Kemençe öğretmeni bir müzisyen olan Sâmiye Burhan Morkaya, Türkiye’nin ilk kadın otomobil yarışçısı ve ralli şampiyonu, üstelik kupasını mahkeme kararıyla alan ilk kadın sporcumuzdur. Günümüzde kadın sürücüler hâlâ tacize uğrayıp, erkek sürücüler tarafından küçümsenirken 20. Yüzyılın başlarında zamana ve erkeklere meydan okuyarak otomobil yarışlarına katılıp birinci olan ve bu birincilik için mücadele eden, bu yürekli kadın sürücünün yaşam öyküsünü anlatalım istedik.
1. İstanbul sokaklarında ilk otomobil
Osmanlı İmparatorluğunun başkenti İstanbul’un sokaklarında ilk otomobil 1883 yılında görülmeye başlar. Otomobil kullanan ilk kişi ise Züheyrzâde Ahmed Paşadır. Batıdan gelen yeniliklere çok da sıcak bakılmadığından şehirde kullanılan ilk kalorifer, ilk telefon gibi ilk otomobil de sadece küçük bir kesimin ilgisini çeker. Padişahlar bu gibi teknolojik yenilikleri hep birileri denedikten ve iyi sonuç alındıktan sonra saraylarına aldırır ve kullanmaya başlarlar.
2. Yeni arabalara yeni yollar
İlk otomobil İstanbul sokaklarında dolaşmaya başladıktan kısa bir süre sonra zamanın zenginleri de birer ikişer otomobile merak sarmaya ve satın almaya başlarlar. O yıllarda atlı ve yaylı arabalar kullanımda olduğundan İstanbul’un sokakları bu otomobillerin dolaşımına pek uygun değildir. Avrupa’dan ithal edilen otomobillerin sayıları kısa zamanda arttıkça yeni yollar yapılmaya ve arabaların kullanılabilmesi için gereken ehliyetleri veren kurumlar da birbiri ardına açılmaya başlar.
3. Ehliyet alan ilk kadın
İşte tam da bu yıllarda otomobil kullanmaya meraklanan Sâmiye Cahid Hanım, o günlerin deyişiyle şehadet nâmesini yani ehliyetini aldıktan sonra, devrin meşhur gazeteci ve romancısı olan eşi Burhan Cahid Bey’in satın aldığı otomobil ile İstanbul sokaklarında boy göstermeye başlar.
4. Aydın bir din adamının kızı
1897 yılında İstanbul’un Silivrikapı semtinde dünyaya gelen Sâmiye Cahid Morkaya, Yedi Emirler Dergâhının son şeyhi İbrahim Şuâeddin Efendi’nin en küçük kızıdır. Bir din adamının kızı olmasına rağmen gayet modern yetiştirilip Yedikule Alman Mektebinden mezun olur. Uzun bir süre Tanburî Cemil Bey’den kemence dersleri alır ve 1920’den itibaren devrin konservatuvarı olan Dar-ül Elhân’da hocalık yapar.
5. Hem müzisyen hem araba sever
1922 yılında, Pangaltı’da bulunan Amerikan Garajından ehliyetini alır. İlk otomobilini ise 1923 yılında evlendiği, dönemin popüler romancılarından Burhan Cahid Bey satın alır kendisine. Cahid Bey karısının müzik merakını ne kadar sevmese de otomobile olan merakından da o kadar keyif alır. Sâmiye Hanım da eşinin bu desteğiyle her iki yılda bir otomobilini mutlaka yeniler.
6. Bir kadının yarış tutkusu
O yıllarda ilk olarak arabaların dayanıklılık seviyesini ölçen yarışlar yerine Turing Klüp tarafından daha farklı formatlara sahip yarışlar düzenlenir. Sâmiye Cahid Morkaya da bir süre sonra Turing Klüp’ün düzenlediği yeni formatlı bu yarışlara katılır. 1922’den itibaren araba kullanmakla yetinmeyen Sâmiye Hanım, üyesi olduğu Turing Klübün her sene düzenlediği geleneksel otomobil yarışlarına da katılmaya başlar.
7. İlk şampiyonluk
1930’dan itibaren yarışların tek kadın sürücüsü olan Sâmiye Hanım, sonraki yıllarda kadınların da bu yarışlara katılmasına öncülük eder. 1932’de İstinye Köprüsü ile Zincirlikuyu arasındaki 9,5 kilometrelik parkurda yapılan yarışa katılır ve rakiplerini geçerek, yarışı birincilikle bitirir.
8. Kadın olmanın dayanılmaz zorluğu
Yarışçılar arasında bulunan ve ikinci seçilen Paşazade Vehbi Bey sonuca itiraz eder. Gerekçe olarak da birinci ilan edilen yarışmacının “kadın” olmasını gösterir. İş mahkemeye akseder ve Sultanahmet Sulh Hukuk Mahkemesi “Bir kadının da otomobil yarışlarına katılabileceği” kararını verince Samiye Cahid Hanımın birinciliği resmen kabul edilir.
9. Bir kaza ve müziğe veda
Ertesi yıl yapılan yarışta da birinci olan Samiye Cahid Hanım, 1934 yılında aynı parkurda yarışırken kaza yapar ve ağır yaralanır. Kullandığı aracı devrilince sol kolu parçalanır. Uzun bir tedavi sürecinin ardından sol kolu, bacağından alınan kemikle yenilenir. Ancak parmakları bir daha hiç hareket etmez ve çok iyi çaldığı kemençesini hayatı boyunca bir daha çalamaz. Buna karşın geçirdiği kaza onun “araba sevdasını” etkilemez, yaşamının son anına kadar direksiyonu bırakmaz.
10. Şeytan işi araba
Sâmiye Hanımın ilk şampiyonluğuna, yarışmaya katılan erkekler “yarışma kurallarında kadınların da yarışa katılabilmesini öngören bir madde olmamasını” gerekçe göstererek itiraz ederler. Üstelik onun İstanbul sokaklarında otomobil kullanışına softalar, “Şeytan işi bu araba, hem de atsız öküzsüz; üstelik bir de kadın kullanıyor.” diyerek büyük bir hayretle isyan ederler. Bazı akrabaları ise “Ben bir kadının kullandığı bu otomobile kesinlikle binmem!” diyerek onu yadırgarlar.
11. Bitmeyen araba sevdası
Sâmiye Cahid Morkaya araba sevdasından ölene kadar vazgeçmez ve 4 Haziran 1972 tarihinde vefat edene kadar otomobil kullanmayı sürdürür. Yaşadığı dönemde, inandığı doğrulardan vazgeçmeyen ve bir kadın olarak, sevdiği işi yapmak adına mücadele veren bu yürekli Türk Kadınını saygı ve rahmetle anıyoruz.