Bir kere bile rol kesmedi. Ne yapmacık teatral bir hava estirdi, ne sesini yükseltip mimiklerini zorladı. Bu yüzden canlandırdığı karakterlere inanmakta hiç zorlanmadık. Şevket Altuğ Türkiye’nin en iyi karakter oyuncularından biri. Kalabalık aile komedilerinde muhakkak bir rolü vardı. Çünkü yönetmenler Altuğ’un oynadığı karaktere bürüneceğini, adeta o olacağını biliyordu.
1980’lerin başında doğanlar için ise Altuğ’un yeri ayrıydı. Perihan Abla’nın Şevket’i, tüm çocukların Süper Baba‘sıydı o. Ne yapar eder, bir yolunu bulur samimiyetiyle hepimizin kalbini kazanırdı.
Epeydir ortalıkta görünmeyen usta oyuncuyu bu liste vesilesiyle analım ve kaliteli yapımlara bu kadar hasretken Altuğ’u kamera önüne geri çağıralım…
1. Arkadan koşarak geçen çocuk
Şevket Altuğ 13 Mart 1943’te Bandırma’da doğdu. Ailesi o henüz altı aylıkken İstanbul’a taşındı. İlkokuldan üniversiteye kadar Galatasaray Lisesi’nde okudu. Tiyatroya da burada başladı.
Henüz ortaokuldayken Tiyatro Kulübü’ne yazıldı ve sahnenin tozunu Tevfik Fikret Salonu’nda yuttu. İlk rolü, ağabeylerinin sahnelediği bir oyunda arkadan koşarak geçmekti. Çok heyecanlanmıştı. Lisede daha büyük rollere terfi etti. Son sınıfta da kulübün başkanıydı.
2. AST’ın ilk spotunu kendi elleriyle taktı
1960’ta İstanbul Üniversitesi Sinema ve Konservatuvar Bölümü’ne girdiğinde, geleceğini şekillendirmeye başlamıştı Altuğ. O kadar sabırsızdı ki henüz öğrencilik yıllarında İstanbul’daki Arena Tiyatrosu’nda profesyonel anlamda oyunculuk yapıyordu.
20 yaşında Ankara Sanat Tiyatrosu’nun (AST) kurucuları arasındaydı. Yıllar sonra bir söyleşisinde o günleri anarken tiyatronun ilk spotunu kendi elleriyle taktığından bahsedecek ve AST’ı yoktan var ettiklerini anlatacaktı.
3. Dostlar, Dostlar Tiyatrosu’nu kuruyor
31 Mart 1964’te Gülriz Sururi – Engin Cezzar Tiyatrosu, “Keşanlı Ali Destanı”nı sahnelediğinde, Altuğ yeniden İstanbul’daydı. Üstelik bu kez yine sadece oyunculukla yetinmeyip; beş arkadaşıyla birlikte, bugüne dek ayakta kalan bir başka tiyatronun tohumlarını atıyordu.
Üniversiteyi bitirdikten sonra kolları sıvayan usta oyuncu; 1969’da Ferit Erkal, Arif Erkin, Nurten Tuç, Genco Erkal ve Mehmet Akan ile birlikte Dostlar Tiyatrosu’nu kuran ekipteydi. Bu gençler yıllar boyunca idealist amaçlarından taviz vermeden pek çok oyunu izleyiciyle buluşturacaktı.
4. Sinemaya boyu tuttu
Beyazperde, Altuğ’un aklına henüz lise yıllarında tiyatroyla ilgilenirken düşmüştü. Okulun arka bahçesinde kurulan film setinde Efkan Efekan’la çaktırmadan boy ölçüşmüş ve boyunun ünlü aktöre yakın olduğunu fark edince sevinmişti.
Çünkü Yeşilçam o devirde hep uzun boylu, yakışıklı aktörlere prim veriyordu. Boy kotasını aşan genç adam ileride sinemaya adım atacak ve birbirinden önemli rollere hayat verecekti.
5. Başroller kadar parlıyor
Altuğ, Umur Bugay’ın yazıp Atıf Yılmaz’ın yönettiği “İşte Hayat” ile 1975’te sinemaya adım attı. 1992’de oynadığı son filmi “Gölge Oyunu” ile birlikte 20 civarında filmde rol aldı.
Genellikle Münir Özkul, Adile Naşit, Kemal Sunal ve Şener Şen’in oynadığı kalabalık aile komedilerinde; Ertem Eğilmez imzalı filmlerde boy gösteren Altuğ canlandırdığı rollerde başrol kadar parlıyordu.
6. O kadar sarhoş ki: Kapıcılar Kralı
(Y: Zeki Ökten, O: Kemal Sunal, Bilge Zobu, Sevda Ferdağ, Şevket Altuğ; 1976)
Kemal Sunal’ın saf görünüşlü ama kurnaz bir kapıcıyı canlandırdığı bu filmde Altuğ apartman sakinlerinden birini oynuyordu. 1970’lerde, göçlerle birlikte kentin değişen demografik yapısı ve mahalle ilişkilerine odaklanan film, dönemin Türkiye’sinin aynası gibiydi.
Altuğ’un oynadığı ‘Votkacı’ gün boyu içkisini yudumlayıp kafası güzel gezerken; sipariş verdiği içkilere kapıcı Seyid’in hile karıştırdığının farkına bile varmıyordu.
7. İçgüveysi damadın aklı havada: Aile Şerefi
(Y: Orhan Aksoy, O: Münir Özkul, Adile Naşit, Itır Esen, Ayşen Gruda, Mahmut Cevher, Mahmut Hekimoğlu, Şevket Altuğ; 1976)
Arzu Film’in kalabalık kadrolu, ünlüler geçidini andıran aile filmlerine Altuğ, “Aile Şerefi” ile başladı. Beş çocuklu kıt kanaat geçinen ailenin zorluklar karşısında kenetlenmesini anlatan filmde, ünlü oyuncu damat Zihni rolündeydi.
İçgüveysi olarak yaşadığı evde bir kere bile dışlanmamış hep aileden sayılmıştı. İşportacıydı ama gözü yükseklerdeydi; büyük bir işadamı olmak istiyordu.
8. “Yunus idi, Hızır idi”: Şabanoğlu Şaban
https://www.youtube.com/watch?v=sMuFaVN3CQ4
(Y: Ertem Eğilmez, O: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Şener Şen, Adile Naşit, Şevket Altuğ; 1977)
Şaban ve arkadaşı Ramazan, eski komutanları Hüsamettin’in başına belaydı. İkili, sivil hayatta da Nazır Paşa’nın damadı Hüsamettin’in peşini bırakmayacaktı. Ama kapağı bir şekilde paşanın köşküne atan ikilinin de bir baş belası vardı. O da diğer damat Yunus Kaptan’dı.
Altuğ, geveze Karadenizli rolünde efsaneye dönüşürken; anne ve babasının kendine isim koyma macerasını anlattığı “Hızır idi, Yunus idi” replikleri dillerden düşmeyecekti.
9. “Almancı Şevket neyin peşinde?”: Gülen Gözler
(Y: Ertem Eğilmez O: Münir Özkul, Adile Naşit, Şener Şen, Müjde Ar, Ayşen Gruda, Şevket Altuğ; 1977)
Beş kız kardeşin evlilik hayalleriyle yanıp tutuştuğu bu geniş aile komedisinde, Altuğ ‘Almancı Şevket’ rolündeydi. Kafasında fötr şapkası, elinde radyosuyla Almanya’dan zenginleşerek dönen bu Karadenizli adam, peşin 400 bin lirasıyla bizim neşeli ailemizin evine konmaya çalışıyordu.
Ama Şevket’in kızlardan birine, hem de Fikret’e görücü geldiği gibi bir yanlış anlaşılma yaşanınca; birbirinden komik diyaloglar başlıyordu.
10. Şevket’in patlamaya hazır kimyası: Hababam
Şevket Altuğ, Rıfat Ilgaz’ın ünlü eserinden uyarlanan serinin üçüncü filmi “Hababam Sınıfı Uyanıyor”dan itibaren kadrodaydı. 1976’da çevrilen filmde “Deneysiz bir kimya düşünülemez” lafını dilinden düşürmeyen kimya hocası Şevket’i canlandıran usta oyuncu, her seferinde öğrencilerin tuzağına düşüyordu.
Hangi deneyi yaparsa yapsın laboratuvarı havaya uçuran Kimyacı Şevket rolü o kadar beğenildi ki; Altuğ, “Hababam Sınıfı Dokuz Doğuruyor” ve “Hababam Sınıfı Güle Güle” filmlerinde de rol aldı.
11. Toplumsal içerikli filmlerle perdede
1970’lerin sonu ve 80’lerin başında toplumsal içerikli filmlere ağırlık veren Altuğ, 1979’da Yılmaz Güney’in yazdığı ve Zeki Ökten’in yönettiği “Düşman”da rol aldı. Maddi imkânsızlıklar ve menfaat çatışmalarına odaklanan film, işsizlerle dolu küçük bir mahalleyi anlatıyordu.
1982’de Atıf Yılmaz’ın yönettiği “Dolap Beygiri”nde ise dürüst bir memurun rüşvete bulaşmamak için verdiği mücadele anlatılırken, Altuğ rüşvetçi müdür rolüyle perdedeydi.
12. Zoraki belalılar: Yedi Bela Hüsnü
https://www.youtube.com/watch?v=O_VKLj6xP8I
(Y: Natuk Baytan, O: Kemal Sunal, Oya Aydoğan, Şevket Altuğ; 1982)
İki arkadaş semtin güzel kızını ede edebilmek için mahallede kabadayılık oynarken gerçek kabadayıları başlarına topladılar. Üstelik onların hiç acıması yoktu. Peşlerine düşen kiralık katillerden kurtulmak hiç kolay olmayacaktı.
Altuğ, bu filmde Hüsniye’yi elde etmesi için arkadaşı Hüsnü’yü gaza getiren hafif menfaatçi ve üçkâğıtçı Cemal rolündeydi. Üstelik mahalleliyi başlarına toplayıp, Hüsnü’nün ne kadar belalı bir adam olduğunu anlatarak hikâyeler uydurduğu sahnelerde neredeyse oyunculuk dersi veriyordu.
13. Rüşvet, daha çok rüşvet: Şekerpare
https://www.youtube.com/watch?v=4Kn27Xyl4MM
(Y: Atıf Yılmaz O: Şener Şen, Ayşen Gruda, Şevket Altuğ, İlyas Salman, Yaprak Özdemiroğlu; 1983)
Osmanlı döneminde randevu evinde çalışan Şekerpare, Bekçi Cumali ve Ziver Bey arasındaki aşk üçgenine odaklanan filmde; Altuğ, ‘Zabıta Hurşit’ rolündeydi. Onun tek derdi ortalığı karıştırıp daha çok rüşvet alabilmek, sinsi sinsi menfaatlerinin peşinde koşmaktı. Üstelik Karakol Amiri Ziver Bey de en az onun kadar çıkarcıydı.
14. Çin’den gelen Shogun: Tokatçı
https://www.youtube.com/watch?v=x3M7zuWN73w
(Y: Natuk Baytan, O: Kemal Sunal, Nazan Saatçi, Şevket Altuğ, Ali Şen; 1983)
Başlık parası için İstanbul’a gelen Osman, köyüne dönerken yolda soyulur. Artık yeniden şehre dönüp çalışmak zorundadır. Ama o kadar parayı biriktirmek çok zordur.
Usta oyuncunun canlandırdığı tokatçı Şevket, işte bu noktada devreye girer. Soygunculuğun püf noktalarını kısa sürede Osman’a öğretir. Artık muhteşem bir ekiptirler. Altuğ çiçekli kimonosu, aşağı sarkık bıyıkları ile Çin’den gelen Shogun’dur ve uyuşturucu işi ondan sorulur.
15. Ayıyla başrolde: İmdat ile Zarife
(Y: Nesli Çölgeçen, O: Şevket Altuğ, Ayı Ayşe, Üstün Asutay; 1991)
Altuğ, “İmdat ile Zarife”de bir ayıyla başroldeydi. Ünlü oyuncunun ayı oynatıcısı bir Roman rolüyle perdede boy gösterdiği filmde, annesi ölünce ormandan koparılıp şehre getirilen Zarife’nin ve ayı oynatıcısı İmdat’ın hikâyesine odaklandık.
İstanbul’u arşınlayan ikili, şiddetin kol gezdiği sokaklarda birbirlerine yarenlik ediyordu. Ama Zarife’nin yeri ormandı ve bir gün ait olduğu yere dönmek isteyecekti.
16. Gazino komedyenlerinin sınavı: Gölge Oyunu
https://www.youtube.com/watch?v=NIHYJpMO0vw
(Y: Yavuz Turgul O: Şener Şen, Şevket Altuğ, Larissa Litichevskaya; 1992)
Altuğ 1990’da Yavuz Turgul’un yönettiği, Şener Şen’in başrol oynadığı “Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni” filminde konuk oyuncuydu. Şen ile kamera karşısında olmayı sevmiş olacak ki, iki sene sonra “Gölge Oyunu”nda da bir aradaydılar.
Gazinoda çalışan iki komedyenin dostluklarına odaklanan filmde; Altuğ, madrabaz Şen’in aksine dürüst ve masum Mahmut rolündeydi. Üstelik şahane Erdal İnönü taklidi yapıyordu.
17. AEG’nin sahibi sandılar
http://youtu.be/zl3c5wVEt8M
Sinema filmleri dışında, beş sene boyunca oynadığı AEG reklamları sayesinde Altuğ’un şansı TV’de hep çok iyiydi. İzleyici onu çeşit çeşit beyaz eşya reklamında görmüş ve onun AEG’nin sahibi olduğunu düşünenler bile çıkmıştı.
TV’deki bu popülerliği “Perihan Abla” ve “Süper Baba” dizileriyle de on sene boyunca pekişti. Ünlü oyuncu bu sayede haftada bir evlerimize konuk oldu, büyülü dünyaların kapısını araladı.
18. Bu mahallede yaşar Perihan Abla
1986-88 döneminde TRT’de yayımlanan Perihan Abla, Türkiye’de dizi kültürünü başlatan yapımlardandı. “Bu mahallede yaşar bizim Perihan Abla / küçük büyük herkesin dostu Perihan Abla” şarkısıyla akıllara kazınan dizi o kadar sevildi ki, çekildiği sokağa “Perihan Abla” adı verildi.
Altuğ, Kuzguncuk’ta bir sokağın sakinlerinin ilişkilerini anlatan dizide Perihan Abla’ya (Perran Kutman) âşık Şakir rolündeydi. Usta oyuncu, Kandemir Konduk’un verdiği üç sayfalık sinopsisi okuduktan sonra kendi tabiriyle kokuyu almış ve projeyi kabul etmişti.
19. Herkesin “Süper Baba”sı Fiko
https://www.youtube.com/watch?v=pTeSsEmgt2k
1993-1997 yıllarında yayımlanan Süper Baba, Altuğ’un “Böyle güzel duygular vardı, ne hoştu” dedirten bir başka mahalle dizisiydi. Bu dizideki Fiko rolüyle usta oyuncu, 1980’lerde çocuk olan herkesin süper babası oldu.
Çengelköy’de yaşayan, karısından boşanmış, üç çocuğunun bakımını üstlenen Fiko’nun hayatına odaklanan dizide; aşk, dostluk, yardımlaşma ve dayanışma gibi değerler ön plandaydı.
20. Unutma Beni ile erken veda
https://www.youtube.com/watch?v=i53p4NjTOHQ
1979’da dizi kariyerine Aziz Nesin’in aynı isimli eserinden uyarlanan “Seyahatname” adlı yapımla başlayan Altuğ, TV’de en son 2002-2003’te “Unutma Beni” dizisinde oynadı.
Metin Şentürk ile başrolü paylaşan usta oyuncu burada üçkâğıtçı hırsız Semai Çağlayan rolündeydi. Rating ve kanalın yayın politikası yüzünden sekizinci bölümde kaldırılan dizinin ardından Altuğ da ekranlara veda etti.
21. “Bizler mahalli şöhretleriz”
13 senedir TV’den, 23 senedir de beyazperdeden uzak duran Altuğ; kariyeri boyunca seçici davrandı. Yeşilçam’ın seks filmlerine yöneldiği dönemde sinemadan uzak durdu. “Yıldız olmak için tüm dünyadan görülmek lazım. Bizler mahalli şöhretleriz” diyecek kadar tevazu sahibi olan usta oyuncu, 1971’de kendisi gibi tiyatrocu olan Jale Altuğ ile evlendi. Bu evlilikten, Kezban ve Kerem dünyaya geldi.
22. Süper by-pass için teşekkür eden süper insan
Uzun süredir yaz aylarını Datça ve Bodrum’da geçiren Altuğ, 2006’da by-pass ameliyatı geçirdi. Ameliyattan sonra doktoruna “Süper by-pass için teşekkürler” yazan bir gazete ilanıyla seslenen ünlü aktör, dileriz ki yeniden izleyicileriyle buluşur.
Zira pıtrak gibi parlayıp sönen şöhretlerin arasında onun zarafetine ve yeteneğine çok ihtiyacımız var!