Arkeolojik kalıntılar incelendiğinde tarihin her döneminde insanların eğlenmek için bazı şeyler bulduğunu görüyoruz. Bugünden bakıldığında oldukça vahşi görünen bu eğlenceler, halkın ilgisini çeken etkinlikler arasında bulunuyordu. Örneğin kanlı gladyatör dövüşleri, hayvan ve insanların karşılaştığı dövüşler ya da sıra dışı işkence gösterilerini izlemek için yüzlerce kişi alanda bulunuyordu. Bu vahşi eğlenceler, çoğu zaman toplumun belirli kesimlerini tatmin etmek ve iktidar sahiplerinin güçlerini sergilemek amacıyla düzenleniyordu. Bu listede, tarihin karanlık sayfalarında yer alan ve bugün dehşetle anılan tarihin en vahşi eğlenceleri nelermiş birlikte inceleyeceğiz.
Pankration
Pankration, M.Ö. 648 yılında Antik Yunan’da Olimpiyat Oyunları’na dahil edilen bir güreş türüydü. Bu güreş oyunlara dahil olduktan sonra Yunan dünyasında hızla popüler bir eğlence haline geldi. “Tüm güç” anlamına gelen Pankration’da, gerçekten de sporcuların rakiplerini yenmesi için tüm güçlerini kullanması gerekiyordu. Sporcular güçlerini her şekilde kullanabilirdi. Çünkü bu kanlı dövüşte neredeyse hiçbir kural yoktu. Tek yasak “göz oymak” ve “ısırmak”tı. Rakibinizi yumruklayabilir, boğabilir ve hatta tekmeleyerek bayıltabilirdiniz. Öyle ki antik tarihçilerin kayıtlarına göre Phigalialı Arrhichion isimli bir sporcu, boğularak ölmeden önce rakibinin bileğini çıkarmıştı. Bu olaydan hemen sonra Arrhichion acılar için de ölse de cesedi galip ilan edilmişti!
Mezoamerikan top oyunu
Mezoamerikan top oyununun M.Ö. 1400 yılında ortaya çıktığı düşünülüyor. Yerel halk bu oyunu çok farklı şekilde isimlendiriyordu: ollamaliztli, tlachtil, pitz ve pokolpok. Bu spor, Mezoamerikan halkları için ritüelleştirilmişti. Öyle ki bazen insan dahi kurban edilebiliyordu. Oyunun modern bir versiyonu olan Ulama, günümüzde hala Meksika’daki insanlar tarafından oynanıyor. Elbette artık insan kurban edilmiyor ve kan gövdeyi götürmüyor. Oyun, en az 2 en fazla 6 kişilik iki takımın karşılaşmasıyla gerçekleştiriliyordu. Oyun sırasında kayayla doldurulmuş lastik top kullanılıyordu. Tahmin edeceğiniz gibi bu topa vuran kişiler, maçı çok sağlam bitiremiyorlardı. Arkeologlar, bu oyunun oynandığı büyük sahaları gün yüzüne çıkarmayı başardı. Sahalar incelendiğinde topu sektirmek için yan duvarların eğimli olduğu görülüyor.
Buzkashi
Kokpar ve Kokboru olarak da bilinen bu oyun, at sırtında oynanıyor. Cengiz Han döneminden beri oynandığı bilinen bu oyunda, genellikle birbirine rakip iki köy halkı takım kuruyor. Buzkashi’de takımlar bir keçi leşini rakip kalesine yerleştirmek için birbiriyle yarışıyor. At üstünde oynanan bu oyun bazı durumlarda o kadar şiddetlenirdi ki keçinin cesedi dağılmasın diye hayvan buzağıyla değiştirilirdi. Günümüzde ise bu oyun Afganistan, Kırgızistan ve Özbekistan gibi ülkelerde oynanmaya devam ediyor. Elbette daha modern bir versiyonu!
Fang (Viking güreşi)
İskandinavya bölgesindeki Vikingler, 9. yüzyıldan sonra şiddet içeren bir güreş türü yapıyordu. Tarihi kayıtlarda sıkça bahsedilen bu güreşte; her türlü fırlatmaya, yumruğa ve tutuşa izin veriliyordu. Fang, erkekleri güçlü ve savaşmaya hazır tutuyordu. Bu nedenle Vikingler arasında oldukça popüler bir eğlenceydi.
Suda mızrak dövüşü
Tarihin en vahşi eğlenceleri arasında bulunan bu oyun gerçekten de bugünden bakıldığında tuhaf görünüyor! İnsanların birbirine mızrak atarak nasıl eğlendiğini sorguluyor olabilirsiniz. Ama Antik Mısır’da mızrak dövüşü oldukça popüler bir eğlenceydi. Bu oyunda iki ayrı takıma ayrılan balıkçılar, uzun mızraklarla rakip takımın oyuncularını tekneden düşürmeye çalışıyordu. Kulağa ne kadar zararsız bir oyunmuş gibi gelse de mızrakların ucu oldukça sivriydi ve insanlar hiçbir koruyucu ekipman kullanmıyordu. Yani nehre düşen insanlar boğulma ya da timsah gibi hayvanlara yem olma gibi risklerle karşı karşıyaydı. Bu oyun daha sonra Antik Yunan ve Roma’da da popülerleşti.
Venationes
Tarihin en vahşi eğlenceleri listemizin sonuna geldik. Venationes belki de listedeki en vahşi eğlence biçimi. Roma tiyatrolarında gerçekleştirilen bu eğlencede, vahşi hayvanlar ve gladyatörler dövüşürdü. Seyirciler için bu mücadeleler birinci sınıf eğlenceydi. Bunun için imparatorluğun dört bir yanındaki güçlü hayvanlar, Roma’ya getirilirdi. Hayvan ne kadar tehlikeliyse o kadar iyiydi! Örneğin Roma’daki Kolezyum’un ilk açılış oyununda; aslanlar, filler, leoparlar ve ayılar dahil olmak üzere 9000’den fazla hayvan katledilmişti. Bu oyunlarda bazen hüküm giymiş bir suçlu vahşi hayvanların önüne atılırdı. Bazen de vahşi hayvanlar kendi aralarında dövüştürülürdü. Bugünden bakıldığında her ne kadar barbarca ve vahşice gelse de o dönemde yaşayan insanlar için bu tarz eğlenceler vazgeçilmezdi.
Kaynak: 1