Şeytan veya Lucifer, semavi dinlerde oldukça önemli bir figür. 3 büyük dinde de kötülüğün sembolü, Tanrı’nın ve insanlığın düşmanı olarak görülen bu varlık, kadim mitolojilerden popüler kültür ürünlerine kadar sayısız alanda pek çok farklı şekilde tasvir edildi. Bazen bir ejderha, bazen bir yılan şekline bürünüyor ve kötülüğün en önemli temsilcisi oluyordu. Bazen de “insanlığa ışığı getiren” bilge, kovulmuş ve düşmüş bir melek halini alıyordu. Kısacası semavi dinlere göre kötülüğün kaynağı ve sorumlusu olan Lucifer, bugüne kadar pek çok farklı şekilde tasvir edildi. İşte sanat tarihindeki en dikkat çekici 5 Lucifer tasviri.
1. Satan as the Fallen Angel – Thomas Lawrence
1769 yılında dünyaya gelen İngiliz ressam Thomas Lawrence’ın çizdiği Satan as the Fallen Angel (Düşmüş Bir Melek Olarak Şeytan) isimli resim, ressamın en popüler eserlerinden biri değil. Ancak sanat tarihindeki en ilginç Lucifer tasvirlerinden biri.
İngiliz şair John Milton’ın yazdığı Kayıp Cennet isimli kitaptan esinlenilerek çizilen bu Lucifer tasvirinde, dünyadaki tüm kötülüklerin sorumlusu olan bu varlık, beyaz ve sarı tonlarda, düşmüş ve masum bir melek olarak karşımıza çıkıyor.
2. Satan in His Original Glory – William Blake
İngiliz şair ve ressam William Blake de resim sanatına bir Lucifer tasviriyle katkı yapan isimler arasında. Ancak sanatçının 1805 yılında çizdiği Satan in His Original Glory isimli resimde de Lucifer “iyi bir taraftan” resmediliyor. Lucifer, bu resimde yıldızlar ve daha küçük melekler arasında, kusursuz güzelliği ve görkemli kanatlarıyla tasvir ediliyor.
3. The Fallen Angel (Düşmüş Melek) – Alexandre Cabanel
Fransız ressam Alexandre Cabanel 1847 yılında, henüz yalnızca 24 yaşındayken resim tarihinin en tartışmalı Lucifer tasvirlerinden birine imza attı.
Çünkü Cabanel, cennetten kovulan ve dünyaya “düşen” şeytanın, dünyadaki ilk anlarına odaklanıyor; düşmüş meleğin aşağılanmış, kızgın ve meydan okuyan ifadesini etkileyici bir şekilde tuvale aktarıyordu.
Bununla birlikte resmin çizildiği dönemde Lucifer, Avrupa resim sanatında kendisine bir melek, özellikle de üzgün ve kızgın bir melek olarak yer bulamıyordu. Bu sebeple Cabanel’in tasviri, dönemin sanat otoriteleri tarafından pek de hoş karşılanmadı. Düşmüş Melek, “fazla romantik, belirsiz ve yetersiz” olarak nitelendirildi. Buna karşın kendi dönemi için çığır açıcı olan çalışma, resim tarihinin en etkileyici Lucifer tasvirlerinden biri olmayı başardı.
4. Le Génie du Mal (Şeytanın Dehası) – Guillaume Geefs
1837’de Belçika’daki St. Paul Kilisesi, Joseph Geefs adlı genç bir sanatçıyı Lucifer’in de dâhil olduğu birkaç heykel yapması için görevlendirdi. Sanatçı, kilisenin isteğini yerine getirdi ve “Kötü Melek” veya “Kötü Dahi” olarak isimlendirilen heykel 1842 yılında kilisedeki yerini aldı. Ancak çok geçmeden, kiliseden kaldırılacaktı…
Çünkü çalışmada Lucifer genç, düşünceli ve yumuşak bir melek olarak tasvir ediliyordu. Üstelik kilise yetkililerine ve cemaate göre fazla masum ve ilahi görünüyordu. Heykel kiliseden çıkarıldı ve Kral II. William tarafından satın alındı…
Ancak Belçika’daki kilisenin halen bir Lucifer heykeline ihtiyacı vardı. Joseph Geefs, kendisi gibi heykeltıraş olan ağabeyi Guillaume Geefs’ten yardım istedi. Geefs, 1848 yılında Lucifer’in daha çarpıcı ve görkemli fakat “yenilmiş” bir versiyonuyla kilisenin yolunu tuttu. Kilise için uygun bulunan yeni Lucifer tasviri günümüzde de aynı yerde sergileniyor.
5. Lucifero – Roberto Ferri
İtalyan ressam Roberto Ferri, modern resmin sıklıkla düşmüş bir melek olarak ele aldığı Lucifer’i bazı ufak dokunuşlarla sanat tarihinin en ikonik karakterlerinden biri haline getirmeyi başarıyor…
Ferri’nin resminde Lucifer, bir kez daha düşmüş bir melek olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bu defa zincirlenmiş ayakları, simsiyah kanatları ve saçlarıyla dünyaya merhaba diyor!
Bununla birlikte Lucifer’in yüzündeki gururlu ifade bu resimde de kaybolmuş değil. İşte bu tezatlar, Lucifer’in düşmüş ve masum bir melek olarak yeryüzüne indiği halde “karanlık uzuvları” ve zincirlenmiş ayağı ile resim tarihinin en ilginç şeytan tasvirlerinden birini, Lucifero’yu ortaya çıkarıyor.