Bazı cümleler vardır, duyduğunuzda sadece kalbinizi kırmakla kalmaz; sizi deler geçer. Hiç tartışmasız, bu cümleleri en çok; en değer verdiğiniz insandan, en beklemediğiniz anda duymuşsunuzdur. Ve genelde de bu cümleler kurulduktan sonra o kişi artık sevgiliniz değildir.
Sizler için, aralarından en az birini duymuş olduğunuzdan emin olduğumuz kırıcı cümleleri toparladık. Hadi gelin hep birlikte yaralarımıza tuz basalım.
“Kendimi yalnız hissediyorum”
İlişkinin hangi aşamasında söylenirse söylensin çok kırıcıdır. Siz her şeyinizle ona ve onun hayatına dahil olmak istersiniz ama o sizin çabanızı; hatta direkt olarak sizi yok sayarak kendisini yalnız hisseder. Ve bu durumda yapılabilecek hiçbir şey yoktur. Bazı insanların hayatına dahil olamazsınız; bu sizin en yakınınız bile olsa. Sabah bindiği taksideki şoför, sigara aldığı bakkal bile dokunabilirken onun hayatına; siz dokunamazsınız.
“Ben seni mutlu edemem”
Genelde, ayrılırken karşındakini üzmemek amacıyla tüm suçu kendine yükleme imajı yaratmak için kullanılan bir cümledir. Ancak başarısı tartışılır. Altında derin anlamlar taşır. Bunu duyan insan, artık sevilmediğini iliklerine kadar hisseder ve ufak ufak eşyalarını toplamaya başlar. Çünkü bilirsin ki, senden çoktan vazgeçilmiştir. Seni mutlu etme düşüncesi, artık onun omuzlarında bir yük haline gelmiştir. O seni mutlu etmez, edemez.
“Seninle bir gelecek göremiyorum”
Çok net olmakla birlikte, bu netliğinden dolayı ona teşekkür edemeyeceğimiz cümlelerden biridir. Velhasıl kimse bu kadar net olmak zorunda değildir. Artık birlikte güzel vakit geçiriyor olmanız, bir geleceğiniz olması anlamına gelmiyordur. Çünkü her insanla güzel vakit geçirilebilir. Asıl olan, onu hayallerine dahil etmek, yarınını onunla planlamaktır. Ve gelecek planları bireyselleştiğinde, ayrılığın kokusu duyulmaya başlamış demektir.
“Keşke hiç tanışmamış olsaydık”
Ayrılığa giden yolda duyabileceğiniz en sert cümlelerden biridir. Birlikte geçirilen tüm güzel zamanlar silinmiş, hissedilen tüm güzel duyguların yerini de nefret almıştır. Bu cümleden sonra her türlü çirkinleşmek mübahtır. Kimse kimseden kibarlık beklememelidir. Cümleyi kuran kişinin haklılığı tartışılır ancak geçmişe saygı duymak diye de bir şey vardır. Her ne yaşanırsa yaşansın, hayatınızdaki o insan size mutlaka bir şeyler katmıştır ve en azından güzel günlerin hatrına böylesine kalp kırmamak gerekir.
“Sen herkesin sahip olmak isteyeceği kadar harika birisin”
Romantik bir anda söylenmemişse “ama” ile başlayan bir cümle ile devam etmesi muhtemeldir. Sen harika birisindir ama belki de onun hayatında harikalara yer yoktur. Sorun seninle ilgili değil, onun seni sevmeyişiyle ilgilidir. Çünkü mükemmel olduğunu düşündüğün bir insanı sadece sevmediğin için istemeyebilirsin. Yalan olduğu çok belirgin bir cümle olduğundan dolayı da insana lanet ettirir. “Seni sevemedim valla kusura bakma.” demesi, bu oscarlık oyunculuğuna tercih sebebidir.
“Heyecanımı ve bize olan inancımı kaybettim”
Yalın şarkı yapınca açıp dinlenesi ancak sevgiliden duyulduğunda pek de hoş hissettirmeyen bir cümledir. Yetersiz olduğunuzu düşünmenin üzüntüsü; onu ve sahip olduğunuz iliişkiyi kaybetmiş olmanın üzüntüsüyle yarışır. Hangi birine yanacağınızı bilemezsiniz. Sizde bir şey değişmemişken, onda neler neler değişmiştir. Ve artık onu mutlu etmeye yetmiyorsunuzdur. Muhtemelen de sorunu kendinizde arayacaksınızdır. Olsundur, her ayrılık zordur.
“Şu an hayatımda yoluna koymam gereken başka şeyler var”
Artık seninle uğraşamam, kabalığında bir cümlenin kibarlaştırılmış halidir. Öncelikler değişmiştir. Hayatında belli ki sorunlar vardır. Ama asıl sorun, sizi de yoluna koyması gereken sorunlardan biri olarak görmeye başlamış olmasıdır. Buna verecek enerjisi zaten yoktur. Yani o git demeden, siz gidin istiyordur.
“Kafam çok karışık”
Diğer seçenekler konusunda merak uyandıran bir cümledir. Belli ki siz de bir seçeneksinizdir ve sevgiliniz kararsızlık kuyusuna düşmüştür. Sizi de sorular arasında boğulmak üzere yalnız bırakır. Artık uykusuz geceler kapınızdadır, kapıyı açınızdır. Sizden habersiz onun kalbinde bir şeyler oluyordur ve siz, neler olduğunu asla tam olarak bilemezsiniz.
“Seni seviyorum ama aşık değilim”
Onsuz geçecek yıllarda, sizi, sevgi ve aşk kavramları üzerine uzun uzun düşündüreceği belli olan bir cümledir. Uzunca bir süre “sevgi neydi, sevgi emekti” diye söylenip durursunuz içinizden. Yalan değildir; gerçekten seviyordur ama muhtemelen hobi olarak. Bunu duyduktan sonra içinizde zerre heves kalmayacağından, bir nebze de olsa sizin için ayrılığı kolaylaştıracaktır.
“Bana biraz zaman ver”
Zaman öldürmek cinayetse en büyük katil sensin, cümlesidir. Sevgiliniz kıymetli zamanını artık sizinle geçirmek istemiyordur. Ve iki ihtimal vardır. Ya ayrılma isteğinden emin değildir ve risk almamak için sizden gerçekten zaman istiyordur. Ya da bir ayrılık konuşması yapmadan zamana yayarak ilişkinizi bitirmek niyetindedir. Zaman herkese kıymetlidir, unutmamak lazımdır.
“İlerde mutsuz olmaktansa şimdi mutsuz olalım”
Artık sizinle olmak istemeyen bir sevgiliden duyacağınız, acaip bir kendinden eminlik cümlesidir. En acısı da üzerine uzun uzun düşünüldüğünün çok belli olmasıdır. Sevgiliniz mutsuzluk biletini çoktan kesmiştir ve -bilemeyeceğiniz bir süredir- size bunu söylemenin yolunu arıyordur. Sizi kırar, darmadağın eder; çünkü bu, sensiz de yaşayabilirimdir.
“Hoşçakal”
Her şeyin sonuna gelinmiş, söylenecek tüm sözler söylenmiş, yarım kalmış her şey ise diğer yarısını bulma ihtimalini sonsuza kadar kaybetmiştir. Geriye sadece bu tek kelimelik cümle kalır. Bu cümleyi kurmak da, birinden duymak da derin üzüntü sebebidir. Birbirini kaybeden iki insanın, birbirine iyi dileklerde bulunması kadar saçma hiçbir şey yoktur. Büyük samimiyetsizliktir. Yine de “hoşçakal”ı duymak, hiçbir şey duymamaktan daha iyidir.
Bonus:
https://www.youtube.com/watch?v=3PJRExF4ot0
Bu cümlelerden birini ya da bir kaçını duymuşsanız; bilin ki yaşadıklarınızdan asla ders almıyorsunuz. Biz de almıyoruz. Evet hiçbirimiz akıllanmıyoruz. Tüm akıllanmayanlara gelsin bu şarkı: