Tarihin farklı dönemlerinde, farklı coğrafyalarda birbirinden ilginç askeri birlikler ortaya çıkmıştı. Ancak ilk etapta askeri bir sınıf olarak ortaya çıktığı halde yıllar içerisinde kahramanlığın, cesaretin, adanmışlığın ve sadakatin sembolü haline gelen bir tek birlik var. Elbette yalnızca şövalyelik; saydığımız bu özelliklerin hepsine birden sahip olanların layık görüldüğü bir konuma yükseltildi. Şövalyeler, özellikle 12. yüzyıldan sonra Avrupa kültürünün en önemli unsurlarından biri haline geldi. Buna paralel olarak şövalyelik edebiyat ve kültür ürünlerinde sıklıkla kullanılan ve elbette yalnızca yüce kavramlarla ilişkilendirilen, belirli davranış ve özellik kalıplarının geçerli olduğu kurumsal bir yapıya büründü. İşte Orta Çağ’ın cesur ve soylu savaşçıları şövalyeler hakkında 7 ilginç gerçek.
1. Orta Çağ’da şövalyelik, bazı yazılı olmayan kurallara bağlıydı
Ancak 11. veya 12. yüzyılda ortaya çıktığı düşünülen “Son of Roland (Roland’ın Şarkısı) isimli destanda, şövalyeliğin bazı yazılı kurallarından bahsediliyor. Örneğin tüm şövalyeler Tanrı’dan ve onun kilisesinden korkmalı, cesaretle ve inançla hizmet etmeli, zayıf ve savunmasız olanları korumalı, onur ve zafer için yaşamalı ve kadınların onuruna saygı göstermeli.
2. Fransız edebiyat tarihçisi Léon Gautier, şövalyeliğin 10 emri olduğunu yazdı
1832 yılında dünyaya gelen ve Orta Çağ dönemi Avrupa edebiyatı üzerine yaptığı önemli çalışmaları ile tanınan Léon Gautier’e göre şövalyeliğin 10 emri vardı. Kiliseye inanmak, kiliseyi savunmak, yalan söylememek ve sözünden dönmemek, cömert olmak, her zaman doğruyu ve iyiyi savunmak, savaştan çekinmemek ve düşmandan korkmamak, ait olduğunu ülkeyi sevmek ve son olarak Tanrı’nın kurallarıyla çelişmediği sürece tüm feodal görevleri yerine getirmek.
3. Şövalyelik kurumunun oluşmasında Haçlı Seferleri etkili oldu
11. yüzyılda Avrupalı Hristiyanlar, İslam’ın yayılmasını engellemek ve İslam coğrafyasının kontrolünü elinde tutabilmek için harekete geçti. Böylece tarihe Haçlı Seferleri olarak geçen, askeri ve siyasi harekat başlamış oldu.
Müslümanlara karşı Tanrı’nın dinini savunma gayesi ile hareket ettiklerine inanılan savaşçılar, Hristiyanlar arasında kahramanlığın ve cesaretin somutlaşmış hali olarak görülüyorlardı. Bu nedenle şövalyeliğin kurumsal bir hal almasında Haçlı Seferleri ve Hristiyanlıkta yer alan çeşitli öğretiler önemli rol oynadı.
4. Şövalyeliğin Hristiyanlıktan önemli ölçüde etkilenmesi “şövalye dindarlığı” ismi verilen bir kavramın doğmasına neden oldu
Şövalye dindarlığı, Orta Çağ boyunca bazı şövalyelerin yüksek dini motivasyonuna gönderme yapmak için kullanıldı. Bazı şövalyelerdeki bu motivasyon öylesine kuvvetliydi ki, savaş meydanında ele geçirdikleri ve kendi hakları olan ganimetleri bile kiliseye bağışlıyorlardı. Bununla birlikte şövalye dindarlığı, pek çok şövalyenin tıpkı Haçlı Seferleri gibi “kutsal” olduğu ilan edilen savaşlara katılmasına neden oldu.
5. Agincourt Muharebesi, şövalyelik kurumunun çöküşünü hızlandırdı
Yüzyıl Savaşları sırasında İngiliz ve Fransız birlikleri arasında gerçekleşen Agincourt Muharebesi, kendilerinden sayıca kalabalık Fransız şövalyeler karşısında beklenmedik bir galibiyet alan İngiliz askerlerinin zaferi ile sona erdi. Dönemin İngiltere Kralı V. Henry ise Avrupa’daki teamüllerin aksine, çok sayıda esir şövalyenin idam edilmesini emretti.
Oysa kadim şövalyelik yasalarına göre esir düşen şövalyeler için fidye ödenmesi ve tutsakların serbest bırakılması gerekiyordu. Ancak hem bu kadim geleneğin bozulması hem de şövalyelerin askeri başarısızlıkları, kurumun çöküşünü hızlandırdı.
6. Tarihte kadın şövalyeler de vardı
Evet, yaygın kanının aksine Orta Çağ Avrupa’sındaki kadınlar da şövalye olabiliyordu. Örneğin 1149 yılında, günümüz Katalonya’sında “Orden de la Hacha” isimli bir şövalye birliği kurulmuştu. Birliği Avrupa’daki diğer şövalye birliklerinden ayıran özelliği ise tamamıyla kadın şövalyelerden oluşuyor olmasıydı.
Orden de la Hacha, yaşadıkları coğrafyayı kahramanca savunan ve çeşitli savaşlarda üstün başarılar gösteren kadın savaşçıları onurlandırmak için kurulmuş, birliğe kabul edilen kadınlar vergilerden muaf olmak gibi çeşitli ayrıcalıklar elde etmişlerdi.
7. “Coup de Grace” terimi, Orta Çağ şövalyelerinden günümüze ulaştı
“Son darbe,” “ölüm darbesi” ve genel olarak “merhamet darbesi” anlamlarında kullanılan bu Fransızca tabir, Orta Çağ şövalyeleri arasındaki mızrak dövüşlerinde rakibe vurulan son darbe için kullanılıyordu. Bununla birlikte tabir, can çekişen ve ölmek üzere olan canlının acı çekmesini engellemek için rızası olsun veya olmasın merhamet gösterilmesi, yani öldürülmesi anlamına geliyor.
Kaynak: 1