Edebiyat, müzik, sinema… Sanatın pek çok dalı birbiriyle hep iç içedir, birbirini sürekli besler. Peki, size dünyaca ünlü, pek çok insanın aklından çıkmayan değerli ressamların tablolarının film sahnelerinde birebir aynılarının kullanıldığını söylesek ne düşünürsünüz? Sinema ve resmin bir araya geldiğinde ortaya nasıl güzel işler çıktığını görünce her bir görüntüye hayran olacaksınız. İşte o tablolardan etkilenen sinema filmleri ve muhteşem sahneler…
1. Melancholia filmi – Ophelia tablosu
İngiliz ressam John Everett Millais’in 1851’de Shakespeare’in meşhur Hamlet oyunundaki Ophelia karakterinin ölmeden önce Danimarka’da bir ırmakta şarkı söylediği anı tasvir ediyor. Lars von Trier’in yönettiği Danimarka filminde de Ophelia tablosu birbiriyle epey benzerlik gösteriyor.
2. The Thomas Crown Affair filmi – The Son of Man tablosu
Belçikalı sürrealist ressam René Magritte’in çizdiği sıradışı tabloları ve hüzünlü hikayelerini çoğumuz iç aşağı beş yukarı biliriz. İşte onun sembollerle anlatmaya çalıştığı bu ünlü tablolar John McTiernan’ın yönettiği 1999 yapımı The Thomas Crown Affair (İkili Oyun) filmine ilham oldu. IMDb’den 6,8 puan alan suç türündeki bu filmde tıpkı Magritte’in tablolarındakine benzeyen erkekler de bir sembol olabilir mi sizce?
3. Shirley: Visions of Reality filmi – New York Movie resmi
Toplumcu gerçekçi sanatçı Edward Hopper’ın 1939’da çizdiği Hollywood’un seyirciyi sinema salonlarında sahte dünyalara götürdüğünü anlatan New York Movie (New York Sineması) adlı tablosu Gustav Deutsch’un “Shirley: Visions of Reality” adlı filmine ilham oldu. Film ve tablo birbirinin tıpatıp aynısı olduğu kadar içerik olarak da birbirine benziyor. Zira, hem filmde hem de resimde gerçekliği arama çabası içindeki insanlar temsil ediliyor.
4. Sexy Beast filmi – Over the Town tablosu
Kübizm akımından etkilenen Marc Chagall’ın yaşadıkları iki aşığın ilişkisini şehrin üzerinde uçma şeklinde betimleyerek aşka bir yenilik katması sinema sanatını da etkiledi pek tabii. Jonathan Glazer’ın 2001’de yönettiği Sexy Beast adlı filmde de romantik çiftin gökyüzünde fiziksel temaslarına şahit olmuştuk.
5. Lust for Life filmi – The Night Cafe resmi
Ölümünden önce değeri pek bilinmeyen ancak günümüzde pek çok sanat dalını etkisi altına almayı başaran Hollandalı izlenimci ressam Van Gogh, bu kez 1988’de çizdiği The Night Cafe adlı resmiyle sanatın çeşitli alanlarını filmlerine başarılı bir şekilde aktaran ABD’li yönetmen Vincente Minnelli’ye ilham oluyor. Minnelli’nin 1956’da yönettiği “Lust for Life (Ölmeyen İnsanlar)” adlı filminin afişinde bile Van Gogh’un The Starry Night (Yıldızlı Gece) adlı tablosundaki gökyüzü silik bir şekilde bile olsa resmedilmiş.
Van Gogh’un hayatını konu alan filmde ayrıca ünlü ressamın “Gece Kahvesi” adlı tablosu da neredeyse birebir şekilde kullanılmış.
6. A Star Is Born filmi – Frieze Of Dancers resmi
Çoğumuzun geçtiğimiz yıl Lady Gaga’nın Bradley Cooper ile başrolde oynadığı için tanıdığı “A Star Is Born” filminin 1955 yapımı da ünlü ressam Edgar Degas’tan etkilenmiş. George Cukor’un 1954’te yönettiği filmde, dansçıların hazırlandığı sahne izlenimcilik akımının kurucularından kabul edilen ancak kendisini daha ziyade gerçekçi olarak tanıtan Edgar Degas’ın 1883’te çizdiği Frieze Of Dancers adlı tablosu ile benzerlik gösteriyor.
7. Forrest Gump filmi – Christina’s World tablosu
Robert Zemeckis’in 1994’te yönettiği Forrest Gump filmine Amerikalı gerçekçi ressam Andrew Wyeth’in 1948’de çizdiği popüler tablosu Christina’s World ilham oldu. Wyeth, yazı geçirmek için gittiği South Cushing bölgesinde kas hastalığından dolayı yürüyemeyen Christina Olson adlı bir kadından etkilenmiş ve onu resmetmek istemiştir. Film, her ne kadar tablodaki kadar duygusal olmasa da yine de bu sahnesi sayesinde tabloyla arasında bir benzerlik doğuyor.
8. Shutter Island filmi – The Kiss resmi
ABD’li efsane yönetmen Martin Scorsese imzası taşıyan Shutter Island (Zindan Adası) adlı IMDb’den 8.1 puan alan film de resimden etkilenenler arasında yerini aldı. Scorsese’nin 4’üncü kez birlikte çalıştığı başarılı oyuncu Leonardo DiCaprio’nun Michelle Williams’a sarıldığı sahne, Gustav Klimt’in The Kiss adlı tablosunu hatırlatıyor.
9. A Clockwork Orange filmi – Prisoners Exercising tablosu
Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi yönetmenlerinden Stanley Kubrick’in unutulmaz filmi “A Clockwork Orange (Otomatik Portakal)” çoğumuzu pek çok sahnesiyle tesiri altına almıştı. Filmde Vincent van Gogh’un Prisoners Exercising adlı resminden etkilenildiğini duyunca artık bu kadar ilginç örnekten sonra şaşırmamanızı diliyoruz 😀 Tablo ile filmdeki sahne birbirine çok benziyor. Belki filmden bu kadar etkilenilmesinde diğer sanat dallarıyla ilişki kurması da etkili olmuştur, ne dersiniz?
10. Pan’s Labyrinth filmi – Saturn Devouring His Son resmi
Meksikalı yönetmen Guillermo del Toro’nun yönettiği Pan’s Labyrinth (Pan’ın Labirenti) adlı 2006 yapımı film az önce saydıklarımızdan farklı olarak bu kez romantizm akımının etkisinde kalan bir ressamdan etkileniyor: Francisco de Goya’dan! Romantizm akımının öne çıkan isimlerinden İspanyol ressam Francisco de Goya’nın 1823’te tamamladığı Saturn Devouring His Son (Çocuklarını Yiyen Satürn) adlı tablosundan esinlendi. Akıllara sivri elleriyle gözlerine yaptığı yuvarlak işaretle kazınan bir karakterle özdeşleşen filmde pek çok mitolojik ögeye yer veriliyor; Saturn Devouring His Son tablosu da bunlardan birisi elbette!
11. The Fifth Element filmi – The Broken Column resmi
The Fifth Element, Türkçesiyle Beşinci Element adlı 1997 yapımı Fransız gerilim filminin başrollerinde Bruce Willis, Gary Oldman ve Milla Jovovich yer alıyor. IMDb puanı 7,7 olan film 23. yüzyıl’da geçiyor. Feminist ressam Frida Kahlo’nun 1944’te çizdiği The Broken Column adlı eserde 18 yaşındayken geçirdiği trafik kazası sonucunda vücuduna takılan korseyi resmetmesi bu filme ilham oldu. Filmde Milla Jovovich aşkın ve devrimin kadını Frida’nın tablosundaki korseyle ekran karşısına çıkıyor.
12. Fight Club ve The Godfather: Part II filmleri – The Death of Marat resmi
Pek çok filmde küvette ölüm sahnesine tanık olmuşsunuzdur. Yıkanmayı ve arınmayı temsil eden küvet, bu sefer Jacques-Louis David’in 1793’te çizdiği The Death of Marat adlı resimle sinema dünyasına ilham oluyor. Ressamın lider devrimci arkadaşı Jean-Paul Marat’ın ölüm anını konu edinen bu eser, Fight Club (Dövüş Kulübü) ve The Godfather 2 filmlerindeki bu sahnelere zenginlik kattı.
13. Passion filmi – La petite baigneuse – Intérieur de harem resmi
Jean Auguste Dominique Ingres’in 1828’de çizdiği “La petite baigneuse – Intérieur de harem” hamamlardaki Türk kadını figürünü oryantalist bir şekilde anlatıyor. Eser, aynı zamanda Jean-Luc Godard’ın yönettiği Passion (Öldüren Tutku) filmine de ilham oldu. Filmdeki hamama giden kadının arkadan çekildiği sahne ile Ingres’in tablosu birebir örtüşüyor.
14. Cabaret filmi – Portrait of the Journalist Sylvia von Harden tablosu
1920’lerde Almanya’daki yeni kadın figürünü anlatmak isteyen Otto Dix’e ait olan “Portrait of the Journalist Sylvia von Harden” adlı tablo ile Bob Fosse imzası taşıyan Cabaret filmi arasındaki bu benzerlik ise ‘bu kadar benzerlik de olmaz’ dedirten cinsten!
15. The Truman Show filmi – Architecture au clair de lune resmi
Peter Weir’ın yönettiği unutulmaz film listenizde mutlaka yerini alması gereken The Truman Show filminin akıllara kazınan bu son sahnesinde gerçeküstücü ressam René Magritte’ten esinlenilmiş. Magritte’in “Architecture au clair de lune” adlı tablosu da diğer pek çok tablosunda olduğu gibi gerçekliği sorguluyor; tablo bu yönüyle de The Truman Show filmiyle ortak noktada buluşmayı başarıyor.
16. The Adventures of Baron Munchausen – Terry Gilliam (1988) The Birth of Venus tablosu
Sandro Botticelli’nin 1484’te çizdiği Venüs’ün kıyıya çıkışını anlatan bol bol mitolojik öge barındıran tablosu “The Birth Of Venus” (Venüs’ün Doğuşu), Terry Gilliam’ın 1988’de yönetmenliğini yaptığı The Adventures of Baron Munchausen (Baron Munchausen’in Maceraları) adlı filmle benzerlik gösteriyor. Hatta film, bu sahnesinde direkt Afrodit’le ilgili mitolojik öykülerden esinlenmiş diyebiliriz.
17. Shirley: Visions of Reality filmi – Morning Sun resmi
Ünlü Amerikalı ressam Edward Hopper’ın 13 tablosunun sinematografik açıdan zenginleştirilmesi amacıyla kullanıldığı “Shirley: Visions of Reality” filminde bu kez de Hopper’ın Morning Sun adlı tablosundan faydalanıldığını görüyoruz. Kadın figürü tıpatıp benzediği gibi pencerenin dışından görünen binaların da resimdekiyle tıpatıp aynı olması filmin görsel açıdan başarısını kanıtlar nitelikte.
18. Dawn resmi – The Cell filmi
Norveçli sanatçı Odd Nerdrum’un 1989’da çizdiği Dawn adlı tablo, Tarsem Singh’in yönettiği The Cell (Hücre) filmindeki bu sahne ile doğrudan benzerlik gösteriyor. Jennifer Lopez’in de rol aldığı filmde bir psikolojik rahatsızlık gerçekçi bir şekilde anlatılır. Dawn tablosu ise karamsar yönüyle bilimkurgu korku türünde olan The Cell filminin bu sahnesiyle özdeşleşiyor.
19. The Last Supper tablosu – The Watchmen filmi
Leonardo Da Vinci’nin resimlerinin pek çok sinema filmine esin kaynağı olduğunu çoğumuz biliyoruz. Onun hala sırları çözülemeyen “The Last Supper” (Son Akşam Yemeği) adlı tablosu ise bu kez Zack Snyder tarafından yönetilen 2009 yapımı “The Watchmen” adlı filminin bir sahnesinde kullanıldı. Tablo daha önce The Simpsons gibi çizgi dizilere de yansımıştı.