Yaşanan tarihi olayların simgesi haline gelmiş fotoğraflar vardır. Berlin Duvarı’nın yıkılması, 1945 Alman-Rus savaşları, Hiroşima kareleri ve diğerleri… Her biri yaşanmış trajedilerin, yok oluşların ve baş kaldırışların betimlemesi.
Tarihi sıçrayışların ve çökmelerin sembolü bu fotoğrafları hepimiz görmüş, duymuşuzdur ama bu siyah beyaz karelerin kahramanlarına ait asıl hikayelere pek az rastlarız. İşte o hikayelerden bazıları…
Saygon İnfazı (Saigon Execution)
Fotoğraf 1 Şubat 1968’de, Vietnam Savaşı sırasında fotoğrafçı Eddie Addams tarafından çekilmiş. İdamı gerçekleştirilmek üzere olan Nguyen Van Lem, Vietnam Ulusal Kurtuluş cephesi üyesi imiş. İnfazı gerçekleştirmek üzere olan ise Güney Vietnam Ordusu Generali ve Ulusal Polis şefi Nguyen Ngoc Loan.
Saygon bölgesinde yaşanan bir çok katliamın sorumlusu olarak gösterilen namlu ucunda ki Van Lem, bu tarihten sonra hafızalarda silinmeyecek bir yer edinmiş kendisine.
Berlin Duvarı Atlayıcısı (Berlin Wall Jumper)
Bu kare Berlin Duvarı’nın inşası sırasında, 15 Ağustos 1961’de, fotoğrafçı Peter Leibing tarafından ölümsüzleştirilmiş. Fotoğrafın kahramanı ise; Doğu Almanya askerlerinden 19 yaşındaki Conrad Schumann.
Duvarın inşası sırasında nöbet tutmakta olan Conrad’ın bölgesindeki teller 80 cm kadarmış. Conrad ise karşıya geçmek için bu fırsatı değerlendirmek istiyor. Diğer nöbetçi arkadaşlarının gözlerinin üstünde olmadığı tek bir anı kollayan Conrad, 80 cm’lik çitin üstünden atladı ve Leibing denklanşörünü yokladı.
Leibing’in fotoğrafı soğuk savaşı temsil eden en önemli fotoğraflardan biri oldu.
Çiçeğin gücü (Flower Power)
Dünyanın en ünlü karelerinden biri ‘Flower Pover’, Bernie Boston’un 21 Ekim 1967 yılında katıldığı protesto gösterisindendir. Vietnam Savaşını protesto etmek için Washington DC’de bir grup toplanır. Bölgeyi korumak için gelen çevik kuvvet ekibi ellerinde silahlarıyla beklerken, protestocu gruptan bir genç, 18 yaşındaki George Harris yaklaşır ve topladığı karanfilleri teker teker silahların namlularına yerleştirir.
Vietnam Savaşının ikonu haline gelen fotoğrafın kahramanı Harris, New York’ta genç bir oyuncu oldu fakat daha 33 yaşındayken AIDS hastalığına yakalanarak hayatını kaybetti maalesef.
Ağlayan Akordiyoncu
Graham W. Jackson, Sr. Franklin ve Eleanor Roosevelt ile arkadaş olmuş yetenekli bir müzisyen. Jackson, başkan 12 Nisan 1945’te ölmeden önce de onunla birlikte Georgia eyaletindeydi. Başkan ölmeden bir gün önce birlikte “Goin’ Home” adlı şarkının adaptasyonu üzerine çalışan Jackson, tam bir gün sonra Roosevelt’in cenazesinde bu şarkıyı çaldı. Çalarken ise göz yaşlarına hakim olamadı. Daha sonra ise Jackson Georgia eyaletinin resmi müzisyeni olarak onurlandırılmış.
Dünyanın Zirvesinde
Dünyanın en yüksek tepesi Everest, fotoğrafın çekildiği 29 Mayıs 1953’e kadar hiç bir insan tarafından ziyaret edilmemişti. O tarihe kadar bakir tepenin ilk ziyaretçileri olan Edmund Hillary ve Tenzing Norgay adlı iki dağcıdır ama fotoğrafta sadece Tenzing yer alır. Edmund bir ilkin ölümsüzleştirildiği bu karede yer almak istememiş.
Tank Adam
Aslında hikayenin kahramanı Tank Adamın kimliği meçhuldür. Kim olduğunu halen bilemediğimiz Tank Adam, 20. yüzyılda yaşanan soğuk savaşın en önemli kahramanlarından birisi olmuştur. 1989’un 5 Haziranında, Çin’in Tiananmen Meydanı’nda Type-59 tanklarının önünde durarak geçişlerini önlemeye/protesto etmeye çalışan Meçhul Asi, Time Dergisi tarafından ‘100 Yılın En Önemli İnsanları’ arasında gösterildi. 1998’de derginin kapağında da yer alan meçhul adam, olayın yaşandığı günden sonra bile tüm dünya ajans ve gazeteleri tarafından servis edilmiş.
Kent Eyaleti Katliamı
4 Mayıs 1970’te çekilen Pulitzer Ödülü sahibi bu kare, savaş karşıtı bir protesto sonrasından. Fotoğrafta görülen Mary Ann Vechio ve vurulan arkadaşı Jeffrey Millet’se karenin kahramanları… Mary Florida kaçağıydı ve bu protesto gösterisi için Ohio’da Kent Eyalet Üniversitesi’ne gelmişti. Arkadaşının cansız bedeni yanında diz çöken Mary Kaliforniya’ya gidebilmek için, gördüklerini ve şahit olduklarını orada bulunan bir gazeteciye otobüs bileti karşılığında satmış ama otobüs hareket etmeden yakalanarak evine gönderilmiş.
Black Power Selamı
Amerikalı atletler 1968 Olimpiyatlarında dereceyle kürsüye çıkmışlar ama siyahi vatandaşların yoksulluğunu protesto ettikleri o an dolayısıyla olimpiyat bile eylemlerin gölgesinde kalmış.
Fikir beyaz atlet Norman’dan geliyor: bir çift siyah deri eldiven buluyorlar, sag tekini Tommie, sol tekini John eline geçiriyor; fakirligi sembolize etmek için çiplak ayakla kürsüye çikiyorlar, baslari kederle öne egik, sikili yumruklarini havaya kaldiriyorlar. Önlerinde duran beyaz atlet Peter Norman da, dayanismasini göstermek için kalbinin üstüne ‘Insan Haklari Için Olimpiyat Projesi Hareketi’nin kokartini iğneliyor.
Amerikan Olimpiyat Komitesi iki siyahi atletin kariyerini o saniye bitiriyor tabi. Beyaz atlet Norman ise herkes tarafından yargılanıyor ve spor çevrelerinden uzaklaştırılıyor. Eylemleri üç atletin de hayatını karartıyor aslında. Ölüm tehditleri, biten kariyerler ve hatta eşlerinden ayrılmalarına bile neden oluyor bu eylem. Yine de eylem amacına ulaşıyor ve dönem Amerika’sında mümkün olmayan bir şey gündem oluyor: Siyahi hakları.