Sezer Sezin sinemamızda Muhsin Ertuğrul dönemi olarak bilinen dönemin ardından başlayan ve tiyatro ile sinemanın birbirinden kesin çizgilerle ayrıldığı “Sinemacılar Dönemi”nin ilk starıdır. Henüz 15-16 yaşlarında ailesinden habersiz “Hürriyet Apartmanı” ve “Yayla Kartalı” gibi filmlerde küçük roller oynar. Sinemada tanına kadar dans ve baleyle hayatını kazanır. 1948 yılında “Damga” filminde ilk önemli rolünü oynar. Film beklenenin üzerinde ilgi görünce o da istediği büyük rolü kazanır ve “Vurun Kahpeye” filmiyle yıldızlaşır.
1. Yıldızlaştığı “Vurun Kahpeye” filmi sinemamızda bir dönüm noktası olarak görülür ve “Sinemacılar Dönemi”nin başlangıcı olarak kabul edilir
2. Halide Edib Adıvar’ın eserinden uyarlanan “Vurun Kahpeye” filmi aynı zamanda sinemamızın “Koca Çınar”ı Ömer Lütfi Akad’ın ilk filmidir
3. Lütfi Akad, film senaryosunu yapımcıya bizzat Sezer Sezin’in önerdiğini hatta yönetmen olarak da kendisini de onun önerdiğini açıklamıştır
4. Sinemacılar Dönemi’nin ilk yıldızı olarak kabul edilen Sezer Sezin, Lütfi Akad dışında Atıf Yılmaz, Semih Evin, Memduh Ün gibi yönetmenlerin de ilk önemli filmlerinin yıldızı olmuştur
5. Oyunculuk dışında; senaryo seçiminden, yönetmen seçimine hatta oyuncuların belirlenmesine kadar filmin bütün aşamalarında yer alan komple bir sinema insanıdır
6. Adapazarı’nda çekilen “Damga” filminin başrol oyuncusu, Sezin’in ısrarıyla filmde oynamayı kabul eden bir elektrik idaresi çalışanıydı ki bu kişi Memduh Ün’dür
Memduh Ün’ün filmde kullandığı isim Turhan Ün’dür.
7. Başrolünde oynadığı 1960 yapımı “Şoför Nebahat” filmi ile ikinci büyük çıkışını yapar ve bu karakter sinemamızın kült karakterlerinden birisi haline gelir
8. Daha sonra Fatma Girik gibi oyuncuların da benzerlerini canlandırdığı, erkek egemen toplumda kendisine yer açan güçlü kadın karakterinin öncüsü olmuştur
9. Çokça ödül aldığı “3 Tekerlekli Bisiklet” filminde, dul ve çocuklu bir kadının karşı cinse karşı olan arzularının iffetsizlik değil doğal bir ihtiyaç olabileceğini vurgulayan karaktere hayat vermiştir
10. Kişisel nedenlerden ötürü sinemayı çok erken bırakan Eser Esin bu konuyla ilgili sorulan soruya da oldukça içten bir şekilde cevap veriyor;
“O benim günahım. İkinci kızımı dünyaya getirince bırakmak zorunda kaldım. Eşim dayattı. Dayatınca, çocuk da olmuştu direnemedim. Bu benim hatam, hiç kimsenin hatası değil. En büyük günahım olarak kabul ediyorum.”
11. Sinemanın ciddi bir sanayi olmasındaki en önemli adımlarda çokça emeği bulunan Sezer Sezin, sinemadan sonra da uzun süre tiyatro çalışmalarıyla sanat hayatının içerisinde yer alır
12. Daha sonra ticarete farklı işlere yönelir ve yalnızca 2007 yılında “Hicran Sokağı” isimli filmde konuk oyuncu olarak yer alır
13. Son yıllarda alzheimer ile mücadele eden Sezer Sezin, tedavi gördüğü hastanede yaşlılığa bağlı enfeksiyon sebebiyle rahatsızlanarak aramızdan ayrılmıştır. Yakınlarına ve tüm sevenlerine başsağlığı dileriz
Kaynak: 1