Tarihin kendisini sevmektense belli başlı olaylardaki skandal yönleri dikkate almayı tercih ederiz. Bunun birçok sebebi var olmakla birlikte reçete olarak uygulanabilecek basit bir yöntem var elbette ama henüz çok tercih edilir durumda değil.
Magazinsel yanımızın bizi eğlendirmesi sayesinde ve biraz da ulusal ya da uluslararası yapımlardaki tarihi olaylar tarihin kıyılarına getirebilen etkenler olabiliyor. Kıyı ile yetinmezsek ne ala…
1. Deli Kral’ın Vahşi Adam konsepti
Kral VI. Charles am-ı diğer Deli Kral, 1380 yılında 11-12 yaşlarındayken Fransa Kralı oldu. Amcaları uzun süre onun yerine ülkeyi yönetmiş olsa da Deli Kral 21 yaşına geldiğinde dizginleri eline alabildi.
Charles, 1390 yılından itibaren, en güvendiği komutanlara, askerlerine ve hatta kardeşlerine bile saldırmaya başladı. Bu aksiyonlarıyla delirdiği anlaşılan Charles, kendisinin camdan yapılma bir insan olduğunu düşünmeye başladı. 28 Ocak 1393 yılında Kral’ın karısı nedimelerinden birisinin evliliği için bir maskeli balo düzenledi. Baloda Kral ve onun arkadaşları olan birçok asilzade “vahşi adam” konsepti altında yüzlerinde maskeler, ipekten ve reçineden yapılma kostümlerle dans etmeye başladılar.
İlerleyen saatlerde Charles’in kardeşi ve Orlando Dükü olan III. Louis iyice sarhoş olmaya başladı ve davetin olduğu salona oldukça dengesiz biçimde yanan meşaleleri getirdi. Meşaleleri kontrolsüz biçimde etrafa savuran Louis, dansçılardan birisinin kıyafetinin alev almasına sebep oldu ve alev hızlıca diğer dansçılara da yayıldı. Kral, genç karısı tarafından üzerine elbise atılarak kurtarıldı ve ateş söndürüldü. Bir adam şarap fıçısına atlayıp ateşi söndürürken birkaç kişi de hafif yaralandı Fakat 4 kişi canlı şekilde yanarak hayatını kaybetti. Tasvir edilene göre “adamların genital bölgeleri zemine düşmüş bir şekilde hala yanmaya devam ediyordu”. Bu trajedi Paris sokaklarında yayılmaya başladı ve halk mahkemeleri hiçbir şey yapmamakla suçladı. Halk gösterileri bastırıldı ve Kral Charles ailesi ile oldukça pişman olduklarını söyledi.
2. Üst düzey yolsuzluk
Orta Çağ her yönüyle karışık bir dönem olma konusunda diğer çağlarla yarıştığı bilinen “İllallah” derdirten bir dönem. İlk olmasa da çok büyük etkileri nedeniyle en dikkat çekici yolsuzluk olayı Kral III. Edward’ın yöneticilerinin adının karıştığı yolsuzluk. Edward’ın saltanatının son yıllarında hükümetin önde gelenlerinin yolsuzluk yaptığına dair suçlamalar gün yüzüne çıkmaya başladı. Yolsuzlukla suçlanan kişiler arasında William Latimer, Kral’ın Kahyası, Richard Lyons ve Darphane Bekçisi gibi kişiler yer alıyor. Rüşvet, hükümet fonlarını zimmete geçirme, mali boşlukları kullanarak yüksek faiz oranlı krediler sağlama gibi yolsuzluklar öne çıkıyor. Bu kişilerin dışında bir diğer suçlamada Kral’ın metresi olan Alice Perrers’e yönlendiriliyor. Perrer ise kendisine verilen toprak parçaları ve hediyelerin, Kral’ı dolandırarak aldığı yönündeki suçlamalara maruz kalıyor.
1376’da İngiltere Parlamentosu olaya el koyuyor. Latimer ve Lyons hapse mahkum ediliyor, Perrers İngiltere’den sürgüne gönderiliyor ve mülkiyetindeki tüm toprak parçalarına el konuluyor. Fakat Parlamento yolsuzluk defterini tam anlamıyla kapatamıyor. Takip edilen yıllarda yargılanan kişilerin tekrar güç kazanmasına izin veriliyor. Bu iznin sonucu olarak da 1381’de Köylü Ayaklanması ortaya çıkıyor ve ayaklanmaya maddi fon sağlayan Richard Lyons, Londra’da halka açık alanda başı vurularak idam ediliyor.
3. Mezardan çıkarılan Papa’nın yargılanması
9. ve 10. yy’da Papalık’ta iktidar kavgaları ve küçük çaplı çatışmalar ortaya çıkmaya başlıyor. 897 yılında meydana gelen bir olay ise bu çatışmaların vardığı noktayı özetliyor. Papa VI. Stephen, kendisinden önce gelen, 897 yılında hayatını kaybetmiş olan Papa Formosus’un bedenini mezardan çıkarıyor ve yargılamaya tabii tutuyor. Mezardan çıkarılan ve hükümdarlık tahtına yaslanmış olan kadavraya karşı, Papa VI. Stephen bağırarak suçlamaları listeliyor. Beklenildiği gibi Formosus’un cansız bedeni suçlu bulunuyor ve ceza olarak elbiseleri çıkarılıyor, 3 parmağı kesiliyor ve bedeninin geri kalanı Tiber Nehri’ne atılıyor. Eski Papa’ya karşı hakaretten dolayı halkın tepkisiyle karşılaşan ve yargılanan Papa VI. Stephen tutuklanarak hapse atılıyor ve orada boğularak hayatını kaybediyor.
4. Nesle Kulesi Olayı
Fransa Kralı IV. Philip’in 3 gelininin de işin içinde olduğu Nesle Kulesi Olayı o dönem oldukça yankı uyandırmıştı. Kralın kızı olan ve daha sonra İngiltere Kralı II.Edward ile evlenen Isabella’nın da müdahil olduğu olayda, Isabella babasını görümcelerine verdiği para keselerinin Normandiya şövalyelerinin eline geçtiği konusunda bilgilendiriyor. Kralın gelinlerinin Nesle Kulesi’nde şövalyelerle bir yasak ilişkide bulunmuş olabileceği düşünülünce, IV. Philip şövalyeleri yakalattırıyor ve ilişkiyi itiraf ettirene kadar işkence ettiriyor. Hadım edildikten sonra da idam ediliyorlar.
Gelinler hakkında soruşturma başlatılıyor ve ikisi suçlu bulunuyor. Kafaları kazınan iki gelin de ömür boyu hapse mahkum oluyor. Birisi 1 yıl sonra gizemli bir şekilde ölüyor fakat öldürülme ihtimali de mevcut. Diğeri ise 8 yıl yeraltında bir hapishanede kalıyor fakat daha sonra salıveriliyor ve bir rahibe oluyor. Bu da ne yazık ki tutsaklık süresi boyunca olduğu düşünülen kötü sağlık koşullarının da etkisiyle birkaç yıl içinde acı çekerek ölüyor.
5. Papa’nın fahişeleri yarıştırma merakı
Orta Çağ’ın en kötü şöhretli Papa’larından birisi de Rodrigo Borgia’ydı. VI. Alexander olarak da bilinen Borgia 1492 yılından ölümüne kadar Papalık görevinde bulundu. Kendisi ve çocuklarından en dikkat çekenleri olan Cesare ve Lucretia birlikte adı birçok skandala karışan Borgia, halk tarafından yozlaşmış ve kazanmak için her şeyi yapabilecek potansiyelde biri olarak görülüyordu. Skandallardan belki de en kötüsü olanı “Kestane Ziyafeti” adıyla biliniyor.
Vatikan’da görevli Johann Burchard skandalı şöyle tarif ediyor. “Cesare Borgia Vatikan’da bir ziyafet düzenliyor ve ziyafete 50 adet fahişe çağırıyor. Gelen konuklara dans eden fahişeler yemekler yendikten sonra üzerindekileri çıkartıyorlar. Masalarda bulunan şamdanları yere alan fahişeler salonda bulunan kestaneleri odanın her yerine fırlatıyorlar. Daha sonra dizlerinin arasına şamdanları alıp emekleme pozisyonunda kestaneleri toplamaya başlıyorlar. Papa ile çocukları Cesare ve Borgia’nın da izlediği bu gösterinin sonunda en iyi performansı gösteren kadınlara ipek gömlek, ayakkabı ve şapka gibi hediyeler veriliyor.