İnsanlık yazıyı icat etmeseydi, bugün nasıl bir yaşantımız olurdu? Bu soruya kesin bir yanıt vermek hayli zor. Ancak yazısız bir hayatın bugünkünden çok farklı olacağını tahmin etmek zor değil. Çünkü yazı, insan medeniyetindeki gelişimi sürekli hale getiren en temel unsur. Bilgi ve kültür, yazı sayesinde günümüze ulaşabildi ve insan medeniyeti, yine yazı sayesinde bugünkü konumuna erişebildi. Ancak tarihteki tüm yazıların sırrına vakıf olduğumuz söylenemez! Yüzlerce yıllık bazı yazı sistemleri, hala çözülmeyi bekleyen sıralar, aydınlatılmayı bekleyen gizemler barındırıyor!
Tarih boyunca pek çok toplum, kendine özgü bir yazı sistemi geliştirdi. Bu sistemlerin bazıları sese, bazıları sembollere bazıları ise doğrudan fikirlere dayalıydı. Bazı eşsiz yazı sistemleri ise bütün bu unsurları aynı anda içeriyor ve “biz yabancılar” için çok daha karmaşık bir yapıya bürünüyordu. İşte sırrı yüzlerce yıldır çözülemeyen 6 kadim yazı sistemi.
1. İndus yazı sistemi
Harappa uygarlığı veya diğer adıyla İndus Vadisi uygarlığı günümüzden yaklaşık 4.500 yıl önce Asya’nın güneyinde hüküm sürüyordu. Günümüzde bulunan tarihi eserler İndus Vadisi uygarlığının, çağdaşı olan Antik Mısır ve Mezopotamya uygarlıkları ile son derece güçlü ticari ilişkilere sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bununla birlikte İndus Vadisi uygarlığının, oldukça ilginç ve karmaşık bir yazı sistemi geliştirdiği de uygarlığa dair bilinen şeylerden. Ancak ne yazık ki binlerce yıllık bu kadim uygarlığın dilinden anlamıyoruz! Yine de bu kadim medeniyetin yazı sistemi hakkında bildiğimiz bazı şeyler var.
İndus yazı sistemi, 400’ü aşkın sembolden oluşuyor. Bu sembollere, medeniyetten günümüze ulaşan eserlerin üzerinde rastlamak mümkün. Bununla birlikte İndus sembolleri ile yazılan metinlerin hemen hepsi, son derece kısa. Buna karşın sembollerin, o dönemin kültüründe yer alan veya doğada bulunan bazı unsurları tasvir ettiği düşünülüyor. Ancak İndus sembolleri ile yazılan metinlerin ne hakkında olduğu uzun yıllardır gizemini koruyor.
Çünkü İndus yazı sisteminin çözülebilmesine yardımcı olabilecek herhangi bir ikincil kaynak bulunmuyor. Bu nedenle her ne kadar yazı sisteminin gizemini aydınlatma çabaları devam etse de pek çok bilim insanı, İndusların binlerce yıl öncesinden bizlere ne söylediğini, hiçbir zaman anlayamayacağımızı düşünüyor…
2. Elam yazı sistemi
Elamlar, milattan önce 3200 ila 530 yılları arasında, bugünkü İran coğrafyasında ortaya çıkan kadim uygarlıklardan biri. Tarihin en önemli medeniyetlerinden Sümerler ile yakın bir ilişki içerisinde olan Elam medeniyetinin, bu etkileşiminin bir sonucu olarak Sümerlere ait çivi yazısını kullandığı biliniyor. Ancak Elam yazı sistemi de, aydınlatılmayı bekleyen onlarca gizemle dolu.
Bilim insanları bugüne kadar yaptıkları araştırmalarda, Elam medeniyetinden günümüze ulaşan 14.000’den fazla kil tablet ortaya çıkarmayı başardı. Tabletlerin her birinde Elam yazı sisteminin ürünü olan bir dizi benzer semboller yer alıyor. Elbette tabletlerde ne yazdığı tam olarak bilinmiyor. Ancak bilim insanlarının bazı tahminleri var.
Buna göre Elam tabletlerinin pek çoğu, o döneme ait resmi kayıtlardan oluşuyor. Çünkü tabletlerin hemen hepsinde, girişteki sembollerin ardından, belirli bir sayıya karşılık geldiği düşünülen, başka semboller tekrarlanıyor.
İşte bu nedenle pek çok bilim insanı, Elam tabletlerinin döneme ait resmi muhasebe kayıtları olabileceği fikrinde birleşiyor. Ancak bu ilginç yazı sistemi gerçek anlamıyla çözülebilmiş değil. Buna bağlı olarak tabletlerde anlatılanların, Elam edebiyatının en seçkin örneklerinden olma ihtimalinin göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünenler de var!
3. Minos yazı sistemi
20. yüzyılın başlarında İngiliz arkeolog Arthur Evans, Girit Adası’nda daha önce bilinmeyen bir uygarlığa ait olduğu anlaşılan bazı kalıntılar keşfetti. Bu saklı uygarlığa Minos ismi verildi. Uygarlığın yazı sistemi ise “Linear A” olarak adlandırıldı. 85 farklı sembolden oluşan yazı sistemi hakkındaki bilgilerimiz ise son derece kısıtlı. Bu nedenle uygarlık hakkında da pek bir şey bilmiyoruz.
Örneğin, Minos uygarlığının kendilerini hangi adla andıkları büyük bir muamma. Çünkü yazı sistemlerini çözebilmiş değiliz. Ancak bilim insanlarına göre bu yazı sistemi milattan önce 1700 civarında ortaya çıktı ve sembollerin her biri bir harfe değil, heceye karşılık geliyor.
4. Phaistos diski
Geçmişin kadim medeniyetlerinden birinin, çapı 15 santimetreden yalnızca biraz daha büyük olan bir diske, karmaşık bir yazı sistemi sığdırması garip gelebilir.
Ancak Phaistos diski, gerçek anlamda bir disk olduğu halde, aynı zamanda bir yazı sistemi! Phaistos Diski Girit Adası’nda, Minos uygarlığına ait kalıntıların bulunduğu bölgede ortaya çıkarıldı. Fakat diskte yer alan semboller, Minos uygarlığında kullanılan yazı sembollerinden oldukça farklıydı. Bu nedenle bilim insanları, diskin bölgedeki daha eski bir medeniyete veya Minos uygarlığının, ilk zamanlarına ait olduğunu düşünüyor.
Milattan önce 1850 ila 1550 yılları arasındaki bir dönemde kullanıldığı tahmin edilen diskte, 45 farklı karakterden oluşan 242 sembol yer alıyor. Bununla birlikte bir sarmalı andıracak şekilde diskin üzerine işlenen sembollerin arasında, bugünkü noktalama işaretlerine karşılık geldiği düşünülen kısa ve uzun çizgiler yer alıyor.
Öte yandan diskin üzerindeki sembollerin bir alfabe oluşturmak için fazla, resim temelli bir yazı sistemi için ise az sayıda olduğu düşünülüyor. Bu sebeple bilim insanları, diskin üzerindeki sembollerin çeşitli hecelerin karşılığı olduğuna inanıyor.
5. Meroitik yazı sistemi
Günümüz Sudan’ı yüzlerce yıl önce Kuş Krallığı’nın parçası olan Moreo şehrine ev sahipliği yapıyordu. Bu şehirde yaşayan insanlar, milattan önce 200 yılından, 4. yüzyıla kadar kullandıkları bir yazı sistemi geliştirmişlerdi.
Meroitik yazı sisteminde, her ikisi de Antik Mısır’dan izler taşıyan iki farklı versiyon bulunuyordu. İlki, tıpkı Antik Mısır hiyeroglifleri gibi resme dayalı bir yazı sistemiydi. İkinci ise doğrudan, seslerin taklidine dayanıyordu. Ancak her ne kadar bilim insanlarına göre Meroitik yazı sistemi, Mısır yazı sisteminden etkilense de, oldukça sıra dışı ve kendine özgü özelliklere sahip.
Bu nedenle kadim uygarlıktan bizlere kalan belgeleri anlamlandırabilmek hiç de kolay değil. Yapılan yorucu çalışmalar sonucunda okunabilen az sayıda belge, savaşlarda tutsak edilen esirlerden veya şehirdeki çiftlik hayvanlarının sayısından bahsediyor. Antik Moreo şehrinin insanlarının kültür ve yaşayışlarına dair ilginç detayları barındırması muhtemel onlarca belge ise okunabilmek için Meroitik yazı sisteminin tam olarak çözüleceği günü bekliyor.
6. İnka yazı sistemi
İnkalar tarafından kullanılan yazı sistemi veya Khipu, bildiğiniz diğer tüm sistemlerden oldukça farklı. Çünkü bu sistemde ne kil tabletler ne de semboller var! Khipu, yalnızca pamuk veya çeşitli bitkilerin liflerinden yapılan ipliklerden ve düğümlerden oluşuyor!
Bilim insanlarının tahminlerine göre İnkalar, bu sistemi genellikle envanter kayıtları veya muhasebe hesapları için kullanıyorlardı. Örneğin bir iplikteki 7 düğüm, ilgili nesneden 7 adet veya 7’nin katları kadar bulunduğu anlamına geliyordu.
Bununla birlikte İnkaların, sayısal olmayan anlatılar için bu sistemi kullanıp kullanmadığı bilinmiyor. Ancak bazı bilim insanları, kullanılan ipliklerin fiziki özelliklerinin ve ipliklerdeki farklı düğüm tekniklerinin, sayısal olmayan bazı anlamları ifade etmek için kullanılmış olabileceğini düşünüyor.
Kaynak: 1