Önce finansal krizler, ardından koronavirüs pandemisi, son olarak Rusya-Ukrayna Savaşı… Dünya oldukça zor bir dönemden geçiyor. Son aylarda The Economist, Wall Street Journal ve Financial Times gibi ekonomi gazetelerinde, dünyanın geleceğine ilişkin bazı kaygılar dile getiriliyor. Benzer şekilde ünlü ekonomi profesörleri ve finans yorumcuları da enflasyon, stagflasyon gibi konuları tartışıyorlar. Aslında bu kaygılar yeni değil.
Birçok ekonomist 21. Yüzyılın ilk 20 yılının ekonomiye iyi gelmediğini düşünüyor. Öyle ki son 20 yılda birçok büyük ekonomik kriz yaşandı. Bu nedenle ekonomistler arasında “Büyük Buhran” korkusu canlandı. Bir de dünyanın gündemine pandemi ve savaş dahil olunca stagflasyon kavramı ön plana çıktı. Peki stagflasyon nedir? Ekonomistler neden bu kavramı tartışıyor? Gelin iktisatçı Ergin Yıldızoğlu’nun anlatımıyla ekonomide neler oluyor biraz yakından bakalım.
Yakın tarihte neler yaşandı?
Çok değil sadece 22 yıl öncesine gidiyoruz. Yeni yüzyıl; borsa krizleri, otomotiv, telekomünikasyon ve demir-çelik gibi önemli sanayi alanlarındaki ekonomik durgunlukla başladı. 11 Eylül saldırılarının ardından, Merkez Bankaları tarihin en büyük parasal genişleme politikasını başlattı. Böylece kısa bir süre için ekonomik kriz riskini ortadan kaldırdılar. Ancak bu müdahaleler sadece sorunları erteliyordu. Nitekim 2007-2008 finansal krizinde büyük bir durgunluk yaşandı. Bu süreçte işsizlik oranları hızla artarken büyük buhran korkusu tekrar canlanmaya başladı.
Covid-19 pandemisi
Covid-19 pandemisi hem tüketici talebini hem de üretimi olumsuz yönde etkiledi. Bunun dışında tedarik zincirleri kırılmaya başladı ve bu kırılma tüm dünya ticaretini etkiledi. Yine ekonomi gündeminde “daralma” kavramı ön plana çıktı. Aşıların çıkması ve karantina gibi önlemler sayesinde pandemi kısmen de olsa denetim altına alındı. Bu süreçte üretim, hızla artmaya başlayan talebe yetişememeye başladı. Ardından da fiyatlar arttı ve tüm dünyada enflasyon yükseldi. İşte tam da bu noktada Rusya-Ukrayna savaşı patladı.
Rusya-Ukrayna Savaşı
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından gıda, enerji, gübre, demir-çelik gibi ürünlerin tedarik zincirlerinde sorunlar ortaya çıktı. Özellikle gıda ve enerji piyasalarındaki fiyatlar, kontrol edilemez düzeye ulaştı. Başta ABD ve Avrupa ülkelerinin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar, ekonominin daha fazla kırılganlaşmasına neden oldu. Geldiğimiz noktada, ekonomik durgunluk ve enflasyonun aynı anda yaşanması anlamında kullanılan stagflasyon, hiç olmadığı kadar dünya ekonomisini tehdit ediyor. Peki stagflasyon nedir?
Stagflasyon
Stagnation (durgunluk) ve Inflation (şişkinlik) kelimelerinden türetilen stagflasyon, ekonomik durgunluk ve enflasyonun aynı anda görüldüğü durumları tanımlayan bir kavram. Stagflasyon riskini artıran birçok unsur bulunuyor. Bunlardan en önemlisi hiç kuşkusuz gıda ve enerji fiyatlarına ilişkin. Enerji fiyatlarının çok fazla yükselmesi, ülkelerin ekonomisindeki girdi maliyetlerini artırıyor. Girdi maliyetlerinin artması hem gıda fiyatlarını yükseltiyor hem de tüketicinin talebini azaltıyor. Hal böyleyken insanların enerji ve gıda dışındaki harcamalara ayırdığı bütçe azalıyor. Bu bütçe azaldığında ekonomide bir durgunluk gündeme geliyor.
Stagflasyon riskini artıran bir diğer unsur işçi ücretleridir. Pandemi döneminde dünya genelinde birçok insan işsiz kaldı. Covid-19 salgını kontrol altına alınsa da çalışanların bir kısmı hala istihdama dönmedi. Yani istihdam henüz şirketlerin personel talebini karşılayamıyor. Bu da ücretlerin belirgin bir şekilde artmasına neden oluyor. Öyle ki bu durum bazı ülkelerdeki sendikal hareketliliğin canlanmasına dahi neden oldu.
Öte yandan Merkez Bankaları, enflasyonla mücadele kapsamında faizleri artırmaya ve piyasalarda likidite çekmeye başladılar. Ancak bu durum ekonomik durgunluğu tetiklemekten başka bir şey yapmıyor. Örneğin faiz artırımı otomobil-ev kredileri ve kredi kartları gibi kısa dönemli borçlanmayı etkiliyor. Bu da tüketicilerin davranışlarına yansıyor. Yani harcamalarını kontrol altına alıyor. Dolayısıyla ekonomik durgunluk riski artıyor. Özetlemek gerekirse ekonomistler; gıda ve enerji fiyatlarındaki artış, işçi ücretleri ve faiz artırımlarının stagflasyon riskini artırdığını ve şu an için dünya ekonomisinde büyük bir belirsizliğin olduğunu ifade ediyorlar.
Kaynak: 1