Suriye 2011 yılından bu yana iç savaşla yanmaya devam ediyor. Geride kalan 4 senede iç savaş; on binlerce insanın hayatını elinden alırken, milyonlarca insanı yerinden ve yurdundan etti. Sanatçılar, radikal örgütlerin hedefi haline geldi ama sanat bu yıkımdan bağımsız kalamazdı elbette. Savaşın gölgesinde alternatif sanatlar doğdu. Yara Al Najem, Tammam Azzam, Mohammed Zaza ve Nizar Ali Badr gibi sanatçılar; yaşanan bu dram ve katliamı, sanatlarının incelikleriyle tüm dünyaya duyurmaya, anlatmaya çalışıyorlar.
Nizar Ali Badr ise halkının dramını taşlarla resmetti. Taşlaşmış yürekler için…
Nizar Ali Badr, savaş öncesinde aşkı ve soyut temaları konu edinen bir heykeltıraş
Ali Badr, Lazkiye’li bir taş ustası. Heykeltıraş olan Badr, taşlarla portreler de yapıyor. Suriye’de iç savaş peydah olana kadar sanatının konusu doğa betimlemeleri, aşk ve soyut konular imiş. Ancak halkının yaşadığı dram zaman aktıkça onun sanatına da etki etmiş.
Artık göç yollarına düşmüş, bombardıman sonrası enkazlar arasında kalmış insanları betimliyor
Dünyanın sessiz seyri altında yaşanan bu acıları, taş üstünde taş kalmamış memleketini; en iyi bildiği yöntemle resmetmiş Nizar Ali Badr: Taşlarla.
Savaşın gölgesinde sanat
Suriye’de onlarca parçaya ayrılmış halk ise; türlü örgütlere katılarak birbirlerini vurmaya devam ediyor, bu cephelerin dışında kalmak isteyenler ise vatanlarını terk ederek bir bilinmezliğe yelken açıyorlar. Sanatçılar ise radikal İslamcı örgütlerin tehdidi altında var olmaya çalışıyor, yaşanan dramı dünyaya duyurabilmek sanatlarıyla feveran ediyorlar.
Safon’un taşlarından portrelerle zulme karşı sesini yükseltiyor
Safon’un taşlarıyla sesini dünyaya duyuran Badr bu durumu şöyle anlatıyor, “Suriye büyük tahribat ve katliamlar yaşıyor. Benim elimden gelen ise Safon Dağı’nın mucizesi bu taşlarla, Suriye’deki bu katliamları tüm dünyaya duyurmak oldu. Yaptığım şey daha önce dünyada görülmemiş bir şey idi. Bugün Suriyeli mültecileri anlattığım taşlar, Suriye’nin yıkılan duvarlarından ve yıkılan şehirlerinden daha çok konuşuluyor.”
Taşlaşmış vicdanlara bir çağrı eserleri “Merhamete dönün”
NOKTA’ya çalışmalarını anlatan Nizar Ali Badr, atalarının da kendisi gibi taşlarla uğraştığını belirtiyor. Badr, “Ben Suriye’nin taşına toprağına aşık olan herkesle onur duyuyorum. Suriyeli daha doğrusu Ugaritli bir heykeltıraşım. Taşlarla yaptığım çalışma aslında taşlaşmış vicdanlara bir çağrıdır. Merhamete dönüş çağrısıdır. Benim atalarım da Ugaritli idi. Onlar da taşlarla uğraşıyordu. Ben hem atalarımın hem de bugünkü Suriyeli kardeşlerimin çektiği acıları, hüznü, sevinci ve barışı tüm dünyaya duyurma yemini ettim” diyor.
“İnsanlık elbiselerinizden soyunmayın”
Taş portreleriyle yaşanan dramı anlatan Badr dünyaya seslenirken diyor ki; “Benim dünyaya çağrım şudur; Bu çıldırmış savaşı durdurun. Yaşamamıza izin verin. Biz mazlumuz ve garibanız. İnsanlık elbiselerinizden soyunmayın. Biz insanız ve barış içinde yaşamak istiyoruz.”