Selfie, ön kameralar ile hayatımıza hızlı bir giriş yaptı ve bir daha da çıkmadı. Böylece fotoğraf çektirmek istediğimizde kimseye ihtiyaç duymaz olduk.Öyle ki selfie, hayatımızda edindiği yerle TDK tarafından Türkçe karşılık bile edinerek Oxford İngilizce Sözlüğü’ne resmi bir sözcük olarak kayda geçti. Herkesin mutlaka bir selfiesinin olmasının yanında özellikle gençlerin binlerce çekimi bulunmaktadır.
Bu denli popülerliğin yanında elbette ki selfieyi onaylamayan onunla alay edenler de mevcut. Bu kişilerden biri Stephanie Leigh Rose. Şimdi sizlere Stephanie’den bahsedeceğiz ve selfie ile alay eden fotoğraflarından derlediklerimizi paylaşacağız.
Stephanie Leigh Rose, selfielerden nefret eden, genç bir kadın
Selfielerden o kadar nefret ediyor ki selfie çekmek yerine ölmeyi tercih ediyor – gerçekten! Ama yine de mecazi olarak
Tabii ki aslında ölü değil ama o, anti-selfie fotoğrafik performans sanatı serisi Stefdies‘i bizlerle paylaşıyor
Bu serinin amacı, bir fotoğrafın ne için çekildiğini bizlere hatırlatmak
Zira günümüzde tüm sahte gülümsemeler, barış işaretleri ve çakılan bir beşlik olmadan tek bir anı yakalamayan, sayısız filtreyle donatılmış fotoğraflar oldukça popüler.
Onun fotoğraflarına baktığımızda zemin üzerinde ölü gibi uzanan bir kadın ve arka planda nefes kesen manzaralar var
Sanatçı, Stefdies’taki fotoğrafların fotoğrafın ölümü ve işlevi üzerine tartışmalara yol açacak şekilde tasarlandığını söylüyor
Ancak fotoğraflar için önceden herhangi bir hazırlık yapılmamış ve anı yakalar şekilde çekilmiş. Fotoğraflarda özel bir ortam ya da ışıklandırma kullanılmamış ve doğru an yakalanmış.
Stephanie’nin başlattığı bu selfie karşıtı hareket, büyük bir öneme sahip gibi görünüyor
Pek çok insan, aşırı cinselleştirilmiş, gerçekçi olmayan bu imgelerin ne kadar tehlikeli ve zayıflatıcı olduğunun farkında değil.
Farkında olmasak da selfielerin ruh ve akıl sağlığımız üzerinde etkisi büyük gibi görünüyor
Zira bir şeyi göremiyor olmamız orada olmadığı anlamına gelmiyor.
Google tarafından -sadece Android cihazların hesaba katıldığı tahmin ediliyor- her gün yaklaşık 93 milyon selfie çekiliyor
Bu kadar çok sayıda görsel, çoğu kez belirli güvensizliklerin varlığını ve dikkatli olunması gerektiğini gösteriyor olabilir. Dikkat edilmesi gerektiğini kanıtlayan bir örnek 2014’te okulu bıraktıktan sonra intihar düşünceleri ve vücut disfonisi nedeniyle tedavi edilen İngiliz genç Danny Bowman. Danny kendisini odasına kilitlemişti ve mükemmeli yakalamak için altı ay boyunca günde 200’den fazla selfie çekmişti.
Selfieler genellikle vücut ve güzelliğin gerçekten uzak bir görüntüsünü yakalamayı sağlar ve bu, genç zihinler için oldukça etkileyicidir
Selfieler gençlerin yeterince iyi olup olmadıkları konusunda endişe duymalarına yol açabilir. Bu durumun depresyon, yeme bozuklukları ve intiharla neticelenecek ruh sağlığı problemleriyle ilgili feci sonuçları olabilir.
Zihinsel etkilere ek olarak selfieler fiziksel olarak da ölümcül olabilir (Bildiğimiz ölüm)
Ülkemizde selfie çekmek isterken kaleden düşüp ölen adam ya da dünyaya baktığımızda selfie çekerken köpekbalığı saldırısına uğrayarak ölen insanlar bu ölümcüllüğün çarpıcı birer örneği. Selfie çekerken yaralananları saymıyoruz bile!
Stephanie, bir sosyal medya postu veya selfieyle ilgili olmadığını, sahip olduklarımızı yaşamak ve hayattan zevk almakla ilgili olduğunu; yarının garanti olmadığını söylüyor
Bizler de durup biraz düşünsek fena olmayacak gibi görünüyor. Eyfel Kulesi ziyaretimizde ya da çok sevdiğimiz o sanatçının konserine gittiğimizde ya da bebeğimiz ilk adımını attığında telefonlarımızı bir kenarı bırakıp o anın tadını çıkarsak fena olmaz mı?
Stephanie’ye hak vermemek elde değil ve bu çalışması takdiri hak ediyor
Nitekim kendimize gelmemiz ve gerçekten neler olup bittiğinin farkına varmamız için daha ne kadar kan dökülmeli ya da daha ne kadar yaralanmalı insanlar? Şunu anlamalıyız: Hayat, bir telefon ekranından izlenemeyecek kadar büyük ve kaliteli ve de maalesef yeniden oynatma seçeneği de yok!
Kaynak 1