Sıradan bir okul gezisinden evine dönen 15 yaşındaki Queens’li bir çocuk, aniden duvarlara tırmanabildiğini fark etti. Aynı anda, yıllardır üstüne çalıştıkları bilimsel uzay seyahatine çıkan bir aile kozmik ışınlara maruz kaldı ve süper güçler edinip gezegenimize döndü. Bir bilim adamı, bir süper asker serumu yapmak kolları sıvayıp, gamma radyasyonuna maruz kalıp yeşil bir deve dönüştü, bir grup süper insan dünyanın etrafına bir savunma hattı çekmek üzere bir araya geldi, kör bir avukat uzay korsanlarına adaleti öğretmeye ant içti.
Tüm bunlardan önce, New York’lu çömez bir editör, tüm arkadaşları dev binalar ve köprüler yapmayı konuşurken hayal gücünün önemini vurguladı diye masada rencide edildi. Hayal kurma gücüne sahip olduğunu çok erken fark edip tüm dünyaya düş eken süper kahraman, Stan Lee, 95 yaşında bu gezegenden ayrıldı.
“En güçlü insan bile kendisini kurtaracak bir süper kahramanın varlığını bilmek ister”
Arkadaşı ve Marvel Comics’in vaftiz babası Jack Kirby ile, ki onu da geçtiğimiz aylarda Skaar gezegenine uğurladık, ceplerinde kahve içmeye paraları yok, çalıştıkları gazetenin ucuz kahvesini içip birbirlerini gazlıyorlar. Yazdıkları bilim kurgu senaryoları, Stan Lee’nin çok güvendiği Destroyer karakteri ve Stan’in her kahramanın içindeki iyiliği vurgulama sevdasından dolayı tefe tutuluyorlar. O dönem Batman çok büyük bir fenomen, Superman, Wonder Woman, kısacası DC Comics bünyesinde çıkan Action Comics ve Detective Comics serileri ortalığı ağlatıyor. Kendi hayalini başkalarının başarmasına fena halde bozulan Stan Lee, oltayı çok başka yere atıyor: Aile!
İlk yaratıları olan, dünyanın ilk süper kahraman ailesi Fantastic Four, Stan Lee’ye çok ayrı bir dünyanın kapılarını açıyor.
“Büyük güç, büyük sorumluluk getirir”
Fantastic Four’un süper güçlerini kimse umursamıyor. Çizgi romanlarda mantık düzdür, robotun – uzaylının – kötü adamın ağzına ağzına vuracaklar ve bitecek. Stan Lee, ardı ardına X-Men, Spider-Man, Iron Man ve Daredevil’i peydahlıyor. Karakterlerinin hepsinin tek bir ortak noktası var: Hepsi aynı zamanda insan.
“İnananlar, yüzler yukarı!”
Batman ailesini bir yankesicinin saldırısı sonucu yitirmiş. Superman’in gezegeni yanmış, Aquaman ve Wonder Woman’ın medeniyetleri tarih olmuş. Bu yalnız ve biraz karanlık âleme tepkisini sevgi ve birliktelik kavramlarını harmanlayarak koyan Stan Lee, karakterlerinin insan kısmına ağırlık veriyor. Spider-Man maske takar çünkü düşmanlarının onun korktuğunu bilmesini istemez. X-Men hiç ayrılmaz çünkü azınlık olarak sürekli tacize uğrar. Thor’un başından beri tek gayesi önce babasına sonra Asgard’a layık olmaktır. Kişisel varoluş sancılarını yenemeyen bir ırka, insanlara, bu sancıları romanlarla değil de ışın atarak, uçarak ve hayal kurarak yenmeyi tavsiye ediyor Stan Lee.
“Avengers, assemble!”
Evet MAX serilerinde yetişkin içerikleri de yayımladı. Mesela Punisher’ın insanların omurgasını söktüğü, Ghost Rider’ın cehenneme gezintiye çıktığı kareleri Marvel MAX serilerinde okuyabilirsiniz. Ama global fasiküllerde, her zaman mesaj vermenin peşinde oldu. Çünkü ona göre, Iron Man sadece milyon dolarlık bir zırha saklanan milyarderin teki değil. Iron Man bir fikir. Captain America bir fikir. Nasıl kahramanlar çizgi romanlarda insanları iyiliğe teşvik ediyorsa, kendi yazdığı öyküler ile gerçek dünyayı da biraz daha iyi bir dünya haline getirmek istedi. 1971 yılında Spider-Man dünyanın en çok okunan dergisiydi ve üç sayı boyunca uyuşturucuya karşı savaş verdi. Punisher her zaman mafyaları kovaladı, X-Men büyük ve faşizan bir baskıya karşı direnişi simgeledi.
“Hulk smash”
Hatayı avantaja çevirebilme özelliğinin hep arkasında durdu. İlk ortaya çıktığı sayısında Hulk, aslında yeşil değil gri olarak planlanmıştı. Bir bilgisayar hatasının renk kodunu bozması sonucu tüm dünyaya tanıtılacak Gri Dev, oldu mu size Yeşil Dev. Ama ne yaptı Stan Lee, tekzip mi yayımladı, grafikere logoyu bir tık sağa mı çektirdi, hayır. Bir süre yeşil ile devam etti, sonra da piyasaya bir gri Hulk atıp bunun bizim asıl Hulk’ımızın alter egosu Joe Fixit olduğunu uyduruverdi. Başarı insanın hayatı nasıl algıladığıdır derler ya, o misal.
“Kabullen kaplan, bu sefer on ikiden vurdun”
https://www.youtube.com/watch?v=HnByuUqMeko
Her şirkette olduğu gibi, Marvel Comics de inanılmaz büyük bir mali krize saplandı. Aynı krizi yaşayan DC Comics, tüm karakterlerinin film haklarını Warner Bros’a sattı. Stan Lee, onun yerine Spider-Man’i ve tüm yan karakterlerini Sony’ye, Hulk ve Ghost Rider’ı Universal Pictures’a, X-Men, Deadpool ve Fantastic Four haklarını da Fox’a sattı. Bu yüzdendir sinemada uzun dönem Iron Man’in yanında Spider-Man’i göremedik. 2008 senesinde, Marvel’ın film departmanı bir atılıma geçti ve tüm şirket Robert Downey Jr.’ın kollarında yeniden doğdu. Marvel Cinematic Universe denen, bünyesinde Avengers kadrosunu barındıran bu seri, şu an dünyanın en büyük film franchise’ı. Ha bu arada, Stan Lee tüm karakterlerinin film haklarını sonunda Marvel’a geri topladı. Tek tek hakları mı satın aldı? Hayır. Direkt şirketleri satın aldı. Stan Lee 12 Kasım günü hayata gözlerini yumduğunda Fox Studios, bir Marvel Studios ürünüydü.
Excelsior!
İki park arasına gökdelen dikmek yerine çocuklara gökyüzünü hayal etmeyi tembihleyen, istediğimiz her şeyin aslında bizimle olduğunu hatırlatan, iyi bir Spider-Man olmak için iyi bir Peter Parker, başarılı bir insan olmak için de iyi bir insan olmamız gerektiğini mürekkeplerce, sayfalarca, ışın atan deli robotlarca bize anlatan dev bir ilham kaynağıydı Stan Lee, Ben amcanın yanına gitti.
Excelsior!