Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın “Eğer bir İstanbul tarihi yazılacaksa, onu en iyi yapacak kişi Semavi Eyice üstadımızdır” diye tanımladığı; Bizans Sanat Tarihçisi, Türk-İslam Sanatları ve İstanbul uzmanı olarak dünyanın aranan isimlerinden biri olan Prof. Dr. Semavi Eyice, geçtiğimiz günlerde 96 yaşında hayata veda etti. “İstanbul’u hiç kimse bütün dönemleriyle ondan daha iyi bilemez” diye nitelenen Semavi Eyice, aynı zamanda İstanbul aşığı bir bilim adamıydı.
1. Köklü bir ailenin çocuğu
1922 yılında İstanbul-Kadıköy’de dünyaya gelen Semavi Eyice, Amasra’nın köklü denizci ailelerinden Eyiceoğullarına mensuptur. Babası deniz subayı Mehmet Kâmil Bey, annesi ise Amasra eşrafından Hacı İbrahim Bey’in kızı Hatice Hanımdır. Babası oğlunu okul çağı geldiğinde Saint Louis İlkokuluna gönderir. Ortaöğrenimini Saint Joseph ve Galatasaray Liselerinde tamamlar.
2. Elinde fotoğraf makinesiyle İstanbul’u sokak sokak gezer
Tarihe olan ilgisi ve sevgisi Galatasaray Lisesindeki öğrencilik yıllarında başlayan Eyice, elinde fotoğraf makinesiyle İstanbul’u sokak sokak gezmeye başlar. Bu arada Beyoğlu’nda bulunan ve İstanbul’la ilgili yerli-yabancı eserlerin satıldığı kitapçıların müdavimi olur. Eyice’deki merakın ve yeteneğin farkında olan Galatasaray Lisesi tarih öğretmenlerinden Cavit Baysun, bu yetenekli öğrencisini tarihçi olması konusunda yönlendirir. İlişkileri o kadar uzun sürer ki Semavi Eyice’nin profesörlük sınavında jüri üyeleri arasında Baysun da yer alır.
3. Savaş yıllarında yarım kalan yurtdışı eğitimi
Üniversite yıllarında ülkemizde ihmal edilen ve hep yabancılar tarafından araştırılan bir alana; Bizans sanatı ile Roma-Bizans eserlerine ilgi duymaya başlar. Türklerin bu alana ilgisiz kalması onu bu konuda heveslendirir. Bu vesileyle üniversite tahsili için II. Dünya Savaşının en sıkıntılı yıllarında Almanya’ya gider. Kısa sürede büyük bir azim göstererek emekli bir Alman öğretmenden Almanca öğrenir. Ne yazık ki İki sömestr süren Almanya’daki eğitim macerası Berlin’in işgali gündeme gelince sona erer ve Eyice uzun bir deniz yolculuğundan sonra İstanbul’a döner. Bu günlerle ilgili anılarını ve İstanbul Ansiklopedisi’nde yazmaya başlamasını şöyle anlatır.
4. Türkiye’de çıkan dergi, kitap işine yarayan ne varsa al
“Tahsilim için Almanya’dayım. Yıl 1945, İkinci Dünya Savaşının sonları. Almanya’nın tam teslim olacağı sıralarda tahsilim yarım kaldı. Uzun bir macerayla, okyanusları aşarak Türkiye’ye döndüm. Rahmetli babam 100 lira verdi ve git Türkiye’de çıkan dergi, kitap ne varsa işine yarayacak al dedi. O sıralar daha çok Anadolu yayınlarını takip ediyordum. Beyazıt’ta bir Ermeni sahaf vardı. Alışverişimi ondan yapardım. Bir küfe dolusu dergi, kitap aldım. O sırada dükkâna subay elbiseli birisi girdi…”
5. Beyefendi eğer arzu buyurursanız zât-ı âliniz yazın
“Kitapçıyla konuşmalarından anladım ki bu İstanbul Ansiklopedisi’ni çıkaran Reşat Ekrem Koçu. Ansiklopedinin satış durumunu sormaya gelmiş. O güne kadar tanımıyorum kendisini. Kitapçıyla konuşurlarken bir ara, ‘Affedersiniz ama burada Bizans sanatıyla ilgili maddeler yazılması lazım. 40- 50 tane kiliseden çevrilme cami var. Onun yanında Tekfur Sarayı, Büyük Saray harabesi gibi birtakım kalıntılar var. Bunları kim yazacak?’ dedim. Bana doğru döndü, yukarıdan aşağı süzdü, ‘Beyefendi eğer arzu buyurursanız zât-ı âliniz yazın’ dedi.”
6. Side arkeolojik kazılarına katılır
Eğitimine İstanbul Üniversitesi’nde devam eden Semavi Eyice, Sanat Tarihi ve Arkeoloji Bölümü’nden 1948 yılında ”İstanbul Minareleri” adlı teziyle mezun olur. Bir yandan üniversitedeki çalışmalarına devam ederken bir yandan da Prof. Schweinfurt, Prof. K. Erdmann gibi önemli ilim adamlarının asistanlığını yapar. Bizans arkeolojisine olan ilgisi ve bilgisi nedeniyle 1950-53 yıllarında Arif Müfit Mansel’in yönettiği Side arkeolojik kazılarına katılır. Bu sırada İstanbul Üniversitesi’nde Bizans ve Osmanlı sanatı alanlarında dersler verir.
7. Legion d’Honneur Nişanı ile ödüllendirilir
1955’te İstanbul’da Son Devir Bizans Mimarisi kitabı ile doçent olan Semavi Eyice aynı yıl Fransız hükümeti tarafından Legion d’Honneur Nişanı ile ödüllendirilir. 1958 yılında eşi ile birlikte Münih Üniversitesi’ne gider, Humboldt bursunu kazanarak 13 ay boyunca derslere devam eder. Boş vakitlerini kitap toplamaya ayıran Eyice, içinde İstanbul ve Bizans üzerine değerli kitapların bulunduğu 30.000 adet kitaptan oluşan kütüphanesinin temellerini bu yıllarda atmaya başlar.
8. Gençleştirdik efendim kurumu
Prof. Dr. Semavi Eyice, 1970 yılında kabul edildiği Türk Tarih Kurumundan, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında Kenan Evren’in talimatıyla Halil İnalcık ile birlikte üyelikten uzaklaştırılan ünlü akademisyenlerden biriydi. Bu olaydan bir süre sonra Kenan Evren ile karşılaşan Eyice; “Kenan Evren’e ‘Paşam, Türk Tarih Kurumunda neden böyle bir tasfiyeye gittiniz?’ diye sorar. ‘Gençleştirdik efendim kurumu’ diyen Evren’e; ‘Paşam ben ihtiyar mıydım, henüz 50’li yaşlardaydım. Yerime de sanat tarihçisi olarak benden 10 yaş büyük bir ismi üye yaptınız’ der. Bu olaydan dört yıl sonra Semavi Eyice ve Halil İnalcık Türk Tarih Kurumuna yeniden davet edilip üye yapılır.
9. İstanbul’un yaşayan hafızası
Yazdığı birçok kitap, binin üzerinde makale ve ansiklopedi maddesiyle ömrünü ilme adayan asırlık çınar, Anadolu ve Balkanlar’ın en ücra köşelerini gezerek buradaki tarihî mirasımızı kayıt altına aldı ancak en büyük hizmeti İstanbul için yaptı. İstanbul’un kaybolan tarihî eserleriyle ilgili makaleleri ve fotoğraf arşivi bu konudaki çalışmaların en önemli kaynağı oldu. İstanbul’un tarihi eserlerini en iyi bilen, bu yüzden “İstanbul’un yaşayan hafızası” olarak kabul edilen Semavi Eyice, Anıtlar Kurulu’ndaki görevi sırasında başta mescitler olmak üzere birçok tarihî yapıyı da yok olmaktan kurtarır. Ancak Anıtlar Kurulu’nda 1958-1997 arasında 38 yıl süreyle yaptığı görevine 1997’de “Taksim’de camiye onay vermediği için” son verilir.
10. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü
2011 yılında sanat tarihi dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verilen Eyice, ayrıca Türkiye Bilimler Akademisi Bilim ödülü sahibidir. Bini aşkın kitapta makale, ansiklopedi maddesi ve araştırması yayımlanan, Türkiye’de Bizans sanatının tanınmasında ve Osmanlı sanatı ile karşılaştırılmasında önemli rol oynayan bilim ve sanat adamı Prof. Semavi Eyice 28 Mayıs 2018’de İstanbul’da hayata veda etti. Kendisini Saygıyla anıyoruz….