Bütün aşklar tutkuludur. Ama kabul edelim ki sanatçıların her mevzuları olay olduğu gibi aşkları da pek bir iddialı oluyor. Sizler için sanat tarihinin en unutulmaz aşk hikayelerini listeledik. Bir kısmı mutlu son ile biten bir kısmı ise kaçınılmaz hazin sona kurban giden bu hikayeleri okurken duygulanmamak bir hayli zor.
Amedeo Modigliani & Jeanne Hebuterne
En ünlü ressam aşklarından biridir Modigliani-Jeanne aşkı. Jeanne Hebuterne, dindar Katolik bir ailede yetişir ve 19 yaşında babasının izni olmamasına rağmen, Colarossi Akademisi’nde resim eğitimi almaya başlar. Ondan 14 yaş büyük Modigliani ise, aynı akademide resim dersleri veriyordur. İkili bir resim dersinde buluşurlar ve yakışıklı ressamın büyüsüne kapılan Jeanne, Modigliani’nin modeli olur. Böylece ikilinin arasında yıllarca sürecek büyük bir aşk başlar. Jeanne Modigiani’nin peşinden Cote d’Azur’a gider, ancak ne yazık ki ailesi bir Yahudi olan Modigliani ile olan ilişkisine karşı çıkar. Sırf bu sebepten uzun yıllar evlenemeyen çift bir ayrılıp bir barışarak birlikteliklerini sürdürürler. Ancak hiçbir zaman da tam olarak kopmazlar.
Yıllar içerisinde Modigliani uyuşturucu ve alkolün etkisinden tüberküloz olur. Hatta yıllar sonra Jeane ile evlendikleri gün içkili olduğu için bir kavgaya karışır ve yaşamını yitirir. Jeanne onun ölümüne dayanamaz ve sekiz aylık hamile olmasına rağmen hiç tereddüt etmeden kendini beşinci kattan aşağı atıp yaşamına son verir. İkili tam mutlu olacak derken talihsiz bir ölüm ile hem aşk hikayeleri hem de hayatları son bulur.
Jeanne ve Modigliani ayrı mezarlıklarda toprağa verilse de 1930 yılında Jeanne’in ailesi, onun Modigliani’nin yanına gömülmesine razı olur. Her ikisi de ölünce 15 aylık kızlarını Modigliani’nin kız kardeşi Florence evlatlık alarak yetiştirir.
Frida Kahlo & Diego Rivera
Frida Kahlo ve Diego Rivera, Tina Modotti aracılığıyla tanışırlar. Kahlo Meksikalı Michalangelo olarak anılan ünlü ressam Diego Rivera ile tanışıp ona resimlerini gösterir. İkili bu tanışmadan sonra birlikte üretmeye başlar. Aralarında romantik bir ilişki doğan iki ressam, 21 Ağustos 1929’da evlenirler. Frida, Rivera’nın üçüncü eşi olur ve evlilikleri, “fil ile güvercinin evliliğine” benzetilir.
Tüm hayatı acılarla geçen ressam Kahlo ile Diego arasında unutulmaz bir aşk yaşanır. Ancak Diego’nun bitmek bilmez çapkınlıkları ilişkilerini ciddi anlamda sarsacaktır. Çiftin fırtınalı bir evlilikleri olur, geçirdiği büyük bir kaza sebebiyle yaşadığı sağlık sorunları yüzünden çocuk sahibi olamayan Frida, eşinin sadakatsizlikleri yüzünden 1939 yılında ondan ayrılır. İkili bir sene sonra yeniden evlenirler ve Frida’nın çocukluğunu geçirdiği “Mavi Ev”e yerleşirler. İlişkileri bir ayrılıp bir barışarak devam eder. Ancak tutkuları hiç bitmez. İkilinin eserlerinin bir arada yer aldığı sergiler hâlâ açılmaya devam ediyor ve büyük ilgi görüyor.
Salvador Dali & Gala
İkili 1929 yılında tanıştıklarında Gala evlidir. Ancak bu, birbirlerine aşık olmasına engel değildir. Aralarında bir ilişki başlar ve Gala’nın kocasının ölümünün ardından evlenirler. Dali Gala ile ilk karşılaştığı an itibariyle ona büyük bir hayranlık ve tutkuyla bağlanır. Tam 50 yıl boyunca Gala, Dali’nin hem karısı hem de ilham kaynağı olur. Menajeri, akıl hocası, modeli ve karısı olan Gala’ya büyük sevgiyle bağlanan Dali bunu birçok resminde de konu edinir.
Dali’den 10 yaş büyük olan Gala, kendinden her zaman emin tavrıyla Dali’nin dahiliğinin altındaki kırılganlığını, asabiyetini, sıkıntılarını, çocukluğundan gelen korkularını ve paniklerini çözer. Dali belki de kendinden üstün gördüğü Gala’ya sırf bu yüzden bu denli bir bağlılık hissetmektedir. Gala’nın ölümünden sonra yaşama isteğini kaybeden Dalí, karısının öldüğü ve gömüldüğü Púbol Kalesi’ne yerleşir ve münzevi bir hayat sürmeye başlar.
Auguste Rodin & Camille Claude
Büyük heykeltraş Rodin’in önce öğrencisi, sonra modeli ve daha sonra sevgilisi olan Camille Claudel sanat hayatına Rodin ile adım atar. Ancak yaşamı boyunca kendi sanatı değil Rodin’in ismi ile anılmaktan ne yazık ki kurtulamaz. Ve üzücü bir şekilde yaşadıkları fırtınalı aşk yüzünden hayatı bir akıl hastanesinde son bulur.
1905 yılından itibaren Claudel’de akıl hastalığı baş gösterir. Heykellerinin birçoğunu kırar, paranoya belirtileri göstermeye başlar. Rodin’i, fikirlerini çalmakla ve onu öldürmeyi planlamakla suçlar. Arkalarında, bu trajik aşk hikayesine şahitlik etmiş birçok eser kalır. Aralarındaki fırtınalı aşkın sonunda ayrılmalarına rağmen, Rodin, Camille’i maddi açıdan desteklemeye devam eder. 1913 yılında akıl hastanesine kapatılan Camille, 1943 yılında ölümüne kadar orada kalır. Rivayete göre, Rodin ayrıldıktan sonra Camille’in büstünü hep ağlayarak seyreder.
Edouard Manet & Victorine Louise Meurent
Victorine Édouard Manet’nin favori modeli olarak ün kazanmış olsa da kendisi de tanınan bir ressamdır. İkilinin aşk hikayeleri 1862 yılında başlar. Manet, genç kızı ilk kez sokakta gitarını taşırken görür ve hemen resmini çizer. Victorine, narin endamı ve kırmızı saçları ile ilgi çeken bir tipe sahiptir. Victorine Manet’in tablolarında modellik yapmaya devam eder.
Akademi ile kurallar konusunda savaşa giren iki aşık, birlikte cesur tablolar üretirler. “Olimpia” adlı tabloda Victorine Venüs’ün pozunu almış bir hayat kadınını temsil eder. Ayrılıklarının ardından, Manet, Suzanne Leenhoff ile tanışır ve onunla evlenir. Ona daha çok anne ve eş rolünü yükler. Victorine ise 1927 yılında yoksuluk içinde ölür.
Piere Bonnard & Marthe de Meligny
Paris’te işçi olarak çalışan Marthe, Bonnard ile 50 yılını önce metresi, sonra eşi olarak geçirir. Sanatçının 384 tablosunun tek modeli olur. Basit hayatı seven ve zamanının çoğunu evinde geçiren Bonnard, eşinin hemen her halini resmetmiştir. Kediye süt veren Marthe, bahçede dinlenen Marthe, banyo yapan Marthe… Eserlerde Marthe’nin hareketleri hep imalıdır ve yüzü pek gözükmez.
1942 yılında Marthe’nin ölümüyle Pierre Bonnard kederli bir yalnızlığa sürüklenir ve yatak odalarının kapısını kilitleyerek Marthe’ı hayalinden çizmeye devam eder. Ve beş yıl sonra o da yaşamını yitirir.
Wassily Kandinsky & Gabriele Münter
Gabriele Münter 1900’lerde devlet okullarına kadınların alınmaması nedeniyle erkek ve kadınlara eşit davranılan Phalanx okuluna katılır. Wassily Kandinsky ile Phalanx’da tanışır ve onun öğrencisi olur. Bunu birliktelikleri ve yaşadıkları aşk izler. İkili birçok seyahat yaptıktan Murnau am Staffelsee’ye yerleşirler. Hiç evlenmeyen tutkulu çift, birbirlerine sanat aşkıyla bağlanır.
1914’de savaş başladığında Kandinsky Rusya’ya geri döner ve Nina Andrevskaya ile evlenir. Gabriele Münter ise Münih’te kalır.
Alfred Stieglitz & Georgia O’Keeffe
Georgia O’Keeffe ve Alfred Stieglitz sanat aracılığıyla tanışırlar. Georgia O’Keeffe’nin çizimleri fotoğrafçı Alfred Stieglitz’in dikkatini çeker ve ikili bir süre sonra 1924 yılında evlenirler. 20. yüzyılın ilk yıllarında Georgia O’Keeffe, fotoğrafçı modernist sevgilisi Alfred Stieglitz için çıplak pozlar verir. O’Keeffe, Stieglitz’le olan beraberliği esnasında çocuk sahibi olmayı çok ister ve fakat Stieglitz’in tersi görüşü yüzünden bu isteğine bir türlü kavuşamaz. Bu isteği resimlerinde de rahatça gözlemlenebilir. Stieglitz’in en önemli portre dizilerinden biri O’Keeffe’in fotoğraflarından oluşur.
Williem de Kooning & Elaine Marie Fried
Williem de Kooning ileride eşi olacak Elaine Marie Fried ile 1938 yılında tanışır. Çift 1943 yılında evlenir. O yıllarda Elaine de Kooning de tanınan bir sanatçıdır. İkili sanat üretimlerine birbirlerini destekleyerek ve birbirlerinden etkilenerek devam ederler.
1940’lı yıllar boyunca soyut dışavurumculuk hareketiyle ünlenen Williem de Kooning, 1950’lerin ortalarında bu hareketin liderlerinden biri kabul ediliyordu. Alzheimer hastalığı teşhisi konan ressam, eşi Elaine’in 1 Şubat 1989’daki vefatının ardından kızı Lisa ve avukatı John Eastman’ın koruyuculuğu altında yaşamına devam eder.
Charles & Ray Eames
Modern mimari ve mobilya alanlarında önemli katkıları bulunan ABD’li tasarımcı çift Charles ve Raybirlikte bir.ok başarıya imza atarlar. Ayrıca endüstriyel ve grafik tasarım, sanat ve film alanlarında da çalıştılar. İkilinin çok sayıda mobilya ve mimari tasarımları tüm dünyada tanınır.
1940 yılında Cranbrook Academy of Art’da tanşan ve ertesi yıl evlenen çift aşk ve yaratıcılıklarını harmanlarlar. Zevk ve yaratıcılıkları birbirini tamamlayan ünlü tasarımcılar yıllar boyu birliktü üretirler.
Lee Krasner & Jackson Pollock
Lee Krasner ve Jackson Pollock soyut ekspresyonizm akımının temsilcisi iki genç sanatçı sanat yıllarının başlangıcında tanışırlar. Tanıştıklarından üç yıl sonra evlenen çift, birlikte birçok üretimde bulunurlar. Sonraları daha çok kendi sanat kimliğine bürünen Pollock birçok önemli çalışmaya imza atar. Harekete ve sürece verdiği beden sanatı, süreç sanatı, performans sanatı, Fluxus happening gibi birçok çağdaş akımın temelini hazırlar.