Ağır çekim’in çekimine kapılmayan çok az yönetmen mevcuttur. Kubrick’ten Kurosawa’ya, Wes Anderson’dan Scorsese’ye pek çok yönetmen özel sinemasal anların altını çizmek için bu ilahi yönteme başvurmuştur. İşte akla ilk gelenler…
Chariots of Fire
1981’in Oscar galibi hiç de beklenmedik bir şekilde Ateş Arabaları olmuştu. Bu başarıdaki en büyük pay ise şüphesiz Vangelis’in muhteşem film müziği eşliğinde kumsalda koşan atletleri resmettiği açılış sahnesiydi. Dakka bir, filmin içindesin durumu…
Zabriskie Point
İtalyan usta Michelangelo Antonioni’nin Amerika’da çektiği, serbest aşk ve çiçek çocuklarını yücelttiği 1970 yapımı Zabriskie Point’in finalindeki ağır çekim patlama sahnesi Pink Floyd’un müziğiyle adeta bir meditasyon etkisi yaratıyor. Sinema tarihinde yıkım hiç bu kadar sanatsal olmamıştı.
Zombieland
‘Doldol’ ağır çekim sahnelerinin ‘doldol’ müziklere ihtiyaç duyduğu bir gerçek. Son yılların en eğlenceli Zombi filmlerinden birisi olan Zombieland’in ‘canını seven kaçsın’ temalı açılış jeneriğine bu kez Metallica For Whom the Bells Toll ile eşlik ediyor. Pek bi eğlenceli!
The Untouchables
Brian De Palma’nın Eisenstein’in Potempkin Zırhlısı’na gönderme yaptığı bu üç dakikalık ağır çekim operası gerçekten defalarca izlenmeye değer. Gangsterler, havada uçuşan mermiler, Ennio Morricone’nin tırnak yedirten yaylıları ve merdivenden aşağı tıngır mıngır yuvarlanan bir bebek arabası. Kusursuz!
Hard Boiled
Aksiyon filmlerindeki ağır çekim sahnelerinin Uzak Doğulu erbabı John Woo’nun bu seçkiye girmeye aday pek çok filmi var (Face Off ya da The Killer gibi). Ama Hard Boiled’deki bu sahne ilk göz ağrımız.
A Clockwork Orange
Kubrick de ağır çekimin dayanılmaz cazibesine kapılan babalardan. 2001’in açılışı belki bu listede olmalıydı ama nedense gönlümüzün galibi Otomatik Portakal’da Alex’in çetesine kimin patron olduğunu öğrettiği La Gazza Ladra eşliğindeki bu sahne oldu.
Bonnie & Clyde
Bonnie & Clyde, Katil Doğanlar ve Badlands gibi aykırı çiftlerin konu edildiği filmleri atasıdır. Arthur Penn’in 1967 tarihli başyapıtının finalinde pek sevdiğimiz anti-kahramanların acı sonunu ağır çekimde izlemek ise harbi yürek burkar.
Pink Panther Strikes Again
Müfettiş Clouseau ve Kato’nun Pembe Panter’deki efsanevi dövüşleri sinema tarihinin en eğlenceli anlarından bazılarını oluşturur. Hele bir de ağır çekim varsa tadından yenmez.
Donnie Darko
Bugün 30’larında olan birçok sinemaseverin gönlünde Richard Kelly’nin Donnie Darko’su eminiz çok farklı bir yere sahip. Arka planda Tears For Fears’in Head Over Heels’i çalarken filmdeki tüm karakterlerin müthiş bir kamera hareketiyle arz-ı endam ettiği bu sahne katıksız sinemanın ta kendisi.
300
Aksiyon sinemasının yeni kuşaktaki ağır çekim junkie’si ise hiç şüphesiz Zack Snyder. Tüm filmleri ağır çekimden bolca nasibini alırken biz Spartalıları seçelim istedik…
Sherlock Holmes
Tarantino’nun İngiliz şubesi (bu yorum kesinlikle bir küçümseme içermez) Guy Ritchie de ağır çekimi pek sever. Lock Stock’tan Snatch’e neredeyse her filminde ağır çekimin nimetlerinden faydalanan Ritchie, son Sherlock Holmes uyarlamasındaki bu dövüş sahnesinde de harikalar yaratıyor.
Inception
Yetenekli Bay Nolan’ın Inception’ı da ağır çekimde birer doruk olarak nitelendirilebilecek pek çok ana sahip. İşte onlardan sadece biri…
Wild Bunch
Sam Peckinpah sinemada şiddetin ozanı sayılır. Ona bu lakabı ise The Wild Bunch’taki bu olağanüstü slow motion sahne kazandırmıştır. Bu arada 80’lerde film yönetmenliğine başlayan İbrahim Tatlıses şöyle bir demeç vermişti: En etkilendiğim yönetmen Sam Peckinpah.
The Royal Tenenbaums
Sinemada müziği ve ağır çekimi en iyi kullanan üç beş yönetmenden birisi de Wes Anderson’dur. Bu sahnede ise her ikisinin harika bir bileşimi mevcut. Huzurlarınızda Van Morrison’un Everyone’ı eşliğinde Royal Tenenbaums’un finaldeki cenaze sahnesi.
Raging Bull
‘En iyi spor filmleri, en iyi oyuncu performansı, en iyi siyah beyaz filmler, tüm zamanların en iyi filmleri’ gibi birçok listeye üst sıralardan girmeye aday bu Scorsese inci’si Jake La Motta’nın Sugar Ray’den yediği sopayı betimleyen bu sahneyle de ağır çekim sahnelerinin en iyilerinden birisi olmaya aday.
Matrix
Ne filmdi be! Wachowski Biraderlerin bu filmdeki ucu bucağı olmayan alt metinleri aksiyon delilerini bile filozof eyler iken, ağır çekim onlarca aksiyon sahnesi ise sinematografik bir orgazm duygusu yaratıyordu. İşte o anlardan sadece biri…
Reservoir Dogs
90’ların başına gelen en güzel şey! Tarantino önce daha neye uğradığımızı anlayamadan Like a virgin ve bahşiş geyiğindeki repliklerle bizi paralize ediyor, hemen ardından da Little Green Bag eşliğinde sinema tarihinin en cool ağır çekim sahnesiyle baş karakterlerini bize tanıtıyordu.
Sürpriz yumurta 1: Ace Ventura – Pet Detective
Elinizin altında Jim Carrey varken filmi yavaşlatmaya ne lüzum var.