1700’lü yıllarda başlayan Sanayi Devrimi, Avrupa ve Amerika için büyük bir değişim dönemiydi. Kumaş dokumak için mekanik tezgahların, buharla çalışan lokomotiflerin ve diğer teknolojilerin icadı, bir zamanlar üretimin sadece el emeğine dayalı olduğu kırsal toplumları dönüştürmeye başladı. Birçok insan köyden şehirlere göçmeye başladı. Hepsi de şehirlerdeki makinelerle dolu fabrikalarda işe girdi. Sanayi Devrimi ekonomik büyüme yaratıp yeni fırsatlar sunarken çevre ve insanların sağlığı bozulmaya başladı. Birinci Sanayi Devrimi’nde başlayan tüm bu sorunlar İkinci Sanayi Devrimi’nde katlanarak büyüdü. İşte Sanayi Devrimi’nin 7 olumsuz etkisi…
1. Korkunç yaşam koşulları
Sanayi Devrimi sırasında şehirler büyüdükçe insanlar şehrin içinde sıkışmaya başladı. Çünkü köyden kente göçen insanlar için şehirlerde yeterince konut bulunmuyordu. 1830’lu yıllarda İngiliz sağlık görevlisi Dr. William Henry Duncan, insanların yaşam koşullarını araştırmaya başladı. Liverpool’daki şehir nüfusunun üçte birinin havalandırması ve tuvaleti olmayan dairelerde yaşadığını gördü. 16 kişi tek bir odada yaşıyor ve herkes aynı mahremiyeti paylaşıyordu. İnsanlar temiz suya erişemiyordu ve kaldıkları mahzenlerde tuvalet bulunmuyordu. Kısa bir süre sonra işçiler ve aileleri kolera gibi bulaşıcı hastalıklara karşı savunmasız hale geldi.
2. Kötü beslenme
Doktor James Phillips 1832 yılında hazırladığı bir çalışmasında İngiliz sanayi kentlerinde düşük ücretlerle çalışan işçilerin, haşlanmış patates, çay, bir parça ekmek ve domuz yağı ile öğünlerini geçirdiklerini saptadı. İşçiler, yetersiz beslenmenin bir sonucu olarak sık sık mide ve bağırsak sorunları yaşıyordu. Yine bu çalışmaya göre işçiler, soluk benizliydi ve hızlı bir şekilde kilo veriyordu. Durum sadece İngiltere’de değil Sanayi Devrimi’ni yakalayan Amerika’da da benzerdi. Fabrikalarda düşük ücretlerle çalışan işçiler ve aileleri sadece hayatta kalacak kadar beslenebiliyordu.
3. Stresli ve kötü bir yaşam tarzı
Kırsal kesimden şehirlere gelen işçiler, çok farklı bir yaşam ritmine uyum sağlamak zorunda kaldılar. İşçiler, fabrika düdüğü çaldığında makinelerin başında olmalıydı. Eğer geç kalırlarsa maaşlarını kaybedebilir hatta para cezası ödeyebilirlerdi. İş başındayken sürekli kontrol ediliyorlar, nefes almalarına izin verilmiyordu. Bu insanlar kırsal alandaki işlerinin aksine sürekli baskı görüyorlardı. Nihayetinde mesai bittiğinde herhangi bir eğlence için ne zamanları ne de enerjileri kalıyordu. Daha da kötüsü, işçiler köyde yaşarken bazı özel günlerde festival düzenliyordu. Ancak işverenler şehirlerde böyle etkinlikleri yasaklamıştı.
4. Tehlikeli çalışma koşulları
Sanayi Devrimi’nin ilk dönemlerinde iş güvenliği gibi bir şey söz konusu değildi. İşçiler sürekli makinelerde elini kaybetme riskiyle karşı karşıydı. O dönemde işçilerin elini makineye kaptırması çok sıradan bir durumdu. Öte yandan kömür madenlerinde çalışan işçilerin durumu da içler acısıydı. Madenlerde sürekli gaz patlaması yaşanıyor ve işçiler ağır bir şekilde yaralanıyordu. Yaralanan işçiler afyonla acılarını hafifletmeye çalışıyordu. Ancak kısa bir süre sonra tekrar iş başı yapmak zorundalardı. Her yeri yara bere içinde olan işçi, tedirgin bir şekilde bir sonraki gaz patlamasını bekliyordu.
5. Çocuk işçi
Sanayi Devrimi’nden sonra insan emeğine olan ihtiyaç çok fazla artış gösterdi. İnsanlar bu emeği karşılamak ve daha fazla para kazanmak için çocuklarını işe gönderdi. Bu çocuklar eğitimden mahrumdu. Aynı zamanda küçük bedenlerinin kaldıramayacağı kadar ağır işler yapıyordu. Tehlikeli işleri yapmaya zorlanan çocuklar, çoğu zaman korkunç bir şekilde hayatını kaybediyordu.
6. Kadınlara karşı ayrımcılık
Sanayi Devrimi çalışma hayatında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin oluşmasına yol açtı. O dönemde aynı işi yapan bir kadın, erkeklerden daha az maaş alıyordu. Bu miktar çoğu zaman erkeklerin maaşının yarısı kadardı. Çünkü fabrika sahipleri kadınların ailelerine bakma zorunluluğu olmadığını düşünüyordu. Kadın işçilere yönelik ayrımcılık İkinci Sanayi Devrimi’ne kadar devam etti. Daha sonra kadınların el işlerinde daha becerikli olduklarına dair genel bir düşünce yayılmaya başladı. 20. yüzyılda ise kadınlar bürolarda istihdam edilmeye başladı. Çoğunlukla daktilo kullanan bu kadınlar yine erkeklerden daha düşük ücretlerle çalışıyordu.
7. Çevre felaketi
Sanayi Devrimi kömür sayesinde gerçekleşti. Kara elmas dedikleri bu maden buharlı makineleri çalıştırıyordu. İnsanlar ise bu makineleri kontrol ediyordu. O dönemde büyük sanayi şehirleri, atmosfere çok miktarda karbonmonoksit salmaya başladı. Hava kirliliği o kadar kötüydü ki güneşli günlerde dahi şehirlerin üstünde gri bir bulut dolaşıyordu. 1800’lü yıllar boyunca hava kirliliği artmaya devam etti. Sanayi kentlerinde solunum yolu hastalıklarına bağlı ölüm oranları artmaya başladı. 2016 yılında Nature’da yayınlanan bir araştırma, insan faaliyetlerinin neden olduğu iklim değişikliğinin 1830’lu yıllarda yani Sanayi Devrimi döneminde başladığını gösteriyor.
Bu listemiz de ilginizi çekebilir:
Dört Kuruşluk Tabut Barınaklar: İlk Evsiz Sığınma Evinin Hikayesi
Kaynak: 1