Susam Sokağı denince aklınıza ne geliyor? Sevimli kuklalar, eğlenceli şarkılar ve bol kahkahalar mı? Peki, bu rengârenk dünyanın aslında ne kadar büyük sosyal değişimlere öncülük ettiğini biliyor muydunuz? Susam Sokağı karakterler aracılığıyla, çocuklara sadece harfleri ve sayıları öğretmekle kalmadı, aynı zamanda toplumsal tabuları yıkarak kapsayıcı bir dünya inşa etmeye çalıştı. Dizide dünyanın dört bir yanındaki çocukların kalbine dokunan, stereotiplere meydan okuyan ve toplumsal sorunlara parmak basan ilham verici kuklalar vardı! İşte Susam Sokağı’nda farkındalık oluşturan karakterler…
1. Linda: İşaret dili öğreten kütüphaneci (1972)
1970’lerde televizyon izleyen çocuklar için işaret dili ve sağır bireylerle tanışmanın en samimi yolu Linda oldu. Onu canlandıran Linda Bove, gerçek hayatta da işitme engelliydi ve karakteriyle milyonlarca insana ilham verdi. Susam Sokağı’nın kütüphanecisi olarak hem çocuklara işaret dilini öğretiyor hem de işitme engelli bireylerin karşılaştığı zorlukları anlatıyordu.
Ama asıl sihir neydi biliyor musun? Linda sadece ekranda öğretmekle kalmadı, kamera arkasında da yazarlarla birlikte çalışarak karakterin gerçekçi ve otantik olmasını sağladı. Tam 30 yıl boyunca ekranlarda kaldı ve sağır bir karakterin en uzun süreli TV rolü olma unvanını kazandı. 2004’te diziden ayrıldığında, ardında sadece bir karakter değil, milyonlarca insanın empati ve farkındalıkla büyümesini sağlayan bir miras bıraktı.
2. Rosita: “Hola” ve “Merhaba” diyen muppet (1991)
Susam Sokağı, her zaman farklı kültürleri temsil etmeye önem verdi. Özellikle 1990’ların başında Amerika’ya göç eden Meksikalıların artmasıyla birlikte dizi, Latin kültürünü çocuklara eğlenceli bir şekilde anlatmak için Rosita’yı tanıttı!
Tam adı Rosita La Monstrua de las Cuevas (Mağaraların Canavarı) olan bu tatlı Muppet, İngilizce ve İspanyolca konuşarak iki dilli karakterlerin ekranlardaki yerini sağlamlaştırdı. Daha önce de iki dilli karakterler vardı ama Rosita bir ilkti: Tam zamanlı kadroya katılan ilk Latina Muppet!
2001’de “Günün İspanyolca kelimesi”ni öğretmeye başladı! Böylece her yaştan çocuk, hem Latin Amerika kültürü hem de İspanyolca hakkında bilgi sahibi oldu. Çocuklar Rosita sayesinde “Hola” ve “Adiós” demeyi öğrenirken, dünya çok dilli ve çok kültürlü bir yaşamın ne kadar güzel olduğunu keşfetti.
3. Tarah: Tekerlekli sandalyesiyle barikatları yıkan kız (1993)
1993’te Susam Sokağı karakterler arasına tekerlekli sandalyeyle hareket eden ama asla durmayan harika bir çocuk katıldı: Tarah! Tarah Schaeffer tarafından canlandırılan bu 9 yaşındaki karakter, osteogenesis imperfecta adı verilen bir genetik bozukluk nedeniyle tekerlekli sandalye kullanıyordu. Ama bu, onun hayallerini sınırlamadı!
İlk bölümünde, çocuklara tekerlekli sandalyeyle nasıl egzersiz yaptığını gösterdi ve hatta büyük bir yarışı kazandığı video kaydını izleyerek herkesi büyüledi. Daha sonra erişilebilirlik rampaları hakkında ders verdi ve tekerlekli sandalye balesi yaparak sanatın engel tanımadığını gösterdi. Tam 8 yıl boyunca ekranlarda kalan Tarah, “Engeller sadece kafadadır!” mesajını milyonlara ulaştırdı.
4. Kami: HIV/AIDS farkındalığını getiren ilk muppet (2003)
Şimdi, belki de en cesur ve en etkileyici karakterle tanışma zamanı: Kami!
2003 yılında, Güney Afrika’nın Sesame Street versiyonu olan Takalani Sesame, ilk HIV pozitif Muppet olan Kami’yi ekrana taşıdı. Adı, Tswana dilinde “kabul” anlamına geliyor ve gerçekten de tam anlamıyla toplumun HIV ve AIDS konusundaki yanlış bilgilerini düzeltmek için yaratılmıştı.
Kami’nin misyonu büyüktü: HIV’in nasıl bulaştığını ve daha da önemlisi nasıl bulaşmadığını anlatıyordu. Ayrıca, sevdiği birini AIDS nedeniyle kaybeden çocuklara nasıl başa çıkabileceklerini öğretmek gibi son derece hassas konulara da değindi.
Onu yalnızca çocuklar değil, dünyaca ünlü isimler de destekledi! Desmond Tutu, Oprah Winfrey, Laura Bush, Whoopi Goldberg ve Bill Clinton gibi isimlerle birlikte farkındalık projelerinde yer aldı. Kami, çocuklara sadece sağlık hakkında bilgi vermekle kalmadı, aynı zamanda “herkes eşit sevgi ve saygıyı hak eder” mesajını da taşıdı.
5. Mahboub: Orta Doğu’da barışı küçük kalplerle inşa etmek (2006)
Susam Sokağı karakterler dendiğinde Mahboub’a değinmeden olmaz! Orta Doğu’daki İsrail-Filistin gerginliği yeni bir konu değil. Ancak Susam Sokağı, bu karmaşık meseleyi çocukların dünyasında barışçıl bir yaklaşımla ele almayı başardı. 2006 yılında İsrail versiyonu Rechov Sumsumda sahneye çıkan Mahboub, hem Arapça hem de İbranice konuşan Arap-İsrailli bir Muppet olarak tanıtıldı.
Mahboub’un en büyük misyonu, çocuklara dil ve kültür farklılıklarının arkadaş olmaya engel olmadığını göstermekti. Dizide sık sık İsrailli ve Filistinli çocuklarla bir araya gelip ortak paydalar üzerinden dostluk köprüleri kurdu. Çocukları erken yaşta hoşgörü ve empatiyle tanıştıran Mahboub, belki de gelecekte daha barışçıl bir toplumun temellerini atan en sevimli diplomatlardan biri!
6. Segi: “Saçlarını Sev!” hareketini başlatan küçük kahraman (2010)
Gelin bir sahne düşünelim: Küçük bir kız, elindeki Barbie bebeğin uzun, ipeksi sarı saçlarına hayran hayran bakıyor ve aynada kendi yansımasına üzülerek dönüyor. İşte bu sahne, Susam Sokağı’nın kuklacılarından Joey Mazzarino için bir dönüm noktası oldu. Kendi kızı Segi, saçlarının güzel olmadığını düşündüğü için üzülüyordu.
Ancak baba Mazzarino, kızı için harekete geçti! “Sadece güzel olduğunu söylemek yetmez” dedi ve oturdu, “I Love My Hair” (Saçlarımı Seviyorum) adlı şarkıyı yazdı. Segi karakteri ve şarkı, özellikle siyahi kız çocuklarına yönelik güzellik algılarına meydan okuyan dev bir harekete dönüştü. Şarkı kısa sürede büyük yankı uyandırdı, çünkü Segi’nin hikâyesi yalnızca onun değil, dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca kız çocuğunun ortak duygusuydu.
Hâlâ “kusursuz güzellik” kalıplarının tartışıldığı bir dünyada, Segi’nin mesajı net: “Kendi doğal güzelliğini sev!”
7. Zari: Afganistan’da kız çocuklarına umut olan parlayan yıldız (2016)
Savaştan yıpranmış bir ülkede çocuk programı yapmak mı? Kolay iş değil! Ama Susam Sokağı ekibi için imkânsız da değil. 2011’de Afganistan’a özel bir versiyon olan Baghch-e-Simsim yayın hayatına başladı ve 2016 yılında bu versiyona çok özel bir karakter katıldı: Zari!
“Parıldayan” anlamına gelen Zari, Afganistan’ın ilk yerel kadın Muppet’ı olarak tarihe geçti. O, sadece eğlenceli bir karakter değil, aynı zamanda güçlü bir rol model! Afgan kızlarına eğitim, spor, sağlık ve özgüven gibi konular üzerine dersler veriyor. Kadın haklarının sıkça tartışıldığı bir coğrafyada, Zari’nin varlığı başlı başına bir devrim.
Ve en güzel tarafı? Küçük Afgan kızları artık ekranda kendilerinden bir parça görebiliyorlar!
Susam Sokağı karakterler listesi uzar gider. Ancak en fazla farkındalık yaratan son karakterimiz Julia. Dünyada milyonlarca çocuk otizm spektrumunda yer alıyor. Ama uzun yıllar boyunca medyada otizm temsili neredeyse yoktu. İşte tam da bu noktada Julia sahneye çıktı!
Julia, 2016’da Susam Sokağı’nın otizm farkındalığı kampanyası “Tüm Çocuklarda Harikayı Görün” kapsamında ilk kez tanıtıldı. Ancak onunla ilgili en büyük sürpriz, 2017’de kalıcı bir karakter olarak Susam Sokağı ailesine katılmasıydı!
Yapımcılar, otizmli çocukların dünyasını daha iyi anlamak için uzun araştırmalar yaptı ve Julia’yı belirli otizm özelliklerine sahip bir karakter olarak yarattılar:
Çok fazla konuşmuyor, Göz teması kurmaktan kaçınıyor, Yüksek seslere karşı hassas, Ama inanılmaz bir hafızaya sahip ve çok zeki!
Belki de en güçlü mesaj şuydu: Otizm, bir eksiklik değil, sadece farklı bir bakış açısıdır.
Julia’nın varlığı sayesinde artık çocuklar, otizmli arkadaşlarını daha iyi anlıyor ve onlarla daha empatik bir şekilde iletişim kurabiliyor.