Bazı kitaplar vardır; okurken içinde kaybolup karakterlerin herbiriyle arkadaş olursunuz. Böyle kitapları okuduktan sonra üzerinden yıllar geçse bile, kitap isminden çok karakter isimleriyle anarsınız onları. O karakterler sizi etkileyen bir yönüyle, hafızanızın en derinlerine işlemiştir çünkü. Ve en önemlisi “Keşke gerçekten hayatımda olsa” dersiniz.
İşte tam da böyle karakterler bekliyor aşağıda sizi. Bizimle aynı fikirde olur musunuz bilmiyoruz ama bu roman karakterleri gerçek hayatta var olsaydı, biz onlarla kesin çok iyi arkadaş olurduk.
Tırpan- Uluguş Nine
Fakir Baykurt’un “Tırpan” isimli romanındaki bu karakter, görmüş geçirmiş; akıllı; bir o kadar da inatçıdır. Kocası 12 yıl önce öldüğünden; Gökçimen’de yapayalnız yaşar. Uluguş, aslında kocasının ismidir ama o ölünce bu isim ona kalır. Çok masal bilir… Yüreğinin sesini dinlemeyi öğütler; esprilidir. Ezilen insanı ayağa kalkmaya davet eder… Öyle ki Fakir Baykurt, bu kitabında Uluguş aracılığıyla bugün bile arkasında durulacak sağlam düşünceleri ortaya koyar.
Aylak Adam- C
İşsiz değil aylaktır C, zengin değil paralı. Aykırı bir karakterdir, alışılmışın dışındadır. Huysuzdur en başta, babasından gelen kiralarla gününü kahvelerde geçirir; film izler, kitap okur; en çok da düşünür. Niye gerçekten hayatımızda olsun böyle bir adam demeyin. Çünkü o, toplumla uyuşamayan, hepimizin olmak istediği insan.
Şeker Portakalı- Zeze
Küçücük bir bilgedir Zeze. Kendi hayal dünyasında eğlenen, hüzünlü, duygusal bir çocuk. İhtiyacı olan sevgiyi asla babasından göremeyen; bir portakal ağacına, bir kurbağaya olanca sevgisini dökebilen bir çocuk. Küçükken onunla arkadaş olmayı hangimiz istemezdik ki? Ya da bugün bir yetişken onu tanıyıp bağrımıza basmayı?
Küçük Prens
Küçük Prens, çocukluğumuzun kahramanıdır ama büyüyüp de okuduğumuzda anlarız asıl anlamını. Gezegeninde tek başına yaşayan küçük bir çocuk, bize hayat hakkında büyük mü büyük dersler verir. Gerçek olsun isteriz bu masumiyet. Öyle ki onun yalnızlığına üzülür, arkadaşımız olsun isteriz.
Zamanımızın Bir Kahramanı- Peçorin
Peçorin aslında bir kahramandan ziyade; bir simge. Peçorin’in kişiliğini uzun uzun anlatan bu kitabı okurken; insanın kafası öylesine karışır ki; iyi ya da kötü gibi uçlarla tartamazsınız onu. Çünkü Peçorin, çağımızın tüm kötü özelliklerinin gelişerek içinde barındırdığı bir karışımdır. Anlaması zor bir insandır ama ruhunuzda bir yerlere tam isabet ettiği için ister istemez çok seversiniz onu.
Kırmızı ve Siyah- Julien Sorel
Tutkulu, güçlü, sert, acımasız ama bir o kadar da duygusal biridir bakışlarıyla insanı delip geçen Julien. O muhteşem bir erkektir; zekası ve bağlılığı gibi, bir kadının bir erkeğe aşık olması için gerekli tüm özelliklere sahiptir. Hiç görmeden, aşık olursunuz ona.
Suç ve Ceza- Razumihin
Raskolnikov’un gölgesinde kalmış ama aslında en can alıcı kahramanlardan biridir Razumihin. Raskolnikov’un tersine yakışıklı olmayan, pijamalarıyla evin içinde dolaşan bir adam hayal edersiniz önce. Ama sonra onun dostluğu insana, gerçekten var mı böyle dostluklar dedirtir. Bilirsiniz ki onun gibi bir dostunuz olsa gerçek hayatta, asla sırtınız yere gelmez.
Puslu Kıtalar Atlası- Uzun İhsan Efendi
İhsan Oktay Anar’ın her kitabında karşımıza çıkar bu karakter. Ve yazar, bu karakterin kendisi olduğunu, mutlaka içinde bulunmak istediğinden de her kitabın içine Uzun İhsan’ı koyduğunu söylemiştir. Bu anlamda gerçek olmasını istediğimiz bu karakter, gerçekten de vardır. 🙂 Uzun İhsan Efendi, duyuları olmadan dünyayı duyumsayabilen, gözden önce gönlüyle görebilen, derviş tadında bir karakterdir.
Yüksek Topuklar- Nermin
Murathan Mungan’ın, üzerinde 10 yıl çalıştığı ve bu kitabı tüm kadınlara yazdığını söylediği bir kitaptır Yüksek Topuklar. Kitabın baş karakteri Nermin, sessiz ama çok derin bir kadındır. Bir kız çocuğuyla beş gün geçiren Nermin anlatır depreşen anılarını ve o döktükçe içini, siz kendiniz zannedersiniz Nermin’i.
Martı- Jonathan Livingston
Kalabalığın isteklerini saçma bulduğu için onlardan sıyrılan bir martıdır Jonathan. İnsana sürünün dışında bulunmanın iyi bir şey olduğunu öğretir daha küçük yaşlarda. O eğer çocukluğunuza işlediyse sizin de bizim gibi; hala bir martı gördüğünüzde peşinden “Canıııtıııın” diye bağırıyor olabilirsiniz. 🙂
Sherlock Holmes
İngiliz dedektif Sherlock, düşünce ve mantık için yaşar. Bir saç telinden ayakkabı numarasını anlayabilir. Ruhsuz gözükür, çünkü çok soğuk kanlıdır. Gerçek hayatta olsa muhtemelen anlaşamazdık onunla ama muhteşem zekası yüzünden hayranlığımızı da saklayamazdık kendisinden.
Behzat Ç
Emrah Serbes’in üç romanının da baş kahramanı olan Behzat Ç, müzik yerine polis telsizi dinleyen, gazetelerin en çok spor sayfalarını seven, herhangi bir siyasi görüşü olmayan; dolayısıyla en gerçeğe yakın karakter. Gerçek hayatta onun hiçbir şeyi olmak istemiyor insan ama gerçekte bu adamdan bir tane olsa, her şey bambaşka olurdu demeden de geçemiyor.