Fransız Amerikası’ndaki Mississippi Şirketi’nin sahibi olan İskoç ekonomist John Law, 1719’da Parisli mahkumlara reddetmek istemeyecekleri bir teklifte bulundu. Bir fahişeyle evlenmek ve Louisiana’daki Fransız kolonisine yerleşmek şartıyla serbest kalabileceklerini teklif etti.
Teklifi kabul eden Parisli mahkumlar Louisiana Körfezi’ne giden bu zorlu yolculuk için gemiye bindirildiler
John Law birkaç hastaneye gidip alkol ve uyuşturucu bağımlılarını, sakat kalmış askerleri, fahişeleri, toplumdan dışlanan ve bu teklife hayır demeyecek kim varsa bularak onlara bu “yeni cennet”te bir hayat sundu. Kendi istekleriyle gelenlere kendilerine ait bir arazi sözü verildi.
Louisiana’ya sağ salim varmayı başaran kolonicilerin ne yemekleri ne de barınakları vardı. Gemilerden karaya indikleri bölge gittikçe kalabalıklaşmaya başladı ve onlara yemek, su, barınak veya bir iş sağlayabilecek kimseyle karşılaşmadılar. Birkaç gün içinde kolonicilerin birçoğu hasta düştü ve vaat edilen cennet bahçesini göremeden yaşamını yitirdi.
Eski ve yeni kolonicilerin toplandığı Biloxi kasabasına yerleştirildiler
Biloxi kasabası sonrasında Mississippi’ye dahil edilecekti fakat o zaman John Law’un şirketinin faaliyet gösterdiği, “Fransız Louisianası” olarak adlandırılan bölgedeydi. Yeni gelenler yüzünden düzenlerinin bozulduğunu hisseden halihazırda yerleşmiş koloniciler, kasabalarını işgal eden sabıkalı kolonici akınından kaçmak için Doğu’ya, New Orleans’a göç ettiler.
New Orleans 1720’de bölgede gelişen bir ticaret kolonisi haline gelmişti. John Law’un apar topar toplayıp Fransız Amerikası’na gönderdiği Parisli mahkumlar ona para kazandırmak yerine diğer kolonicileri de kaçırdıkları için şirketine zarar ettirmeye başladı. Yerleşik koloniciler yeni gelenlere karşı birtakım protestolarda bulundular ve karşılığında Fransa ana karadan yapılan göçleri bir süreliğine durdurma kararı aldı.
Buna rağmen mahkumlarla dolu üçüncü dalga bir gemi 1721’de Louisiana’ya geldi
Bunun üstüne bölgedeki askerler bile ayrılıp Doğu’daki New Orleans’a hareket etme kararı aldılar. Artık Mississippi kıyılarında sadece John Law’un bölgeye zorla yerleştirdiği insanlar yaşıyordu. Kendilerini bir şekilde idame ettirmeyi başaran koloniciler de ordunun terk etmesiyle savunmasız kalan bölgede, Amerikan yerlilerinin saldırıları yüzünden 1767’de tamamen terk etmek zorunda kaldılar.
Fakat John Law hâlâ Mississippi Şirketi’ni kurtarmaya çalışıyordu
İlk başta yapılan teklif cazip gelse de, başlarına gelecekleri ve çekecekleri çileyi bilseler muhtemelen Parisli mahkumlar da bu yolculuğa çıkmayı kabul etmeyip hapiste kalmayı tercih edebilirlerdi. John Law’a gelince, başarısızlığına rağmen Fransız yetkililere Mississippi Şirketi’nin hâlâ kâr getirebilecek bir yatırım olduğunu kanıtlamaya çalıştı. Parasının büyük bir kısmını kaybettiği için borçlarını sahte çeklerle ödedi. Yaptığı ortaya çıkınca görevinden alındı ve Brüksel’e kaçmak zorunda kaldı. Hayatının geri kalanını Venedik’te kumar oynayarak geçirdi.
Kaynak: 1