İnsanlık tarihi oldukça uzun bir geçmişe sahip. Ancak, Dünya’nın oluşumu düşünüldüğünde, insanlığın henüz yeni bir tür olduğunu söylemek yanlış olmaz! Dünya yaklaşık 4,5 milyar önce oluşmaya başladı. İnsanlığın ne zaman ortaya çıktığına dair farklı görüşler var. Ancak yaygın kanaat insanlığın 200 ila 300 bin yıl önce ortaya çıktığı şeklinde. Yani, Dünya’nın var olduğu zamanların çok çok büyük bir kısmına şahit olmuş değiliz! Ancak şunu biliyoruz, dünya milyonlarca yıl önce, şimdi bildiğimizden çok daha farklı bir yerdi. Tarih öncesi dönemler olarak isimlendirilen dönemlerde, bugün dünya dediğimiz küre üzerinde devasa canlılar yaşıyordu! Gökyüzünden, ağaçlara kadar her şey şimdikinden daha farklı görünüyordu!
Üstelik bilimin olanakları geliştikçe, tarih öncesi dönemler hakkındaki bilgilerimiz de güncelleniyor. Yapılan çalışmalar bugün nasıl göründüğünü hayal etmekte dahi zorlandığımız zamanlara yakından bakmamıza olanak veriyor. Öte yandan, tarih öncesi dönemler gerçekten de oldukça ilginç şeylerle dolu! İşte, tarih önce dönemler hakkında muhtemelen daha önce duymadığınız 11 enteresan bilgi…
1. Ağaçlar 60 milyon yıl boyunca hiç çürümediler
Tarih öncesi dönemlerin de en önemli canlılarından olan ağaçlar, o zamanlar da oldukça uzundu. Ancak kök sistemleri, bugün olduğundan çok daha zayıftı ve gelişmemişti. Bu zayıflık sebebiyle pek çok ağaç, belirli bir uzunluğa eriştiğinde kendiliğinden devriliyordu! Ancak, ağaçlardaki temel yapı taşı olan selülozu sindirecek bakteri ve mantarların ortaya çıkmasına 60 milyon yıl vardı! Bu nedenle, tarih öncesi dönemlerde devrilen ağaçlar, çürümeden, oldukları gibi kalıyorlardı. Ormanlık alanların zeminleri tamamıyla ağaçlarla veya tahta parçalarıyla kaplanıyordu! Selüloz sindiren bakteri ve mantarla ortaya çıkana kadar, orman zeminlerindeki ağaçların bazıları ise üzerlerindeki diğer ağaçların baskısıyla kömüre dönüştü.
2. Dinozorlar, muhtemelen ördekler veya kazlar gibi ses çıkarıyordu!
Tarih öncesi dönemlerin mutlak hükümdarlarının, kükremeye benzer sesler yerine tiz bir ördek sesi çıkarması sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Ancak yapılan bazı bilimsel çalışmalar, gerçeğin bu olduğunu söylüyor! Dinozorların, korkutucu sesler çıkardığına dair yanlış kanaat ise, popüler kültürdeki filmlerden kaynaklanıyor olabilir! Fakat dinozorların kükremesi veya ona benzer sesler çıkartmaları mümkün değildi! Çünkü dinozorlarda memelilerdeki gırtlak bulunmuyordu. Bunun aksine, bugünkü kuşlarda da bulunan sirenks isimli ses çıkartmaya yarayan bir yapıya sahip oldukları biliniyor. Bu nedenle, dinozorların da özellikle de ördeklerdekine veya kazlardakine benzer sesler çıkardıkları tahmin ediliyor.
3. Tarih öncesi dönemlerde bir gün 23 saat sürüyordu
Tarih öncesi dönemler hakkında oldukça ilginç bir bilgi de zamanla ilgili! Jura adı verilen ve yaklaşık 200 milyon yıl öncesini ifade eden dönemde bir gün 23 saat sürüyordu! Dünya, kendi ekseni etrafındaki dönüşünü her yıl biraz daha uzun bir sürede gerçekleştiriyor. Ancak bu hız yalnızca birkaç milisaniyeden ibaret! Yine de milyonlarca yıl boyunca biriken milisaniyeler, gezegenimizin dönüş hızının şimdiki haline gelmesine neden oldu.
4. Köpek balıkları Satürn’ün halkalarından daha yaşlı
Tıpkı gezegenimiz gibi Satürn’de yaklaşık 4,5 milyar yıl önce oluştu. Ancak Satürn’ün göz alıcı halkaları çok daha genç! Satürn halkaları 10 ila 100 milyon yıl önce ortaya çıktı! Köpek balıkları ise 400 milyon yıldan fazla bir süredir denizlerde hüküm sürüyor…
5. Dinozorların tüyleri vardı
Günümüzdeki dinozor tasvirlerinin çoğu, dinozorları devasa kertenkeleler olarak gösteriyor. Ancak bilimsel çalışmalar, dinozorların kertenkelelerden daha çok, kuşlara benzediklerini ortaya koyuyor. Günümüzde pek çok bilim insanı, dinozorların tüylü olduğu konusunda hemfikir. Ancak, dinozor tüyleri milyonlarca yıl boyunca varlığını koruyamadığından, yeteri kadar tüylü fosile rastlanmadı. Öte yandan, başlangıçta sadece etobur dinozorların tüylü olduğu düşünülüyordu. Ancak, 2014 yılında iyi korunmuş tüylere sahip bir otobur fosili, bütün dinozorların tüylü olduğu hakkındaki inanışı kuvvetlendirdi.
6. Tyrannosauruslar, sürü halinde yaşıyordu
Tyrannosaurus veya yaygın adıyla T-Rex isimli canlılar, dinozorlar arasında en popüler tür! Devasa boyutları ve korkunç görünümleri bu canlıların oldukça bilinir hale gelmelerine neden oldu. Popüler kültürde sıklıkla rastlanan T-Rexler, yaklaşık 70 milyon yıl önce yaşamış canlılardı. Tarih öncesi dönemler, bu devasa canlıların hükümdarlığı altında geçiyordu! Ancak bazı yeni keşifler, bu canlılar hakkında oldukça ilginç bilgilerin açığa çıkmasını sağladı! Birbirine yakın bölgelerde keşfedilen T-Rex fosilleri, bu canlıların sürü halinde yaşayan, birlikte avlanan ve yavru bakımında gelişmiş özellikleri olan canlılar olabileceklerini ortaya koyuyor.
7. Apatosaurus isimli dinozorun kuyruğu ses hızını aşabilirdi
Apatosaurus 150 milyon yıl önce yaşayan oldukça büyük bir canlıydı. Bu canlının o kadar büyük ve kuvvetli bir kuyruğu vardı ki, kuyruk hareketi ses hızını aşabilirdi. Bilim insanları tarafından hazırlanan simülasyonlar da bunu doğruladı. Apatosaurus, avlanmak veya kendilerini savunmak için, kuyruklarını ses bariyerini aşacak şekilde kullanabilirlerdi! Ancak bazı bilim çevreleri bu kanaatte değiller. Çünkü böylesine yüksek bir hızın Apatosaurus’un kuyruğuna zarar vereceğini hatta kırılmasına neden olacağını düşünüyorlar.
8. İnsanlar, dinozorlardan çok daha az yaşadı
Dinozorlar, tarih öncesi dönemlerin egemen canlılarıydı. Bugünün egemen canlıları ise insanlar! Ancak insanlar ve dinozorlar hiçbir zaman bir arada yaşamadılar. Dinozorlar, 66 ila 252 milyon yıl önce ortaya çıktılar. Homo sapiens ismi verilen bugünkü insan türü ise 300 bin yılıdır gezegende. Ondan önceki ilkel insana dair en eski bulgular ise 6 milyon yıl öncesine kadar gidiyor. Yani dinozorların uzun yaşamı yanında insanlık olarak çok kısa bir süredir varlığımızı devam ettiriyoruz.
9. Dinozorlar oldukça iyi ebeveynlerdi!
Gerçekte, dinozorların nasıl ebeveynler olduklarını tespit etmek son derece zor. Çünkü son dinozor yok olduğundan bu yana milyonlarca yıl geçti! Ancak dinozorların nasıl ebeveynler olduklarına dair fikirlerin çoğu, onların oldukça kötü ebeveynler olduklarına yönelikti. Çünkü dinozorların ebeveynlik alışkanlıklarının kertenkelelerdekine yakın olduğu tahmin ediliyordu. Buna göre, yumurtadan çıkan bir dinozor, ebeveynleri tarafından terk ediliyor ve tek başına bırakılıyordu! Ancak yeni araştırmalar durumun bundan farklı olabileceğini söylüyor! Bazı bilim insanları, bazı dinozor türlerinin yavrularını yetiştirmek için büyük çaba harcadıklarını düşünüyorlar.
10. Dünya üzerinde 2,5 milyar T-Rex yaşadı
2021 yılında gerçekleştirilen bir bilimsel çalışma tarih öncesi dönemler hakkında oldukça çarpıcı bir bilginin açığa çıkmasını sağladı. Buna göre, tarih öncesi dönemlerde toplamda 2,5 milyar T-rex yaşamıştı. Geçmişte, tarih öncesi dönemde yaşayan canlıların popülasyonları hakkında veri elde etmenin mümkün olmadığına inanılıyordu. Ancak bilim insanları geliştirdikleri yeni modeller sayesinde bu sorunun üstesinden geldiler! Paleontologlar, T-Rex’lerin vücut kütleleri ile nüfus yoğunlukları arasındaki ilişkiler üzerinde hesaplamalar yaptılar. Böylece, herhangi bir dönemde 20.000 T-Rex’in yaşadığını tespit ettiler. Öte yandan, yapılan çalışmalar göre T-Rex’ler 127.000 nesil boyunca varlıklarını sürdürmüşlerdi. Böylece başlangıçtan itibaren var olan T-Rex sayısı 2,5 milyar olarak kaydedildi. Ancak bazı bilim insanları, pek çok değişken nedeniyle tarih öncesi dönemler hakkındaki bu çalışmanın hatalı olabileceğine inanıyor. T- Rex popülasyonuna dair diğer yaygın inanışlar ise devasa canlıların 140 milyon ile 42 milyar arasında değişen birey sayısına ulaştıkları yönünde.
11. Neandertaller hâlâ yaşıyor!
Yapılan araştırmalar, Homo sapiens ile Neandertaller arasında cinsel birliktelik yaşandığını ortaya koyuyor! Homo sapiens ile Neandertal arasındaki gen dizilişini karşılaştıran bilim insanları büyük benzerliklere rastladılar. Buna göre 30 ila 80 bin yıl önce iki tür arasında bir yakınlaşma meydana gelmiş olabilir! Buna göre, Neandertal modern insanın genlerinde yaşamaya devam ediyor.
Kaynak: 1