1920’ler, Amerika Birleşik Devletleri’nde suç örgütlerinin en etkin olduğu yıllardı. 14 Şubat 1929 günü ülke, eşine az rastlanır bir katliama şahit oldu. Meydana geldiği gün sebebiyle “sevgililer günü katliamı” olarak anılan olay, Amerika’daki çete savaşlarının yanı sıra devlet kademesindeki yozlaşmanın boyutlarını da gözler önüne seriyordu… Sadece ABD’de değil, bütün dünyada büyük bir yankı uyandıran “sevgililer günü katliamını” sizler için inceledik?
Uyarı: İçerikteki görseller rahatsız edici olabilir.
1920’lerin yeraltı dünyası
Amerika Birleşik Devletleri 1900’lü yıllardan itibaren “hareketli” günler geçiriyordu. Sanattan siyasete, her alanda önemli gelişmeler yaşanıyordu. Ancak, özellikle 1920’lerin sonuna doğru ortaya çıkan ekonomik ve sosyal sorunlar ABD’deki pek çok şehri suç örgütlerinin yuvası haline getirdi. Ülkenin hemen her yerinde bu örgütler arasında korkunç ve kanlı çatışmalar yaşanıyordu…
1920 yılında ülke genelinde başlayan “içki yasağı” ile beraber suç oranlarında önemli bir artış yaşandı. Ülkenin dört bir yanında ortaya çıkan çeteler başta içki kaçakçılığı olmak üzere çeşitli yasa dışı faaliyetler sayesinde giderek güçleniyorlardı. Çeteler güçlendikçe, aralarındaki iktidar ve güç mücadeleleri de daha şiddetli bir hal alıyordu…
“Sevgililer günü katliamı”
1924’ün 14 Şubat’ında çeteler arası iktidar savaşlarının en çarpıcı örneklerinden biri gerçekleşti. Şikago’da faaliyet gösteren ünlü mafya babası Al Capone yönetimindeki çete ile azılı düşmanları George Moran liderliğindeki bir başka çete arasında kanlı bir hesaplaşma yaşandı…
Al Capone tarafından görevlendirilen ve bazıları polis kılığındaki 4-5 kişilik çete üyeleri North Clark Caddesi’ndeki bir garaja gittiler. Garajda rakip çeteden 7 kişi bulunuyordu. Al Capone’nun adamları, yanlarında getirdikleri makineli tüfeklerle “düşmanlarını” vahşice katlettiler. Katliamın ardından “sözde polisler”, diğer çete üyelerini “tutuklayarak” olay yerinden “rahatça” uzaklaştılar…
Vurulan çete üyelerinden 6’sı, olay yerinde yaşamını yitirdi. Ağır yaralı olarak kurtarılan çete üyesi ise hastaneye kaldırıldı. Hastanedeki polis sorgusunda, vücudundaki 15 mermi izine rağmen “beni kimse vurmadı” şeklinde bir ifade verdi ve kısa süre sonra o da yaşamını yitirdi…
Bu korkunç olay, basınını taktığı isimle “sevgililer günü katliamı”, ülke gündemini uzun süre meşgul etti. Olaya ait korkunç fotoğraflar günlerce dolaşımda kaldı. Katliamın sebeplerine dair pek çok teori ortaya atıldı. Ancak bütün deliller Al Capone’u işaret ettiği halde ne Al Capone ne de bir başkası hakkında herhangi bir işlem yapılmadı. Böylece, “sevgililer günü katliamı” Amerika’daki en meşhur faili meçhul cinayetler serisi olarak kayıtlara geçti…
Katliamdan sonra yaşananlar ve Al Capone’un yükselişi
George Moran, saldırının hedefindeki isim olmasına rağmen, saldırı anında olay yerinde bulunmadığı için kurtulmayı başarmıştı. Fakat “sevgililer günü katliamından” sonra Moran bütün itibarıyla beraber gücünü de kaybetti. Böylece Al Capone, amacına ulaştı ve yer altı dünyasındaki en büyük rakibini saf dışı bıraktı. Bu sayede Capone’un suç örgütü her geçen gün büyümeye devam etti ve şehrin kontrolünü tamamen eline geçirdi…
Katliamla beraber gün yüzüne çıkan “yozlaşma”
Sevgililer günü katliamının, meçhul bir vaka olarak kayıtlara geçmesinin en önemli sebebi, emniyet teşkilatındaki yozlaşmaydı. Aslında, katliamdan önce Al Capone, çeşitli suçlardan sık sık tutuklanıyordu. Fakat her seferinde hiçbir ceza almadan serbest kalmayı başarıyordu. Capone’un emniyet ve yargı mensupları arasında çok sayıda görevliyi “satın aldığı” da bilinen bir şeydi. Öyle ki, Şikago polis şefi Capone’dan haftalık 5.000 dolar “maaş” alıyordu…
Sevgililer günü katliamına “göz yuman” bir başka birim ise FBI’dı. Katliamın “yerel” bir dava olduğunu ileri sürerek özel bir soruşturma başlatmayı reddettiler. Kimilerine göre FBI’ın daha önemli işleri vardı. Kimilerine göre ise, Al Capone bazı yöneticilere “maaş” veriyordu, bazılarına da şantaj yapıyordu… Sonuçta, sevgililer günü katliamının “gizemi” hiçbir zaman çözülemedi ve failleri hiçbir zaman bulunamadı…
Kaynak: 1