19. yüzyılın sonlarında karşımıza çıkan spiritüalizm hareketi ruhanilik hareketi olarak da biliniyor. 20. yüzyılın başlarında hız kazanan spiritüalizm, hayatını kaybedenlerle konuşabileceğimiz bir öbür dünyanın varlığına olan inançtan besleniyor. O yıllarda tüm dünyada hakim olan savaşlar, pek çok insanın hayatını kaybetmesine neden oluyordu. Dolayısıyla her geçen gün daha fazla kişi hayatını kaybeden yakınlarıyla iletişim kurmak istiyordu. Ciddi tepkilere ve sert eleştirilere maruz kalan spiritüalizm hareketinin geçmişini sizler için araştırdık. İşte spiritüalizm tarihi hakkında bilmeniz gerekenler…
31 Mart 1848, modern spiritüalist hareketin başlangıcı olarak kabul edilir
“Hydesville Günü” olarak da bilinen 31 Mart 1848’te Hydesville’de yaşayan Kate ve Margaret Fox, evlerinde bir ses duydular. Bu ses sayesinde ilk kez ruhlarla iletişim kurduklarını iddia ettiler. İki kız kardeş uzun yıllar boyunca bu “yeteneklerini” sergileyerek para kazandılar. 1888 yılında Margaret, aslında rol yaptıklarını itiraf etti. Sonrasında itirafını geri çekmek istese de itibarını çoktan kaybetmişti.
Spiritüalist hareket, savaşlardaki ölümlerle ve grip salgınlarıyla ilişkili olarak ortaya çıktı
Spiritüalizme olan ilginin zirveye ulaştığı zamanlarda tüm dünyada savaşlar hakimdi. Binlerce insanın hayatını kaybetmesi geride kalanlar için travmatik deneyimler yaratıyordu. İnsanlar kendilerini rahatlatabilmek için ölümden sonraki yaşamın işaretlerini aramaya başladılar. Savaşlara ek olarak yaşanan grip salgınları da maneviyatın yeniden canlanmasında etkili oldu.
Doğaüstü iddiaları araştırmak için Londra’da Psişik Araştırmalar Derneği kuruldu
Rapor edilen çok sayıdaki ruhani faaliyeti araştırmak için 1882 yılında Psişik Araştırmalar Derneği kuruldu. Üyeler arasında William James (roman yazarı Henry James’in kardeşi), John Strutt, William Crookes, Henri Bergson ve Oliver Lodge gibi dönemin önemli bilim insanları ve filozofları vardı. Dernek; telepati, durugörü, hayaletler ve musallatlar gibi fenomenler hakkında çeşitli araştırmalar yaptı.
Spiritüalist hareket ektoplazma kavramını doğurdu
Spiritüalistler yalnızca ölülerle iletişim kurmak istemediler. Aynı zamanda doğaüstü olayların fiziksel tezahürlerini göstermek konusunda da hevesliydiler. 1890’larda Charles Richet tarafından ortaya atılan ektoplazma kavramı da bu şekilde yükselişe geçti. Ektoplazma, trans haline girmiş medyumların vücutlarından, özellikle ağız, burun, kulak gibi organlarından çıkan, havada yayılan, bazen gözle görülebilen ve elle dokunulabilen şekilsiz maddelerdir, ya da en azından öyle olduğu iddia edilir. Ektoplazmanın gerçek bir madde olduğu hiçbir zaman bilimsel olarak kanıtlamamıştır.
Thomas Edison, ölülerle iletişim kurabilmek için bir ruh telefonu icat etmek istedi
Büyük mucit Thomas Edison da maneviyatla ilgilenen bir bilim insanıydı. Edison, spiritüalizmi bilimsel bir bakış açısıyla analiz etmeye çalıştı. İşin sonunda ölülere ulaşmak için kullanılabilecek bir telefon tasarladı. Eğer böyle bir şey mümkünse bunu bilim sayesinde gerçekleştirmeyi arzuluyordu. Edison’a göre canlıların vücudundaki enerji ölümden sonra yeni damarlara geçiyordu. Yani ölüler anılarını ve kişiliklerini muhafaza edebiliyorlardı. 1920’lerde tasarladığı bir cihaz sayesinde ölülerle iletişim kuracağını iddia ederek arkadaşlarını bir toplantıya çağırdı.
Birçok ünlü yazar doğaüstü şeyleri keşfetmeye odaklanan kulüplere katıldılar
Yıllar içerisinde spiritüalizme ilgi duyan insanları bir araya getiren kulüplerin sayısı çoğaldı. Bu kulüplere Charles Dickens, W.B. Yeats ve Siegfried Sassoon gibi önemli isimler de katıldı.
Ruh fotoğrafçılığı olarak da bilinen yeni bir fotoğrafçılık biçimi yükselişe geçti
Spiritüalist hareketin en popüler yanlarından biri de ruh fotoğrafçılığıydı. O yıllarda fotoğrafçılar hayaletleri filme aldıklarını iddia ediyorlardı. Ünlü örneklerden biri William Mumler’dı. Kendisi suikaste kurban giden başkan Abraham Lincoln’ü eşi Mary Todd Lincoln ile fotoğrafladı. Fotoğrafta Mary’nin omzunun üzerinden Abraham Lincoln görünüyordu. Mumler bu fotoğraflar sayesinde kısa süre içerisinde çok para kazandı. Aslında yaptığı şey daha önce görüntüye maruz kalmış plakalarla fotoğraf çekmekti.
Asılsız iddialarda bulunan bazı medyumlar yargılandı ve hapse mahkum edildi
Halk doğaüstü olaylara karşı çok ilgiliydi. Bu ilgiyi para kazanmak için bir fırsat olarak gören dolandırıcılar şikayetler üzerine mahkemeye çıkarıldı. Kimileri idam cezası alırken kimileri ise hapis cezasına çarptırıldı.
Sihirbazlar, spiritüalistlerin muhalifleriydi ve sık sık onların iddialarını çürütmeye çalıştılar
Tıpkı spiritüalizm gibi sihirbazlık da Viktorya döneminde oldukça popülerdi. Kimi sihirbazlar spiritüalist hareketi sert bir şekilde eleştirdiler. Bir zamanlar spiritüalizme ilgi duyan Harry Houdini de yıllar geçtikçe bu harekete sırtını döndü. Hatta sözde yeteneklerini sergileyerek para kazanan falcıların yasaklanması için lobi yaptı. Ayrıca medyumların ruhlarla iletişim kurdukları iddiasını test etmek için çeşitli seanslara katıldı ve hilelerini gösteren raporlar hazırladı.
Bir spiritüalist, ünlü yazar Mark Twain’in kendisiyle iletişim kurduğunu ve ona bir kitap yazdırdığını iddia etti
Kimi spiritüalistler hayatını kaybeden ünlülerin kendileriyle konuştuklarını iddia ediyorlardı. Örneğin 1917 yılında Jap Herron, hayatını kaybeden ünlü yazar Mark Twain’in kendisiyle iletişime geçtiğini iddia etti. Söylediklerine göre Twain, bir Ouija tahtası kullanarak Herron’a bir kitap yazdırmıştı. Twain’in yasal mirasçıları Herron’u dava etti ve kitap yayından kaldırıldı.
Kaynak: 1