Bu beklenmedik derecede güzel, nadide ve sıradışı yerler, bir dizi ya da film seti gibi görünebilir ancak her biri gidip görebileceğiniz gerçek yerler. Bazıları binlerce yıldır şekillendirilen arazi oluşumlarıyken diğerleri, gezegeni garip şekillerde değiştiren insan evladının marifetleri… İnanmak için illa ki görmek lazım diyenlerdenseniz, bu listeye göz atmak için ne bekliyorsunuz? Sizi aşağıya alalım…
1. The Wave (Dalga)-Coyote Buttes-Arizona-ABD
https://www.youtube.com/watch?v=g_2uPswM9Mk
Arizona ve Utah sınırında, Colorado platosundaki Paria kanyonu-Vermillon kayalıkları vahşi doğasında bulunan kumtaşı kaya oluşumları. Jura çağından beri oluşmaya devam eden iki ana kaya oluğunun ilki 19 metre genişliğinde 36 metre uzunluğunda; diğeri 2 metre genişliğinde 16 metre uzunluğunda. Başlangıçta seyrek akan bir akarsu Navajo kumtaşındaki derzler boyunca bu olukları aşındırdı ve rüzgarla elbirliği yaparak bugünkü görünümünü sağladı. Renkli, dalgalı bu oluşumlara ulaşmak için zorlu bir yürüyüş yapmalısınız ayrıca da ziyaret etmek için izin almanız gerekiyor. Formasyonun kırılgan doğası ve ziyaret etmek isteyen çok sayıda kişi olması nedeniyle Kanab Ziyaretçi Merkezi tarafından günde yalnızca 10 kişiye ziyaret izni veriliyor.
2. Büyük Prizmatik Kaplıcaları-Yellowstone Ulusal Parkı-ABD
Wyoming’de bulunan bu memba insanı şaşkına çeviriyor. ABD’deki en büyük doğal kaplıca ve Yeni Zelanda’da Frying Pan gölü ve Dominik’deki Boiling gölünden sonra Dünya’nın üçüncü büyük kaplıcası. Beyaz ışığın optik prizmadan geçerek gökkuşağı renklerine ayrılması misali, kırmızı, turuncu, sarı, yeşil ve maviye geçiş tonlarıyla birlikte barındırdığı renkler nedeniyle 1871’deki Hayden Jeolojik Araştırması’nda çalışan jeologlar tarafından bu isim verildi. Yaz aylarında turuncu ve kırmızı tonları ağırlıktayken, kış aylarında yeşil ve mavi tonlarının baskın olduğu mineral açısından zengin kaplıcadaki göz kamaştırıcı renklere, burada bulunan bakteriler neden oluyor.
3. Kızıl Plaj-Panjin-Çin
Dawa County, Panjin, Liaoning’deki bu bölge, “Suaeda salsa” adlı kırmızı bitkileriyle ünlü. Sueda, yüksek miktarda alkalin bulunan topraklarda yaşayabilen az sayıdaki çim türünden biri. Burası Dünya’daki en büyük sulak alan ve Asya’nın en büyük kamış bataklığı… Sazlıklar kağıt yapımında kullanılıyor. Manzara, sığ denizlerden ve gel-git bölgelerinden oluşuyor. Koruma altına alınan alanda 260’dan fazla kuş türü ve 399 çeşit vahşi hayvan yaşıyor.
4. Salar de Uyuni-Bolivya
Yaklaşık 11 bin km²’lik alanıyla Dünya’nın en büyük tuz göllerinden biri. Bolivya ‘nın güneybatısında, 3.653 m yükseklikte bulunur. İlk bakışta buz tutmuş bir göle benzese de üzerinde yüründüğünde ayağınızın altında gıcırtı yapan şey ufalanmış tuz kristalleridir. Yaklaşık 30 metre kalınlığındaki muazzam tuz tabakası üzerinden ağır araçlar geçebilir. Gölün tuz kapasitesi yaklaşık 10 milyar ton olarak tahmin edilir. Her yıl yaklaşık 25 bin tonu çıkarılarak şehirlere nakledilir. Daha güneydeki lagünlerle beraber göl, Güney Amerika flamingoları için önemli bir yaşam alanıdır. Yağmur sezonu boyunca Salar de Uyuni’nin tuzla kaplı zemini, gökyüzünün gerçeküstü görüntülerini yansıtan sığ bir suyla kaplanır. Burada tamamen tuzdan yapılmış bir otel mevcut.
5. Ejder Kanı Ağaçları-Sokotra-Yemen
Kanarya adaları, Madeira adası, Cape Verde adası ve Sokotra adalarındaki bu ağaçlar gerçeküstü özelliklere sahip. Mantar görünümünde olmalarından ziyade tıpkı insan ve hayvanlar gibi kanlarının olması en ilginç özellikleri… 950 yıl kadar yaşayan ağaçların gövdesi yaralandığında akıttıkları kan rengi bu özsıvının, bizdeki gibi demire sahip olduğu ortaya çıkarıldı. Ağaçların reçinesini yerliler yüzyıllardır kanamaları durdurmak, yaraları dezenfekte etmek ve her türlü cilt sorunlarını iyileştirmek için kullanıyorlar. Reçinesinin bir damlası üç elmadan daha fazla antioksidan içeriyor. Antik Yunan ve Roma’da da ağaçtan çıkan sıvının bu iyileştirici özellikleri biliniyormuş. Çok kıymetli olan reçinesine olan yoğun talep nedeniyle tacirler ağaçları uzunca bir süre katletmeye devam ettiler. Çok ender bulunan ağaçlar artık koruma altında. Reçine yalnızca belirli dönemlerde ve belirli bir miktarda alınabiliyor.
6. Sossusvlei-Namibya
Sesriem’den 65 km uzaklıktaki Namib Naukluft Ulusal Parkı’nda yer alan Sossusvlei, Dünya’nın en yabancı görünümlü yerlerinden biri olarak tanımlanıyor. Etrafı kum tepeleri ile çevrili küçük bir tuzla olan Sossusvlei’nin anlamı “suyun toplandığı tuzla”. Milyonlarca yıl boyunca güçlü Atlantik rüzgarları kumları önüne katıp sürükleyerek karanın iç kesimlerine doğru yığmış. Kumların kırmızı rengi, içinde yüksek miktarda bulunan demirin oksitlenmesinin bir sonucu. Neredeyse beş yılda bir yağan çok yoğun yağmurun ardından tuzla Tsauchab nehrinden gelen suyla doluyor ve onu çevreleyen kızıl kum tepeleri ile olağanüstü güzel bir görüntü oluşturuyor. “Deadvlei” ise özellikle fotoğrafçılar tarafından bölgenin en fotojenik bulunan yeri. Burası “ölü bataklık” anlamına geliyor. Yaklaşık 600-700 yıl önce, bu bölgeyi besleyen su kaynaklarının yollarının önü, yeni oluşan kum tepeleriyle kesildi ve buradaki akasya ağaçları öldü. Arka fondaki dev kumulla birlikte ölü ağaçların kalıntıları inanılmaz bir görüntü oluşturuyor.
7. Jatiluwih Pirinç Terasları-Bali-Endonezya
Watukaru dağı platosundaki Jatiluwih pirinç terasları, nefes kesen manzaralarıyla Bali’nin en popüler turistik yerlerden biri. Bali’nin geleneksel sulama sisteminin kullanıldığı Jatiluwih köyü, organik tarım sistemi ile meşhur ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde. Jati’nin anlamı “gerçekten, sahiden, hakikaten”; Luwih ise “özel, iyi, güzel ya da eşdeğer” anlamına geliyor. Burada bulunan çeltik tarlalarındaki bitkiler, Bali’nin diğer yörelerine kıyasla daha uzun boyda oluyor.
8. Cehennem Kapısı-Derveze-Türkmenistan
1971’den beri yanmaya devam eden bir doğalgaz kuyusu olan Cehennem kapısı, Karakum çölünün ortasında bulunuyor. Derveze çukuru olarak da biliniyor. Jeologlar tarafından metan gazı çıktığı için çevreye zarar vermesin diye ateşe verilen kuyu, yeni popüler hale gelen turistik yerler arasında.
9. Devler Kaldırımı-Antrim-Kuzey İrlanda-Birleşik Krallık
Antrim platosunun kenarında, deniz kıyısındaki yaklaşık 40 bin masif siyah bazalt sütundan oluşur. Bu yapıların en büyüğü 12 metreyi bulur. Bundan yaklaşık 50 ila 60 milyon yıl önce arda arda kıyı şeridine akan lavın denizle temasa geçmesiyle aniden soğuması sonucu oluşmuş. Yapının bir benzerine Türkiye’de Sinop’a bağlı Boyabat ilçesinde rastlanır.
10. Aşk Tüneli-Klevan-Ukrayna
Bu muhteşem yer, sanki bir rüyaya ya da film setine benziyor. Kleven kasabasının yakınında bulunan bu muhteşem yeşil tünel, yerel bir fabrikaya ahşap sağlayan özel bir tren yolunun bir parçası. Yaklaşık 3 km’lik uzunluğa sahip tünel, çiftlerin yürüyüşe çıktıkları, aşklarını ilan ettikleri popüler bir güzergah.
11. Antilop Kanyonu-Arizona-ABD
ABD’nin güneybatısında en çok ziyaret edilen ve en çok fotoğrafı çekilen kanyon. Erozyon sonucu oluşmuş olan kanyonun Navajo dilindeki adı “Tse’ bighanilini” dir ve “suyun taşların arasından aktığı yer” anlamına gelir. Gezginler, pürüzsüz, dalga benzeri dokusunu, renklerin dansını hayranlıkla izlemek için buraya akın ediyorlar.
12. Travertenler-Pamukkale-Turkiye
Denizli ilinde bulunan Hierapolis-Pamukkale’nin doğal olarak teraslara ayrılmış termal kaynakları MÖ. 2. yüzyıldan beri biliniyor. Pamukkale terasları, kaplıca suyu tarafından çökeltilmiş bir tortullu kayaç olan travertenden oluşur. Sudaki kalsiyum karbonat tarafından oluşturulmuş olan travertenler, çarpıcı beyaz bulutlara benziyor. Görsel zenginliğin yanısıra kaplıcalar, kalp rahatsızlıkları, romatizma, sindirim, solunum, dolaşım ve deri rahatsızlıklarına iyi geliyor.
13. Odle Dağları-İtalya
Dolomites’in ünlü dağ masifi, Puez-Odle Doğa Parkı’nda bulunuyor. Ana zirve, 3.025 metre yükseklikteki Sass Rigais. Odle dağları, yürüyüş yapmak ve dağ turları için mükemmel bir yer. Selva di Val Gardena’dan başlayacak olan turunuzda en dik 700 metreyi tırmanmak istemeyenler teleferikle bu mesafeyi katedebilir ve bu sırada da müthiş dağ manzarasını deneyimleyebilir.
14. Natron Gölü-Tanzanya
Adını yakınlarındaki Büyük Rift vadisinden gelen volkanik külde bulunan ve sodyum karbonattan oluşan “natron” isimli bir doğal bileşikten alıyor. Gölde ortalama sıcaklık 40 dereceyi geçiyor ve tuzluluk oranı o denli yüksek ki, herhangi bir canlı için hayli zehirli. Bu bileşik sebebiyle gölde ölen ve suya düşen canlılar kireçlenip mumyalanarak bir nevi heykellere dönüşüyorlar. Gölün kırmızı rengi, göle has alg ve tuzu seven organizmalardan kaynaklanıyor. Ölümcül şartlarına rağmen göl, çevresinde yaşayan bir flamingo türünün çiftleşme alanı. Yılın belli dönemlerinde oluşan tuz adalarına konan flamingolar göl suyunda yaşayan ve o dönemde su yüzeyine çıkan bu alg türüyle besleniyorlar.
15. Kapadokya-Göreme-Türkiye
https://www.youtube.com/watch?v=iRXt_F7xgqQ
Göreme Milli Parkı ve Kapadokya’nın kaya siteleri, tümüyle yağmur ve rüzgar erozyonuyla yaratılan volkanik manzaralar. Erozyon bölgesindeki üç dağın 60 milyon yıl kadar önce püskürttüğü yumuşak yapıdaki lavları aşındırarak “peri bacaları” adı verilen doğal oluşumları yaratmış. Kapadokya vadisi, “tüf” denilen bu lav tabakasının oyulmasıyla inşa edilmiş bin yıllık mağara konutlarına da ev sahipliği yapıyor.
16. Danakil Çöküntüsü-Etiyopya
3,2 milyon yıllık ünlü insansı fosil “Lucy” (Australopithecus afarensis), burada bulundu. Bu bölgeye “Dünya’daki en zalim yer” ya da “Dünya’daki cehennem” deniyor. Eritre ve Cibuti yakınlarında olan çöküntü bölgesi, uçsuz bucaksız tuzlu düzlükleri, kavurucu kumları, sülfür kokusu, aktif volkanları, maden yatakları ve tüm bunların kimi zaman 60 santigrata ulaşan sıcaklıkla birleşmesiyle gerçekten Dünya’nın hiç de misafirperver olmayan bölgelerinden biri. Cesareti olan maceraseverlerin gidebileceği, güç, esneklik ve kondisyon gerektiren bir yer. Bu da yetmiyor, buranın yerel sakinleri olan Afarlar eskiden bölgeye izinsiz girenleri hadım ediyorlarmış. Artık çok daha güvenli bir yer olmasına karşın, ziyaretçiler güvenlikleri için silahlı askerler kiralamak zorundalar. Bölgedeki asidik hidrotermal havuzlar, hala aktif olan Dallol yanardağ kraterinin bir parçasıdırlar ve bazen turuncu ve kırmızı da olabilen yeşil ve sarı renklerdedirler. Havuzlar, yüksek derecede asitli sulara sahip olduğu için, hiç bir koşulda bu havuzları girilmemesi gerekiyor. Kratere yakın duran ziyaretçiler ayakkabı tabanlarının yavaşça eridiğini hissediyorlar.
17. Caño Cristales-Kolombiya
https://www.youtube.com/watch?v=PsUQrRzHcow
Pek çok adla tanımlanıyor: “Gökkuşağı nehri”, “Beş rengin nehri”, “Cennete doğru akan nehir” ve hatta “Dünya’nın en güzel nehri”… Bu tanımlamaların hiçbiri abartı değil çünkü nehrin içindeki su bitkileri hazirandan aralık ayına kadar farklı hava şartlarında kırmızı, mavi, turuncu, sarı, yeşil renklere bürünüyor ve böylelikle sular gökkuşağının nefes kesici bir biçimde akmasına benziyor.
18. Uçan Gayzerler-Nevada-ABD
Washoe County’de bulunan bu gayzerin diğerlerinden farkı doğal yollarla değil, bölgenin sahibi çiftçinin müdahalesi sonucu oluşmuş olması. İlk kez 1917’de bir çiftçi, ürünlerini kuraklıktan kurtarmak için su aramaya başlamış. Sondaj sırasında su sıcaklığının 200 dereceye ulaştığını gören çiftçi aramalarından vazgeçmiş. 1960’lı yıllarda aynı işlem tekrarlanmış ve yine başarısız olununca açılan çukur kapatılmaya çalışılmış. Ancak kapatma işlemi tam yapılamadığı için su ve içindeki mineraller yeryüzüne çıkmaya devam etmiş. Yer altında bulunan silisyum dioksit, hidrojen sülfür, karbondioksit ve kalsiyum karbonat gibi bileşiklerin suyla beraber yıllar boyunca yeryüzüne taşınması ve oksijenle tepkimeye girmesi sonucu bu baca şeklindeki ilginç yapı oluşmuş. Göz alıcı renkleri yaratansa, çok yüksek sıcaklarda yaşayan termofilik algler. Gayzerin yeryüzüne çıkış noktasında bulunan travertenler, birçok balık ve kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Arazi bazı zenginler tarafından turistlere açılmak maksadıyla satın alınmak istenmiş. Ancak arazi sahipleri teklifleri reddetmiş. Özel arazi olmasına karşın her yıl yüzlerce insan bölgeyi ziyaret ediyor ve arazi sahibi de onlara rehberlik ediyor.
19. Hillier Gölü-Avustralya
Batı Avustralya’nın güney sahilleri boyunca uzanan Recherche takımadalarını oluşturan yüzden fazla küçük adadan biri olan Middle adasında bulunan pembe renkli bu göl, okyanustan ince bir kumsal ve yeşillik ile ayrılıyor. 600 metre uzunluğa sahip göl sığ ve çok tuzlu. Okaliptüs ve Cajeput ağaçlarından oluşan yemyeşil bir ormanla kuşatılmış olan gölün çevresi beyaz tuz kümeleriyle çevrili. Göle pembe rengini veren ise, “dunaliella salina” adı verilen aslında yeşil renkte olan bir alg türü. Bu yosun çok tuzlu sularda kırmızı pigment üretiyor.
20. Çikolata Tepeleri-Filipinler
Bohol’de 50 kilometrekarelik bir alana yayılmış neredeyse simetrik 1268 adet koni şekilli tepe. Kurak mevsimde bitki örtüsünün kuruyarak çikolata rengine bürünmesinden ötürü bu adı almış. Bölgenin en önemli turistik alanlarından biri olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde.
BONUS: Gökkuşağı Dağları-Danxia-Çin
80 milyon yıl önce oluşmaya başlayan bu doğa harikası yeryüzü şekilleri, Gansu eyaletinde 520 milyon metrekareye yayılmış Zhangye Danxia Jeolojik Parkı sınırlarında yer alıyor. Dağları dünya çapında şöhrete kavuşturan özelliği gökkuşağını andıran renk cümbüşü. Dağlara kırmızı, beyaz, mavi, turuncu, yeşil, sarı renkleri veren, kum ve silt demirin eser miktarda minerallerle birlikte tortulaşması. Fakat bu oluşumların dağ şeklini alması bundan 55 milyon yıl önce Hindistan tabakasının Avrasya tabakasıyla çarpışması sonucu sıkışmasıyla gerçekleşmiş. Bu süreçle birlikte normalde yüzeyde kalacak olan zemin yükselerek dağları oluşturmuş. 2009’dan bu yana UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor.
Yararlanılan Kaynaklar: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26