Mamuta binen devler, parmakla kafa patlatan şövalyeler, ninja gibi dövüşen yakışıklı prensler ve karizmatik sörler… Bunca şekil şemal arasında akbil kadar boyuyla bir fırlama: Tyrion Lannister.
Doğumuyla yedi krallığa yayılmış kötü şöhreti: O bir şeytan, domuz dişli bir canavar, yerden bitme bir çirkinlik timsali! Acı ve nefretle büyütmüşler Tyrion’ı. Valyrian Çeliği gibi ışıldayan keskin zekası olmasa bugünleri görmesi zormuş hainlerle dolu Lannister soyunda.
67. Emmy Ödülleri, dün gece Los Angeles’ta düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Peter Dinklage de dizideki rolüyle en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülüne layık görüldü. Biz de bu vesileyle sizlere beyaz perdeden unutulmaz Peter Dinklage performansları derledik.
Milyonlar onu Game Of Thrones’taki muhteşem Tyrion performansıyla tanısa da, sinemada uzun süredir bir Peter Dinklage gerçeği var. Karşınızda en bağımsızından en janjanlı gişe filmlerine, Hollywood’un minik devi Peter Dinklage ve beyazperdede canlandırdığı unutulmaz karakterler.
Pete Small is Dead
Aslında listenin başına yerleşecek kadar iyi bir film değil, nasıl diyelim meraklısına gider bu çeşit filmler. Bağımsız sinemanın Hollywood’u (tabire gel) diyebileceğimiz Sundance Film Festivali’nde gösterilmiş ve olumlu eleştiriler de almıştı. Filmin listemize tepeden girmesinin asıl sebebi Game Of Thorones’taki rol arkadaşı Cersei yellozuyla karşılıklı sahnesinin olması. Hem de sahnedeki diğer aktör Steve Buscemi. İlginçtir, Cersei bu sahnede de üstüne yakışan karakteri bulmuş.
İzlesek mi?
-İf istanbul’a gidenler izlesin, gerisi zorlamasın.
Tiptoes
Filmde ismi telaffuz edilemesin diye konmuş erkek ilahlardan Matthew Mcconaughey, ismi caart diye telaffuz edilen kadın ilahelerden Kate Beckinsale aşkı anlatılıyor. Ancak bizim konumuz filmdeki yan hikayelerde. Peter Dinklage, Game Of Thorones’ta olduğu gibi burada da yarı asi bir aşk adamını canlandırıyor. Hem de ne canlandırma, Patricia Arquette’i bile kendine sevgili yapıyor hınzırın evladı. Ayrıca bu sefer filmdeki tek cüce o değil, komple cüce ailesi filme hayli eğlenceli sahneler kazandırıyor. Tiptoes’un bir güzel yanı da Gary Oldman’ın filmde kambur bir cüceyi canlandırması.
İzlesek mi?
-Yeah!
The Station Agent
En iyi orijinal senaryo dalında BAFTA kazanmış muhteşem bir film. Sarı şirine Michelle Williams’ın bizim meşe palamudu Tyrion’ın çenesine methiyeler düzdüğü, hatta filmin sonlarına doğru çapkın bücürümüzün yine amacına ulaştığı, her zaman karşınıza çıkmayacak kadar etkili bir anlatım. “Feel Good Movie” derler ecnebiler, yani güzel müzik koyduk, romantizm ekledik, sıcak-samimi tipler falan da var; izleyin mutlu hissedeceksiniz filmleri. Ama işte, The Station Agent tam da öyle değil, içinde acısı da var tatlısı da. Büyüyü kaçırmamak için bu güzel yapıyı daha fazla kurcalamıyoruz. Konuya da girmiyoruz, merak edin de izleyin.
İzlesek mi?
-İzleyin, seveceksiniz, sevmeyen gitsin “Çılgın Dersane Kampta” izlesin.
Penelope
IMDB’nin film hakkındaki ilk cümlesi, modern romantik bir peri masalı olmuş. Çok da güzel olmuş, pek de güzel olmuş, filmi şahane özetlemiş. Peter Dinklage, Penelope’de acar bir araştırmacı gazeteciyi canlandırıyor. Acar gazeteci tanımını da böylece 15 yıl aradan sonra ilk defa cümle içinde kullanmış olalım.
Christina Ricci, James McAvoy, Reese Witherspoon gibi yıldızların rol aldığı yapımı ailece, yalnız, sevgiliyle, evcil hayvanınızla, her türlü ve her koşulda keyifle izleyebilirsiniz. Penelope, “Güzel ve Çirkin” mitine gayet sürükleyici ve komik bir yorum getiriyor.
İzlesek mi?
-bkz. üst satır.
The Chronicles of Narnia: Prince Caspian
Cümleye “senin o tokat atan elini wildfire’a (çılgın ateş) basarız” diyerek başlamak isteriz. Nedir arkadaşım, salonuna taht koyan herkes, tokatlamak zorunda mı bizim elemanı. Kimseden çekmedi bu artist krallardan çektiğini zavallı adamcağız.
Fantastik Narnia serisinde Trumpkin’i canlandıran Peter Dinklage, epik macera janrı için biçilmiş kaftan olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. 38 yaşındayken rol aldığı Narnia Günlükleri, başarılı aktörün ilk büyük bütçeli yapım denemesiydi. Tipi kurtarıyor bu gibi rolleri diye düşünmeyin, Peter Dinklage’e film çekilirken Trumpkin rolü için her sabah 3 saat kesintisiz makyaj yapılmış; ayrıca makyajın temizlenmesi için artı bir saat daha gerekiyormuş. Yeminle gün yüzü göstermediler adama.
İzlesek mi?
-Uçsuz bucaksız alanlar, kostümler, dünyalar arası geçişler gibi sinemasal durumları beğeniyorsanız izleyin. Hala dede korkut hikayeleri anlatan babaanneniz varsa, onu da yanınıza alın. Yalnız 3d versiyonunu açıp kadının yüreğine indirmeyin.
I Love You Too
Dexter’dan tanıdığımız sarışın bomba Yvonne Strahovski’nin dünyanın en tatlı kızcağızını canlandırdığı filmde görsele Yvonne’u koymadık ki dikkatinizi Peter’a odaklayabilin. Yukarıdaki sahnede kankisine yardım etmek için bir anlık gay olması gereken usta aktör, izleyeni anında gülümsetmeyi başarıyor. Ayrıca filmde efsane bir evlilik teklif edememe sahnesi var ki, mutlaka izlenmeli, beğenilmeli, paylaşılmalı.
İzlesek mi?
-Çapkın erkekler, romantik kızlar, geekler ve çocuk ruhlular sever. Gençseniz ve bunlardan biri değilseniz zaten siz film izlemezsiniz. Sahile gidin, dondurma yiyin.
Uyarı: Evlilik teklifi bekleyen sevgiliniz var ama sizin o taraklarda beziniz yoksa, bu filmi onunla izlemeyin.
Death at a Funeral
Peter Dinklage, bu filmde gay’miş gibi yapmıyor, rolü direk gay. Pişkince cenaze evine dalarak, ölmüşün ardından pazarlık yapıyor, mirastan pay istiyor. Elemanımız gıcık rol canlandırması gerektiğinde hiç acımıyor, insanı çileden çıkarabiliyor. Frank Oz’un yönettiği film bir aile karmaşasını keyifle izletiyor. Filmin 2010 yapımı bir amerikan yeniden yapımı da bulunuyor.
İzlesek mi?
-Bunu izleyin, amerikan yeniden yapımını izlemeyin.
Find Me Guilty
O, sanmayın ki sadece sakallı cüce, motosikletli cüce yada gay cüce gibi figürlerin adamı. İşte mahkeme salonu sahneleri içinde en çok sevdiklerimizden biri. Peter Dinklage boyunu avantaja dönüştürerek klas bir avukat şovu çekiyor. Kürsüye tıpış tıpış yürüyüşüne kurban, hukuk fakültesinden mezun olduğu günü hatırlayıp gözlerimizin dolası geliyor.
İzlesek mi?
– Film 125 dakika ama aslında 1 saate bitmesi gerekiyor. Peki neden 125 dakika? Çünkü yönetmen ve senarist Sidney Lumet. 12 Angry Man ve Dog Day Afternoon çekmiş adama hadi bize komikli suç filmi çek derseniz sonrasında uzun olmuş bu diye itiraz edemezsiniz, yemez de zaten. Uzun muzun izleyin; Sidney Lumet’nin tertemiz anlatımını görün. Üstelik Peter Dinklage avukat!
The Angriest Man in Brooklyn
Robin Williams’ın dünyanın en gıcık ve aksi adamını canlandırdığı filmde Peter Dinklage, Williams’ın kardeşi rolünde. Yukarıdaki sahnede doktoru canlandıran Mila Kunis’ten ağabeyinin hastalığını öğreniyor. Bir kere daha Hollywood’a buradan sesleniyoruz, bu adamı kostümlü dramalara, komedilere mecbur etme ey Hollywood! Bu potansiyeli harcama, beyin göçüne sebep olma. İki sene sonra Survivor Ünlüler Gönüller’de görmeyelim adamı.
İzlesek mi?
-Bilmiyoruz. Yani bi başlayın bakalım, sıkılırsanız zorlamayın.
A Case of You
Peter Dinklage’i gay bir kahve dükkanı patronu (mesleğe gel) rolünde izlediğimiz romantik komedide, tarzın gerektirdiği her şey var. Annesiyle çocukken problem yaşamış genç erkek var, şirinliğinin verdiği enerjiyle sürekli parmak ucunda sekerek ilerleyen sarışın kız var, sorunlu erkeğin serseri ev arkadaşı var, var allah var.
Yvonne Strahovski’ye, I Love You Too’da ki rolü için çok tatlı, aman da yerler demiştik ya hani, işte bu filmde Evan Rachel Wood, Yvonne’u tatlılıkta tokatlar, saçlarını yolar, fularının ucunu metronun kapısına bağlar. Vahşice bir tatlılık: Fruktoz Rachel! Neyse daha fazla Adnan Hoca’ya bağlamadan toparlıyoruz. Ayrıca tabii ki yine Evan Rachel Wood sahnesi koymadık ki merak edip izleyin. Öyle her şey ListeList’ten beklenmez…
İzlesek mi?
-Koska helvası, tremisu, damla sakızlı dondurma.
Knights of Badassdom
Ve adamın hası en çok alışkın olduğumuz haliyle karşımızda. Filmde kankileriyle role play (çizgi romanları gerçek sanan insanlar) kafasında takılan Peter Dinklage, bu sahnede işe kendini iyiden iyiye kaptırmış. İki farklı dünyanın iç içe geçmesiyle, olayların çığrından çıktığı film, tam anlamıyla nefesleri kesiyor. Ulusal basın sinema tanıtım klişesini de kullandığımıza göre, görevimizi tamamladık demektir. Sinemanın minik devi Tyrion Lannister,adamımızsın!
İzlesek mi?
Evet dostum, evet!
Nice Peter Dinklage paylaşımlarında görüşmek dileğiyle, en güzel ejderhalar sizlerle olsun, esen kalın
Peter Dinklage, seksenlerde okul mezuniyet fotoğrafı. Cool nedir, nasıl olunur?