“Güler yüzle söylenen bir yalanı, bir anda yuttuğumuz halde; acı gerçeği ancak damla damla yutarız” der Diderot. Bu aslında iyileşmek için içtiğimiz ilaçların tadının, zehir kadar acı olmasına da benziyor. Belki de bu yüzden, “Zehir kadar acı da olsa, hakikat ilacını içiniz” diyor Falih Rıfkı Atay. Özellikle kendimize dair, hoşumuza gitmeyen, çoğu zaman görmezden gelmeye çalıştığımız ya da yanlış bildiğimiz gerçeklerle yüzleşmek, her zaman acı vericidir. Öğrendiğimiz gerçekler, özellikle de bu sayede bizim için daha da kıymetli hale gelirler. Çektiğimiz acıya değmelilerdir çünkü. Fakat böyle bir bakış açısında da, çekilen acıyı yücelten hastalıklı bir mantığa yol açabilme potansiyeli bulunuyor. Dolayısıyla çektiğimiz acıdan da bağımsız olarak, gerçeğin yek başına ne kadar kıymetli olduğunu, Thomas Henry Huxley’in şu sözüyle daha da belirginleştirebiliriz: “Benim işim, beklentilerimi gerçeklere uydurmaktır, gerçeklerin düşüncelerime uygunluğunu sağlamak değil.” Uğruna acı çektiğimiz o gerçekler, keşke gerçek olmasalardı; keşke onları kendi ellerimizle, vicdanımızın sesine sağır kalarak yaratmış ve başkalarına da yaşatmış olmasaydık. Fakat madem ki var o gerçekler; o zaman sevmesek de, istemesek de yüzleşeceğiz onlarla. Çünkü Konfüçyüs’un dediği gibi; “Gerçeğin faydası sonsuzdur”; çünkü Nietzsche’nin buyurduğu üzere, “Bir insanın kendine karşı en büyük ödevi, gerçeği keşfetmektir.” Fakat bu da yetmiyor; Goethe’nin dediğine de kulak verelim: “İnsanın yalnızca gerçeğin ne olduğunu bilmesi yeterli değildir; doğruyu istemesi ve yapması da gereklidir.” Çünkü; H. G. Wells’in son noktayı koyduğu gibi; “Gerçeği her zaman savun, anlayan olmasa bile vicdanına karşı hesap vermekten kurtulursun.” Beşeriz biz… Şaşarız, şaşırırız, şaşı beş bakar, kalırız. Ama biliyoruz ki; vicdanının sesini dinleyenin, hiç şaşmayan bir pusulası vardır ki, döner dolaşır, en nihayetinde, yine doğru yolu bulur.
Eğer geçmişle ilgili tüm gerçekleri, ayrıntılarıyla bildiğimizi düşünüyorsak, muhtemelen bu düşüncemizde yanılıyoruz. Kısaca toparlamaya çalıştığımız görsellere mutlaka bir göz gezdirmenizi önemle tavsiye ediyoruz, çünkü tarihe farklı bir perspektiften bakmamızı sağlayacak, muhtemelen hiçbirimizin herhangi bir ders kitabında göremeyeceği türden, ender görülen fotoğraflardan oluşuyorlar.
1. 1885 dolayları… Özgürlük Heykeli inşaat iskelesiyle çevrili. Paris’te işçiler son şeklini veriyorlar.
2. Bob Marley, Damien Marley’in annesi, 1976 Dünya Güzeli Cindy Breakspeare ile sahilde.
3. 1916’da Etnomüzikolog Frances Densmore, bir fonograf üzerine Karaayak (Blackfoot) şefinin müziğini kaydediyor.
4. Fritz, TV ünlüsü bir buldog, Kaliforniya’daki bir berber tarafından tıraş ediliyor. Nisan 1961.
5. Lübnanlı bir kadın direnişçi. 1982.
6. Hippilerin düzenlediği Woodstock Festivali Açılış Töreni. Bethel, New York, Ağustos 14 1969.
7. Chester E. Macduffee. Yanındaki de onun yeni patenti alınmış 250 kiloluk dalgıç elbisesi. 1911.
8. Avukat Mahatma (Mohandas Karamçand) Gandi. 1893.
9. Normandiya Çıkarması sonrasında, Amerikan askerleri, St. Lo kasabasından geçerken iki çocuk tepeden onları izliyor. Fransa, 1944.
10. Son Tazmanya kaplanı Benjamin, Beaumaris Hayvanat Bahçesi, 1933.
11. 1944’de Van Nuys CA fabrikasında çalışan bu işçi, yakında kendine Marilyn Monroe demeye başlayacak.
12. 1880’den kalma bu görüntü, Giza’daki Büyük Sfenks’in en eski fotoğraflarından biri.
13. Jackson Five, Bob Marley ile birlikte Jamaika’da… Nisan 1975.
14. Makyajsız Charlie Chaplin. 1916 civarları…
15. 1937’de bombalanan Şangay’daki tren istasyonunda bir bebek ağlıyor.
16. Vietnam Savaşı’nın son günleri… Saygon’un tahliyesi, 30 Nisan 1975. Amerikalılar, ABD büyükelçiliği dışında son helikoptere binmeye çalışırken yaşanan izdiham ve yer bulabilmek uğruna Güney Vietnamlı’yı yumruklayan Amerikalı.
17. 102 yaşındaki Alice adlı fil, Melbourne-Avustralya’da bulunan Spencer St. İstasyonu’ndaki trenlerin boşaltılmasına yardımcı oluyor. 1948.
18. Çernobil kazasından sonraki erimiş radyoaktif çekirdek. “Fil Ayağı” olarak da biliniyor.
19. Adı; Gadget. İlk atom bombası. 1945.
20. General George S. Patton’ın ölüm günü olan 21 Aralık 1945 tarihinde onun köpeği.
21. UB-110 Alman Denizaltısı’nın kontrol odası. 1918.
22. Genç Winston Churchill, 1895.
23. USAAF B-25 Sinks tarafından bombalanan Japon Destroyeri Amatsukaze. 6 Nisan 1945, Xiamen kıyıları, Çin.
24. Einstein’ın ölümünden sonraki gün fotoğraflanan çalışma masası.
25. Machu Picchu’nun keşfedilişi üzerine ilk fotoğrafı. 1912.
26. Baker Testi olarak bilinen 23 kiloton nükleer silahla su altında patlama. Bikini Adaları, Pasifik, 1946.
27. Auschwitz’de gülmek… SS Yardımcıları, Auschwitz Personeli, Mesire yerinde pozlar… 1942.
28. Gavrilo Princip tarafından katledildiği gün, Arşidük Franz Ferdinand, eşi ile birlikte. 28 Haziran 1914.
29. Müttefik bombardımanından sonra, şehir ortasında sağlam kalan tek bir sütun gibi duran Köln Katedrali, 1944.
30. Nazi görevlileri, katkılarından ötürü Henry Ford’a, Alman Kartalı Büyük Haçı’nı takıyor, 1938.
31. 1936’da Almanya’nın yabancı markaların ithalatının durdurulmasıyla harekete geçen Coca-Cola’nın, Nazi rejimiyle girdiği pazarlık sonucu sağladığı anlaşmayla yayınladığı bir reklam afişi.
32. 17 yaşındaki sağcı öğrenci Otoya Yamaguchi’nin, sosyalist siyasetçi Inejiro Asanuma’ya geleneksel Japon kılıcıyla suikasti. 12 Ocak 1960, Tokyo, Japonya.
33. Bir Alman komünistinin sözde idamı. 1919. Sözde diyoruz; çünkü bu fotoğraf komünistler lehine yapılmış bir propaganda.
34. U-118, Hastings plajında karaya vurmuş, I. Dünya Savaşı denizaltısı. 1919, Sussex, İngiltere.
35. Giza Piramitleri’nin tepesinden yasa dışı çekilmiş bir fotoğraf.
36. Kurşun geçirmez yelek testi. 1923.
37. Bebekler için yapılan gaz maskeleri bir İngiliz hastanesinde test ediliyor, 1940.
38. Henüz 8 yaşındaki Samuel Reshevsky, pek çok satranç ustasını tek seferde yenerken… Fransa, 1920.
39. Vinnitsa’daki son Yahudi’nin katledilişi, 1941.
40. 6000 yıllık öpücük… İran, 1972.
41. 14 yaşındaki Regina Kay Walters’ın, seri katil Robert Ben Rhoades tarafından öldürülmeden önce çekilen son fotoğrafı.
42. Yıkılmadan önce, Berlin Duvarı’na çiçek bırakan bir Alman askeri, 1989.
43. Titanik’in batmadan önce çekilen son fotoğrafı. 1912.
44. JFK’nin Capitol Binası’nda düzenlenen cenaze töreni, 1963.
45. Waffen-SS 13. Birliğe bağlı Müslüman Naziler, II. Dünya Savaşı sırasında namaz kılıyorlar, 1942.
46. Bir Alman asker, öksüz bir Rus çocuğa ekmek veriyor, 1942.
47. Marilyn Monroe, Londra’da Kraliçe Elizabeth’le tanışıyor, 1956.
48. Fidel Castro, Havana’da beyzbol oynuyor. 1959, Küba.
49. Yarış başkanı Jock Semple, o yıllarda kadınların katılmasının yasak olduğu Boston maratonunda yarışan Kathy Switzer’ı pistten uzaklaştırmaya çalışıyor. 390 numaralı yarışmacı da Kathy’nin erkek arkadaşı. 1967.
50. Paraşüt arızası nedeniyle Soyuz 1 kapsülü düşen Sovyet kozmonot Vladimir Komarov’un bedeninden geriye kalanlar. 1967.
51. Barack Obama, kendilerine “Choom Gang” adını verdikleri arkadaş grubuyla birlikte 1979’da Hawaii’de. “Choom”, marihuana için kullanılan argo bir tabir.
52. “Bu CD-ROM, altımdaki tüm kağıtlardan daha fazla bilgi saklayabilir” diyen Bill Gates.
53. Tutankhamun’un 3000 yılı aşkın bir süredir el değmemiş mezarının henüz kırılmamış mührü, 1922.
54. Kraliçe Elizabeth II, İngiliz L85 savaş tüfeğini ateşlerken… 1993.
55. Bangladeş Kurtuluş Savaşı esnasında, Pakistanlı askerler tarafından Hinduları tespit etmek için kullanılan sünnet kontrolü, 1971.
56. 1963’teki bir navigasyon hattı.
57. Bir kağnı arabası yardımıyla taşınan bu nesne, Hindistan’ın ilk uydusu “The Apple”. 1981.
58. MGM’in meşhur jeneriğinin çekimleri. Holywood döneminin başlangıcı, 1928.
59. Özgürlük tahvillerini teşvik amacıyla, Douglas Fairbanks Jr, Charlie Chaplin’i omzunda taşıyor. Wall Street, 1918.
60. 30 Ekim 1983’te Koyunören’de meydana gelen depremde, bir annenin beş çocuğunun ölüsünü gördüğü andaki hali.
Yararlanılan Kaynaklar: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22.