“Ne izlesem” diye kara kara düşünen, ama malzeme kıtlığı çeken kararsız sinema sevdalıları için dev hizmet! Yakın zamanda çekilmiş sağlam filmleri sizin için listeledik, bu 17 filmi izlemeden geçmeyin.
1. The Ballad of Buster Scruggs / IMDB Puanı: 7.3
16 Kasım’dan itibaren Netflix’te gösterilmeye başlanan The Ballad of Buster Scruggs, western çağında geçen ve birbirinden farklı hikayeleri buluşturan sıra dışı bir film. No Country for Old Men ve True Grit gibi örneklerle western türüne hakim olduğuna şahit olduğumuz Coen Biraderler’in, farklı mizah anlayışı ile zaman zaman güldürdüğü, güçlü anlarıyla ise insanın içini cız ettirmeyi başaran filmi The Ballad of Buster Scruggs, kolay izlenen ama kolay kolay unutulmayacak bir güzellik.
2. Green Book / IMDB Puanı: 8.3
Viggo Mortensen ile Mahershala Ali’nin muhteşem performanslarıyla hafızalara kazınan, sıcak bir yol filmi Green Book… Piyanist Don Shirley ve şoför olarak işe aldığı Tony’nin çoğunlukla çıktıkları turnede geçen hikayesini anlatan filmin yönetmenliğini Peter Farrelly üstleniyor. Gerçek bir hikayeye dayanan Green Book, 2018’in en iyilerinden.
3. Searching / IMDB Puanı: 7.7
İlk uzun metrajı için bir hayli zor bir anlatım yolu seçmiş olan Aneesh Chaganty’nin, altından başarıyla kalktığı ilk filmi Searching, kaybolan 16 yaşındaki kızını arayan bir babanın hikayesine odaklanıyor. John Cho, Debra Messing ve Joseph Lee’nin başrolde olduğu film, Sundance’ten ödülle dönmeyi başarmış, sürükleyici, tempoyu düşürmemeyi başararak zekice kotarılmış bir gerilim.
4. Can You Ever Forgive Me? / IMDB Puanı: 7.2
2015 yılında 70’lerin San Francisco’sunda geçen The Diary of a Teenage Girl ile çok iyi iş çıkaran Marielle Heller, Can You Ever Forgive Me? ile formundan bir şey kaybetmediğini kanıtlıyor. Başroldeki Melissa McCarthy’nin performansıyla da öne çıkan film, Lee Israel’in aynı isimli otobiyografik romanından beyazperdeye uyarlanmış. Kirasını bile ödeyemeyecek hale gelen Israel’in yaşamını yitirmiş ünlü yazarların mektuplarını taklit etmeye başlamasını konu alan filmde Melissa McCarthy’yi normalde alışık olduğumuzdan farklı bir rolde izliyoruz.
5. Creed 2 / IMDB Puanı: 7.4
Rocky Balboa karakteriyle özdeşleşen sinemacı Sylvester Stallone’ye uzun yıllar sonra yeni bir Oscar adaylığı kazandıran Creed’in başarısının ardından, devam filmin Creed 2’nin yolu açılmıştı. Başrolleri ilk filmde olduğu gibi Michael B. Jordan ve Sylvester Stallone’nin paylaştığı filmde, Rocky IV’ün unutulmaz kötüsü Rus boksör Ivan Drago da var! 2015 yapımı Creed: Efsanenin Doğuşu’nun devam halkası olan film, her Rocky izleyicisinin görmesi gereken bir macera.
6. The Man Who Killed Don Quixote / IMDB Puanı: 6.5
Kendine has diliyle beyazperdenin en yaratıcı ve özel isimleri arasında yer alan Terry Gilliam’ın, yıllar önce çekmeye yaklaştığı ancak bir türlü çekemediği The Man Who Killed Don Quixote, başrollerde Jonathan Pryce, Adam Driver ve Joana Ribeiro’yu buluşturuyor.
7. The Favourite / IMDB Puanı: 7.8
18. yüzyılın başlarında İngiliz kraliyet ailesinin acımasız dünyasını cesurca yansıtan The Favourite, aşk ve güç uğruna sonuna kadar rekabet eden üç baskın karakterli kadının hem karanlık hem de gülünç öyküsünü anlatıyor. Yönetmen Yorgos Lanthimos, filmdeki karakterlerin içselliği ve çatışmaları için gerçek olaylarla beslenmiş son derece canlı bir evren yaratmayı başarmış. Kraliçe Anne’in ihtiras, entrika, ihanet ve kıskançlıklarla dolu hikayesini merkeze alan The Favourite, Lanthimos’un ustalığını konuşturduğu; Olivia Colman, Emma Stone ve Rachel Weisz’ın enfes performanslarıyla bezeli benzersiz bir trajikomedi.
8. Never Look Away / IMDB Puanı: 7.6
Almanya’nın Oscar adayı olan Never Look Away, The Life of Others ile sinemaseverleri mest eden (ve Oscar kazanan) yönetmen Florian Henckel von Donnersmarck’ın geri dönüş filmi olma özelliğini taşıyor. Gerçek olaylardan esinlenen ve 1930’ların Nazi Almanya’sında başlayan film, 30 yıl gibi uzun bir süreye yayılıyor. Üniversitede tanışıp birbirine aşık olan Kurt ve Ellie’nin hikayesine odaklanan film, dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yapmış ve adından övgüyle söz ettirmişti. Filmin başrollerinde Başrollerini Tom Schilling, Sebastian Koch, Paula Beer ve Saskia Rosendahl var.
9. Glass / IMDB Puanı: 7.0
The Sixth Sense ile iddialı bir çıkış yaptığı kariyerine aynı hızla devam edemeyen ve bolca eleştirilen M. Night Shyamalan, Split ile şeytanın bacağını kırmış ve bir hayli beğenilmişti. Unbreakable ve Split’in devamı niteliğindeki Glass, Shyamalan’ın bu filmlerinden tanıdığımız karakterleri bir araya getiriyor. James McAvoy, Bruce Willis, Samuel L. Jackson, Anya Taylor-Joy ve Sarah Paulson’ı buluşturan film, eleştirmenlerden olumsuz yorumlar alsa da üçlemeyi yarım bırakmak olmaz.
10. Happy Death Day 2 / IMDB Puanı: 6.7
İddiasız olmasına rağmen bir hayli beğenilen ve izleyicisini yerinden sıçratmadan ufak ufak korkuturken bir yandan da eğlendirmeyi başaran 2017 yapımı Happy Death Day’in devam filmi olan Happy Death Day 2’nin yönetmen koltuğunda yine Christopher Landon ve başrolünde yine Jessica Rothe var. İlk filmle paralel bir hikaye anlatan film, izleyicisine bir sinema dersi sunmasa da 1 buçuk saatlik eğlenceli bir gerilim vadediyor.
11. The Sisters Brothers / IMDB Puanı: 7.0
Yeraltı Peygamberi ile Pas ve Kemik gibi ses getiren filmlerin yönetmeni Jacques Audiard’ın İngilizce çektiği ilk film olan The Sisters Brothers, Joaquin Phoenix, John C. Reilly, Jake Gylenhaal ve Riz Ahmed’li kadrosuyla daha ilk bakışta “gel gel” demeyi başarıyor. 1800’lü yılların ortasında geçen ve Patrick DeWitt’in aynı adlı romanından uyarlanan film, hayatlarını cinayet işleyerek kazanan, birbirine bağlı iki kardeşin hikayesine odaklanıyor.
12. Dogman / IMDB Puanı: 7.3
Hayatını köpek bakıcılığı yaparak kazanan, kibar ve seven mizacıyla çevresindeki herkes tarafından sevilen Marcello’yu merkezine alan Dogman, hapisten çıkıp mahalleye dönen, eski boksör ve uyuşturucu bağımlısı Simone’nin gelişiyle alt üst olan mahalle hayatını anlatıyor. Yönetmenliğini Matteo Garrone’nin üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Marcello Fonte, Adamo Dionisi, Edoardo Pesce, Francesco Acquaroli, Nunzia Schiano gibi isimler yer alıyor. Fonte’nin etkileyici performansıyla Cannes’da En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kucakladığını da anımsatalım.
13. Mary Poppins Returns / IMDB Puanı: 7.2
Başrollerde Julie Andrews ve Dick Van Dyke’ın yer aldığı 1964 yapımı kült film Mary Poppins’in 54 yıl sonra gelen devamı Mary Poppins Returns’ü izlemek için ilk filmi izlemiş olmanız gerekmiyor. Mary Poppins’e Emily Blunt‘ın hayat verdiği filmde Lin-Manuel Miranda, Colin Firth, Meryl Streep ve Ben Whishaw gibi isimler de yer alıyor.
14. How to Train Your Dragon: The Hidden World / IMDB Puanı: 7.9
How To Train Your Dragon macerası, 2010 yılında başlamış, çok sevilmiş ve 2014’te devam etmişti. Serinin üçüncü halkası ise 25 Ocak’ta gösterime girdi. Genç Viking Hiccup Horrendous Haddock III ve ejderhası Toothless’ın maceralarını konu alan serinin geri kalanı gibi yenisi de çok eğlenceli. Yönetmen koltuğunda yine Kanadalı sinemacı Dean DeBlois var.
15. Capernaum / IMDB Puanı: 8.3
Lübnanlı küçük bir çocuk olan Zain’in sıra dışı hikayesini merkeze alan Capernaum, Lübnan – Fransa ortak yapımı olan çarpıcı bir drama. Zain’in kendisini istismar eden ailesine baş kaldırıp kaçışıyla değişen hayatını ve hayat mücadelesini anlatan filmde yönetmen koltuğunda Nadine Labaki oturuyor. Başrolde ise ilk kez oyunculuk yapan Zain Al Rafeea etkileyici performansıyla öne çıkıyor. Prömiyerini Cannes Film Festivali’nde yapan ve üç ödülle dönen, ardından o festival senin bu festival benim gezen film, Lübnan adına En İyi Yabancı Film kategorisinde Oscar yarışında…
16. Shoplifters / IMDB Puanı: 8.1
Hirokazu Koreeda’nı Cannes’da Altın Palmiye’yi kazanmayı başaran filmi Shoplifters’ı izler izlemez neden bu ödüle layık görüldüğünü anlıyorsunuz. Hırsızlık yaparak geçinen bir ailenin hikayesini izlediğimiz Shoplifters, bir aileyi ne oluşturur ve ne ayakta tutar sorularının cevabını muazzam biçimde veriyor. Shoplifters, içinizi ısıtırken bir yandan da kalbinizi kıracak, izler izlemez bir kez daha ne zaman seyredeceğinizi düşüneceğiniz modern bir başyapıt.
17. Burning / IMDB Puanı: 7.6
Yolları kesişen üç kişinin, başlarına gelen gizemli bir olaydan nasıl etkilendiğini merkeze alan Burning için sadece bir gerilim filmi demek yetersiz kalır. Ünlü yazar Haruki Murakami’nin kısa öyküsünden uyarlanan Burning, yönetmen Chang-dong Lee’nin sekiz yıl aradan sonra çektiği ilk film olma özelliğini taşıyor. İki buçuk saat uzunluğundaki pek az film, izleyicisine “Ne olur bitmesin, daha da sürsün” dedirtme becerisine sahiptir. Burning tam da bunu yapmayı başarıyor! Sekiz yıl bir yönetmenden yeni film beklemek için çok uzun bir zaman ancak Burning buna kesinlikle değiyor.