İş hayatı, pek çok sürprizle dolu. Ancak ne yazık ki çalışanların iş yaşamında karşılaştığı sürprizler her zaman heyecan veya mutluluk verici olmuyor. Hatta bazı durumlarda beklenmedik bir terfi bile pek çok çalışanın iş hayatını cehenneme çevirebiliyor! Özellikle de bu terfi, sessizse! Son dönemde pek çok çalışanının karşılaştığı “sessiz terfi” kavramı, temelde bir çalışanın iş tanımında yer almayan, gereksiz görülen ve kimse tarafından yapılmak istenmeyen işleri üstlenmek durumunda kalmasını ifade ediyor. Buna karşın çalışanın unvanında ve maaşında hiçbir değişiklik olmuyor! Çok sayıda çalışanın iş hayatını kâbusa çeviren sessiz terfi kavramına yakından bakalım…
Sessiz terfi, bir çalışanın iş tanımında yer almayan ve gereksiz görülen işleri üstlenmesi veya üstlenmek zorunda kalmasını ifade ediyor
Bununla birlikte iş yerinde “sessizce terfi eden” birinin unvanında veya maaşında hiçbir değişiklik olmuyor. Yani sessiz terfi kurbanları, iki bazen üç kişinin altından kalkabileceği iş yükünü tek başına sırtlanıyor ancak bu durum çalışanın maaşına veya kariyerine olumlu bir etki yapmıyor!
Son dönemde giderek yaygın hale gelen sessiz terfi kavramı pek çok çalışanın iş hayatını kâbusa çeviriyor!
Amerika Birleşik Devletleri’nde 1000 tam zamanlı çalışanın katıldığı bir araştırmaya göre her dört çalışandan üçü, maaşlarında hiçbir artış olmamasına karşın iş yüklerinin arttığını belirtiyor. Bununla birlikte çalışma hayatında maaş artışı olmadan iş yükünün arttığını ifade edenlerin oranı yüzde 78! Çalışanların yüzde 67’si ise işten ayrılan bir arkadaşının iş yükünü üstlenmek zorunda kaldığını belirtiyor!
“Sessiz terfi almış” bir çalışanın iş yükü ve sorumlulukları artıyor. Haliyle mesai saatleri de uzuyor. Bu nedenle sessiz terfi, çalışanların hem psikolojik hem de fizyolojik sağlığını olumsuz anlamda etkiliyor. Buna bağlı olarak pek çok insan hem iş hem de sosyal hayatında ciddi sorunlarla karşılaşıyor.
Çoğunlukla çalışan sayısının yetersiz olduğu şirketlerdeki kişiler farkında olmadan sessizce terfi ediyor!
Sessiz terfi durumunun en yaygın olarak görüldüğü yerler, çalışan sayısının yetersiz olduğu şirketler. Örneğin bir çalışan, izne ayrılan veya şirketten ayrılan bir çalışma arkadaşının görevlerini üstleniyor. Başlangıçta geçici gibi görünen bu yeni iş yükü, bir süre sonra kalıcı hale geliyor. Üstelik ilerleyen dönemde bu çalışanın görev ve sorumluluk alanına yeni şeyler de dâhil ediliyor.
Sessiz terfi, çalışanların kazançlarını artırmadığı, unvanlarını değiştirmediği gibi kariyerlerine de olumlu anlamda hiçbir katkı sağlamıyor
Bunun en önemli sebebi ise “yeni işlerin” aslında kimse tarafından yapılmak istenmeyen, önemsiz fakat yorucu işler olması. İşte bu nedenle sessizce terfi eden bir çalışan, kariyerini ileri taşıyacak yeni beceriler kazanma imkânı da elde edemiyor.
Sürekli “iyi bir takım oyuncusu olmanız” isteniyorsa hiç istemeyeceğiniz bir terfi ile karşı karşıya kalabilirsiniz!
Bir çalışanını sessizce terfi ettirmek isteyen işverenlerin en yaygın hamlesi, onları iyi bir takım oyuncusu olmaya ikna etmektir. Böylece o çalışan gerektiğinde izindeki bir arkadaşının iş yükünü omuzlayabilir, yeri geldiğinde uzmanlık alanının tamamen dışındaki bir iş için özveri ile çalışabilir!
Öte yandan uzmanlara göre bazı durumlarda, gerçekten iş tanımınıza uygun ve gerekli işler için fazladan birkaç saat çalışmanızda bir sorun yok. Ancak yeni görevlerinize, mesai saatlerinizin yüzde 30’undan fazlasını ayırmak zorunda kalıyorsanız üstelik bu yeni işler iş tanımınıza ve niteliklerinize uygun değilse, işvereninize göre sessiz terfi için en uygun aday sizsiniz demektir…
Sessiz terfi mağduru olmak istemiyorsanız, yeni görevlerin size uygun olup olmadığını düşünün
Üstlendiğiniz yeni görevlerle birlikte unvanınızda ve maaşınızda bir değişiklik olup olmayacağını öğrenin, artan iş yükünüzün kariyerinize ne gibi bir katkı sağlayacağını hesaplayın ve gerçekten “terfi etmek isteyip istemediğinize” ondan sonra karar verin!
İlginizi çekebilir:
Yeni Bir Kavram: İş Dünyasının Gündeminden Düşmeyen “Sessiz İşten Çıkarma” Nedir?