Sürekli hareket halinde, gürültünün içinde ve yoğun ışığa maruz kalarak yaşıyoruz. Bu durumun sizi etkilemediğini düşünebilirsiniz. Ancak bilim tam tersi bir iddiada bulunuyor. Hatta bilim insanları sessizliğin gücüne güvenmemiz gerektiğini söylüyor. Sessizliğin gücünü keşfetmek için bir gün evdeki bütün cihazları kapatmayı deneyin. Kendinizi tamamen sessizliğe bıraktığınızda buna ne kadar ihtiyacınız olduğunu fark edeceksiniz. Dünya Sağlık Örgütü 2011 yılında gürültü kirliliğini modern veba olarak nitelendiren bir rapor yayınladı. Bu raporda çevresel gürültüye maruz kalmanın insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri değerlendirilmişti. Son yıllarda birçok bilim insanı benzer çalışmalar yürütmeye devam ediyor ve bütün çalışmaların sonucu da birbiriyle benzerlik gösteriyor. Peki sessizlik vücudumuzu nasıl etkiliyor? Gelin detaylara birlikte bakalım.
Modern hayat insanları sürekli çevresel gürültüye maruz bırakıyor. Bu gürültüden kaçınmak ise neredeyse imkansız görünüyor
Evlerimizdeyken video oyunlarına, televizyona, bilgisayara, müziğe, fan sesine ya da sokaktan gelen gürültüye maruz kalıyoruz. Trafikteyken korna sesi, tramvay ya da metro gürültüsü peşimizden ayrılmıyor. Şehre girdiğimizde çok fazla müzik sesi duyuyoruz. İş yerinde asansör sesi, kapı zili, alarm, kahve makinesinin uyarısı ve daha birçok ses… Tüm bunları düşünmek ve sıralamak dahi insanların başını ağrıtacak kadar etkili. Modern dönemde çevresel seslere maruz kalmadan yaşamak pek mümkün görünmüyor. Ancak bilim insanları belirli aralıklarla sessiz bir ortamda bulunmanız gerektiğinin altını çiziyor.
2013 yılında Brain, Structure and Function dergisinde, farelerin gürültü ve sessizliğe nasıl tepki verdiğini inceleyen bir araştırma yayınlandı
Bu çalışmanın sonuçları oldukça şaşırtıcıydı. Her gün iki saat sessiz bir ortamda duran fareler, hipokampuslarında yeni hücreler geliştirmeye başlamışlardı. Hipokampus beynin hafıza, duygu ve öğrenmeden sorum olan bölge. Bu çalışmayı yapan bilim insanlarından Imke Kirste, hipokampusta gelişen yeni hücrelerin, zihinsel sağlığı olumlu yönde etkilediğini söylüyor. Bu çalışmayı kısaca özetlemek gerekirse; sessizlik, beyin hasarını onarıyor.
Aynı çalışmaya göre, sessizlik sadece beyin hasarını onarmakla kalmıyor. Aynı zamanda stres seviyesini de azaltıyor
Çok stresli bir anınızda sessiz kalmanın sizi sakinleştirdiğini hiç fark ettiniz mi? Yoğun stres altındayken sadece bir saat sessiz bir ortamda durmanız dahi rahatlamanıza yardımcı olur. Çünkü sessiz bir ortamda dinlenmek beyin hücrelerinin yenilenmesiyle ve stres seviyesinin düşmesiyle sonuçlanır. Bu durumu kanıtlayan bir diğer çalışmayı çevre psikoloğu Dr. Craig Zimring yaptı. Yenidoğan yoğun bakım ünitelerindeki bebekler üzerinde araştırma yapan Zimring, gürültüye maruz kalan bebeklerin kan basıncının yükseldiğini ve stres seviyesinin arttığını ortaya çıkardı. 2006 yılında Heart Dergisi’nde yayınlanan başka bir araştırmada, iki dakikalık sessizliğin “rahatlatıcı” müzik dinlemekten daha etkili sonuç verdiği iddia edildi. Tüm bu araştırmaların gösterdiği gibi sessizlik, insan sağlığını pek çok açıdan olumlu etkiliyor.
Günümüzde şehrin gürültüsünden uzaklaşmak çok gerçekçi bir yaklaşım değil. Ülkemizdeki çoğu insan şehirlerde yaşıyor ve neredeyse her gün vaktinin önemli bir kısmını trafikte geçiriyor. Yine de günlük 1-2 saatinizi sessiz bir ortamda geçirmeye çalışarak sağlığınız için önemli bir adım atabilirsiniz.
İlginizi çekebilir:
Hiçbir Şey Hissetmemek Mümkün mü? Beynin Kendini Duygulara Kapatma Durumu Blunted Affect Nedir?
Kaynak: 1