Sevgililer Günü gelenekleri dendiğinde aklınıza sadece çikolatalar, güller ve romantik akşam yemekleri mi geliyor? O zaman sıkı durun, çünkü geçmişte işler çok daha garip, çok daha eğlenceli ve bazen de oldukça tuhaftı! İnsanlar aşklarını ilan etmek ya da gelecekteki eşlerini tahmin etmek için kuşlardan fal bakar, mezarlıklarda gece yarısı aşk kehanetleri arar ya da sirke kokulu kartlarla “romantik” mesajlar gönderirdi. Evet, doğru duydunuz! Tarihin derinliklerinde, Sevgililer Günü’nü kutlamak için kullanılan bu 11 sıra dışı gelenek sizi şaşırtacak, güldürecek ve belki biraz da “iyi ki o dönemde yaşamamışız” dedirtecek. İşte tarihte Sevgililer Günü gelenekleri…
1. Kuşlar geleceği söyler mi?
Antik Yunanlılar ve Romalılar, kuşların hareketlerini inceleyerek geleceği tahmin etmeye çalışırdı. Bu alışkanlık, zamanla Sevgililer Günü’ne de taşındı. Bekar bir kadın, o gün gördüğü ilk kuşun evleneceği kişinin kişiliğini temsil ettiğine inanırdı. Örneğin:
Bir kuğu gördüyseniz, ömür boyu sadık bir eşiniz olacaktı. Güvercin gördüyseniz, nazik ve sevecen bir partner sizi bekliyordu. Karatavuk gördüyseniz, ruhani ya da hayırsever bir kişiyle evleneceğiniz söylenirdi.
Romantik aşk mektupları mı? Hayır, Viktorya döneminde işler biraz daha farklıydı. İstenmeyen ilgiyi reddetmenin modası, sirke kokulu Sevgililer Günü kartları göndermekti. Bu kartlar, resmen “sana tahammül edemiyorum” deme şekliydi! Kartların üzerinde alıcının kötü özellikleri belirtilirdi, bu da istenmeyen romantik ilgiyi sonlandırmanın acımasız ama etkili bir yoluydu.
3. Origami puzzle çantaları
Viktorya döneminde, insanlar sevdiklerine origami benzeri “puzzle çantaları” yaparlardı. Bu çantaların her bir katmanında romantik bir mesaj veya minik bir şiir bulunurdu. Son katman ise büyük bir sürpriz içerirdi! Hem eğlenceli hem romantik, değil mi?
4. Menekşe: Güllerden önce çiçeklerin kralı
Günümüzde kırmızı güller aşkın simgesi olabilir, ancak 1930’lara kadar Sevgililer Günü’nde menekşe göndermek popülerdi. Bu gelenek, Aziz Valentine’in menekşelerle ilişkilendirildiği bir efsaneden geliyor. Rivayete göre Aziz Valentine, hapsedildiğinde mektuplarını yazmak için menekşe çiçeklerinden mürekkep yapmış ve mesajlarını bir güvercinle göndermiş.
5. Çiçeklerle şifreli mesajlar
19. yüzyıl çiçeklerin dilinin altın çağını yaşadığı dönemdi. Her çiçeğin, hatta her rengin ayrı bir anlamı vardı. Örneğin:
Kırmızı güller ya da menekşeler aşkı, Beyaz güller masumiyeti, Sarı güller ise kıskançlığı temsil ederdi.
Bu şifreli buketler, sevgililer arasında gizli bir diyalog başlatmanın yaratıcı bir yoluydu.
6. Sevgilinin ismini kola yazmak 🥹
Antik Roma’daki Lupercalia Festivali (13-15 Şubat) sırasında kadınlar, sevgililerinin isimlerini koluna iliştirirdi. Bu gelenek, Orta Çağ’da şövalyelerin, sevgililerinden aldıkları bir kurdeleyi bileklerine bağlamasıyla devam etti. Hatta bu gelenek Shakespeare’in Othello oyununda ölümsüzleşti.
7. Aşk Kaşığı: En güzel hediye
Çiçekler ve çikolatalar mı? Galler’de bunun yanına bir de aşk kaşığı ekleniyor! “Aşk kaşığı da ne?” dediğinizi duyar gibiyiz. Galler halkı, Aziz Valentine yerine 25 Ocak’ta aşıkların azizi Aziz Dwynwen’i kutluyor. Bu özel günün yıldızı ise ahşaptan yontulan incecik işçiliğe sahip kaşıklar. Gelenek 17. yüzyıla kadar uzanıyor; o dönemde Gallerli erkekler, sevdikleri kadınlar için tahta kaşıkları büyük bir özenle oyar, bu el emeği göz nuru eserleri hediye ederdi. Günümüzde, Galler’e yolunuz düşerse bu nostaljik hediyeyi hala bulabilirsiniz. Ama dikkat, bu kaşığı vereceğiniz kişiyi iyi seçin; aşkın tadı, doğru kişide çıkar!
Sevgililer Günü sadece romantik aşklar için değil! Aziz Valentine, aynı zamanda epilepsinin koruyucu azizi olarak da bilinir. Orta Çağ’da insanlar, azizin mucizeler gerçekleştirdiğine ve gençleri bu rahatsızlıktan iyileştirdiğine inanıyordu. Hatta Avusturya, İsviçre ve Kuzey İtalya’da bu hastalığa “Aziz Valentine hastalığı” denirdi. Günümüzde bu inanç hala yaşatılıyor: Padua’daki Oratorio di San Giorgio Şapeli’nde, çocuklara epilepsiden korunmaları için küçük anahtarlar verilen bir tören düzenleniyor. Sevginin şifası böyle bir şey işte!
9. “Tek Eldiven” operasyonu
19. yüzyıl beyefendilerinden sevgi dolu ama biraz tuhaf bir jest: Tek eldiven göndermek! Evet, yanlış duymadınız. 17. yüzyılda sevgiliye bir çift eldiven hediye etmek oldukça popülerdi, ancak Viktorya döneminde işler dramatik bir hal aldı. Bir beyefendi, seçtiği kişiye tek bir eldiven gönderir ve Paskalya Pazarı’nda bu eldiveni takarsa sevgisine karşılık bulduğunu anlardı. Ne kadar gizemli ve heyecan verici, değil mi?
10. Gösterişli ve şaşalı kartlar
Birine hislerini anlatmak için birkaç kelime yetmez, değil mi? Hele ki 19. yüzyılda! O zamanın aşıkları, seri üretim kartlar yerine saatlerini harcayarak kendi el yapımı sanat eserlerini yaratırdı. Bu kartlar, kurdeleler, preslenmiş çiçekler, altın ve gümüş detaylarla süslenirdi. Her biri fırfırlı, zarif ve aşkla hazırlanmış bu kartlar, romantizmin zirvesi sayılırdı. Eğer o dönem yaşasaydınız, kartınızı hazırlamak için küçük bir servet ve bolca zaman ayırmanız gerekebilirdi!
11. Mezarlıkta gece yarısı aşk falcılığı
Tarihte sevgililer günü gelenekleri listemizin sonuna geldik. “Mezarlık ve Sevgililer Günü” aynı cümlede ne alaka diyebilirsiniz, ama eskiden işler böyleydi! Bazı gençler, Sevgililer Günü’nde gece yarısı mezarlığa gider, aşk hayatlarına dair işaretler ve alametler arardı. Kiminle evleneceklerini tahmin etmek için bu oldukça sıra dışı yönteme başvururlardı. Cadılar Bayramı’nı unutun, aşk kehanetleri burada devreye giriyor!