16. ve 17. yy’da insanlar, özellikle Avrupa Kıtası’nda cadılardan ve kötü ruhlardan oldukça korkuyordu. Bu durum 400 yılı aşkın bir süre devam etti. Bu nedenle kendilerini bu doğaüstü fenomenlerden korumak için çeşitli koruma yöntemleri geliştirdiler. Bu insanlar, duyduğunuzda oldukça şaşıracağınız bazı yöntemler ile kendilerini korumak istediler. Her ne kadar bu yöntemler size garip veya komik gelse de milyonlarca insan bu yöntemler ile bir nebze huzur bulmaya çalıştı. Dilerseniz insanların kendilerini cadılardan ve büyüden korunmak adına yaptığı o ilginç şeylere göz atalım.
1. Ev bacasına cadılar için oturak yapmak
Guernsey ve Jersey adalarındaki eski kulübelerin ve evlerin bacasında cadılar için oturaklar bulunuyor. İnanışa göre, cadı geldiğinde oturağa oturacak ve dolayısıyla hanedeki kişilere zarar vermeyecekti. Oturağın olmaması durumunda cadı bacadan içeri girebilir ve evdekileri rahatsız edebilirdi. Bacalı evlerde oturanlar bu şekilde korundular ancak bacasız evlerde oturanlar ne yapacaktı? Baca olmayan evler için de yapılacak şey belliydi. Evin duvarının dibine muhakkak ufak bir çıkıntı ile oturak yapmak!
2. “Cadı şişesi” ile cadıyı bıktırmak
16. ve 17. yüzyıllarda birçok insan karşılaşabileceği kötü şeyler için çoğunlukla cadıları suçladı. İnsanlar kötü deneyimler yaşadıkça lanetlendiklerini düşündüler. Bu lanetlerden kurtulmak için çoğu kişi toprağa “cadı şişesi” gömmeye başladı. Şişeye idrar, çivi, iğne, tırnak ve saç gibi şeyler eklediler. Bu şişeyi oluşturup, toprağa gömmedeki amaç oldukça ilginçti. Bu eylemden kasıt cadının ilgisini çekip, şişedeki maddeler ile ona eziyet etmekti. Sonuç olarak cadı, şişeyi gömen kişi üzerindeki laneti kaldıracak ve ondan uzaklaşacaktı. Bu yöntem büyüden korunmak için halkın sıkça tercih ettiği yöntemlerden biriydi. Günümüzde dahi özellikle Avrupa bölgesinde yer altından sıkça bu tür şişeler çıkmaktadır.
3. Evin etrafına “cadı topu” asmak
19. yy’ın başlarına kadar cam kürelerin büyülü güçlere sahip olduğu düşünüldü. İnsanlar, içinde çeşitli otların ve ağaç köklerinin bulunduğu cam küreleri evlerinin etrafına astılar. Ek olarak cam kürenin içine kendilerine ait tırnak ve saç telleri koymayı da ihmal etmediler. Cadı şişelerine benzer olarak tasarlanan bu küreler sayesinde cadılardan korunduklarını düşündüler. Peki bu nasıl olacaktı? Cadı hedeflediği kurbanın camdaki yansımasını görecek ve parlak yüzeye çekilecekti. İnsana ait tırnak ve saç tam da bu yüzden eklenmişti. Sonuç olarak kürenin içine çekildiğinde bitkiler tarafından boğulacaktı. Üstelik, cam kürenin sahibine musallat olamayacaktı. Ek olarak cadı bir daha bu evin sahibine temkinli yaklaşacaktı!
4. “Üvez Ağacı” yetiştirmek
Bu inanış, Yunan mitolojisinde geçen bir hikayeden geliyor. Gençlik tanrıçası Hebe, sihirli kadehini iblislere kaptırdığında, tanrılar onu geri almak için bir kartal göndermiş. Kartal iblislerle kavga etmiş ve yara almış. Dönüş yolunda kanı akmaya, tüyleri dökülmeye başlamış. Kartalın kanının ve tüyünün düştüğü yerde Üvez Ağacı yeşermiş. Bu hikayeyi kendilerine uyarlayan insanlar 16. ve, 17. yy’da iblislerden korunmak adına bu ağacı kutsal saydılar. Üvez Ağacı bu mantık çerçevesinde Avrupa’da sıkça yetiştiriliyor. Geçmişte, insanlar bu ağacı yetiştirmekle kalmamış, bazı parçalarını da üzerlerinde taşımışlardı. Buna ek olarak bu ağaçlar Britanya ve Yunanistan coğrafyasına hala değer verilen bir tür.
5. Duvarların üzerine ölü kedi bırakmak
1951’de Margaret M. Howard isimli bir İngiliz arkeolog oldukça ilginç bir keşfe imzasını attı. ABD, Avustralya ve birçok yerde, çeşitli binaların duvarlarında mumyalanmış veya “kurutulmuş” ölü kedilerin bulunması olgusu hakkında bir araştırma makalesi yayınladı. Howard bu durumun neden gerçekleştiğine dair ortaya 2 farklı teori sundu. İlk olarak ana teori bu kedilerin fare peşindeyken atılan temel yüzünden duvarlarda ve mahzenlerde sıkışıp kalmalarıydı. İkinci teori ise kedilere yüklenen spirtüel anlamdı. Bu anlama göre kediler cadıların akrabalarıydı. Akrabasını yani kedi cesedini gören cadı, bir nevi akrabalık ilişkisi geliştirirdi. Sonuç olarak cesedin bulunduğu alana ve dolayısıyla alandaki kişilere ilişmezdi. Büyüden korunmak için kullanılan ve oldukça korkunç olan bu yöntem, hala insanları şaşırtmaya devam ediyor.
6. Cadılara yaranmak için kek yapmak
16. ve 17. yy’da insanlar cadılardan ve onların büyülerinden korunmak için onlara rüşvet verdiler. Bu ilginç durumun bir hikayesi var. Rahip Samuel Parris’in kızı ve yeğeni, görünmez bir güç tarafından saldırıya uğradıklarını iddia ettiler. Mary Sibley adında bir kadın, kızların hastalığının büyücülük sonucu olduğuna inanarak oldukça ilginç bir tavsiyede bulundu. Un ve idrarın karıştırılmasıyla bir kek yapılmasını önerdi. Daha sonra bu kekin evin köpeğine verilmesini tavsiye etti. Böylece kötü ruhların kovulacağını ve kızların büyüden kurtulacağını iddia etti. Oldukça mide bulandırıcı bir yöntem olmasına karşın, bu durum bir gelenek haline geldi. Üstelik bu yöntem, 16. ve 17. yy Avrupa’sında oldukça sık rağbet gören bir korunma yöntemi oldu.
7. Korunmak için yere tuz serpmek
Tuz, Hristiyan inancında büyüden ve cadı saldırısından korunmak için oldukça önemli görülüyordu. İnsanlar geçmişte, dini ritüellerde tuza çok fazla yer verdiler. Şeytan çıkarma seanslarında kurbanların etrafına tuzdan koruyucu halkalar çizdiler. Buna ek olarak kutsal su yapımında bile tuzu kullandılar. Başka bir deyişle tuz, 16. ve 17. yy’da tam anlamıyla bir savunma aracıydı ancak deneyimli kişiler tarafından kullanılırdı. Aksi takdirde bunun faydalı olacağı oldukça şüpheliydi.
Bir cadıyı herhangi bir yerden savuşturmak amacıyla etrafa tuz dökülürdü. Kapı eşiklerine, pencere diplerine ve aklınıza gelebilecek çoğu yere bu yöntem uygulanırdı. Hristiyan adetlerine göre eğer kötü bir ruhun etkisindeyseniz sol omzunuzun üzerinden tuz serpilirdi. Sol omuza serpilmesinin amacı ise kötü ruhların bu yönden geldiğine yönelik inançtan dolayıydı. Özetle tuz kötü ruhlardan ve büyü etkisinden korunmak amacıyla sıklıkla tercih edilen bir madde olmuştu.
İlginizi çekebilir: 1921 Yılına Ait Farsça Bir Büyü Kitabında Yer Alan 21 Ürkütücü İblis Çizimi
Kaynak: 1