İnsanların sizi nasıl algıladığını belirleyen şeyin sadece ne söylediğiniz değil, nasıl söylediğiniz olduğunu hiç fark ettiniz mi? İlk izlenimler çoğu zaman kelimelerden çok ses tonuyla şekillenir. Kalın, derin bir ses güven, güç ve kararlılık hissi uyandırırken; daha ince, yüksek tonlar enerjik, neşeli ya da flörtöz olarak algılanabilir. Sesimiz, farkında olmasak da sosyal statümüzden ilişkilerimizdeki çekiciliğimize kadar pek çok alanda rol oynar. Üstelik bu etki, yalnızca çevremizdeki insanlar değil, farklı kültürlerdeki yabancılar üzerinde de geçerlidir. Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, ses tonunun hem evrimsel hem de kültürel açıdan ne kadar güçlü bir sosyal araç olduğunu ortaya koyuyor. Hatta bazı bulgular, atalarımızın hayatta kalma ve rekabet etme süreçlerinin bile bugün sesimizi nasıl kullandığımızı etkilediğini öne sürüyor. Yani sandığımızdan çok daha basit bir ayrıntı, hayatımızın görünmeyen ama önemli bir yönünü şekillendirebilir. Bakalım ses perdesini düşürmek sosyal statüyü yükseltiyor mu?
Sosyal hayatta biraz daha dikkat çekmek, belki statünüzü yükseltmek ya da uzun vadeli bir ilişki için şansınızı artırmak mı istiyorsunuz?
Peki ya bunun için tek yapmanız gereken ses tonunuzu biraz alçaltmak olsaydı? Evet, kulağa basit geliyor ama Penn State Üniversitesi’nden gelen yeni bir araştırma, tam da bunun işe yarayabileceğini söylüyor.
Araştırmayı yürüten antropoloji profesörü David Puts’un ifadesiyle, “Sesli iletişim, insan olmanın en önemli parçalarından biridir. Ve ses perdesi, yani sesimizin yüksek mi yoksa alçak mı olduğu, en çok fark edilen özelliklerden biridir.” Ona göre, ses tonunun sosyal algıyı nasıl etkilediğini anlamak, insanların sosyal ilişkilerde nasıl konumlandığını, statüye nasıl ulaştığını ve hatta partner seçiminde nelere dikkat ettiğini çözmemize yardımcı olabilir.
Bu teori sadece lafta kalmamış; 22 ülkeden tam 3.173 katılımcıyla kapsamlı bir deney yapılmış
İnsanlar, aynı cümlenin farklı tonlarda söylendiği kayıtları dinlemiş. Katılımcı erkeklerden, hangi erkek sesinin daha prestijli (yani daha başarılı, yetenekli, saygın) olduğunu ve hangisinin bir kavgada galip geleceğini düşündüklerini seçmeleri istenmiş. Ayrıca, kısa ya da uzun vadeli bir ilişki için hangi kadın sesini daha çekici buldukları sorulmuş. Kadınlara da aynı sorular bu kez erkek sesleri üzerinden yöneltilmiş.
Sonuç mu? Daha düşük perdeli (kalın) erkek sesleri, hem daha güçlü hem de daha prestijli olarak algılanmış
Üstelik bu etki, şiddetin daha yaygın olduğu ve yabancılarla daha sık etkileşim kurulan toplumlarda çok daha belirgin çıkmış. Bu, atalarımızın sıkça yabancı rakiplerle karşı karşıya geldiği dönemlerden kalma bir evrimsel miras olabilir.
Araştırma sadece erkekler için değil, kadınlar için de ilginç veriler sunuyor
Hem erkekler hem kadınlar, uzun vadeli ilişkilerde daha düşük tonlu sesleri tercih ediyor. Ancak kısa süreli ilişkilerde erkekler daha yüksek perdeli kadın seslerini çekici bulurken, kadınlar bu sesleri daha “flörtöz” olarak değerlendiriyor. Puts, kadın sesinin evrimsel olarak daha çok partner çekmeye yönelik, daha az tehditkâr bir özellik taşıdığını söylüyor.
En dikkat çekici noktalardan biri de şu: Ses perdesinin algılanışı kültürden kültüre değişiyor. Bazı toplumlar ses tonuna çok önem verirken, bazılarında bu detay pek fark edilmiyor. Yani bu mesele, sadece biyoloji değil, aynı zamanda sosyokültürel bir konu
Kısacası, ister iş görüşmesine gidin, ister yeni bir sosyal çevreye adım atın, ister Tinder’da sesli mesaj göndermeyi düşünün… Bu sırada biraz ses perdesini düşürmek iyi fikir olabilir. Kim bilir, belki de tahmin ettiğinizden daha fazla etki yaratır.