Amerika Birleşik Devletleri, 1960’ların sonunda, insanlık tarihine kara bir leke olacak geçen ilginç bir yapıyla tanıştı. Charles Manson isimli Amerikalı tarafından kurulan Manson tarikatı veya tarikat üyelerinin ifade ettiği şekliyle Manson Ailesi, çok sayıda suç işledi, acımasız cinayetlere imza attı. ABD tarihinin gördüğü en gaddar seri katillerden biri olan Charles Manson tarafından kurulan bu “aile,” oldukça tehlikeli üyelerden oluşuyordu! Susan Atkins isimli genç kadın ise ailenin en korkunç üyelerinden biriydi! İşte Manson Ailesi tarikatının en tehlikeli ve korkunç üyelerinden Susan Atkins hakkında bilmeniz gerekenler.
Susan Atkins 7 Mayıs 1948’de orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi
Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya eyaletinde yaşama gözlerini açan Atkins, ebeveynlerinin alkolizm sorunu sebebiyle son derece sıkıntılı bir çocukluk dönemi geçirdi. 15 yaşına geldiğinde ise annesi kanser hastalığına yakalandı. Bu hastalık, hem Susan Atkins’in hem de ailenin yaşamını çok daha karanlık bir yola sürükleyecekti…
Annesi hayatını kaybettikten sonra Susan Atkins San Francisco’ya taşındı
Eğitimini yarıda bırakmış, pek de iyi anılarla hatırlamadığı geçmişini ise bütünüyle silmişti. San Francisco’daki ilk yılları, Susan Atkins için yepyeni bir dönemin başlangıcıydı…
Susan Atkins, kalan yaşamının ayrılmaz unsurları haline gelecek olan suç ve uyuşturucu ile San Francisco’da tanıştı
Onu, tarihin en korkunç katillerinden biri haline getirecek Charles Manson ile de ilk kez bu şehirde karşılaştı.
Henüz 19 yaşında, yalnız ve kaybolmuş bir kadın olan Atkins’in Charles Manson ile tanışması, genç kadının yaşamını bütünüyle değiştirdi!
Susan Atkins, Charles Manson ile ilk karşılaşması hakkında “Sesi ve tavrı beni hipnotize etti, beni büyüledi.” ifadelerini kullanacaktı. Atkins’e göre Manson, “Kurtarıcı İsa benzeri bir figürdü…
Atkins’in “aileye” katılması uzun sürmedi
Manson, kısa sürede etkisi altına aldığı bu genç kadını, etkisi altındaki diğer kadınlarla tanıştırdı: Lynette Fromme, Patricia Krenwinkel ve Mary Brunner. Böylece Manson Ailesi’nin “çekirdek karosu” da ortaya çıkmış oldu…
Charles Manson, Susan Atkins’in adını “Sadie Mae Glutz” olarak değiştirdi
İsim değişiklikleri Manson Ailesi tarikatında son derece yaygındı. Radikal ve korkunç fikirleriyle etrafındaki insanları acımasız suçlular haline getiren Manson, aile üyelerinin “egolarını köreltmek” için onlara, uygun gördüğü yeni isimler veriyordu…
Manson Ailesi, 1960’lı yılların sonunda Los Angeles yakınlarında bir çiftliğe yerleşti
Charles Manson liderliğindeki aile üyeleri, burada toplumsal hayattan uzak bir yaşam sürüyorlardı. Manson, toplumdan izole hale getirmeyi başardığı aile üyelerinin beyinlerini yıkıyor, radikal fikirleri ile onları her geçen gün daha fazla etki altına alıyordu.
Susan Atkins ise bu korkunç katilden en çok etkilenen isimlerin başında geliyordu. Manson’a büyük bir aşk ile bağlanmıştı, üstelik onun kutsal bir kurtarıcı olduğuna inanıyordu. İşte tüm bunlar, Atkins’i ailenin en korkunç üyelerinden biri haline getirecekti…
Gary Hinman cinayeti, Atkins’i bir “canavara” dönüştürecek eylemlerin ilkiydi!
Gary Hinman, doğrudan doğruya tarikatın içerisinde yer almasa da, aile üyelerini arkadaşı olarak gören bir uyuşturucu satıcısıydı. Ancak aile ile Hinman arasındaki son uyuşturucu ticareti, genç adamın da sonunu hazırlayacaktı.
Hinman’dan satın alınan uyuşturucuyu beğenmeyen Manson, parasını geri almaları için aralarında Atkins’in de bulunduğu birkaç aile üyesini, Hinman’ın yanına gönderdi. Ancak Hinman, iş birliği yapmayı reddetti. Bunun üzerine olay yerine gelen Manson, Hinman’ın infaz edilmesi için aile üyelerine talimat verdi…
Gary Hinman, Bobby Beausoleil isimli tarikat üyesi tarafından öldürüldü. Ancak Atkins, talihsiz adamı ömrünün son anlarında korkunç işkencelere katlanmak zorunda bıraktı!
Öyle ki sırf işkence edebilmek için Hinman’ın hayatta kalmasını istiyor, bu sebeple yoğun bir çaba harcıyordu! Evet, Hinman’ın öldüren son darbe Atkins’ten gelmemişti. Ancak bu cinayet, genç kadını tehlikeli bir canavara dönüştürmüştü…
Susan Atkins acımasız eylemlerinin en korkunç olanına 8 Ağustos 1969 gecesi imza attı!
Atkins ve beraberindeki bazı aile üyeleri dünyaca ünlü yönetmen Roman Polanski’nin evine bir saldırı düzenledi. Polanski’nin eşi, Amerikalı oyuncu Sharon Tate ve evde bulunan üç kişi, 8 Ağustos 1969 akşamı Manson tarikatının en ünlü kurbanları haline geldi. Ancak bu korkunç katliamın başrolü, Atkins’ten başkası değildi.
Susan Atkins, 8 aylık hamile olan Sharon Tate’i 16 yerinden bıçaklayarak öldürdü!
Atkins olayın ardından, Hollywood yıldızını öldürdüğü anı ise şu sözlerle anlattı: “Onunla yalnızdım. Lütfen beni öldürme, dedi. Ben de ona susmasını söyledim ve onu kanepeye attım. Lütfen bebeğimi doğurmama izin ver, dedi. Sonra Watson geldi ve onu öldür, dedi. Ben de onu öldürdüm. Onu bıçakladım ve düştü ve onu tekrar bıçakladım. Kaç kez bilmiyorum. Onu neden bıçakladığımı bilmiyorum…”
Atkins 1969 yılının ekim ayında Gary Hinman’ı öldürmek suçlamasıyla tutuklandı
Manson Ailesi’nin bu en korkunç üyesi, yargılandıktan sonra ölüm cezasına çarptırıldı
Ancak aynı dönemde Kaliforniya eyaletinde ölüm cezası kaldırıldı. Bunun üzerine Atkins’in ölüm cezası, müebbet hapse çevrildi.
24 Eylül 2009’da, cezasını çektiği hapishanede hayatını kaybetti
Kaynak: 1