Sekmet (Sekhmet), Mısır mitolojisinin en eski tanrıçalarından biridir. Aslan başlı savaş tanrıçası olarak tasvir edilen Sekmet; sıcak çöl güneşinin, vebanın ve kaosun tanrısıdır. Mısır mitolojisinin en önemli figürü güneş tanrısı Ra’nın kızı olarak bilinir. Sekmet her ne kadar savaş ve kaosla ilişkilendirilse de ilginç bir şekilde Mısırlılar, onun iyileştirme gücüne sahip olduğuna inanıyordu. Bu nedenle şifa ve iyilikle de ilişkilendirilmekteydi. Efsaneye göre Sekmet’in büyü gücü vardır. Bu güçle iyilere şifa dağıtır kötü niyetli insanlara ise ölüm getirirdi. Peki Sekmet’in Antik Mısır’daki tarihsel etkisi neydi? İlginizi çektiyse; içeriğe buyurun!
Savaş tanrısı Sekmet’in ismi; Antik Mısır’da “güçlü olan” anlamına gelen “Sekhem” kelimesinden türemiştir
Sekmet’in günümüze ulaşan heykellerinde aslan başlı bir kadın olarak tasvir edildiği görülüyor. Bazı heykellerde ise kırmızı giysilerle ve başında güneş diskiyle temsil ediliyor. Kırmızı, kanı ve şehveti simgelediği için Sekmet’in rengi olarak kabul ediliyor. Sekmet’in oturur vaziyetteki heykellerinde elinde yaşam ankh’ını tuttuğu görülüyor.
Mısır panteonundaki diğer tanrı ve tanrıçalar gibi Sekmet’de Ra’nın dünyadaki gözü olarak biliniyor
Efsaneye göre Ra, kendilerine verilmiş olan yasaları yerine getirmedikleri için insanlara kızmıştı. Dünyada adaletin ve dengenin yeniden sağlanması gerekiyordu. Bu nedenle güneş tanrısı Ra, kızını kobra biçiminde bir aslana dönüştürdü. Sekmet, Ra’nın gözünden çıkan ateşten yaratılmıştı. Bu nedenle ona alev anlamında kullanılan “Nesert” de deniyordu. Sekmet yaratıldıktan sonra dünyaya adaleti sağlaması için gönderildi. Bir anlamda; Ra’nın dünyadaki gözü olacaktı. Fakat O, dünyaya geldikten sonra insanları harap etmeye ve toprağı kanla sulamaya alıştı. Ra, kızının dünyadaki katliamına tanık olduktan sonra onu defalarca geri çağırdı. Ancak Sekmet kana susamıştı, Ra’nın yalvarışlarını görmezden geldi. Mısır halkı ne zaman Sekmet’e karşı gelse ülke genelinde hasar ve ıstırap yaratıyordu.
Ra, Sekmet’i durdurmak için nar suyu eklenmiş yüz binlerce sürahi birayı Nil nehrine döktü. Nil, kırmızıya boyanmıştı. Sekmet, Nil’den akan suyun kan olduğunu düşündü ve içmeye başladı. Nefes almak için kafasını kaldırdığında tam anlamıyla kör kütük sarhoş olmuştu. Sekmet günler sonra uyandığında kana olan arzusu azaldı. Böylece insanlık onun gazabından kurtulmuş oldu. Bu sırada Sekmet gözünü açtığında gördüğü ilk şey tanrı Ptah’tı. İkisi birbirine deli gibi aşık oldu ve Nefertum adından bir oğulları oldu ve üçü Memphis’in üçlüsünü oluşturdu. Daha sonra Ptah ve Sekmet, Imhotep’i evlatlık olarak aldılar. Imhotep, Mısır tarihinin bilinen ilk doktoru ve mühendisiydi. Başlangıçta ölümlü olan Imhotep, tanrı statüsüne yükseltilmişti.
Antik Mısır’da Sekmet daima Hathor’la (cinsellik, aşk, mutluluk ve doğum tanrıçası) ilişkilendirildi. Hathor güneş tanrısı Ra’nın diğer kızıydı
Hathor, Sekmet’e kıyasla daha uysal bir yapıdaydı. Bu nedenle Sekmet, Hathor’un sert yönü olarak görüldü. Başka bir ifadeyle Mısır halkı, Ra’nın kirli işlerini Sekmet’e yaptırdığını düşünüyordu. İnsanlık, adalet ve yaşam dengesini koruyamadığı için Ra kendi gözünü yani Sekmet’i dünyaya göndermişti.
Sekmet iki yönlü bir tanrıçaydı. Bir taraftan korkunç güçleri vardı diğer taraftan iyi insanlara hayat veriyordu
Mısırlılar Sekmet’in iyi tarafına seslenmek için ona yiyecek ve içecek ikram ederlerdi. Aynı zamanda tütsü yakmanın Sekmet’e iyi geleceğini düşünüyorlardı. Doktorların ve şifacıların koruyucusu olarak kabul ediliyordu. Bu nedenle onun rahipleri, Mısır’ın en yetenekli doktorları olarak tanınmaktaydı. Sekmet, hastaları iyileştirebildiği ve yaraları sarabildiği için “sargıların tanrıçası” olarak da bilinmekteydi. Bu anlamda Sekmet, güneş tanrısı Ra’nın ilahi tezahürü olarak kabul ediliyordu.
Mısır halkı Sekmet’in iyi ve kötü taraflarının bilincindeydi. Onun gazabından korunmak için her yıl festivaller düzenleniyordu
Ra, Nil nehrini narla boyayıp Sekmet’i sarhoş etmeseydi insanlık yıkımla baş başa kalacaktı. Bu olay Antik Mısır halkı üzerinde derin bir etki yaratmıştı. Sekmet’i onurlandırmak ve onun sarhoşluğunu taklit etmek için yılın belirli bir zamanı festivaller düzenleniyordu. Bu festivallere on binlerce insan katılıyordu. Bunun dışında her gün Sekmet heykelinin önünde ritüeller gerçekleştiriliyordu. Bu festival ve ritüeller Mısır’da tekrar kan dökülmesin diye yapılıyordu.
Sekmet aynı zamanda cesaretin ve gücün sembolüydü. Bu nedenle onun, Mısır firavunlarını koruduğu düşünülüyordu
Sekmet hem savaşın hem de şifanın tanrıçası olduğu için tarihsel anlamda Mısır’ın önemli figürlerinden biriydi. Firavunlar ve generaller, savaşlardan önce Sekmet adına ayinler düzenleyerek onun Mısır halkına güç vermesini isterdi. Firavunların ve ailesinin tabutlarında daima Sekmet’in sembolü bulunurdu. Örneğin Tutankhamun’un tabutuna Sekmet’in yüzü ve ona ait semboller işlenmişti. Mumyalama ayinleri sırasında daima onun ismi geçerdi. Ölen firavunların cenazesi defnedilirken, Mısırlılar genellikle firavunun mezarına yüzlerce Sekmet heykeli ve sembolü yerleştirirdi. Örneğin sadece III. Amenhotep’in mezarında Sekmet’in tam 700 heykeli bulundu. Günümüzde Mısır’daki arkeolojik kazılarda hala Sekmet’in heykelleri gün yüzüne çıkarılıyor.
İçeriğimiz ilginizi çektiyse; Amenemhat III: Mezarını Korumak İçin Tuzaklarla Dolu Piramit Yaptıran Mısır Firavunu başlıklı listemizi de inceleyebilirsiniz!?