Başarmak neredeyse her dönem olduğu gibi içinde yaşadığımız çağda da oldukça değerli gördüğümüz bir çıktıdır. Hayatın keşmekeşi ne kadar yalınlıktan uzak olursa başarmak o kadar önemli oluyor haliyle. Aslında aynı zamanda, tek tipleştirilen bir anlayışla örülü hale getirmemiz nedeniyle eleştirmemiz gereken bir çıktı bu. Öte yandan başarmanın altın kurallarından biri olan yaratıcılık da başlı başına irdelenmesi gereken bir konu bu anlamda. Bu iki sözcüğü yazımızın konusu olan şapkalı düşünme tekniği ile ilgili hale getiren bir ortaklık da söz konusu. Sözünü ettiğimiz yaratıcılık kavramı ve başarmak çıktısını en faydalı noktaya taşıyabilecek bir yöntem bu teknik. Başarıyı getiren pek çok tekniğin yanında bu tekniği uygulamaya hazır mısınız?
Öte yandan eleştirmemiz gerektiğini söylediğimiz ‘başarmak’ da ciddi bir deneyimle, başka bir ifadeyle başarısızlıkların birikmesiyle mümkün oluyor… Hatta teknolojinin dünyadaki en büyük merkezi olarak gördüğümüz Silikon Vadisi ile özdeşleşen ‘başarısız ol!’ sloganı da, konumuzun detaylarını daha şimdiden daha net anlamamız için ışık olacak bir anlayışı ortaya koyuyor.
Altı şapkalı düşünme tekniği ve yaratıcılık
Geleneksel anlayışın yönlendirmesi nedeniyle çok çok uzun zamanlar boyunca doğuştan geldiğini düşündüğümüz yaratıcılık, kocaman bir yanlışın tablosunu ortaya koyuyor. Çünkü modern zamanlarda bu iki değişken arasındaki ilişkinin böyle olmadığını ortaya koyuyor. Çünkü yaratıcılık, doğuştan geldiği gibi birtakım teknikleri uygulayarak geliştirebileceğimiz potansiyel bir özelliğimiz. Ve bu teknikler, önyargı taşımadığınız müddetçe oldukça kolay bir şekilde uygulayabileceğiniz basitlikte.
Akademik dünyada altı şapkalı düşünme tekniği
Konunun ciddiyeti gereği akademik düzlemde de pek çok referans bulabileceğinizi söyleyebiliriz ki, bu önermemiz konunun gerçekliğini de ortaya koyuyor bir anlamda.
Konuyla ilgili ciddiyeti ortaya koyan bir başka gösterge daha var; ülkemiz çapında, bu teknik ile ilgili akademik üretimlerin büyük çoğunluğu, tekniğin, öğrencilerin başarısıyla olan bağını ortaya koyması.
Altı şapkalı düşünme tekniğini yaratıcılığınızı geliştirmek için nasıl uygulayabilirsiniz?
Konumuzun can alıcı noktasına geldiğimizi söyleyebiliriz. Bu tekniği yaratıcı düşünce ve bu düşünce ile yoğurduğumuz uygulamalarla nasıl bütünleşik hale getirebiliriz?
Başarılı olmanın altın kurallarından biri olan yaratıcı düşünme özelliğinizi geliştirmek için ilk aşama bir çalışma planı içeren süreç takvimi yapmaktır. Bir diğer ifadeyle, zaman yönetimi sağlamak bizim için önemli.
Buna ek olarak zaman içinde geliştirebileceğiniz; odaklanma, basit düşünme, sorgulama ve genelin kabul ettiklerine genelin dışından bakabilmek. Bu kriterleri zamanla düşünce sisteminizle bir bütün hale getirdiğinizde kendinizi tebrik edebilirsiniz. Çünkü artık yaratıcı düşünmek sizin için çocuk oyuncağı olmuştur artık…
Altı düşünme tekniği nereden çıktı?
Bu tekniği, modern yaratıcı düşünme sanatının kurucularından biri olan Dr. Edward de Bono ortaya atmıştı. Kendisinin 1985 yılında yazdığı ve ‘Six Thinking Hats’ ismini taşıyan kitabı, bu tekniği hayatımıza soktu. Bono, küresel anlamda, iş ve okul hayatında kullanılan yaratıcı düşünmeyi bu kitabında inciğine kadar irdeledi ve bize faydalı bir yol haritası sundu.
Bununla birlikte deneyimlerimizin de bize gösterdiği gibi herhangi bir süreç içinde (iş hayatı, eğitim ve öğretim hayatı vs.) verimli olmak istiyorsak önümüzdeki en büyük engellerden birinin üretmenin değil, tartışmaya hazır bireylerin varlığı. Kazanmanın, yani başarmanın anahtarı olarak ortaya çıkan anlayıştır tartışma odaklı süreçler… Eğer siz de burada anlattığımız profile sahipseniz derhal değişmeye başlamalısınız…
Bono, ekip olarak karar vermenin zorluğunu ve bazı düşünme şekillerinin yanlılığıyla birbirlerini engellediğini fark etmiştir. Bu nedenle farklı bakış açılarını benimseyip çok yönlü olabilmek için 6 şapkalı düşünme tekniğini ortaya atılmıştır. Birçok yönden değerlendirilen sorunlara karşı ortak bir düşünme tarzı benimsemek, ekip ruhunu güçlendirip yaratıcılığı arttırmaktadır.
Bu teknikteki şapkaları taktığınızı ve birden bambaşka bir düşünce şekline geçtiğinizi düşünün. Örneğin, kırmızı şapkayı takınca hislere, yeşil şapkayı takınca yaratıcılığa ve ayrıca farklı fikirlere sahip olduğunuzu… Hatta sarı şapkayı taktığınızda da, faydaya odaklandığınızı düşünün lütfen.
O halde tam bu aşamada bakış açınızı ve düşüncelerinizi geliştirerek genişletmenize yardımcı olan ve bu sayede oldukça farklı çözüm önerilerini mümkün kılan bu şapkaların size sunacağı katkıları öğrenelim.
Beyaz Şapka
Bu şapkayı takmaya karar vermek tarafsız ve dolayısıyla objektif olmayı gerekli kılıyor. Bu şapka istatistiklerin ve nesnel bilgilerin önemli olduğunu gösteriyor. Beyaz şapkayı taktığınızda duygularınızı ve varsayımlarınızı kesinlikle göz ardı etmelisiniz. Bu rengin de kuralı bu…
Beyaz renk şapkasını takmaya karar verdiyseniz bilginize ve bilmediklerimize odaklanarak somut verilerle ilgilenmeye hazır olmalısınız.
Beyaz şapkayı takınca şu soruları sormalısınız:
- Neler biliyorum?
- Elimizde neler var?
- Süreç ile ilgili hangi bilgiler gerekiyor?
- Doğru soruları sormak önemlidir; hangi soruları sormalıyız?
- Neleri Bilmiyorum?
- Elimdeki verilerdeki boşlukları nasıl doldururum?
- Gerçeklik nedir?
Kırmızı Şapka
Kırmızı şapka, duygusallık ile herhangi bir olayın bireydeki yansımasıyla ilgileniyor. Bu şapkayı takan kişi olaya tamamen kişisel yaklaşmakta özgürdür. Bu şapkayı takıyorsanız sezgilere ve hissettiklerine odaklanmanız gerektiğini bilmelisiniz. Duygular ve seziler, nedensiz ve mantığa aykırı kabul edilseler de, karar verme süreçlerinde fazlasıyla etkindirler. Bu şapkayı takarak insanların neler hissettiklerine ve bir durumun sizde uyandırdığı tepkilere odaklanmak sayesinde çok farklı noktaları keşfetmeye yaklaşmış olacaksınız.
Kırmızı şapkayı takınca şu soruları sormalıyız:
- Bu olay ya da durum bize ne hissettirdi?
- Bu olay ya da durum için beklentilerimiz nelerdir?
- Vereceğimiz karar, ‘doğru bir karar’ mı? O karar, bunu bize hissettiriyor mu?
Sarı Şapka
Olumluluk ve umut ile doğrudan bağlantılı olan bir renk sarı. Sarı şapkayı takan kişi yaşanılan sorundaki pozitifliğe ve yararlı kısımlara odaklanır. Tıpkı sarı rengin temsil ettiği enerji, fikrin nasıl işleyebileceğine ve olası sonuçlar hakkındaki olumlu gerçekliğe yönelmemizi sağlar. Bahsettiğim pozitiflik gerçeklikten kopuk değildir.
Sarı şapkayı takınca şu soruları sormalıyız:
- Bu fikrin bize yararları nedir?
- Bu fikrin çalışmasını nasıl sağlayabiliriz?
- Bu çözümden kimler yararlanabilir?
- Bu olayın bize faydası nedir?
Yeşil Şapka
Yeşil şapka yaratıcılığı temsil eder. Yeşilin ayrıca bereketi simgeleyen bir renk olduğunu da biliyoruz. Yeşil şapkayı takınca beynimizde fikirler uçuşur. Problem çözmek adeta hobimiz haline gelir. Amacımız, olabildiğince argüman üretmek ve sonunda özgün işler çıkarmaktır. İzlenecek bir yöntem yoktur. Yaratıcılık tıpkı bir kas gibi pratikle güçlenir. Yeşil şapka bizim pratik alanımız için ideal bir araç.
Yeşil şapkayı takınca şu soruları sormalıyız:
- Bu durum bana neleri anımsattı?
- Bu çözümü nasıl geliştirebiliriz?
- Mevcut çözüm önerilerinin dışında daha etkili olabilecek bir ya da birden fazla çözüm yolu var mı?
- Bu durum için farklı öneriler olacaksa bunlar neler olabilir?
Mavi Şapka
Mavi şapka, organizasyon, yani etkinlik ve planlamanın simgesi durumunda. Bu rengi taşıya şapka, diğer şapkaların kullanım süresini ve asıl hedefimizi belirler.
Mavi şapkayı takınca şu soruları sormalıyız:
- Nasıl yapabiliriz?
- Eylemleri hangi sırayla gerçekleştireceğiz?
- Asıl hedefimiz nedir? Hedefimize giden yolda şu an hangi aşamadayız, hangi noktadayız?
Siyah Şapka
Siyah şapka negatifliği simgeler. Bir kararın olumsuz sonuçlarına odaklanıp eleştirel ve şüpheci yaklaşmak da çok önemli bir değerlendirme aşamasıdır. Siyah şapka, aşırı iyimserlikten korunmayı ve plandaki zayıf noktaları belirlemeyi sağlar.
Siyah şapkayı takınca şunları sormalıyız:
- Bu planın riskleri var mı? Var olan bu riskler neler?
- Bu planın zararları neler?
- Planın zayıf noktaları neler?
- En kötü ihtimalle ne olur? En kötü senaryoya hazır mıyız?
Sözün özü, altı şapkalı düşünme tekniği geniş bir açıdan bakmaktır
Rol aldığımız herhangi bir süreçte olayları farklı yorumlamak ve en doğru, en yararlı çözümleri keşfetmek o sürecin dinamiklerini ve tüm özelliklerini anlamaktan geçiyor. Bu ise haliyle hayata olan bakış açımızın geniş olması anlamına geliyor.
Yazımızın içinde saydığımız altı farklı renkteki şapkalarla ilgili bilmemiz gereken bir başka bilgi daha var. Bu şapkalar, çiftler halinde birbirlerini dengeliyor. Dolayısıyla siz de, bu durumun fark etmeli ve karşılaştığımız her süreci bu anlayışla değerlendirmelisiniz. Peki nasıl bir denge var?
Bu sorunun cevabına gelirsek; siyah şapkanın olumsuz olmasına karşın sarı şapkanın olumluluk çağrıştırdığını söyleyebiliriz. Bununla birlikte yeşil şapkanın sonuca odaklandığını ama mavi şapkanın sürecin kendisine yöneldiğini de bu varsayımımıza örnek olarak sunabiliriz. Son olarak kırmızı şapkanın duygusal, beyaz şapkanın ise mantığı öne çıkardığını bilmemiz, sorumuzun cevabını netleştirecektir.
Bu tekniğin yardımıyla geliştireceğiniz bakış açınız ve yaratıcı düşüncenizin katkısıyla sağlayacağınız başarılarınız için şimdiden sizi tebrik ederiz.