Bengal Körfezi’ndeki Kuzey Sentinel Adası, dünyanın en izole topluluklarından biri olan Sentinelese kabilesine ev sahipliği yapıyor. Bugüne kadar dış dünya ile çok az temas kurmuş olan bu gizemli kabile, hala büyük bir sır perdesi arkasında yaşıyor. Evleri, yoğun ormanlar ve tehlikeli mercan resifleriyle çevrili olduğu için dışarıdan gelenler için neredeyse erişilmez durumda. Bu avcı-toplayıcı kabile, balık tutarak ve el yapımı kanolarla yengeç toplayarak hayatını sürdürüyor. Ayrıca, ok, yay, mızrak ve bıçak kullanmada oldukça yetenekli oldukları biliniyor. Ziyaret etmeye cesaret eden birkaç kişinin anlattıkları da bu yeteneklerini doğruluyor. İşte Sentinelese kabilesi ve ilginç hikayesi…
Sentinelese halkı, dış dünya ile hiç temas kurmamış yaklaşık 100 kabileden biri
Yaşadıkları yer olan Kuzey Sentinel Adası, Hindistan’ın Andaman ve Nikobar Adaları’nın bir parçası. Bu ada, Andaman adalarının batısında bulunuyor ve Hindistan hükümetinin son nüfus sayımına göre 80 ila 150 arasında Sentinelese’nin yaşadığı tahmin ediliyor. Ancak bazı tahminler bu sayının 500’e kadar çıkabileceğini ya da 15’e kadar inebileceğini öne sürüyor. Ne olursa olsun, kabile binlerce yıldır dış dünyaya kapalı ve gönüllü bir izolasyon içinde yaşamaya devam ediyor.
Sentinelese halkı ile ilk bilinen temas, 19. yüzyılın ortalarında bir İngiliz ticaret gemisinin karaya oturmasıyla gerçekleşti
Kurtulanlar, birkaç gün süren gergin bir karşılaşmanın ardından, İngiliz Kraliyet Donanması tarafından kurtarıldı ve ada Britanya’nın kolonisi ilan edildi. Daha sonra, Kraliyet Donanması’ndan bir subay olan Maurice Vidal Portman, bölgeyi kolonize etmek için harekete geçti. 1880’de altı Sentinelese’yi -iki yetişkin ve dört çocuğu- yakalayıp incelemek üzere Andaman adalarına götürdü. Ancak bu girişim büyük bir trajedi ile sonuçlandı; yetişkinler hastalandı ve öldü. Portman, çocukları geri adaya götürse de, bu olay Sentinelese halkının dış dünyaya karşı güvensizliğini daha da artırdı.
Takip eden yıllarda, Sentinelese halkı dış dünyayla çok az temas kurdu
Hindistan hükümeti, bağımsızlık sonrası adalar üzerinde egemenlik kazandıktan sonra, kabileyi büyük ölçüde kendi haline bıraktı. 2004 yılında Hint Okyanusu’nda meydana gelen büyük tsunaminin ardından bölgeye gönderilen helikopterler, adada hala yaşam alanı olduğunu ve Sentinelese halkının sağlıklı bir şekilde varlığını sürdürdüğünü doğruladı.
İlginizi çekebilir:
Dünyanın Farklı Yerlerinde Yaşayan İzole Kabilelerden Nefes Kesen 21 Fotoğraf
2018 yılında Amerikalı misyoner John Chau tek başına adaya giderek Sentinelese halkı ile temas kurmak istedi. Ancak kabile halkı diğer insanlara güvenmiyordu bu nedenle karşılaşma büyük bir trajediyle sonuçlandı
26 yaşındaki Chau, kabileyi Hristiyanlıkla tanıştırmak amacıyla Kuzey Sentinel Adası’na tek başına gitti. Ancak, kabilenin yabancılara karşı düşmanlığı biliniyordu. Chau birkaç başarısız girişimden sonra, bir okla vurularak öldürüldü. Onun yazdığı günlükler ve hikayesi sonrasında kitaplara ve belgesellere konu oldu.
Kuzey Sentinel Adası, Hindistan hükümeti tarafından koruma altına alınmış bir bölge
Bu adaya beş deniz milinden (9,26 km) fazla yaklaşmak yasak. Hükümet, Sentinelese halkını dış dünyadan ve onların bağışıklığı olmayan hastalıklardan korumak için sıkı kurallar uyguluyor. Uluslararası yasalar da bu izolasyonu destekliyor, örneğin Birleşmiş Milletler Yerli Halkların Hakları Bildirgesi, yerli halkların kendi kültürlerini ve yaşam tarzlarını rahatsız edilmeden sürdürebilme hakkını tanıyor.
Sentinelese halkı, Andaman Adaları’ndaki diğer yerli gruplarla, özellikle de Jarawa, Onge ve Shompen kabileleriyle akraba
Shompen kabilesi de benzer şekilde izole bir yaşam sürüyor, ancak onlar Sentinelese kabilesi kadar sıkı bir izolasyon uygulamıyor. Hindistan hükümetinin “Büyük Nikobar Projesi” gibi büyük gelişme planları, bu izole topluluklar üzerinde ciddi tehditler oluşturuyor ve bu kabilelerin geleceğini tehlikeye atıyor.
Kaynak: 1