Hiciv, insan doğasını eleştiriye ve küçümsemeye açık tutan hem bir tür hem de edebi bir araçtır. Hicvin odak noktası genellikle politik olsa da yazılan eserin politik olma gibi bir zorunluluğu yoktur. İroni, mizah ve abartının bir arada kullanıldığı hiciv, bir toplumun sorgulaması ve gelişmesi için hayati önem taşır. Alışılan, zarar verici normların saçmalığını ve yanlışlığını fark etmeleri için okuyucuyu sarsan hiciv türündeki eserler, okuyucuyu zaman zaman güldürmesine rağmen sonuç olarak birey, toplum ve devlet üzerine düşündürür. Biz de bu içeriğimiz için ilk örneklerinin Milattan Önce 2. Binyılın başlangıcında Antik Mısır’da rastlanıldığı bu türün edebiyattaki en iyi örneklerini araştırdık. İşte en iyi sosyal ve politik hiciv romanları arasından bizim seçtiklerimiz…
Biz – Yevgeni Zamyatin
Rus yazar Yevgeni Zamyatin’in 1920-1921 yıllarında kaleme aldığı distopik romanı Biz, yayınlandığı dönemde Sovyet Rusya yönetiminin en kötü aşırılıklarının habercisi niteliğindeydi. Zamyatin’in birleşik bir totaliter devlet içinde bir uyum ve uygunluk dünyasını anlattığı Biz, Sovyet Rusya hükümeti tarafından yıllarca kara listeye alınmış bir kitap muamele gördü. Bireysel özgürlük uğruna atılan bir çığlık olarak değerlendirilen roman, bir matematikçi olan D-503’ün gizli polis veya Muhafızlar Bürosu tarafından kitlesel gözetime yardımcı olan neredeyse tamamen cam apartmanlardan inşa edilmiş bir şehir ulusu olan Tek Devlet’te yaşadığı gelecekte geçiyor. Panoptikon benzeri bir yapıya sahip olan Tek Devlet, isim yerine numaraları olan, üniformalı insanların birbirleriyle arka arkaya yürüdüğü bir sistemdir. Yasaların veya toplumun yapısının birincil gerekçesi olarak kesinlikle mantık veya akıl tarafından yönetilen bu toplumdaki bireyin davranışı, Tek Devlet tarafından özetlenen formüller ve denklemler yoluyla mantığa dayanır. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Hayvan Çiftliği – George Orwell
George Orwell’in hayvanların eşit, özgür ve mutlu olabileceği bir toplum yaratmayı umarak insan çiftçilerine isyan eden bir grup çiftlik hayvanının hikayesini anlattığı alegorik romanı Hayvan Çiftliği, oldukça keskin bir dille kaleme alınmış sosyal ve politik hicvin en önemli örneklerindendir. Stalin’i eleştiren ve sosyalist bir demokrat olan George Orwell’in dediğine göre, Hayvan Çiftliği 1917 Rus Devrimi’nde ve ardından Sovyetler Birliği’nin Stalinist döneminde yaşanan olayları anlatmaktadır. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Otomatik Portakal – Anthony Burgess
Anthony Burgess’in ünlü romanı Otomatik Portakal, bireyin ahlaki seçimleri üzerine yazılmış bir eser olarak görülse de devletin sosyal olarak kabul edilebilir davranışlar sergilemesi için insanları makineleştirme isteğine tamamen karşı çıkan bir tutum sergilediğinden sosyal ve politik hiciv romanlarından biridir. Gelecekte kasvetli bir İngiltere’de geçen Otomatik Portakal, sapkın ve suçlu davranışları için devlet destekli psikolojik rehabilitasyona giren genç bir suçlu olan Alex’in yaşadıklarının anlatımıdır. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Dövüş Kulübü – Chuck Palahniuk
Chuck Palahniuk’un 1996 tarihli Dövüş Kulübü romanı, tüketimin tuzakları ve ekonomik sistemin vatandaşları nasıl pasifleştirdiği ve yabancılaştırdığı hakkında yazılmış en başarılı sistem eleştirilerinden biridir. Modern dünyanın merkezine yerleşmiş olan karanlığın portresini çizen Dövüş Kulübü, bedenine, işine, kendi hayatına ve yaşadığı topluma yabancılaşmış anlatıcının, barların bodrumunda mesai sonrası gizli boks maçları düzenleyen esrarengiz bir genç adam olan Tyler Durden’a dönüşme hikayesidir. Dövüşen iki adamın birbirlerini tüketene kadar mücadele ettiği Dövüş Kulübü, toplumda var olan temel tüketim karşıtı bir alegori çizmektedir. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Doktor Jivago – Boris Pasternak
1987 yılına kadar Sovyetler Birliği’nde yayımlanmayan Doktor Jivago, Rus Devrimi’nin ve devrim sonrasında yaşanılanların bir burjuva aile üzerindeki etkileriyle ilgili yazılmış destansı bir romandır. Pasternak’ın alter egosu olan Doktor Yuri Jivago, yaşamı savaş ve bir devrimcinin karısı olan Lara’ya olan aşkıyla altüst olan bir şair, filozof ve doktordur. Bolşeviklerin gaddarlığına ve sertliğine karşı savunmasız bir adam olan Jivago, sahip olduğu hümanist özgürlük idealine yönelik tehdit karşısında sanata ve aşka tutunup Bolşeviklerin uygulamaya çalıştığı değer sistemine karşı kendi değer sistemini korumak için tarihsel bağlamı reddetmesi gerektiğini düşünmektedir. Pasternak, romanın kahramanı Yuri Jivago aracılığıyla savunduğu gibi, sanatın siyasetin esiri olmaması gerektiğine inanmış ve bu nedenle baskıcı Sovyet yönetimini yazılarıyla eleştirmiştir. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Sempatizan – Viet Thanh Nguyen
Vietnam doğumlu yazar Viet Thanh Nguyen’in 2015 yılında yayımlanan ilk romanı Sempatizan, savaşın zirvesinde bir Güney Vietnamlı generalin yakın çevresine başarıyla sızan Kuzey Vietnamlı bir komünist çifte ajanın hikayesidir. Sürükleyici bir casus romanı olmasının yanında aynı zamanda kibirle başlayıp trajediyle biten vahşi bir savaşın şüphe götürmez biçimde hicivli ve politik bir suçlamasıdır. Nguyen, yıkımın büyüklüğünün kasvetli gerçekçilikle etkin bir şekilde yakalanamayacağının, bunun yerine kendi ciddiyetini reddeden, bizi genellikle gülmeye iten, altında yatan karanlığı hatırlamamızı sağlayan bir üslupla yakalanabileceğinin başarılı bir örneğini veriyor Sempatizan ile birlikte. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Madde 22 – Joseph Heller
En çok bilinen hiciv romanlarından biri olan Madde 22, Yossarian ve havacı arkadaşlarını savaş ve bir dizi çılgın olay boyunca takip ederken askerlerin her gün yaptıklarından jeopolitiğe kadar savaşın çılgınlığını gözler önüne seriyor. Joseph Heller’ın kaleme aldığı kara mizah ve güçlü savaş karşıtlığı temasıyla politik hiciv romanı olan Madde 22, kimi zaman inanılması güç bir hikâye anlatsa da kitapta yaşanılanlar bugünün dünyasından çok da farklı değildir aslında. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Hamamböceği – Ian McEwan
Ian McEwan’ın 2019 yılında yayımlanan eleştirel Brexit romanı Hamamböceği, Franz Kafka’nın Dönüşüm’ünün tersten halini sunuyor okuyucuya. Uyandığında kendisini bir insanın vücudunda bulan hamamböceği, aynı zamanda da Birleşik Krallık’ın başbakanıdır. Kabinesindeki bakanların çoğu da insan bedeninde olan diğer hamamböcekleridir. Bu böcekler, vatanseverlik kisvesi altında, kan ve toprak gibi ifadeler kullanarak ortaya çıkan molozda kendi hayatta kalmalarını sağlamak için insan arasında uyumsuzluk tohumları ekmek için buradalardır. McEwan Hamamböceği adlı bu kısa romanında, Birleşik Krallık başbakanı Boris Johnson’ı ve onun kabinesinde yer alan bazı diğer üyelerle birlikte dünyadaki diğer utanmaz politikacıları da sert bir dille eleştirmektedir. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
O Geri Döndü – Timur Vermes
Alman yazar Timur Vermes’in Adolf Hitler hakkında kaleme aldığı politik hiciv romanı O Geri Döndü, 2011 yılının yazında Berlin’deki yeraltı sığınağında 66 yıllık uykusundan uyanan Adolf Hitler ve fikirlerin dakikalar içinde yayıldığı internet odaklı medyanın varolduğu; göç, farklı ırk, etnik köken ve dinden insanları bir araya getiren çok kültürlü mahallelerin üretildiği ve hükümetteki en güçlü kişinin bir kadın olduğu bir Almanya portresiyle başlar. Fakat halk Nazi partisinin öfkeli lideri Hitler’in her zaman bir karaktere bürünen bir oyuncu olduğunu varsayar ve kısa süre sonra kaçınılmaz viral çekiciliği YouTube yıldızlığını, Türk doğumlu bir komedyenin programında televizyon şöhretini doğurur. Önyargı ve yanlış beyanı açığa vuran bağnaz lafları teatral bir hicivle karıştırılırken medyadaki başarısı Hitler’i kendi siyasi partisini kurmaya ve karmakarışık bulduğu ülkeyi yeniden eski haklarına kavuşturmaya teşvik eder. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Seri Sonu – Paul Beatty
Genç bir adamın izole bir şekilde yetiştirilmesi ve onu Yargıtay’a gönderen ırk davası hakkında sert bir toplumsal ve siyasi bir hiciv olan Paul Beatty’nin Seri Sonu romanı, Amerika Birleşik Devletleri Anayasası’nın kutsal ilkelerine, kent yaşamına, sivil haklar hareketine meydan okuyor. Tartışmalı bir sosyolog olan bekar bir baba tarafından büyütülmüş, çocukluğunu ırksal olarak yüklü psikolojik araştırmalara konu olarak geçirmiş kitabın ana kahramanı anlatıcı, babasının öncü çalışmalarının, ailesinin mali sıkıntılarını çözecek bir anı kitabıyla sonuçlanacağına inanmaya yönlendirilir ancak bir gün babası bir polis tarafından öldürüldüğünde, hiçbir zaman bir anı kitabı olmadığını fark eder. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Gulliver’in Seyahatleri – Jonathan Swift
İrlandalı yazar ve din adamı Jonathan Swift’in hem insan doğasını hem de gezgin masallarının yazıldığı edebi alt türünü hicveden 1726 yılında yayımlanan nesir yazısı Gulliver’in Seyahatlari, yazıldığı dönemdeki Avrupa hükümetinin durumuna ve dinler arasındaki küçük farklılıklara da hicivli bir bakış sunar. Kitap ana karakter Lemuel Gulliver’in seyahatlerine başlamadan önce, Gulliver’in yaşamının ve dönemin tarihinin kısa bir özetini verdiği kısa bir önsöz ile başlar. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
İçki Cumhuriyeti – Mo Yan
Çin’in Nobel Ödüllü yazarı Mo Yan’ın Çin halkının yiyecek ve içecek arasındaki ilişkiyi inceleyen İçki Cumhuriyeti, aynı zamanda Çin hükümetin yolsuzluğu ve aşırılıkları hakkında kaleme alınmış sosyal ve politik bir hiciv romanıdır. İçki Cumhuriyeti, biri bir dedektifi takip eden standart bir kurgu biçimi, diğeri ise Mo Yan ile çalışmalarının hayranı olan hevesli bir yazar arasındaki bir dizi mektup olmak üzere iki farklı anlatı dizisine sahiptir. Dedektif kurgu dizisi, yamyamlık iddialarını araştırmak için Çin’in kırsalına gönderilen özel bir araştırmacı olan Ding Gou’er’i takip ederken mektuplar dizisi ise, hevesli bir yazar olan Li Yidou ile kitabın yazarı Mo Yan arasında değiş tokuş edilen mektupların yanı sıra Li Yidou’nun yazara gönderdiği kısa öyküleri de içerir. Roman ilerledikçe Ding Gou’er’in olduğu dedektiflik anlatısı, mektup anlatısıyla birleşir. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Şikago Mezbahaları – Upton Sinclair
Upton Sinclair’in et endüstrisini ve endüstride çalışan işçilerin çalışma koşullarını anlattığı romanı Şikago Mezbahaları, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Chicago ve benzeri sanayileşmiş şehirlerdeki göçmenlerin zorlu çalışma ve yaşam koşullarını ve sömürülen hayatlarını tasvir etmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kapitalist sisteme yönelik sert bir sosyal ve politik eleştiri olarak görülen Şikago Mezbahaları, çalışan sınıfın yoksulluğuna, çalışanlara sağlanan sosyal desteklerin eksikliğine ve işçiler arasındaki umutsuzluğa dair yazılmış bir romandır. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
On İki Sandalye – İlya İlf & Yevgeni Petrov
Odessalı Sovyet yazarlar İlya İlf ve Yevgeni Petrov’un birlikte kaleme aldığı ve 1928’de yayımlanan klasik hiciv romanı On İki Sandalye, devrim sonrası Sovyet Rusya’sında Ostap Bender ve Ippolit Matveyevich Vorobyaninov adlı iki adamın Sovyet yetkilileri tarafından tahsis edilen bazı sandalyelerde saklanan kayıp mücevherleri bulmak için güçlerini birleştirdiği bir hikâyeyi anlatmaktadır. 1921 yılında Lenin tarafından teklif edilen Yeni Ekonomik Politika döneminde Sovyet yaşamı üzerine yazılmış sosyal bir hiciv örneğidir On İki Sandalye. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Usta ve Margarita – Mihail Bulgakov
Rus yazar Mihail Bulgakov’un 1928-1940 yılları arasında kaleme aldığı Usta ve Margarita, şeytanın resmi dini ateizm olan Sovyetler Birliği’ne yaptığı bir ziyareti üzerine odaklanır. Usta ve Margarita, doğaüstü unsurları hicivli kara komedi ve Hıristiyan felsefesiyle birleştirerek tek bir tür içinde kategorize etmeye meydan okuyan bir romandır. Kitabın Tanıtımından: 1930’lu yıllarda Moskova’da sıcak bir bahar günü. Günbatımına yakın saatlerde Şeytan, iyi giyimli ve yabancı görünümlü bir beyefendi kılığında şehre iner ve kendini kara büyü uzmanı Profesör Woland olarak tanıtır. Onun garip maiyetiyle birlikte gelişini, Sovyet başkentini kasıp kavuran bir dizi esrarengiz ve tekinsiz olay izler. Usta ve Margarita, Sovyet yaşam tarzına yönelik keskin bir hiciv, dinsel bir alegori, komik bir fantezi olduğu kadar, dokunaklı bir aşk öyküsüdür de aynı zamanda. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Rus yazar Yevgeni Zamyatin’in 1920-1921 yıllarında kaleme aldığı distopik romanı Biz, yayınlandığı dönemde Sovyet Rusya yönetiminin en kötü aşırılıklarının habercisi niteliğindeydi. Zamyatin’in birleşik bir totaliter devlet içinde bir uyum ve uygunluk dünyasını anlattığı Biz, Sovyet Rusya hükümeti tarafından yıllarca kara listeye alınmış bir kitap muamele gördü. Bireysel özgürlük uğruna atılan bir çığlık olarak değerlendirilen roman, bir matematikçi olan D-503’ün gizli polis veya Muhafızlar Bürosu tarafından kitlesel gözetime yardımcı olan neredeyse tamamen cam apartmanlardan inşa edilmiş bir şehir ulusu olan Tek Devlet’te yaşadığı gelecekte geçiyor. Panoptikon benzeri bir yapıya sahip olan Tek Devlet, isim yerine numaraları olan, üniformalı insanların birbirleriyle arka arkaya yürüdüğü bir sistemdir. Yasaların veya toplumun yapısının birincil gerekçesi olarak kesinlikle mantık veya akıl tarafından yönetilen bu toplumdaki bireyin davranışı, Tek Devlet tarafından özetlenen formüller ve denklemler yoluyla mantığa dayanır. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
George Orwell’in hayvanların eşit, özgür ve mutlu olabileceği bir toplum yaratmayı umarak insan çiftçilerine isyan eden bir grup çiftlik hayvanının hikayesini anlattığı alegorik romanı Hayvan Çiftliği, oldukça keskin bir dille kaleme alınmış sosyal ve politik hicvin en önemli örneklerindendir. Stalin’i eleştiren ve sosyalist bir demokrat olan George Orwell’in dediğine göre, Hayvan Çiftliği 1917 Rus Devrimi’nde ve ardından Sovyetler Birliği’nin Stalinist döneminde yaşanan olayları anlatmaktadır. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Anthony Burgess’in ünlü romanı Otomatik Portakal, bireyin ahlaki seçimleri üzerine yazılmış bir eser olarak görülse de devletin sosyal olarak kabul edilebilir davranışlar sergilemesi için insanları makineleştirme isteğine tamamen karşı çıkan bir tutum sergilediğinden sosyal ve politik hiciv romanlarından biridir. Gelecekte kasvetli bir İngiltere’de geçen Otomatik Portakal, sapkın ve suçlu davranışları için devlet destekli psikolojik rehabilitasyona giren genç bir suçlu olan Alex’in yaşadıklarının anlatımıdır. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Chuck Palahniuk’un 1996 tarihli Dövüş Kulübü romanı, tüketimin tuzakları ve ekonomik sistemin vatandaşları nasıl pasifleştirdiği ve yabancılaştırdığı hakkında yazılmış en başarılı sistem eleştirilerinden biridir. Modern dünyanın merkezine yerleşmiş olan karanlığın portresini çizen Dövüş Kulübü, bedenine, işine, kendi hayatına ve yaşadığı topluma yabancılaşmış anlatıcının, barların bodrumunda mesai sonrası gizli boks maçları düzenleyen esrarengiz bir genç adam olan Tyler Durden’a dönüşme hikayesidir. Dövüşen iki adamın birbirlerini tüketene kadar mücadele ettiği Dövüş Kulübü, toplumda var olan temel tüketim karşıtı bir alegori çizmektedir. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
1987 yılına kadar Sovyetler Birliği’nde yayımlanmayan Doktor Jivago, Rus Devrimi’nin ve devrim sonrasında yaşanılanların bir burjuva aile üzerindeki etkileriyle ilgili yazılmış destansı bir romandır. Pasternak’ın alter egosu olan Doktor Yuri Jivago, yaşamı savaş ve bir devrimcinin karısı olan Lara’ya olan aşkıyla altüst olan bir şair, filozof ve doktordur. Bolşeviklerin gaddarlığına ve sertliğine karşı savunmasız bir adam olan Jivago, sahip olduğu hümanist özgürlük idealine yönelik tehdit karşısında sanata ve aşka tutunup Bolşeviklerin uygulamaya çalıştığı değer sistemine karşı kendi değer sistemini korumak için tarihsel bağlamı reddetmesi gerektiğini düşünmektedir. Pasternak, romanın kahramanı Yuri Jivago aracılığıyla savunduğu gibi, sanatın siyasetin esiri olmaması gerektiğine inanmış ve bu nedenle baskıcı Sovyet yönetimini yazılarıyla eleştirmiştir. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Vietnam doğumlu yazar Viet Thanh Nguyen’in 2015 yılında yayımlanan ilk romanı Sempatizan, savaşın zirvesinde bir Güney Vietnamlı generalin yakın çevresine başarıyla sızan Kuzey Vietnamlı bir komünist çifte ajanın hikayesidir. Sürükleyici bir casus romanı olmasının yanında aynı zamanda kibirle başlayıp trajediyle biten vahşi bir savaşın şüphe götürmez biçimde hicivli ve politik bir suçlamasıdır. Nguyen, yıkımın büyüklüğünün kasvetli gerçekçilikle etkin bir şekilde yakalanamayacağının, bunun yerine kendi ciddiyetini reddeden, bizi genellikle gülmeye iten, altında yatan karanlığı hatırlamamızı sağlayan bir üslupla yakalanabileceğinin başarılı bir örneğini veriyor Sempatizan ile birlikte. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
En çok bilinen hiciv romanlarından biri olan Madde 22, Yossarian ve havacı arkadaşlarını savaş ve bir dizi çılgın olay boyunca takip ederken askerlerin her gün yaptıklarından jeopolitiğe kadar savaşın çılgınlığını gözler önüne seriyor. Joseph Heller’ın kaleme aldığı kara mizah ve güçlü savaş karşıtlığı temasıyla politik hiciv romanı olan Madde 22, kimi zaman inanılması güç bir hikâye anlatsa da kitapta yaşanılanlar bugünün dünyasından çok da farklı değildir aslında. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Ian McEwan’ın 2019 yılında yayımlanan eleştirel Brexit romanı Hamamböceği, Franz Kafka’nın Dönüşüm’ünün tersten halini sunuyor okuyucuya. Uyandığında kendisini bir insanın vücudunda bulan hamamböceği, aynı zamanda da Birleşik Krallık’ın başbakanıdır. Kabinesindeki bakanların çoğu da insan bedeninde olan diğer hamamböcekleridir. Bu böcekler, vatanseverlik kisvesi altında, kan ve toprak gibi ifadeler kullanarak ortaya çıkan molozda kendi hayatta kalmalarını sağlamak için insan arasında uyumsuzluk tohumları ekmek için buradalardır. McEwan Hamamböceği adlı bu kısa romanında, Birleşik Krallık başbakanı Boris Johnson’ı ve onun kabinesinde yer alan bazı diğer üyelerle birlikte dünyadaki diğer utanmaz politikacıları da sert bir dille eleştirmektedir. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Alman yazar Timur Vermes’in Adolf Hitler hakkında kaleme aldığı politik hiciv romanı O Geri Döndü, 2011 yılının yazında Berlin’deki yeraltı sığınağında 66 yıllık uykusundan uyanan Adolf Hitler ve fikirlerin dakikalar içinde yayıldığı internet odaklı medyanın varolduğu; göç, farklı ırk, etnik köken ve dinden insanları bir araya getiren çok kültürlü mahallelerin üretildiği ve hükümetteki en güçlü kişinin bir kadın olduğu bir Almanya portresiyle başlar. Fakat halk Nazi partisinin öfkeli lideri Hitler’in her zaman bir karaktere bürünen bir oyuncu olduğunu varsayar ve kısa süre sonra kaçınılmaz viral çekiciliği YouTube yıldızlığını, Türk doğumlu bir komedyenin programında televizyon şöhretini doğurur. Önyargı ve yanlış beyanı açığa vuran bağnaz lafları teatral bir hicivle karıştırılırken medyadaki başarısı Hitler’i kendi siyasi partisini kurmaya ve karmakarışık bulduğu ülkeyi yeniden eski haklarına kavuşturmaya teşvik eder. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Genç bir adamın izole bir şekilde yetiştirilmesi ve onu Yargıtay’a gönderen ırk davası hakkında sert bir toplumsal ve siyasi bir hiciv olan Paul Beatty’nin Seri Sonu romanı, Amerika Birleşik Devletleri Anayasası’nın kutsal ilkelerine, kent yaşamına, sivil haklar hareketine meydan okuyor. Tartışmalı bir sosyolog olan bekar bir baba tarafından büyütülmüş, çocukluğunu ırksal olarak yüklü psikolojik araştırmalara konu olarak geçirmiş kitabın ana kahramanı anlatıcı, babasının öncü çalışmalarının, ailesinin mali sıkıntılarını çözecek bir anı kitabıyla sonuçlanacağına inanmaya yönlendirilir ancak bir gün babası bir polis tarafından öldürüldüğünde, hiçbir zaman bir anı kitabı olmadığını fark eder. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
İrlandalı yazar ve din adamı Jonathan Swift’in hem insan doğasını hem de gezgin masallarının yazıldığı edebi alt türünü hicveden 1726 yılında yayımlanan nesir yazısı Gulliver’in Seyahatlari, yazıldığı dönemdeki Avrupa hükümetinin durumuna ve dinler arasındaki küçük farklılıklara da hicivli bir bakış sunar. Kitap ana karakter Lemuel Gulliver’in seyahatlerine başlamadan önce, Gulliver’in yaşamının ve dönemin tarihinin kısa bir özetini verdiği kısa bir önsöz ile başlar. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Çin’in Nobel Ödüllü yazarı Mo Yan’ın Çin halkının yiyecek ve içecek arasındaki ilişkiyi inceleyen İçki Cumhuriyeti, aynı zamanda Çin hükümetin yolsuzluğu ve aşırılıkları hakkında kaleme alınmış sosyal ve politik bir hiciv romanıdır. İçki Cumhuriyeti, biri bir dedektifi takip eden standart bir kurgu biçimi, diğeri ise Mo Yan ile çalışmalarının hayranı olan hevesli bir yazar arasındaki bir dizi mektup olmak üzere iki farklı anlatı dizisine sahiptir. Dedektif kurgu dizisi, yamyamlık iddialarını araştırmak için Çin’in kırsalına gönderilen özel bir araştırmacı olan Ding Gou’er’i takip ederken mektuplar dizisi ise, hevesli bir yazar olan Li Yidou ile kitabın yazarı Mo Yan arasında değiş tokuş edilen mektupların yanı sıra Li Yidou’nun yazara gönderdiği kısa öyküleri de içerir. Roman ilerledikçe Ding Gou’er’in olduğu dedektiflik anlatısı, mektup anlatısıyla birleşir. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Upton Sinclair’in et endüstrisini ve endüstride çalışan işçilerin çalışma koşullarını anlattığı romanı Şikago Mezbahaları, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Chicago ve benzeri sanayileşmiş şehirlerdeki göçmenlerin zorlu çalışma ve yaşam koşullarını ve sömürülen hayatlarını tasvir etmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kapitalist sisteme yönelik sert bir sosyal ve politik eleştiri olarak görülen Şikago Mezbahaları, çalışan sınıfın yoksulluğuna, çalışanlara sağlanan sosyal desteklerin eksikliğine ve işçiler arasındaki umutsuzluğa dair yazılmış bir romandır. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Odessalı Sovyet yazarlar İlya İlf ve Yevgeni Petrov’un birlikte kaleme aldığı ve 1928’de yayımlanan klasik hiciv romanı On İki Sandalye, devrim sonrası Sovyet Rusya’sında Ostap Bender ve Ippolit Matveyevich Vorobyaninov adlı iki adamın Sovyet yetkilileri tarafından tahsis edilen bazı sandalyelerde saklanan kayıp mücevherleri bulmak için güçlerini birleştirdiği bir hikâyeyi anlatmaktadır. 1921 yılında Lenin tarafından teklif edilen Yeni Ekonomik Politika döneminde Sovyet yaşamı üzerine yazılmış sosyal bir hiciv örneğidir On İki Sandalye. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Rus yazar Mihail Bulgakov’un 1928-1940 yılları arasında kaleme aldığı Usta ve Margarita, şeytanın resmi dini ateizm olan Sovyetler Birliği’ne yaptığı bir ziyareti üzerine odaklanır. Usta ve Margarita, doğaüstü unsurları hicivli kara komedi ve Hıristiyan felsefesiyle birleştirerek tek bir tür içinde kategorize etmeye meydan okuyan bir romandır. Kitabın Tanıtımından: 1930’lu yıllarda Moskova’da sıcak bir bahar günü. Günbatımına yakın saatlerde Şeytan, iyi giyimli ve yabancı görünümlü bir beyefendi kılığında şehre iner ve kendini kara büyü uzmanı Profesör Woland olarak tanıtır. Onun garip maiyetiyle birlikte gelişini, Sovyet başkentini kasıp kavuran bir dizi esrarengiz ve tekinsiz olay izler. Usta ve Margarita, Sovyet yaşam tarzına yönelik keskin bir hiciv, dinsel bir alegori, komik bir fantezi olduğu kadar, dokunaklı bir aşk öyküsüdür de aynı zamanda. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.