Amerika Birleşik Devletleri’nde kölelik, 1776’dan itibaren yasal bir kurumdu. Köleler herhangi bir nesne gibi alınabilir, satılabilir ya da başka birine devredilebilirdi. Beyaz ırkın üstünlüğü düşüncesinden doğan bu durum, Amerikan ekonomisinin bel kemiğini oluşturuyordu. Amerika kıtası tüm insanlık için yeni bir dünyaydı ve uçsuz bucaksız topraklara sahipti. Bu toprakların işlenmesi için iş gücüne ihtiyaç vardı. Beyaz insanlar o kadar ağır işlerde çalışamazdı çünkü onlar ayrıcalıklı ırktı. Böylece Afrika kıtasında yaşayanlar Amerika’ya getirildi.
Köleleştirilen insanların büyük çoğunluğu gıda ürünleri üreten çiftliklerde çalışıyordu. Ağır çalışma koşulları bir yana köleler tecavüze uğruyor, şiddet görüyor ve hiçbir gerekçe olmadan öldürülüyordu. Hem siyah tenli hem de kadınsanız işler biraz daha zorlaşıyordu. Beyaz kadınların cinsiyetleri nedeniyle ikinci sınıf vatandaş kabul edildiği bir dönemde siyah bir kadın olmak kabus dolu günler yaşayacağınız anlamına geliyordu. O kadınlardan biri olan Sojourner Truth, ayrımcılıkla mücadelenin simge isimlerinden biri oldu. Hem kölelik karşıtı harekete hem de kadın hakları hareketine destek veren Truth, mücadelesiyle dünya tarihine ismini yazdırdı. Gelin onun hayatına biraz yakından bakalım.
Kölelik karşıtı mücadelenin bir diğer önemli ismi Harriet Tubman’ı tanımak istiyorsanız buraya tıklayabilirsiniz.
Sojourner Truth 1797 yılında New York’un Ulster bölgesinde köle ebeveynlerin çocuğu olarak dünyaya geldi
Annesi ona doğduğunda Isabella Baumfree ismini vermişti. Ebeveynleri, Ulster County’de yaşayan zengin Hollandalı bir ailenin kölesiydi. Afrika kökenli olsa da doğduğundan beri aynı evde yaşadığı için ana dili Felemenkçe’ydi. Malikanenin sahibi Johannes Hardenbergh 1806 yılında öldüğünde oğlu Charles Hardenbergh babasının bütün mal varlığını devraldı. Mal varlığının içinde Sojourner ve ailesi gibi köle insanlar da vardı!
Sojourner Truth henüz 9 yaşındayken 100 dolar karşılığında John Neely’e satıldı
Sojourner, İngilizce komutları anlamadığı için şiddete maruz kalmaya başladı. John Neely ‘in çok acımasız bir kişiliği vardı. Kölelerini sopayla döver ve onlara işkence ederdi. Bu sırada sahibinin cinsel istismarına da uğrayan Sojourner iki boyunca kabus dolu günler yaşadı. Sojourner Truth 13 yaşına kadar farklı kişilerin kölesi olarak hayatını devam ettirdi. En sonunda New York West Park’daki John Dumont ve eşi Elizabeth’in evinde kalıcı olarak çalışmaya başladı.
Sojourner Truth 18 yaşına geldiğinde yakınlardaki bir çiftlikten Robert isimli bir köleye aşık oldu. Ancak çiftin sahipleri farklı insanlar olduğu için evlenmelerine izin verilmedi
Sojourner kısa bir süre sonra yaşadığı çiftlikteki Thomas adlı başka bir köleyle evlendirildi. Sonunda James, Diana, Peter, Elizabeth ve Sophia ismini verdiği beş çocuğu oldu. Sojourner, Dumont’ların çiftliğinde hem cinsel istismara hem de çeşitli işkencelere maruz kaldı. Burada tek yapabildiği ölesiye çalışmak ve çocuklarını korumaktı.
19. yüzyılda kölelik karşıtı hareket yükselişe geçti. 1827 yılına gelindiğinde Sojourner ve küçük kızı köle karşıtı bir ailenin evine kaçmayı başardı
Sojourner kaçmayı başarmıştı ancak diğer çocuklarını ardında bırakmak zorunda kaldı. Çünkü yasalar gereği diğer çocukları 20 yaşına kadar Dumont ailesine hizmet etmek zorundaydı. New York eyaleti, Kölelerin Kurtuluş Yasası’nı onaylanana kadar Sojourner ve bebeği New Paltz’daki Isaac ve Maria Van Wagenen’in evinde kaldı. Bu sırada eski sahibinin, oğlu Peter’ı başka bir aileye yasa dışı sattığını öğrendi. Wagenen’lerin yardımıyla Sojourner, eski sahibine dava açtı. Aylarca süren yasal süreçten sonra oğlu Peter’ı geri almayı başarmıştı. Bu olay New York halkı üzerinde büyük bir şok etkisi yarattı. Çünkü ilk defa siyahi bir kadın, beyaz adama karşı dava açmış ve davayı kazanmıştı.
Van Wagenen ailesi Sojourner Truth’un maneviyatı üzerinde derin bir etkiye sahipti. Uzun yıllar inançlı insanlar arasında yaşadığı için Hıristiyanlığın ateşli bir savunucusu oldu
1843’te dini gerekçelerle Isabella Baumfree olan ismini Sojourner Truth olarak değiştirdi. 1843 yılı onun hayatının dönüm noktası oldu. Yanına sadece birkaç eşyasını alarak köleliğe ve baskıya karşı savaşmak için yola çıktı. Sojourner eğitim almamıştı ancak başarılı bir şekilde vaiz veriyordu. Kısa sürede etrafına çok sayıda insan topladı. 1844 yılında Northampton Eğitim ve Endüstri Derneği’ne üye oldu. Dernek kölelik karşıtları tarafından kısa bir süre önce kurulmuştu. Sojourner burada kadın hakları, dini hoşgörü ve pasifizmi destekleyen konuşmalar yaptı.
Sojourner Truth hayatının en etkili konuşmasını 1851 yılında Ohio düzenlenen Kadın Hakları Kongresi’nde yaptı
“Ben Kadın Değil Miyim?” başlıklı sansasyon yaratan konuşmasında insanlara şöyle sesleniyordu:
“Ben bir kadınım değil mi? Herhangi bir erkek kadar kaslıyım ve herhangi bir erkeğin yaptığı kadar çok iş yapabilirim. Saban sürdüm ve hasat yaptım ve ekin ayıkladım, odun kırdım, ekin biçtim ve hangi erkek bundan fazlasını yapabilir? Cinsiyetlerin eşit olduğuna dair çok şey duydum; bir erkeğin taşıdığı kadar çok şey taşıyabilirim ve bir erkek kadar da yiyebilirim, yemek bulabilirsem. Şimdi karşıma çıkacak herhangi bir erkek kadar güçlüyüm.”
Bu konuşmanın iki farklı versiyonu bulunuyor. Hangisinin gerçek olduğu konusunda fikir ayrılıkları olsa da özellikle siyah feministler arasında Truth’un ayrı bir yeri bulunuyor.
1850’li yıllara gelindiğinde Sojourner Truth hem kadın hakları hem de kölelik karşıtı hareketin simge isimlerinden biri oldu
Sojourner Truth köle bir ailede doğduğu için çocuk yaştan itibaren devamlı çalışmak zorunda kaldı. Bu nedenle hiçbir zaman eğitim alamadı. Ancak hitabeti o kadar güçlüydü ki onu dinleyen herkes büyüleniyordu. Hem teninin renginden hem de cinsiyetinden dolayı her zaman aşağılanmaya maruz kalmıştı. Belki de bu nedenle yaşadığı sorunları çok iyi ifade ediyordu. Başını dik tutuyor, eğitimli insanlarla saatlerce sohbet ediyordu. İletişim yeteneği sayesinde kısa sürede hem kadın hareketinin hem de kölelik karşıtı mücadelenin simge ismi oldu. Northampton Kampı Toplantısı, Kölelik Karşıtı Konvansiyon, Amerikan Eşit Haklar Derneği gibi kongre ve toplantılarda konuşmalar yaptı. Her konuşmasında kadının statüsünü hatırlatarak ırk ve cinsiyet kavramlarına meydan okudu.
Kölelik karşıtı aktivizmi o kadar güçlüydü ki Amerikan İç Savaşı sırasında Beyaz Saray’a davet edildi
Amerikan İç Savaşı’nın en temel nedenlerinden biri başkan Abraham Lincoln’ün köleliği tamamen yasaklama isteğiydi. Ancak ülkenin kuzeyi ve güneyi bu konuda aynı görüşü paylaşmıyordu. Güney eyaletler ekonomik nedenlerle köleliğin kaldırılmasını istemiyordu. Çünkü üretim tarzı tamamen tarıma dayalıydı. Büyük çiftliklerde çalışan köleler özgür kaldığında tarlalarda çalışacak insan bulamayacaklardı. Bu nedenle güneydeki 11 eyalet bağımsızlıklarını ilan etti.
İç Savaş başladığında, Sojourner Truth, siyah askerler için kıyafet ve ayakkabı gibi yardım malzemeleri topladı ve insanları cesaretlendirmeye başladı. Köleliğe karşı verdiği tek taraflı mücadele Lincoln’ün dikkatini çekmişti. Washington’da bir araya gelen başkan ve Truth verimli bir konuşma gerçekleştirdi. Truth, başkan Lincoln’e deneyimlerini anlatma fırsatı yakalamıştı. Bu görüşme Truth’un mücadele azmini daha da ateşledi. Savaş devam ederken yardım toplamaya ve lobi faaliyetleri yürütmeye devam etti. İç savaş, köleliği kaldırmak isteyen kuzey eyaletlerinin galip gelmesiyle sona erdi. Amerika’nın siyasal birliği tekrar sağlandı ve kölelik ülkenin her bölgesinde kaldırıldı.
Sojourner Truth ülkesinde köleliğin kaldırıldığını görecek kadar uzun bir ömür yaşadı
Sojourner ömrü boyunca ülkedeki bütün dezavantajlı grupların sesi olmuştu. 26 Kasım 1883’te hayata veda ettiğinde artık Amerikan tarihinin simge isimlerinden biriydi.
Amerika Birleşik Devletleri 2016 yılında Sojourner Truth’un fotoğrafının 10 dolarlık banknotlara basılacağını duyurdu
2020 yılında Amerikalı kadınların oy hakkı kazanmasının 100. yıl dönümüydü. Bu önemli yıla özel 10 dolarlık banknotların arka yüzüne Sojourner Truth’un fotoğrafı basılacaktı. Ancak henüz doların tasarımında değişiklik yapılmadı.