conan Doyle da medyumlara inanıyordu.
Tabii sonraları medyumların insanları kandırdığı fikri yaygınlaştı ancak medyumlar bugün bile merak ediliyor. Gelin tarihteki 5 medyumun yükselme ve düşüş dönemini birlikte öğrenelim?
1. Fox kardeşler
1848’de Mart ayının sonlarında New York, Hydesville’de kızlarıyla birlikte yaşayan bir çiftçinin karısı Margaret Fox, sesler duymaya başladı. Fox, duyduğu tıklatma seslerinin bir insandan gelmediğine ve çocuklarının yapmadığına emindi
Bu gizemli vurma sesi, çıldırtan bir hal alınca komşusunu sesi dinlemesi için çağırdı. Komşusu aslında şüpheci olmasına rağmen kadınla alay etti ve Margaret ve iki genç kızı Maggie ve Kate ile küçük bir odaya girdi.
Margaret “tık” ya da “rap” sesiyle cevap alabileceği sorular sormaya başladı. Gecenin sonunda hem anne hem de komşu, Maggie ve Kate’in diğer tarafla iletişim kurma yeteneğine sahip medyum olduklarına ikna oldu
Kısa süre sonra Maggie ve Kate’in New York/ Rochester’daki ablaları Leah Fox Fish de onlara katıldı. Kızların öteki dünyadaki “güçlerini” duyan en büyük kız kardeş bu işi paraya çevirmek istedi ve ölülerle iletişim kurmak isteyenler için seanslar ayarladı ?.
Gösteriler başladı ve kısa süre sonra kızlar ülkeyi dolaşmaya başladı. Bu esnada Maggie aşkı buldu ve Elisha Kent Kane adlı bir maceracının yanına yerleşti. Kane, 1857’deki zamansız ölümüne kadar yaptığı spiritüalizmden vazgeçmesi için onu ikna etti.
Bu arada Kate ise spiritüalist bir arkadaşıyla evlendi ve onu kandırdı. Hatta aldatmacasında o kadar başarılıydı ki, saygın kimyager William Crookes 1874’te The Quarterly Journal of Science‘da Kate’i iyice test ettiğini ve seslerin bir hile değil, gerçek olaylar olduğuna ikna olduğunu yazdı. Tüm bunlar Maggie 1888’de çekinmeden konuşana kadar on yıllarca devam etti. Kocası öldükten sonra beş parasız ve yalnız kaldı ve kendini içmeye verdi.
Maggie, New York World adlı bir gazeteye New York Müzik Akademisi’ndeki bir gösteri öncesinde kendisinin ve kız kardeşinin hilelerini itiraf eden bir mektup yazdı
Mektupta “Çok fazla berbat aldatmacalar gördüm! Hayatımın her sabahı bu düşünceler benim önüme geçiyordu. Uyandığımda üzerine düşünüyordum. Bu yüzden spiritüalizmin en kötü tarifiyle sahtekarlık olduğunu ifade etmeye hazırım” ifadeleri yer alıyordu.
Daha sonra gizemli çarpma sesinin annelerine eziyet etmek için ipe bağlayıp düşürdükleri bir elmanın sonucu çıktığını açıkladı. New York Müzik Akademisi‘nde, kız kardeşi Kate ile seyirciler arasında Maggie, hilelerini şüphecilerden ve sadık inananlardan oluşan gürültülü bir kalabalığa göstermişti. Çıplak ayağını bir tabureye koymuş ve başparmağıyla tabureye vurarak nasıl ünlü “rap” gürültüsünü çıkardığını göstermişti.
Spiritüalist dünya darbe aldı ancak varlığını sürdürdü. Fakat aynı şey medyum Fox Kardeşlerin kariyerleri için söylenemezdi!
Maggie bir yıl sonra, muhtemelen yoksulluğundan dolayı itirafını geri alsa da, kız kardeşlere bir daha asla güvenilmedi ve ikisi de beş parasız öldü.
2. Davenport Kardeşler
Fox Kardeşler kariyerlerinin bitişiyle birlikte söndü ancak bu, çok sayıda kopyacının ve spin-off göstericinin doğmasının önünde engel değildi. New York Buffalo’daki Ira ve William Davenport, Fox Kardeşlerin “rap” seslerinden ilham alarak babalarıyla bir seans denemeye karar verdiler. Seansları o kadar ürpertici oldu ki (daha sonra kız kardeşlerinin gerçekten havaya yükseldiğini iddia edeceklerdi) bir gösteri yapmaya karar verdiler.
Fox Kardeşlerden etkilenen 16 yaşındaki Ira ve 14 yaşındaki William, 1855’te ilk kez sahne aldı
Ruh rehberleri Johnny King adlı bir hayaletin yardımıyla basit “rap” seslerinin ötesine geçerek bir dizi ayrıntılı numara yaptılar. Özellikle çan, ip, dolap ve “uçan” enstrümanlar kullandılar. Seyirciler, enstrümanların başlarının üzerinden geçtiğini gördüklerine yemin ederler veya omuzlarında hayalet gibi eller hissederlerdi. Bu gösteriden sonra Davenport Kardeşler gerçek bir medyum olarak görüldü ve profesyonel kariyerlerinin geri kalanında şöhrete sahip oldular. William 1877’de vefat ettikten sonra, Ira daha sessiz bir yaşam için medyumluk işini bıraktı.
Daha sonra Ira, büyücü Harry Houdini’ye yaptıklarının gerçekliğinin olmadığını anlattı
Büyücü Harry Houdini yıllar sonra onu arayana kadar ondan bir daha haber alınamadı. İkisi arkadaş oldular ve Ira, kendi çocuklarının bile bilmediği “Boyun Çevresindeki Kravat” denen numara da dahil olmak üzere, birkaç numarasında ona izin verdi. Hayatta kalan Davenport, Houdini’ye, ön sırayı arkadaşları için ayırmak ve çok sayıda suç ortağı işe almak da dahil olmak üzere, sırlarını saklamaya giden tüm hileleri ve sorunları anlattı.
İlginç bir şekilde, en büyük numaralarından bazıları herhangi bir iş içermiyordu. Uçan enstrümanlar ve esrarengiz hisler, seyircilerin tamamen kendi hayalleriydi. Davenport, Houdini’ye “İnsanların karanlıkta bir şeyleri hayal etmesi garip! Müzik aletleri elimizde durduğu halde birçok seyirci onların başlarının üzerinden uçtuklarını duyduklarına dair yemin ederdi.” demişti.
3. Eva Carrière
Davenport Kardeşlerin sırlarını bilen Houdini, 1920’ler boyunca sahtekar medyumları ortaya çıkarmak için yola çıktı. Başlangıçta her şeyin sahte olmasına rağmen medyumların kimseye zarar vermediğine inanmıştı. Ancak annesinin ölümüyle fikri değişti ve zararı fark etti. Bu nedenle Houdini, onların hilelerini açığa çıkarmaya koyuldu. Böyle işportacılardan biri Eva Carrière idi!
Eva Carrière, diğer medyumlardan farklı olarak ağzından ektoplazma çıkarıyordu
Houdini’nin “A Magician Among the Spirits” (Ruhlar Arasında Bir Sihirbaz) adlı kitabına göre Eva Carrière, çeşitli deliklerden ektoplazma adı verilen gizemli bir madde üretme yeteneğiyle tanınan bir medyum idi. Carrière, asistanı ve sözde sevgilisi Juliette Bisson‘ın yardımıyla gelen kişinin üstünü çıkarıyor ve üzerinde bir şey olup olmadığına bakıyordu. Daha sonra Bisson’ın onu transa sokmasına izin veriyordu. Houdini, bu esnada gerçekten uyuduğundan emin olduklarını söylüyor. Bir süre sonra ağzından “renkli bir çizgi film gibi ve açılmış gibi görünen” bir ektoplazma çıkarıyordu.
Bir araştırmacı Carrière’nin birçok kişiyi transında tuttuğunu ispat etmeye çalıştı. Sonradan medyum Carrière’nin ağzından çıkanların bir derginin sayfaları olduğu ortaya çıktı
Yine de Carrière, transında birçok kişiyi tutuyor gibiydi. Albert von Schrenck-Notzing adlı bir araştırmacı, onunla çalışarak birkaç yılını (1909’dan 1913’e kadar) geçirdi ve sonunda tamamen ikna oldu. Bulgu ve fotoğraflarını Phenomena of Materialisation adlı kitabında yayımladı.
İronik bir şekilde, bu kitap Carrière’in felaketiyle sonuçlandı: Harry Price adlı bir şüpheci, medyumun ektoplazmasında görülen yüzlerin aslında Fransız dergisi Le Miroir‘den kesilen parçaların kusma yoluyla ortaya çıkarıldığını kanıtladığını yazdı.
4. Ann O’Delia Diss Debar
Ann O’Delia Diss Debar yaşamı boyunca pek çok takma ad ve kimlik kullandı ancak büyücü Harry Houdini’ye göre 1849’da Kentucky’de doğan Editha Salomen olarak başladı (bazıları onun 1851’de doğan Delia Ann Sullivan isimli biri olduğunu iddia ediyor). 18 yaşında evi terk etti ve bir şekilde Baltimore’daki yüksek sosyeteyi kendisinin Avrupa aristokrasisinden olduğuna ikna etti. Salomen kendi sanatında son derece başarılıydı ve Baltimore’un en zenginini çeyrek milyon dolardan aldatmayı başarıyordu.
Ann O’Delia Diss Debar, avukat Luther R. Marsh’ı da kandırdı ancak iş mahkemeye taşınınca sahtekar medyum Diss Debar’ın sonu hüsran oldu
Bir doktoru öldürmeye çalıştığı için akıl hastanesinde kısa bir süre kaldıktan sonra Salomen hipnoz başlattı ve General Diss Debar isimli yavaş zekalı bir adamla evlendi. Ann O’Delia Diss Debar ve bir generalin karısı olarak (her ne kadar modern bilim insanları onun bir general olmadığını ve gerçekte evli olmadıklarını söylese de), insanların ona güvenmeye istekli olduğunu gördü.
Karısını yeni kaybetmiş olan Luther R. Marsh adında başarılı bir avukatla tanıştığında bu güvenden faydalandı. Diss Debar, onu yetenekli bir medyum olduğuna inandırdıktan sonra Madison Bulvarı’ndaki evini teslim etmeye ikna etti. Diss Debar daha sonra bu evi ruhani bir tapınağa ve başarılı bir işe dönüştürdü. Dolandırıcı, el çabukluğuyla, sanki ruhlar onları boyuyormuş gibi boş tuvallerin üzerinde hiçbir yerden görünmeyen ruh resimleri yaratıyordu.
Ancak Marsh bu resimleri görmeleri için basını davet edince olanlar oldu. 1888 yılında sözde medyum, Marsh’ı aldatmak ve onu eviyle dolandırmaktan mahkemeye çıkarıldı. Mahkemede kendi erkek kardeşi de dahil olmak üzere birçok kişi Diss Debar aleyhinde ifade verdi ancak en ikna edici katılımcı, hilesini çürütmek için çağrılan profesyonel Carl Hertz idi. Kolaylıkla, Diss Debar’ın her numarasını kopyaladı ve onun bile yapamayacağı bazı numaraları yaptı. Kadının bir sahtekar olduğundan memnun olan devlet, onu altı ay boyunca Blackwell Adası’nda (şimdiki Roosevelt Adası) hapsetti.
Ancak tüm bunlara rağmen Marsh spiritüalizme inanmaya devam etti. O maalesef Diss Debar için tek kişi gibi görünüyordu. Diss Debar kariyerini yeniden canlandırmaya çalıştı ancak başarısız oldu. Daha sonra tahliyesinden bir yıl sonra borç suçlaması nedeniyle mahkemeye çıkarıldı. Yıllarca Londra ve Amerika arasında seyahat etti, hapishaneye girip çıktı. Sonunda 1909’da tamamen ortadan kayboldu.
Houdini, Diss Debar için “Doğumda ölmüş olması, yaşadığı ve yaptığı kötülüğü yaymasından daha iyidir.” demişti.
5. Mina Crandon
1920’lerde Mina Crandon (Margery ya da Lime Street’in Sarışın Cadısı olarak da bilinir), kendi zamanının en iyi bilinen, en tartışmalı medyumlarından biriydi. Kanada’da bir çiftçinin çocuğu olarak dünyaya gelen Margery, Boston’a taşındı ve sekreter, oyuncu ve ambulans şoförü pozisyonlarında çalışarak bir dizi kariyerle meşgul oldu. İlk kocasından boşandıktan sonra Harvard’da çalışan cerrah Dr. Le Roi Goddard Crandon ile evlendi.
Evlendiği doktor, Mina Crandon’ı spiritüalizmle tanıştırıp onun medyum olma yolunda ilerlemesini sağladı
Margery arkadaş canlısı, güzel bir kadındı ama kardeşi Walter’ın hayaleti çok daha az çekiciydi. Medyum Margery, erkek kardeşinin ruhunu çağırırdı ve o da mesajları ağzından kaçırır, masaları devirir ve katılımcılara bağırırdı. Genellikle ektoplazma Margery’nin kulaklarından, burnundan, ağzından ve elbisesinden sızardı. Gizemli madde bazen bir el şeklini alıp (sözde) zil çalardı veya katılımcılara dokunurdu. Performansı o kadar inandırıcıydı ki Boston’ın seçkin insanlarını ve hatta Arthur Conan Doyle‘u bile cezbetti. Popülerliği arttıkça duaları ABD Ordusu tarafından bile okundu!
Ancak Harry Houdini, Mina Crandon’ın gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için çabalayınca olanlar oldu! Houdini’nin girişimleri Crandon’ın medyumluk kariyerinin sonlanmasına ön ayak oldu
Harry Houdini, 1923’te gerçek medyumu bulmak için The Scientific American tarafından oluşturulan bir bilim paneline katıldı. Onları ikna etmenin ödülü 5000 dolardı. Panel, Margery’ye oldukça ikna olmuştu ve geçerlilik kazanması için ona para vermeye hazırlanıyordu. Houdini medyuma kendisi de bakmak istedi ve 1924’te Boston’a gitti.
Seans başladığında Houdini elleri birleşmiş, ayakları ve bacakları birbirine değecek şekilde Margery’nin yanına oturdu. O günün erken saatlerinde şüpheci bütün gün dizinin etrafına bir bandaj geçirmişti, bu da onu dokunmaya aşırı duyarlı hale getiriyordu. Artan hassasiyet sayesinde Margery’nin planını çözdü ve sahtekarlığa ikna olup halka açık olmak istedi.
Onun güvenine rağmen, panelin geri kalanı kararsız kaldı ve kararı erteledi. Ekim ayında, Scientific American panelin umutsuzca bölündüğünü açıklayan bir makale yayımladı. Tereddüt hem Houdini’yi hem de Margery’nin ruhunu kızdırdı. Walter, “Houdini, lanet olası pislik. Buradan defol ve asla geri dönme. Yapmazsan, ben yaparım.” diye bağırdı.
Kasım ayında Houdini, “Houdini Boston Medyumu Margery Tarafından Kullanılan Hileleri Açığa Çıkarıyor” adlı bir broşür yayımladı. Ardından şüphecileri eğlendirmek için Margery’nin hilelerini yeniden yaratan performanslar sergiledi. Küçük düşürülmüş ve para ödülü olmayan Margery, 1926’da bir tahmin yaptı. Walter, “Houdini Cadılar Bayramı’na kadar ölecek” dedi. Tesadüfen, Houdini 31 Ekim’de peritonit sebebiyle hayatını kaybetti.
Margery ve asabi hayalet kardeşi son kahkahalarını atmış olabilir, ancak Houdini’nin alay etmesinden dolayı 1941’de itibarı yerle bir olmuştu. Yine de, ölüm döşeğindeyken bile insanları kandırdığını asla itiraf etmedi.
BONUS: Bu kadar ruhani şeylerden bahsetmişken bir de büyücülükten söz etmesek olmaz?! Eski İzlanda Büyücülük Kitabı’nda bulunan büyüleri keşfetmek istiyorsanız sizi buraya alalım!
Kaynak: 1