Günümüzde kullanılan birçok şey, eskiden yoktu. Buna sayılar da dahil. Dünyanın farklı yerlerinde farklı alfabeler kullanılıyordu. 13. yüzyılın sonlarında, şu anda Fransa ve Belçika arasındaki sınır bölgesinde, Sistersiyen rahipler tarafından geliştirilen bir sayı sistemi vardı. Katoliklerin bir kolu olan Sisteryen manastır rahiplerinin geliştirdiği bu işaretler, Avrupa’da en az 200 yıl manastırlarda kullanılan rakamlardı. Adeta bir bulmaca gibi olan bu sayıların gizemi 20 yıl önceye kadar çözülememişti. Ancak 20 yıl önce David A. King adlı bilim insanı, bu sistemi keşfetti. Biz de Avrupa’da yüz yıllarca yıl kullanılıp unutulan sistersiyen sayı sistemi hakkında bilinmeyenleri yazdık.
13. yüzyılda Roma rakamlarını yerine Arapça rakamlar ön plana çıkmaya başlamıştı. Ancak Arapça rakamların kabul görmesi yüz yıllar alacaktı
Katoliklerin bir kolu olan Sisteryen manastır rahipleri ise tüm bu tartışmalardan kendilerini soyutlayarak yeni bir sayı sistemi geliştirdi. Kullanılan işaretler ise oldukça farklıydı
Manastır rahipleri; İngiltere’den İtalya’ya, İspanya’dan İsveç’e kadar birçok ülkede rahipler arasında kullanılan kendi alternatiflerini geliştirmiş görünüyorlardı; sistersiyen sayı sistemi
Bu sayı sisteminde, Roma rakamlarının aksine tek bir işarette bir rakam ifade edilirdi. Bu nedenle rakamlar, rahiplere kolaylık sağlıyordu. Ancak bu sayı sisteminin de eksiklikleri vardı;
Roma rakamları gibi, Sisteryen rakamlarla da çarpma ve bölme yapmak kolay değildi.
Ancak yine de bu sayı sistemi 200 yıl boyunca rahipler arasında kullanıldı. Rahipler, sistersiyen rakamları; el yazmaları sayfalarını ve öğeleri numaralandırmak, tarihlerdeki yıl sayılarını temsil etmek ve müzik notalarını numaralandırmak için kullandılar
Nitekim bu sayı sistemi unutuldu. Hatta öylesine unutuldu ki, 1991 yılında bu rakamlarla süslü bir nesne bulunduğunda kimse, rakamların ne olduğunu anlayamadı. 20. yüzyıl için bu işaretler esrarengizdi
1991’de Londra’daki Christie’s Müzayede Evi’ne, hem güzel görünümüyle hem de yüzeyine kazılı esrarengiz sembolleriyle dikkat çeken değerli bir nesne ulaşmıştı. Bu, Ortaçağ dönemindeki ilk gökbilimcilerin yıldız ve gezegenlerin yüksekliğini ölçmekte kullandığı usturlap aletiydi. 14. yüzyıl sonlarında İspanya’da yapıldığı ve birçok kez el değiştirdiği tahmin ediliyordu.
Fransa’nın kuzeyindeki Normandiya bölgesinden aynı dönemlere denk düşen bir el yazmasında benzer işaretleri gören İngiliz tarihçi David A. King de alete ilgi gösterenler arasındaydı.
İşaretler, Ortaçağ Araştırmaları ve Matematik Tarihi uzmanlarının bile bilgi sahibi olmadığı rakamlardan oluşuyordu. Ancak, İngiliz tarihçi David A. King, bu konuyu çözmekte ısrarlıydı
King’in yazdığı Keşişlerin Şifreleri adlı kitap, hem Orta çağ Çalışmaları hem de Matematik Tarihi uzmanlarının çoğunun bilmediği, Orta Çağ’dan dikkate değer bu sayı sisteminin ilk tarihini içeriyor.
Tarihçi King’e göre, manastır rahiplerinin kullandığı bu sistem, 1’den 99’a kadar sayılara dayanıyordu. 13. yüzyılda Basingstoke bölgesinden John adlı bir rahip bu sistemi Atina’dan İngiltere’ye taşımıştı
Daha sonra sistem 1’den 9999’a kadar olan sayıların bir tek rakamda ifade edilmesini sağlayacak şekilde geliştirildi. Sistersiyen sayı sisteminde basamaklar; birler, onlar, yüzler ve binler basamağı için dikey bir gövdeye dokuz ek içerir. Bunlar, daha sonra 9999’a kadar herhangi bir sayıyı temsil eden bir şifre oluşturmak için tek bir gövde üzerinde birleştirilir.
Kaynak: 1